Madendeki fişleme ekonomiyi vurdu

Madendeki fişleme ekonomiyi vurdu

Maden ruhsatlarının Başbakanlık’a bağlanmasının ardından, ruhsatlarla ilgili fişleme uygulanması, ekonomiye de darbe vurdu.

Madendeki fişleme ekonomiyi vurdu
16px
24px
07.05.2015 04:52
ABONE OLgoogle
Maden ruhsatlarının Başbakanlık’a bağlanmasının ardından, ruhsatlarla ilgili fişleme uygulanması, ekonomiye de darbe vurdu. Olumsuz görüş verilen şirketlerin kırmızı, uygun bulunanların yeşil renklerle işaretlenmesi ve Koç, İpek gibi büyük gruplara ruhsat verilmemesi yeni yatırımların önünü kesti. Enerji Bakanlığı’nın hazırladığı raporda da, Başbakanlık’ın 116 milyon dolara mal olacak ve 300 kişinin çalışacağı metal yatırımına ‘hayır’ cevabı verdiği belirtiliyor.

Maden ruhsatlarında yandaşa jet onay: Cengiz'e yeşil, Koç'a kırmızı kod

Yeterli arama yapılmadığı için Türkiye’nin henüz maden zengini bir ülke olup olmadığı bilinmiyor. Enerji Bakanlığı’na göre, Türkiye’de ağırlıklı olarak yüzey madenciliği yapılıyor. Ancak Haziran 2012’de maden ruhsatları için Başbakanlık onay şartı getirilmesi, az olan maden yatırımlarını daha da çıkmaza soktu.

Enerji Bakanlığı’nın Başbakanlık için hazırladığı ‘Türkiye Madencilik Görünümü (Tespitler-Öneriler)’ raporu maden yatırımlarında yaşanan olumsuz süreci ve zorluğu ayrıntılarıyla ortaya koydu. Raporda, 2012’de yayımlanan genelge sonrası maden ruhsat başvurularında Başbakanlık’ın ‘hayır’ cevabı vermesinin olumsuz sonuçlarına da yer veriliyor. Başbakanlık, 300 kişinin çalışacağı 116 milyon dolarlık metal yatırımına olumsuz görüş verdi. Başbakanlık genelgesi sonrası uygulamaların anlatıldığı raporda önemli bir ayrıntıya da dikkat çekildi:

“Yaşadığımız toprakların altında ne kadar demir, bakır, kömür, altın ve petrol olduğunu aramadan bilemeyiz. Avrupa’da 1.200 metre derinliğe kadar tüm aramalar tamamlanmışken, Türkiye’nin tamamı henüz aranmış ve maden rezervi görünür hale getirilmiş değildir. Türkiye’de halen ağırlıklı olarak yüzey madenciliği yapılmaktadır.” Bakanlığın raporunda vurgu yapıldığı gibi Türkiye için hayati önem taşıyan maden sektörüne yapılan sınırlama ve ayrımcılık, bu açıdan bakıldığında ülke için büyük zararlara neden olduğu-olacağı ortada. 300 kişinin çalışacağı bir yatırıma niçin hayır denilir? Ekonomide durgunluğun yaşandığı bir dönemde bu ayrımcılığın sonlandırılması gerekiyor.

Başbakanlık, Haziran 2012’de yayımladığı genelgeyle her türlü maden ruhsat izinlerini kendisine bağladı. Genelge sonrası maden ruhsatlandırmalarında hızlı bir düşüş yaşandı. Ayrıca başvurularda Başbakanlık’ın ‘hükümete yakın-uzak’ işadamı ayrımı yapması, yatırımları olumsuz etkiledi.

Zaman’ın dün ‘Başbakanlık’tan işadamlarına ayrımcılık’ başlığı ile duyurduğu haberde, başvuruların yeşil, kırmızı ve beyaz renklerde belirtildiği, olumlu görüş verilenlerin yeşille, olumsuz görüş verilenlerin ise kırmızı renkle işaretlendiği belirtiliyor. Yatırımcıların ve sivil toplum kuruluşlarının eleştirilerine sebep olan tarafgir uygulamalar, sektördeki yatırımları frenliyor. Enerji Bakanlığı’nın hazırladığı raporda da bu duruma işaret ediliyor. “Maden aramacılığı zor ve pahalı bir iştir.” denilen raporda Tür-kiye’nin, madencilik aramalarında Avrupa’nın çok gerisinde olduğuna vurgu yapılıyor.

MADENCİLİK 17 KAT DAHA FAZLA İSTİHDAM SAĞLIYOR

‘Türkiye Madencilik Görünümü Rapo-ru’nda sektörün ekonomideki yeri ve önemine dikkat çekiliyor: “Madencilik, hizmet ve imalat sektöründen 2 kat, enerji sektöründen ise 17 kat fazla istihdam oluşturma kapasitesine sahip. Ancak buna karşın madencilik arama süreci zorluklarla dolu bir sektör.” Çalışmada maden aramacılığının zorlukları da sıralanıyor: “Bir maden kaynağının işletilebilir seviyeye getirilmesi için çok uzun zaman ve yüksek maliyetler gerekiyor.

Örnek olarak, Kışladağı (Uşak) Altın Madeni’nde üretime geçene kadar 20 yıllık bir süre geçti ve arama-sondaj faaliyetleri için 213 milyon dolar harcandı. Ayrıca, çok yüksek miktarlı harcamalara rağmen maden bulunmadığı için terk edilen arama ruhsatı oldukça fazla. Bunun yanında maden arama faaliyetlerinin uzun olması nedeniyle sermaye sahibi açısından önemli riskler taşıyor. Ve en önemlisi de, uzun süre arama faaliyetleri sonucunda maden yataklarının bulunamaması, telafisi imkansız maliyetler doğuruyor.”

Bakanlığın bile sektörün zorluklarına dikkat çekerek olumsuz görüş verilen yatırımlara dikkat çekmesi sektörün geleceği adına bir ışık olsa da yeterli değil. Yapılması gereken, maden ruhsat başvuruları daha önce olduğu gibi ilgili birimlere (bakanlıklar, Maden İşleri Genel Müdürlüğü gibi) bırakılarak yatırım sürecini hızlandırmalı. Varsa yatırımların önündeki hukukî sorunlar ve bürokrasi gibi diğer engeller de ortadan kaldırılmalı. Aksi uygulamaların başta ekonomi olmak üzere, ülkeye fayda sağlaması mümkün olmayacak.

İsmail Altunsoy/Zaman

Maden ruhsatlarında yandaşa jet onay: Cengiz'e yeşil, Koç'a kırmızı kod
 
E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde