Mahmut Özgener bir takım elbise ve bir yemek kazandı...

Mahmut Özgener bir takım elbise ve bir yemek kazandı...

DigiTürk, maç yayın ihalesi için 321 Milyon Dolar verdi, TFF Başkanı Özgener, bir takım ve yemek kazandı

Mahmut Özgener bir takım elbise ve bir yemek kazandı...
16px
24px
15.01.2010 10:13
ABONE OLgoogle

Reha Muhtar'ın yazısı

Ekim'in 21'i...

Hemen hemen 3 ay öncesi...

Ferit Şahenk'in bizim için “kapattığı hızlı trenle” Berlin'den Wolsburg'a gidiyoruz...

Gece Wolsburg-Beşiktaş maçı oynanacak...

Gırgır şamata gidiyor trende...

İki eski Vatan'cıyla, Habertürk'ün yazarı Yavuz Semerci ve Milliyet'in yazarı Mehmet Tezkan'la aynı kompartımanda oturuyorum...

Federasyon Başkanı Mahmut Özgener'i başkanlığa gelmeden önce pek tanımazdım...

Ama öyle sıcakkanlı, dost canlısı, insan gibi bir adamdı ki, kısa zamanda çok samimi iki dost olduk...

Koridordan geçerken kompartımanın penceresinden beni gördü girdi içeri...

İçerde ekonomi kökenli ve finans işlerinin erbabı bir köşe yazarı var...

Yavuz Semerci...

Hoşbeş sohbet derken konu, “futbol naklen yayın ihalesine” gelip dayanıyor...

***

Yavuz olaya, kar, zarar ve şirketler tarafından karşılanabilirlik tarafından bakıyor...

Bir ara “300 milyon lirayı bulmaz” gibi bir laf ediyor Yavuz Semerci...

Mahmut Özgener hemen lafa atılıyor.

“Ne 300'ü... Geçer hem de çok geçer...”

İddialaşma bir anda alevleniyor...

O sırada tren perona giriyor...

Ama ikilinin iddialaşması aynen devam ediyor... Wolsburg kentinin tren garında iddianın ilk temelini Mahmut Özgener atıyor.

“Baba iddiaya girelim... Ben diyorum 300 milyonu geçer... Sen diyorsun 300 milyonun altında... Üstü benim altı senin... 300'ü de sana verdim...”


***


Tam o sırada Yavuz Semerci lira dolar gibi birşeyler söylediğinde bir farkediyoruz ki, 300 milyona iddiaya giriliyor ama o 300 denilen lira mı dolar mı belli değil...

Yavuz önce lira olarak düşünmüş...

Mahmut ise dolar...

Yani Yavuz'un ilk düşündüğü rakam neredeyse 210 milyon dolara düşüyor...

Özgener'in düşündüğü rakam ise 300 milyon doların üstü... Yavuz hemen revize ediyor rakamı 300 milyon dolar olarak...

Mahmut Özgener de bir ara kafasından “acaba çok mu çıktım” gibisinden bir hesap yapıyor, doları 1.40'tan hesaplayıp 4 milyon 200 bin Türk lirası diyor...


***


“Neyine iddiaya girildi” diye bir taraftan konuşuluyor diğer yandan Wolsburg garında yürüyoruz ve şehre doğru otobüslere bineceğimizden konu havada kalıyor...

Yıldırım Demirören'in davetlisi olarak Beşiktaş takımının kamp yaptığı otele gideceğiz gardan...

Otele gidiyoruz, onlarca masa, herkes bir masaya dağılıyor, yemekler yeniyor, sohbetler ediliyor Beşiktaş kaşkollu resimler çektiriliyor...

Mahmut Özgener dostumla yine biraraya geldiğimizde “Reha baba” diyor, “Sen hakem ol... Bu iddiada, takım elbisesine girelim Yavuz Semerci'yle...”

O dakikaya kadar iddialaşmada taraf olmamış Mehmet Tezkan atlıyor hemen...

“Takım elbise olsun ama, Papermoon'da bir de yemek olsun, bütün kadroya...”

“Olsun” diyor Mahmut Özgener, “Reha hakem, Tezkan tanık, elbise ve Papermoon'da yemek...”

***

Yavuz'a göre bu kadar paranın verilmesinin ekonomik mantığı yok...

Mahmut Özgener'e göre ise, kulüpler Avrupa'yla mücadele edebilmek için daha da fazlasını istiyorlar...

O futbolun günümüz dünyasında inanılmaz bir değerinin olduğunu düşünüyor...

Dün ihaleyi izliyorum...

300 milyon doları geçince, doğrusu “büyük bir iddianın hakemi olarak” rahatlıyorum...

Çünkü tam 300 milyon dolarda kalsa ihale, Yavuz diyecekti ki:

“300 milyon dolara kadar ben kazanıyorum...”

Mahmut Özgener diyebilirdi ki, “300 milyon dolar Yavuz'un dedim ama, lira olarak 420 milyon lirayı sınır koydum... Şimdiki kurdan 420'nin üzerine çıktı... Ben kazandım...”

Eğer pozisyonlarında ısrarlı olsalardı HAKEM KARARI olacaktı ve şimdi açıklıyorum tam 300 milyon dolarda kalsaydı ihale hakem olarak “Yavuz Semerci'yi galip ilan edecektim... Mahmut Özgener'in 420 milyon Türk lirası karşılığını hesaba katmayacaktım...”


***


Sevgili Yavuz Semerci... Stop...

Bu iddia hakem kararına kalmadı... Stop...

Sportif ve finansal açıdan iddiayı kaybettiğini bildirmek benim görevim... Stop...

Fair play kuralları çerçevesinde... Stop...

Mahmut Özgener'in giydiği ve sana bildireceği markalardan birinden bir adet takım elbiseyi alman... Stop...

Yemek rezervasyonunu yaptırman... Stop...

Yemek rezervasyonunu yaptırdığın mekana, elbiseyi getirmen... Stop...

Ve herkese 321 milyon dolarlık futbol ihalesine yakışır bir yemek ısmarlaman gerekiyor... Stop...

Bu yemeğe 2 milyara yakın parayı 4 yıl için futbola bayılmak zorunda kalan Mehmet Emin Bey'le, Digitürk Genel Müdürü Ertan'ı da davet etmen, jest olur... Stop...

Önemli not:

Yemeğin naklen yayın hakları hakem olarak bendenizdedir...

O yemeğin naklen yayın hakkını almak için ayrı bir naklen yayın ihalesi açacağım... Stop...

İlgilenenler muhammen bedelin ne kadar olduğunu benden öğrenmek için hemen başvurmalılar... Full stop...

*****

AZİZ YILDIRIM 400 MİLYON DOLAR, DIGITÜRK 250 MİLYON DOLAR DİYORDU...

Herkes “bu ne biçim para” diyor ya, bu ihalenin an be an bütün süreci neredeyse gözümün önüde cereyan ettiğinden hiç şok olmadım...

Tam tersine, yıllık 321 milyon dolarlık ihale, tam orta noktadır...

Neyin mi?..

Söyleyeyim...

Naklen yayın ihaleleri başlamadan herkes bir pozisyon belirler...

Harıl harıl restoranların barlarında, masalarında kulisler döner...

Bu ihalelerde kulüplerin inisiyatifi Aziz Yıldırım'ın elinde...

Geçen gün gördüğümde son bir kez yokladım Başkan'ı...

- “Başkan ne olur naklen yayın ihalesi?..”

- “400 olur 400...”

- “400 ne?..”

- 400 milyon dolar...


***


Bu arada elinin sıkılığıyla bilinen Digitürk Genel Müdürü Ertan Özertem'i de yoklayanlar geliyorlar bana söylüyorlar...

Ertan dedi ki;

“250 milyon doların bir kuruş üzerine çıkamayız...”

Eh Ertan kardeş 250 milyon dolar diyor...

Aziz Başkan 400 milyon dolar...

Nedir ortalaması arkadaşlar...

325 milyon dolar...

Kaça gitti ihale?..

321 milyon dolar...

İşte bu kadar...


***


Yerim kalmadı ama son notum da ihale anından... Türk Telekom'un temsilcisi Erem Demircan arkadaş her mola sonrası gülümseyerek geliyor ve karşısında bulunan Mehmet Emin Karamehmet'in yüzünden mimik almaya çalışıyordu, iyi bir poker oyuncusu olarak...

Oysa sanıyorum Mehmet Emin Bey'i pek tanımıyor Erem kardeş...

9-10 yıl öncesi...

Dediler ki Show TV'yi Mehmet Emin Karamehmet aldı...

İlk icra kurulu var...

Mehmet Emin Bey gelecek...

O sırada Forbes dergisine göre dünyanın 11. zengini Mehmet Emin Karamehmet...

Sempatik kendi halinde, az konuşan, daha doğrusu keyfi yerine gelirse arada bir konuşan bir adam geldi...

Hani esmesini, gürlemesini, ilk gelmiş bir şeyler söylemesini istiyorsunuz, bekliyorsunuz...

Tonton, tonton size bakıyor...

Son teknoloji cep telefonunu kurcalıyor size cep telefonuyla ilgili bilgiler veriyor...

Hani insanın içine sokacağı gelir ya insanı, onun gibi...

Mimik mi...

Sıfır mimik?..

Gözlerinden ne yapacağını anlamak mı?..

Şaka yapıyorsunuz herhalde...

Ben hayatta Mehmet Emin Karamehmet kadar, doğal bir öz kontrole sahip kişi görmedim... Erem kardeş büyük hata yaymış...

Bakışlarından Mehmet Emin Bey çözülebilseydi eğer, o zaten Mehmet Emin Karamehmet olmazdı...

Vatan

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde