Muammer Güler'den Zarrab için Çin'e mektup

Muammer Güler'den Zarrab için Çin'e mektup

Görevden alınan ‘17 Aralık Operasyonu’ savcılarının hazırladığı fezlekede, Sarraf ve Güler’in temasından söz ediliyor. Fezlekede; ‘Güler’in referans mektubunda, Çin bankalarındaki paravan işlemlerde yaşanan sıkıntıların çözülmesini istediği’ ileri sürülüyor

Muammer Güler'den Zarrab için Çin'e mektup
16px
24px
20.11.2014 08:41
ABONE OLgoogle
Görevden alınan ‘17 Aralık Operasyonu’ savcılarının hazırladığı fezlekede, Sarraf ve Güler’in temasından söz ediliyor. Fezlekede; ‘Güler’in referans mektubunda, Çin bankalarındaki paravan işlemlerde yaşanan sıkıntıların çözülmesini istediği’ ileri sürülüyor

2 bankaya mektup

Güler’in Çin’deki Kunlun Bank ile Ping An Bank’a yazdığı mektupların içeriğinin şöyle olduğu iddia edilmişti: “Türkiye’nin saygın işadamlarının ülkenizde vatandaşlarınızla
ortak kurduğu şirketlere gerekli kolaylığın sağlanmasını temenni ediyorum.”

‘Barış Güler mail attı’ 

Peki o mektup “İçişleri Bakanı” sıfatıyla mı yazıldı? Güler’in danışmanı Abdullah Erin’in ifadesi şöyle: Rıza Sarraf istedi, Barış Güler mektubun örneğini mail attı. Bakan Güler imzaladı.

İşte Göksel Bozkurt'un yazısı

Fezlekede “Çin bankaları nezdindeki paravan işlemlerde yaşanan sıkıntıların çözülmesi amacıyla Muammer Güler adına referans mektubu hazırlandığı ve Rıza Sarraf’ın ağabeyi Mohammed Zarrab’ın istisnai yoldan Türk Vatandaşlığına alındığı anlaşılmıştır... Referans mektuplarıyla Çin nezdinde bu firmaların reel faaliyet gösterdiği izlenimi oluşturulmaya çalışıldığı...” iddiasına yer veriliyordu.

Barış Güler ile Rıza Sarraf arasında referans mektuplarının yazılmasına dönük bazı ses kayıtlarına da yer verilen fezlekede, Güler’in “İçişleri Bakanı” sıfatıyla imza attığı ve Çin’deki Kunlun Bank ve Ping An Bank’a hitaben yazdığı mektupların içeriğinin şöyle olduğu ileri sürülmüştü:

“Aşağıda isimleri yazılı şirketler, Türkiye’nin saygın işadamları tarafından ülkenizde vatandaşlarınızla ortak olarak kurulan ve ülkemiz adına ticaretin geliştirilmesi, karşılıklı yatırımların artırılması, finansal imkanların geliştirilmesi konularında ciddi ve faydalı faaliyetler göstermektedir. Bu şirketlerin ülkenizdeki faaliyetlerinde gerekli yardım ve kolaylığın sağlanması temennisiyle çalışmalarınızda üstün başarılar dilerim.”

Eski bakan Güler ise 5 Mayıs’ta Meclis Genel Kurulu’nda “Bakanlıkça resmen yazılmış veya bakanlıkça gönderilmiş bir evrak niteliğinde değil” açıklamasını yapmıştı.

***

Savcıların iddia ettiği o referans mektubu “İçişleri Bakanı” sıfatıyla yazıldı mı? İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın tanıklığına başvurduğu bir isim tüm trafiğin perde arkasını anlattı. Meclis Soruşturma Komisyonu da bu ifadeleri savcılıktan temin etti.

O bürokrat dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler’in danışmanı Abdullah Erin’di. Aynı zamanda Mardin’den hemşerisi olan Erin, Mülkiye Başmüfettişi olarak görev yaparken Güler’in danışmanlığına getirilmişti. Erin, savcılığa “tanık” sıfatıyla verdiği ifadede referans mektubu olayının tüm detaylarını anlattı:

*“Mardinli olmam nedeniyle danışman olarak görev yapmaya başladım. Mardin ve ilçelerindeki kamu yatırımlarını takip ediyordum. Barış Güler’i Bakan’ın oğlu olması nedeniyle tanırım. Rıza Zarrab isimli şahısla Barış Güler’in takip ettiği referans mektubunun hazırlanması aşamasında telefonla görüştüm. Kendisini yüz yüze hiç görmedim. Bu görüşmeyi de Barış Güler’in yönlendirmesi ile yapmıştım. Referans mektubunun hazırlanmasında isim yazılması gerektiği için bu konuyu görüştüm.”

*“Diğer telefon görüşmelerinden haberdar değilim, sadece benimle ilgili kısmı bilirim, bu kısım ise Barış Güler’in Bakan beyden referans mektubu yazılması talebidir. Bakan bey bana bu konu ile ilgilenmemi söyledi. Barış Güler yazılacak mektubun örneğini mailime gönderdi, ben de bunu sekreterim aracılığıyla bürokratik bir yazı haline getirmeye çalıştım. Sayın Bakan’ın imzasından çıkacağı için bir isime hitaben yazılması gerektiğini kendilerine söyledim. Çünkü yazılan mektup Bakan beyin kişisel referans mektubu idi.”

*”Kısaca mektupta belirtilen firmalara hukuk içerisinde yardımcı olunmasını refere eden bir içerik vardı. Firmayı temsil eden şahıslara hitaben yazılması gerektiğini söyledim. Barış Güler’in yönlendirmesi ile Rıza Zarrab ile telefonla görüştüm. Daha sonra bana yazılacak isimleri gönderdiler, mektuba o isimleri yazdım. Bunun dışında bu şahısların yaptıkları işlerden haberdar değilim. Diğer konuşmalarda geçen olayları bilmiyorum. Yazılan mektup bakanlığın resmi yazılarından değildir. Bakanlık kanalı ile de gönderilmemiştir. Bakan beyin kişisel referans mektubudur. Bizim devletimizi bağlayan bir konu da değildir.”

***
Soruşturma Komisyonu’nun savcılıktan istediği bir başka tanık ifadesi eski bakan Zafer Çağlayan’ın danışmanı Mehmet Sarı’ya aitti. İddianamede “Sarraf’ın motosikletli kuryesi H.İ.A’nın 352 bin TL’nin yer aldığı çantayı Çırağan Sarayı Protokol girişinde Danışman Sarı’ya elden verdiği, O’nun da dördüncü sıradaki arabaya koyduğunun kamera ile tespit edildiği” ileri sürülmüştü. Sarı ifadesinde “elden verilen” paranın “sponsorluk bedeli” olduğunu savundu. Sarı ifadesinde şöyle dedi:

“Mersin’de Büyükşehir Belediye Kongre Merkezi’nde 2011 seçimlerinin 2. yıldönümünü nedeniyle 12 Haziran 2013’te düzenlenen ‘Söz verdik yaptık, yapıyoruz’ başlıklı toplantı ve bir dizi etkinliğin bütçesi Rıza Sarraf’ın sponsorluğunda karşılanacaktı. Rıza Sarraf da bütçenin ne olduğunu sormuştur. Ancak ben tam olarak bilmediğimden ilgili ajans yetkililerine sorarak sonradan Rıza Sarraf’a SMS yoluyla bütçe rakamını ilettim. Normal, sıradan bir sponsorluk desteği olan bu konuyla ilgili 352 bin lira belirtildiği gibi kurye tarafından tarafıma getirilmiştir. Tarafımdan da ajansa ödeme olarak teslim edilmiştir...”

Sarı, paranın “basın ilanları, tanıtım filmleri, broşürler, kitapçıklar, gazete, salon kirası, özel ses ve ışık sistemi, yemek ikramları” için harcandığını da ileri sürdü. O toplantıya Bakan Çağalayan ve AKP’nin Mersin milletvekilleri Ahmet Tevfik Uzun, Çiğdem Münevver Ökten, Nebi Bozkurt katılmışlardı.

Komisyonun muhalif üyeleri ifadelerde de çelişkiler yakaladılar ve bu isimlerin dinlenmesini istediler. Bir komisyon üyesi “Sponsorluk parasını neden motorlu kurye elden veriyor bankaların suyu mu çıktı?” diye soruyordu...

Yurt Gazetesi
E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde