Marka olmak istiyorsan parayı sevmeyeceksin!

Marka olmak istiyorsan parayı sevmeyeceksin!

282 milyon liralık ciroyu 400 milyona çıkarmaya hazırlanan Doğuş Çay'ın başarı sırrı

Marka olmak istiyorsan parayı sevmeyeceksin!
16px
24px
06.09.2010 08:31
ABONE OLgoogle

13 yılda İSO'nun en hızlı büyüyenler listesine giren Doğuş Çay'ın sahibi Süleyman Karakan: Marka olmak uzun ince bir yol. Bir akıl oyunu, önce kendini kandırmayacaksın 282 milyon liralık ciroyu 400 milyona çıkarmaya hazırlanan Doğuş Çay % 60 büyümeyi hedefliyor. Karakan, sundukları tat için çok mücadele ettiklerini söylüyor

İstanbul Sanayi Odası, 2010 yılında Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu'nu açıkladığında birkaç şirket hızlı büyüme performansı ile dikkatimizi çekti. Rizeli Süleyman ve Alpaslan Karakan kardeşler tarafından 1990 yılında kurulan Doğuş Çay da bunlardan biri. 2009 yılında inanılmaz bir performans gösteren şirket önceki yıla göre sıralamada tam 261 sıra birden yükselerek, 435'incilikten 174'üncülüğe yerleşti. Dünyada ve Türkiye'de ayakları yere sağlam basmayan pek çok şirketin sarsıntı geçirdiği 2009'da böyle bir büyümeye imza atanları merak etmemek mümkün değil.

İşte bu nedenle Alpaslan Karakan'ın kapısını çaldım. O da ağabeyi Süleyman Karakan'ı işaret etti, merak ettiğim her şeyi ona sorabileceğimi söyledi. Karadeniz'e can veren çay aslında bu bölgeden ne yazık ki pek çok marka çıkmasını sağlayamamış. Yıllarca en büyük üretici olan Çaykur'u, serbest piyasa ekonomisinin çarkları dönmeye başlayınca uluslararası dev marka Lipton takip etmiş. Ancak 1990 yılından sonra irili ufaklı 300'ün üzerinde çay fabrikası kurulmuş. İşte bunların arasından sıyrılıp listelere girmeyi başaran Doğuş Çay olmuş. Devamlı bin kişi istihdam eden ve sezonda 2bin 300 kişiye iş veren Doğuş Çay'ı yönetenlerin iş yapma şeklini patron Süleyman Karakan'dan dinledim…

 2009'u bu kadar iyi geçiren şirket sayısı çok değil. Geçen yıl 282 milyon lira ciro gerçekleştirmişsiniz. Bu yıl da büyük bir sürpriz olacak mı?

Biz fabrikaların kapasitesinin tamamını üretip satıyoruz. İlk 7 ayda yüzde 70 büyüme görünüyordu. Sanırım yıl sonunda yüzde 60 büyüyeceğiz. Bunu ton bazında söylüyoruz üstelik. Ciromuzun 400 milyon lira olmasını bekliyoruz. Evet uluslararası olmayan bir şirketin bunu başarması bana göre yüzde 1 ihtimal. İşte biz onu yaptık. Yerinde duran şirketler ilerde kaybetmeye mahkum! Büyümeye mecbursun. Başka alternatifin yok. 

 Öyle görünüyor ki 2010 yılı rakamları İSO listelerini alt üst edecek…

Çayeli'nde yeni bir fabrika daha kuracağız. Kapasiteyi artırıyoruz. Ürettiğimizi satıyoruz. Yetmiyor. 10 milyon dolarlık yatırım yapacağız. Şimdi sorun bize paran var mı diye. Biz de para yok. Hep yatırım yapıyoruz. Listeleri etkileyecek tabii. Belki önümüzdeki yıl birinci sıraya yükselecek. 2009'a göre yüzde 100 büyüyecek diye düşünüyorum. İyi şeyler yaparsanız oluyor.

BEN DİYEN DE KORKAKLIK VAR 

 Peki siz bu büyümeye hazır mısınız?

Bunu yönetmek bir şey değil. Bu dünyanın en kolay şeyi. Yeter ki insanlarla paylaşmayı bil. Ben diyenler hiçbir yere gelmiyor. Futbol takımlarının başkanlarına bakın. Ben diyende kibir, eziklik, kompleks açıkçası korkaklık da var.Cesaret paylaşmayla gelir. Ama önemli olan iyi adamlar seçeceksin. 

 Marka olmak günümüz dünyasında hiç kolay değil. Siz nasıl başardınız?

Biz bu işe 1990 yılında girdik. Çaykur vardı, sonra serbest piyasa oldu ve ufak tefek 300 firma çay fabrikası kurdu. İşin ciddiyetini o zaman anladık. Halka sunduğumuz bir tat duyusuydu ki çok çalışmak, mücadele etmek lazımdı. İnanmadığın bir işi yapamazsın. Çay üretiminde kısa yoldan zenginlik yok. Kısa yoldan zenginlik, devlet kapısı ve ihalelerle. Bizim ki bir sanat, bir kültür, bir cesaret, bir vizyon, ileriyi görme. Birazcık başardığımıza inanıyoruz . Ama marka olmak çok uzun ince bir yol. Çok incelikli bir iş, akıl oyunu. Önce kendini kandırmayacaksın, sonra insanları ve parayı sevmeyeceksin. Bu bir sanat. Bana göre bir sanatçı ile sanayici arasında fark yok. Bizim en büyük işimiz çay. Salça ve şeker de üretiyoruz ama yüzde 70 üretimimiz çay. Bugünlere gelmemiz biraz da tesadüf. Kriz döneminde çok yatırım yaptık. Bu bizi öne geçirdi. Bir de kaliteden hiç ödün vermedik, ön modern tesislerde üretim yapıyoruz.

LIPTON TATLI BİR RAKİP 

 En büyük rakibiniz Lipton mu? Uluslararası bir güç olması sizi korkutuyor mu?

Lipton bizim tatlı bir rakibimiz. Onlar da bizden korkmuyor, biz de onlardan korkmuyoruz.
 Size gelen satın alma teklifleri için ne düşünüyorsunuz?

Tabii ki şartlar elverirse açığız. Ortaklığa da açığız. 

 Gıda dışında yatırım düşünseydiniz ne olurdu?

İmkan olsa niye enerjiye girmeyelim. Ama şu anda öyle bir düşüncemiz yok.

'Bana göre parasını dışarı kaçıran haindir'

'MARKA yapmak bir sanattır gerçekten. Fransa'ya gittim herkesin arabası Peugeot. Almanya'da Mercedes. Milliyetçilik nedir biliyor musunuz? Yabancı şirket, parasını kazanıp, dışarı çıkarıyor. Tabii ki gelecek. Ama milliyetçilik, yerli malını satın alıp, topluma hizmet vermek. Ben yerli malı alırım. Bu memlekette parayı kazanıp, yurtdışında ev alabilirsin ama parayı kaçıran vatan hainidir. Bunlarla ben kendimi aynı yere koyamam.

'Bu ülkenin en az 10 bakanı sanayici olmalı'

'BANKADA parası olup artık çalışmayan arkadaşlar, 'Niye çalışıyorsun' diye soruyor. 'Mutlu musun?' diye soruyorum 'Evet' diyene 'Devam et' diyorum. İşim benim eğlencem. Satsam, o parayla daha büyük ve markalı bir iş yaparım. Siyasiler bizi desteklemeli. Bu ülkenin en az 10 bakanı sanayici olmalı. İddia ediyorum ki gerçek sanayici kadar bu dünyayı bilen çok az insan vardır.

'100 kişiden sadece 1 ilkokul mezunu başarılı olur'

 Ortaokul birden ayrıldığınızı söylediniz. İnsana 'sadece okumakla da' olmuyor dedirten bir hikaye bu?
Kardeşim de lise mezunu. Hayır hiç söylediğiniz gibi değil. 100 kişiden bir ilkokul, 15 üniversite mezunu başarılı olur. 100 kişiden, biri çok farklıdır bunu da iddia ediyorum. Okulun önemini şimdi anlıyorum. Çok tecrübe edindim. Yaşamla ölümü kabul ediyor, matematiği, mantığı biliyorsan nasıl başaramazsın?

FİKRİNİ AÇIKLAYAMAYAN ZAVALLIDIR

Referandumda demokrasi için 'evet' diyeceğim. Tereddüdüm yok. Hiç bir siyasi partiye üye değilim, sadece Doğuş Çay'ın ortağıyım. Bunu açıklamak benim için dezavantaj da değil avantaj da. Ölümden başka bir şey var mı? Yok. Ondan mı çekineceğim. İnsanlar fikrini ortaya koymuyorsa, benim için zavallıdır. Çıkarları için konuşmayan insan eksiktir.

Vehbi Koç'u okudum dünyam değişti

 İyi bir yere geldiğinize inanıyor musunuz?

Bir yere geldiğime inanmıyorum. Rahmetli Vehbi Koç 'İnsanı konuştuklarıyla değil yaptıklarıyla değerlendirin' demiş. Adam konuşurdu inanırdık. Bir gün Koç'u okudum. Dünyam değişti. Konuşuyorlar. Bazen siyasi partilerin konuşması bana zaman kaybı geliyor. 

 Başarı sizi korkutuyor mu?

Niye korkutsun, başarı yok ki. 

 Niye tatil günleri çalışıyorsunuz?

Başka nereye gidelim? 

 Bilgisayarla aranız nasıl?

Bilgisayarın tuşuna basmasını bilmem. Gazeteleri, köşe yazarlarını okurum.

Şelale Kadak/Sabah

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde