MÜSİAD Başkanı Nail Olpak, Cankurtaran Holding’den neden ayrıldı?

MÜSİAD Başkanı Nail Olpak, Cankurtaran Holding’den neden ayrıldı?

Türkiye’nin tüm illerinde, dünyanın 63 ülkesinde 159 noktada örgütlenmesi bulunan MÜSİAD’ın ‘sözcüsü’ olan Nail Olpak, profesyonellikten patronluğa geçmiş bir isim.

MÜSİAD Başkanı Nail Olpak, Cankurtaran Holding’den neden ayrıldı?
16px
24px
05.12.2014 15:40
ABONE OLgoogle
Rahime Baş Uçar'ın röportajı

MÜSİAD Başkanı Nail Olpak, 8 bin 624 üyesi olan kuruluşa her başvuranın üye olarak alınmadığını söylüyor. 2015’in 2014’ten daha zor bir yıl olmayacağına inanan Olpak, ekonomi yönetiminden farklı olarak ihracatın büyümeye daha çok katkı sunacağını düşünüyor…

İSMİ ekonomi haberlerinde en çok geçen iş insanlarından birisidir Nail Olpak. Türkiye’nin en önemli iş dünyası sivil toplum örgütlerinden biri olan MÜSİAD’ın (Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği) Genel Başkanı olan Olpak’ı iş dünyasının temsil edildiği her platformda görmek mümkün. Türkiye’nin tüm illerinde, dünyanın 63 ülkesinde 159 noktada örgütlenmesi bulunan MÜSİAD’ın ‘sözcüsü’ olan Olpak, profesyonellikten patronluğa geçmiş bir isim.

Ancak bu dönemde işini ikinci plana iten Olpak, gönüllü bir STK yöneticisi olarak işini pek anlatmıyor. Bu prensibini Para Dergisi için esneten Olpak, 17 yıl Cankurtaran Grubu’nda çalışmış ve patronu Emin Cankurtaran merhum olunca ikinci adam olmuş. Ancak 2000 yılının sonunda kendi isteğiyle gruptan ayrılarak, iki arkadaşıyla birlikte Nora Elektrik Malzemeleri Sanayi şirketini kurmuş. Cankurtaran Holding’den sayaç, otomatik sigorta, şalter gibi ürünlerde Esem markasını kullanma hakkını alan Olpak, kendi markası Nora’yı da bu alanda oluşturmuş. Kısa süre önce inşaat sektörüne de giren Olpak ile işlerini, MÜSİAD’ı ve ekonomiyi konuştuk… 

Profesyonellikten patronluğa geçişiniz nasıl oldu?
Çalışma hayatına başlarken ilk hedefim kendi işimi kurmaktı. Ancak iş kurabilmek için en küçük birikimim bile yoktu. Cankurtaran Holding şirketlerinden Esem Elektrik Sayaçları A.Ş.’de ‘proje müdürü’ olarak işe başladım. Burada 17 yıl çalıştım. Bir profesyonelin yükselebileceği en tepe noktaya kadar yükseldim ve ‘başkan yardımcısı’ oldum. 

Peki Cankurtaran Holding’den neden ayrıldınız?
Bizimki gönüllü bir ayrılış oldu. Benim ayrılmamım grubun sıkıntılı durumuyla ilgisi yok. Profesyonel yaşamda bir yere kadar geliyorsunuz, verebileceklerinizi veriyor, alabileceklerinizi alıyorsunuz. 

Emin Cankurtaran Bey ile birebir çalıştınız değil mi? Nasıl bir patrondu?
Allah rahmet eylesin! Emin Bey bu ülkenin ilk sanayicilerindendir. Birkaç yüz milyon dolarların büyük para olduğu dönemlerde her zaman o nakde sahip olan, bu ülkenin bana göre değerli sanayicilerinden biridir. Ben iyiliğini gördüm, herhangi bir sıkıntısını görmedim.

Esem markasını kullanıyorsunuz? Cankurtaran ile aranızda nasıl bir anlaşma var?
Kendi işimizi kurunca bir gün Emin Bey ile oturduk, konuştuk. Kendisi bana Esem markasının kullanım haklarını verdi. Çalıştığımız alanlarda tek kullanım hakkı bize ait. Cankurtaran Holding ile bir organik bağımız yok. 

Peki Nora markasını nasıl oluşturdunuz?
Markayı oğullarım buldu. Böyle bir markaya ihtiyacımız olunca oturup düşündüler: Nail Olpak, Orhan Açıkalın, Nail Güngör… Biri ‘NOAR’ olsun dedi. Diğeri telaffuzu daha kolay olsun diye A ile R’nin yerini değiştirelim ‘NORA’ olsun dedi. Çin’de de Avrupa’da da aynı şekilde telaffuz edilen bir marka ismi buldular. Şimdi sayaç, şalt (otomatik sigorta v.b) ve aydınlatma grubunda üretim ve satış yapıyoruz. Ürünlerin bir kısmını kendi fabrikamızda üretiyoruz, bir kısmını da ürettiriyoruz. 

Geçen hafta MÜSİAD için yoğun bir hafta oldu. Yoruldunuz mu?
Bunlar güzel telaşlar, yoğunluklar… Evet 15. MÜSİAD Uluslararası Fuarı, 18. IBF Forumu, Filistin İş Forumu, MÜSİAD’ın tüm dünyadaki temsilcileriyle yaptığımız toplantılar derken dolu dolu bir MÜSİAD haftası yaşadık. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Çarşamba günü fuarı açtı. Fuarımıza 103 ülkeden 7 bin işadamının yanı sıra 200 bin ziyaretçi katıldı. Cuma günü gala yemeğinde Başbakanımız Ahmet Davutoğlu’nu ağırladık. 

MÜSİAD’ın iş dünyasını temsil gücü nedir?
20 Kasım itibariyle yurtiçinde 8 bin 264 üyemiz var. Bugün Türkiye’de bizim temsil edilmediğimiz bir coğrafya yok. Yurtdışında da MÜSİAD isimli derneklerimizle, temsilciliklerimizle temsil ediliyoruz. Dünyanın karar merkezleri olarak gördüğümüz Washington, Brüksel, Moskova, Pekin ve Adisababa’da ofislerimiz var. Yurtdışında 159 noktada temsil ediliyoruz. 

Derneğinize yoğun bir üye başvurusu olduğunu ama herkesi almadığınızı biliyoruz. 
MÜSİAD konjonktürel bir dernek değil. Ciro kriteriyle üye alınmaz. Benim üyelik kriterim ticari itibardır. Geçmişte de bugün de üyelik başvurusuna teşekkür ettiğimiz kişiler oldu. Bundan sonra da olacaktır. Bizim dört kademeli bir eleme sistemimiz var. Birincisi, en az iki yıl MÜSİAD üyesi olan iki kişiden yazılı referans alırız. Hangi alanda faaliyet gösteriyorsa o alanla ilgili ‘sektör kurulumuza’ dosyasını göndeririz. ‘Siz bu adayın ticari itibarını nasıl bilirsiniz?’ diye sorarız. İtibarlıysa dosya üye kabul komisyonumuza girer. Orada iki şeye bakarlar. Üyelik başvurusu yapanın adli anlamda yüz kızartıcı bir suçu olup olmadığına bakılır. Oradan da geçerse 25 kişilik yönetim kurulumuza gelir. İttifakla üye alırız. Bir karşı oy ‘hayır’ demek için yeterlidir. Ortalama bu süreç bir ay sürer. 

Yıllık aidatınız ne kadar?
Bir işadamı için çerez parası, 2 bin 600 TL. Üyelerimize ortak satın alma ve farklı şekildeki kazandırdıklarımızı düşünürsek hiçbir şey değil.

Eskiden sizi TÜSİAD’la çok karşılaştırırlardı!
Gerek yok, burayı bir anti-tez olarak görmemek lazım. Biz çocukken domates mi daha kırmızı, biber mi daha acı diye sorarlardı. Cevabı da, elma daha tatlıdır... (Gülüyor)

2015’te ekonomik olarak en önemli gördüğünüz risk nedir? 
2015’i 2014’ten kötü bir yıl olarak görmüyorum. Seçim etkisinin ekonomiye olumsuz bir yansıması olacağını düşünmüyorum. İkincisi, etrafımızdaki coğrafyada olan olaylardan bahsediliyor. Suriye, Irak gibi olaylar bu sabahın olayları değil. Yıllardır o olaylar var. Biz ona rağmen yaşamayı biliyoruz. Petrol fiyatlarında ciddi düşüş var. Bu yıl cari açık 45 milyar dolar olacak; yani geçen yıla göre 20 milyar dolarlık lehte bir rakamdan bahsediyoruz. Bütün bunlar olumlu yolda giderken önümüzdeki seneyi çok da olumsuz bir tabloda görmüyorum. 

Tabloda olumsuz yönler yok mu?
Ekonomide nispeten başarılı olduğumuz iki alanda hafif ‘acaba’ soruları oluşmaya başladı. Enflasyonda istenilen kontrol bir türlü sağlanamadı. Bir de psikolojik sınırı aşan işsizlik meselesi var. Eğer önümüzdeki yıl ikisi de sorun olmazsa ekonomide bir problem olacağını düşünmüyorum. 

Orta Vadeli Program’da net ihracatın ekonomik büyümeye katkısı sıfır olarak görülüyor. Bu konuda ne diyeceksiniz?
Orta Vadeli Plan, temkinli bir plan. Ekonomi yönetiminin öyle yapması doğru. Ekonomi yönetimi, tabloyu pembe göstererek sonra eksilerde gitmeyi sevmiyor. Orta Vadeli Program’ın tespitine rağmen, ihracatın büyümeye sıfır katkısı olacağını düşünmüyorum. Bu yıl zaten ekonomi yönetimi iç piyasada bir soğuma kararı aldı. Bu soğutmayı yaşamışken, ihracattan da katkı almazsam 2015’in yüzde 4 büyümesini kim yapacak diye sormak lazım?

Sizin dernek olarak eleştiri ve perspektifinizi ekonomi yönetimi dikkate alıyor mu?
Sayın Başbakan’ın açıkladığı eylem planının beş ana başlıktaki dokuz maddedeki çalışmalarına bakarsanız, MÜSİAD’ın orta gelir tuzağı ile ilgili çalışmasının yansımalarını görürsünüz. Bu yılki raporumuzda KOBİ’ler ve tarım demiştik, KOBİ’lere desteği ve tarımda sulamayla ilgili söylediklerimizi görebilirsiniz. Biz doğruyu söylüyorsak, bunları da hükümet kendi programı içine alıyorsa, birileri de bundan rahatsız oluyorsa, varsın rahatsız olsun… 

Para Dergisi
E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde