Moody's'e şok tepki: ABD ziyareti sonrası indirmesi manidar

Moody's'e şok tepki: ABD ziyareti sonrası indirmesi manidar

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş, Moody's'in Türkiye'nin kredi notunu indirmesine ilişkin, "Moody's'in yapmış olduğu değerlendirme tamamıyla siyasi içerikli bir değerlendirmedir" dedi.

Moody's'e şok tepki: ABD ziyareti sonrası indirmesi manidar
16px
24px
26.09.2016 10:25
ABONE OLgoogle
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş, Bakanlar Kurulu'na verilen arada açıklamalarda bulundu.

Kurtulmuş, "Bakanlar Kurulu'nda gündeme gelen konulardan bir tanesi Moody's'in Türkiye'nin kredi notunu indirmesi ve görünümünü de durağana çevirmesidir. Lafı hiç dolandırmadan şunu çok net söylemek isterim; Moody's'in yapmış olduğu bu değerlendirme tamamıyla siyasi içerikli bir değerlendirmedir. Bu değerlendirmenin zaten metnine de baktığınız zaman birçok noktada siyasi içerikli analizler yer almaktadır. Ancak bizim anlamakta zorluk çektiğimiz husus, 21 Eylül günü Moody's'in analistlerinin yapmış olduğu analizde ortaya koydukları perspektif nasıl oldu da iki gün içinde tam tersi bir noktaya evrildi. Bunun izahında zorlanıyoruz." dedi.

Numan Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Biz herhangi bir derecelendirme kuruluşunun Türkiye ekonomisi ile ilgili ‘Aferin ne güzel gidiyorsunuz’ demesini, her şeyin güllük gülistanlık olduğu anlamına nasıl almadıysak; bugün herhangi bir derecelendirme kuruluşunun Türkiye ekonomisinin görünümünü durağana çevirmesi ve notunu değiştirmesini de hayatın sonu, kıyametin kopuşu olarak telakki etmeyiz."

ABD ZİYARETİNİ TAKİP ETMESİ MANİDAR

Ayrıca bu kararın Cumhurbaşkanımızın ABD ziyareti sonrasında olması da manidardır. Biz bunu siyasi içerikli bir karar olarak görüyoruz ve tedbirler alıyoruz. Her şeye rağmen bunu dünyanın sonu olarak görmeyiz. Bütünüyle siyasi bir mütaaladan oluşan bu karar bizim önümüze bakmamıza darbe teşebbüsünün bütün sonuçlarını ortadan kaldıracağız. Ve daha güçlü biçimde yola devam edeceğiz.

'AB ile ilave fasılların açılmasından yanayız'

Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş, Türkiye'nin, AB ile ilave fasıllar açılmasından yana olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Türkiye'nin bu fasılların açılmasında hiçbir tereddüdü yoktur. Özellikle 23. ve 24. fasıllar, fikir özgürlükleri, ifade özgürlükleri ve medya özgürlükleri konusunda da Türkiye'nin hiçbir şekilde çekineceği, hiçbir şekilde geri adım atmasını gerektirecek bir durum yoktur. Aynen yeni açılan fasıllar gibi, bu fasılların açılmasını da Türkiye olarak istediğimizi, arzu ettiğimizi bir kere daha ifade etmek isteriz."

'Çok sayıda reform niteliğinde adım atılacak'

Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına ilişkin kanun tasarısının, çok teferruatlı olarak Adalet Bakanı Bekir Bozdağ tarafından Bakanlar Kurulu'na sunulduğunu da ifade eden Kurtulmuş, "İlgili bakan arkadaşlarımız bu hafta içerisinde kendilerini ilgilendiren perspektifle bu teklifle ilgili görüşlerini hazırlayacaklar. Önümüzdeki hafta da bu konu Bakanlar Kurulu'nda imzaya açılacak. Çok sayıda reform niteliğindeki adım, bu yasa tasarısıyla birlikte de atılacak." diye konuştu.

'OHAL Bakanlar Kurulu gündemine gelmedi'

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Olağanüstü hal ile ilgili, devamı, uzatılması ile ilgili herhangi bir konunun da Bakanlar Kuruluna gelmediğini bildirdi.

'Suriye'nin bölünmesine müsaade etmeyiz'

Fırat Kalkanı Harekatıyla ilgili bir soruyu da Kurtulmuş, "Biz orada yaşayan Kürt kardeşlerimizin varlığına karşı değiliz ama bir terör örgütünün, PYD, YPG örgütünün oranın bütününde hakimiyet iddiasıyla orada oluşturacağı bir koridorun, zaten pratik olarak Suriye'nin aynen Irak gibi bölünmesi anlamına geleceğini biliyoruz. Dolayısıyla buna ciddi bir şekilde Türkiye'nin müsamaha etmeyeceği, müdahale edeceği açıktır." şeklinde yanıtladı.

Kurtulmuş, "Özellikle Menbiç'te YPG güçlerinin önemli bir kısmının Fırat'ın doğusuna doğru çekilmekte olduğu, Menbiç'i boşaltmakta olduğunu görüyoruz. Bu da Türkiye için önemli ve olumlu bir gelişmedir." dedi.

Kamudaki FETÖ soruşturmaları

Kamudaki FETÖ soruşturmalarıyla ilgili soru üzerine ise Kurtulmuş, "Sadece imzasız ihbarlar değil asılsız ihbarların da fevkalade büyük bir suç olduğunu herkesin bilmesi lazım. Yani öyle oturduğu yerden, herhangi bir şekilde husumeti var ya da geçmişte aralarında herhangi bir mesele geçmiş, 'Bir mektup yazayım da şunu şikayet edeyim' demenin de bir bedeli olduğunu herkes bilmelidir." şeklinde konuştu.

"FETÖ'nün işlediği tarihimizin en ağır suçudur"

FETÖ soruşturmalarında adaletli davranılacağını vurgulayan Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"FETÖ'nün işlediği suç, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin hatta hiç abartmadan söylüyorum; Anadolu ve Rumeli topraklarında bulunuş tarihimizin en ağır suçudur. Bu ağır suçla irtibatlı ve iltisaklı olan her kim varsa o da en ağır suçun ortaklarıdır. İlla uçağı kaldırıp Meclis'i bombalaması gerekmiyor. O işi bir kişi yaptı ama o bir kişinin arkasında binlerin, on binlerin olduğunu da hepimiz biliyoruz. Dolayısıyla bu ağır suçu hafifletecek hiçbir söz ve teşebbüsün içerisinde olunmaması lazım. İlk günden beri bunu söylüyoruz. Ama aynı şekilde adaletli davranacağız. Kimsenin haksız yere burnunun kanamaması, kimsenin haksız yere bir takibata uğramamasını da sağlayacağız. Bu hassasiyet içinde bu soruşturmalar devam ediyor."

"Varsa haksızlık ortadan kaldırılmaya çalışılacak"

FETÖ ile mücadele kapsamında açığa alınan ve görevden uzaklaştırılanlar için Başbakanlık bünyesinde bir komisyon oluşturulduğunu hatırlatan Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Somut kriterleri artık kamuoyu da biliyor, 5-6 tane somut kriter var. Bu kriterlere uygun bir şekilde bu insanlar görevden uzaklaştırılmışlar mı uzaklaştırılmamışlar mı bunlar tespit edilecek. Ayrıca gerekli görülen dosyalarda detaylı çalışmalar yapılacak. Yani somut olarak bu tür şeyler yok, subjektif birtakım değerlendirmeler yapılmışsa bunlarla ilgili çalışmalar yapılacak ve varsa bir haksızlık ortadan kaldırılmaya çalışılacak."

"Yerel unsurlar operasyonların ana unsuru olmalı"

Rakka ve Musul operasyonlarıyla ilgili Türkiye'nin tavrı net olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, "Biz her iki yerde de Rakka'da da Musul'da da yerel unsurların operasyonların ana unsuru olması görüşünü savunuyoruz. Burada bu şehirlerin zaten yaşayan unsurları, buradaki ılımlı muhalefet unsurları, bunlar Rakka ve Musul'daki operasyonların esasını teşkil etsin ve bu operasyonlar uluslararası koalisyonun kontrolünde yapılsın. Bunun içerisinde de özellikle PYD ve YPG güçlerinin, her iki operasyonda da bulunmaması Türkiye için önemlidir." diye konuştu.
E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde