Mehmet Baransu: Sürpriz deyip tekme-tokat götürdüler
Çağlayan adliyesindeki polis operasyonunu izlerken, polisler tarafından tekme tokat gözaltına alınan Taraf yazarı Mehmet Baransu serbest bırakıldı
10.08.2014 09:22
ABONE OL
Çağlayan adliyesindeki polis operasyonunu izlerken, polisler tarafından tekme tokat gözaltına alınan Taraf yazarı Mehmet Baransu serbest bırakıldı. Baransu adliye çıkışında “Hakkımda gözaltı ve yakalama kararı olmadan gözaltına aldılar. Bana kumpas kurdular” dedi..
22 Temmuz operasyonu kapsamında gözaltına alınan polislerle ilgili son gelişmeleri takip etmek üzere önceki gece Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne gelen ve tekme tokat gözaltına alınan Mehmet Baransu serbest bırakıldı. Egemen Bağış’la ilgili attığı tweet ve Adana’da yerel bir gazeteye Hakan Fidan’ı eleştiren röportaj vermesi nedeniyle hakkında başlatılan soruşturma ve yakalama kararı doğrultusunda gözaltına alınan Baransu, adliye önünde açıklama yaptı.
“SİZE İÇERİDE SÜPRİZ VAR”
Baransu şunları söyledi: “Dün gece 17 polis hakkında yakalama kararı çıkınca ben de gazeteci olarak buraya geldim. Adliyenin ana giriş kapısında güvenliğe ait korumalar beni durdurdu. Bana ‘Mehmet Bey içeri girdiğiniz anda gözaltına alınacaksınız’ dedi. Bunu bir sivil güvenlik görevlisi söylüyor. Daha sonra amirini çağırdı. Bana amir ‘içerde size sürpriz var’ dedi.
DARP EDEREK SÜRÜKLEDİLER
Adliyenin içerisine girerken kimliği güvenlik görevlilerine gösterdim. Onlar da polislere haber verdi. Sonra 10-15 polis benim yanıma geldi. Bana hakkımda yakalama ve gözaltı kararı olduğu söylendi. Ben de onlara kararı bana tebliğ edin dedim. Israrla bana göstermediler. Avukatımla görüştüm, Şişli emniyet müdür yardımcısının emriyle 5 polis koluma girdi. Beni darp ederek sürüklemeye başladılar. O anda kimse yoktu adliyede. Sona adliyenin içerisinde kavga etmeye başladılar. İçeride darp edildim. Bu bütün darplar avukatlar tarafından kameraya alındı.
KUMPASI BİLE ZEKİCE DEĞİL
Sonrasında poliste yakalama ve gözaltı kararı olmadığını öğrendik. Hukuk dışı bir şekilde gözaltına alındım. GBT’em incelendiğinde iki tane dosya çıktı. Bu dosyalarla ilgi beni nezarathaneye attılar. Bir kumpas kurulmuş, ancak zekice bir plan yapamamışlar.
AJANDA DA GÖZALTINA ALINACAĞIM YAZIYORDU
Gözaltına alındığım yerde masada bir ajanda vardı. Ajandada benim gözaltına alınmam gerektiği yazıyordu. Yanında da Anadolu Ajansı muhabirinin ismi yazıyordu. Ben gözaltına alındığımda ona haber vereceklerdi ve ben gözaltındayken haberlerim çıktı. Bana kaçacak dediler, ben kaçmam, buradayım.
OPERASYONU ELLERİNE YÜZLERİNE BULAŞTIRDILAR
Ben gazeteci olarak burada haberimi yapacağım. Şunun için rahatsız oldular. Ben birkaç gündür adliyeye geliyorum. Twitter ve gazetemde şunları yazıyorum. Bir polisi gözaltına aldılar, gerekçe yasa dışı dinleme. Polise, ‘2008- 2009 yılında yasa dışı dinleme yaptın’ diyorlar. Polis de diyor ki, ‘Ben 2010’da mesleğe başladım’. Ben bunları yazdığım için rahatsız oluyorlar. Polislerle ilgili bu hukuk dışı, yasa dışı operasyonu ellerine yüzlerine bulaştırdıkları için rahatsız oluyorlar.
BAŞSAVCI NEREDEN BİLİYOR
Başsavcı, takip edildiğimi, izlendiğimi belirten bir açıklama yapmış. Bununla ilgili de suç duyurusunda bulunacağım. Başsavcı nereden biliyor benim adliyeye geldiğimi. Benim adliyeye gelmem en doğal hakkım. Buradaki arkadaşların da basın kartı var benim de, hatta ben onlardan 20 yıl daha kıdemliyim. Ben 1994’ten beri gazeteciyim.
PEÇETE ÜZERİNDE NAMAZ KILDIM
Bu adliyenin eksi 1. katında bir nezarethane var. Tertemiz. Buna rağmen beni giriş kattaki tuvaletin yanında, sidik kokan ve tuvaletten kokuların geldiği yere koydular. Gece, ‘Vakit çıkmak üzere ben yatsı namazını kılacağım. Allah rızası için ben bu kokunun içerisinde namaz kılamam, sizden bir tek ricam var. Yan odaya geçirin beni, ben orda namaz kılarım’ dedim. Buna izin vermediler. Ve ben peçetelerin üzerinde namaz kıldım. İbadetin temiz yerde yapılması gerekiyor. Sabah namazında yine yalvardım. Yine peçete üzerinde namaz kıldım.
28 ŞUBAT'TA BİLE BÖYLE AHLAKSIZLIK YAPILMADI
Ben 28 Şubat sürecinde de yargılandım. Benim gazeteci arkadaşlarımı askerler Kuzey Deniz Saha Komutanlığı’nda içeri aldılar. Ama böyle ahlaksızca bir iş yapılmadı. İbadet yapılmak isteyen insanlara en temiz yer gösterildi. Her secdeye gittiğimde, ‘Allahım bana bunları yapanları senin adaletine havale ediyorum’ dedim. Yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkede, ben o sidik kokan yerde peçete üzerinde secde yapmak zorunda kaldım. Bunları Allah’ın merhametine değil, adaletine bırakıyorum.
Aysun Yazıcı/Taraf
22 Temmuz operasyonu kapsamında gözaltına alınan polislerle ilgili son gelişmeleri takip etmek üzere önceki gece Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne gelen ve tekme tokat gözaltına alınan Mehmet Baransu serbest bırakıldı. Egemen Bağış’la ilgili attığı tweet ve Adana’da yerel bir gazeteye Hakan Fidan’ı eleştiren röportaj vermesi nedeniyle hakkında başlatılan soruşturma ve yakalama kararı doğrultusunda gözaltına alınan Baransu, adliye önünde açıklama yaptı.
“SİZE İÇERİDE SÜPRİZ VAR”
Baransu şunları söyledi: “Dün gece 17 polis hakkında yakalama kararı çıkınca ben de gazeteci olarak buraya geldim. Adliyenin ana giriş kapısında güvenliğe ait korumalar beni durdurdu. Bana ‘Mehmet Bey içeri girdiğiniz anda gözaltına alınacaksınız’ dedi. Bunu bir sivil güvenlik görevlisi söylüyor. Daha sonra amirini çağırdı. Bana amir ‘içerde size sürpriz var’ dedi.
DARP EDEREK SÜRÜKLEDİLER
Adliyenin içerisine girerken kimliği güvenlik görevlilerine gösterdim. Onlar da polislere haber verdi. Sonra 10-15 polis benim yanıma geldi. Bana hakkımda yakalama ve gözaltı kararı olduğu söylendi. Ben de onlara kararı bana tebliğ edin dedim. Israrla bana göstermediler. Avukatımla görüştüm, Şişli emniyet müdür yardımcısının emriyle 5 polis koluma girdi. Beni darp ederek sürüklemeye başladılar. O anda kimse yoktu adliyede. Sona adliyenin içerisinde kavga etmeye başladılar. İçeride darp edildim. Bu bütün darplar avukatlar tarafından kameraya alındı.
KUMPASI BİLE ZEKİCE DEĞİL
Sonrasında poliste yakalama ve gözaltı kararı olmadığını öğrendik. Hukuk dışı bir şekilde gözaltına alındım. GBT’em incelendiğinde iki tane dosya çıktı. Bu dosyalarla ilgi beni nezarathaneye attılar. Bir kumpas kurulmuş, ancak zekice bir plan yapamamışlar.
AJANDA DA GÖZALTINA ALINACAĞIM YAZIYORDU
Gözaltına alındığım yerde masada bir ajanda vardı. Ajandada benim gözaltına alınmam gerektiği yazıyordu. Yanında da Anadolu Ajansı muhabirinin ismi yazıyordu. Ben gözaltına alındığımda ona haber vereceklerdi ve ben gözaltındayken haberlerim çıktı. Bana kaçacak dediler, ben kaçmam, buradayım.
OPERASYONU ELLERİNE YÜZLERİNE BULAŞTIRDILAR
Ben gazeteci olarak burada haberimi yapacağım. Şunun için rahatsız oldular. Ben birkaç gündür adliyeye geliyorum. Twitter ve gazetemde şunları yazıyorum. Bir polisi gözaltına aldılar, gerekçe yasa dışı dinleme. Polise, ‘2008- 2009 yılında yasa dışı dinleme yaptın’ diyorlar. Polis de diyor ki, ‘Ben 2010’da mesleğe başladım’. Ben bunları yazdığım için rahatsız oluyorlar. Polislerle ilgili bu hukuk dışı, yasa dışı operasyonu ellerine yüzlerine bulaştırdıkları için rahatsız oluyorlar.
BAŞSAVCI NEREDEN BİLİYOR
Başsavcı, takip edildiğimi, izlendiğimi belirten bir açıklama yapmış. Bununla ilgili de suç duyurusunda bulunacağım. Başsavcı nereden biliyor benim adliyeye geldiğimi. Benim adliyeye gelmem en doğal hakkım. Buradaki arkadaşların da basın kartı var benim de, hatta ben onlardan 20 yıl daha kıdemliyim. Ben 1994’ten beri gazeteciyim.
PEÇETE ÜZERİNDE NAMAZ KILDIM
Bu adliyenin eksi 1. katında bir nezarethane var. Tertemiz. Buna rağmen beni giriş kattaki tuvaletin yanında, sidik kokan ve tuvaletten kokuların geldiği yere koydular. Gece, ‘Vakit çıkmak üzere ben yatsı namazını kılacağım. Allah rızası için ben bu kokunun içerisinde namaz kılamam, sizden bir tek ricam var. Yan odaya geçirin beni, ben orda namaz kılarım’ dedim. Buna izin vermediler. Ve ben peçetelerin üzerinde namaz kıldım. İbadetin temiz yerde yapılması gerekiyor. Sabah namazında yine yalvardım. Yine peçete üzerinde namaz kıldım.
28 ŞUBAT'TA BİLE BÖYLE AHLAKSIZLIK YAPILMADI
Ben 28 Şubat sürecinde de yargılandım. Benim gazeteci arkadaşlarımı askerler Kuzey Deniz Saha Komutanlığı’nda içeri aldılar. Ama böyle ahlaksızca bir iş yapılmadı. İbadet yapılmak isteyen insanlara en temiz yer gösterildi. Her secdeye gittiğimde, ‘Allahım bana bunları yapanları senin adaletine havale ediyorum’ dedim. Yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkede, ben o sidik kokan yerde peçete üzerinde secde yapmak zorunda kaldım. Bunları Allah’ın merhametine değil, adaletine bırakıyorum.
Aysun Yazıcı/Taraf
