Kunduradaki "Yeşil" kavga

Kunduradaki "Yeşil" kavga

61 yıllık geçmişi olan koca Yeşil Kundura'da miras kavgası çıktı. İşte kuzen kavgası

Kunduradaki "Yeşil" kavga
16px
24px
11.11.2009 10:21
ABONE OLgoogle

Perihan Çakıroğlu'nun yazısı

Kunduradaki "Yeşil" kavga (!)Atatürk'ün ölüm yıldönümünde dinlediğim hikaye, anlamlı ve güzeldi.Finalde ayrılık ve kavga olmasaydı, başlık da farklı olacaktı.   

Aile şirketlerinin "bitmeyen senfonisi" kavga, yine karşıma çıktı. İki kuzen İhsan Yeşil ile Kamil Engin Yeşil'in anlaşmazlıkları, 61 yıllık geçmişi olan koca Yeşil Kundura'nın başına geleceklerle ilgili ilginç ipuçları sergiledi.

Oysa, dünyanın en tanınmış firmalarına ayakkabı üretiyorlar. Sadece Türkiye'de değil, yurtdışında da biliniyorlar.

ABD'de birlikte olduğu güzel günleri anlatan, arada gözleri dolan "Duygusal Ağabey" İhsan Yeşil diyor ki, "Kuzenim Jet Engin, beni toplamda 38 milyon lira proje zararına uğrattı." Kamil Engin de diyor ki, "Hayır, ben Dema Grubu'ndaki  mağazaları alarak onu düştüğü zorluktan kurtardım. Paraları da ödedim. Ayakkabıları da satın aldım. Bana birleşme talebi gelmedi. Üstelik biz yeni ayrılmadık. Babalarımız 22 yıl önce ayrılıp kendi yoluna gitti."

İkisi de birbirini suçluyor. Geçenlerde Yeşil Kundura'da çıkan yangın konusunda da görüşler farklı. En iyisi, biz önce, hikayeyi anlatalım. 

Osmanlı-Rus harbi sırasında, kendilerini korumak için Rize'den göçüp, Hendek-Karadere'ye yerleşen Yeşil Ailesi'nin serüveni, bir roman hatta dizi konusu.

Büyük dede Ömer Yeşil'in öksüz kalışı, çok küçük yaşta evlenişi ve 10 çocuklu bir aile haline gelişi. Çeşitli nedenlerle 4 çocuğunu kaybeden Ömer Yeşil'in oğullarından Recep Ali Yeşil'in hayata tutunmak için verdiği amansız mücadeleler. O sıralarda takvimler, 1935-1940 yıllarını gösteriyor. Recep Ali Bey, henüz çok küçük, İstanbul'a geliyor ve yaşamını sürdürmek için 'keçi çobanlığı' yapıyor. 

SÜMERBANK FABRİKASI YOLUNU ÇİZİYOR

Bir gün keçilerini deniz kıyısında gezdirirken, kayadan düşüyor. Onu bulan balıkçılar, Baltalimanı Hastanesi'ne götürüyorlar. Teyzesi, iyileşince hastaneden çıkarıyor. Küçük Recep Ali, Beykoz'da teyzesiyle kalırken, hayatını da yoğurt satarak kazanıyor. O sıralarda Beykoz'daki  Sümerbank'ın kundura fabrikası yeni açılmış. Atatürk, fabrikayı asker için kundura üretilmesi amacı ile kurdurmuş.

Baradaki işçilere de Recep Ali, yoğurt veriyor. Onlarla arkadaş olan Recep Ali'ye, fabrikada çalışması için teklif yapılıyor.

İşte, yıllar sonra adı "Yeşil Kundura" olarak ünlenen devlet dışında ilk kez askere de mal satan ayakkabı üreticisi Yeşil Ailesi'nin başarı öyküsü de böyle başlıyor.

Sümerbank'ta işi öğrenen Recep Ali'nin askerlik zamanı geliyor. Silahtarağa'daki barut fabrikasında tamamlıyor vatani görevini. Sonra yine Sümerbank'a dönüyor. Kafasında başka projeler var. Ayrılıp, Çarşıkapı'ya gidiyor. Tarih 1940'larda seyrederken, o da Türkiye'nin daha sonradan ilk ayakkabı fabrikası olacak atölyeyi kuruyor. Gayrimüslim esnafla da ilişkileri çok iyi.

Avrupa'dan 10 makine alıyor.10 yıl içinde büyüdükçe büyüyor. Sümerbank ayakkabılarından daha iyi ayakkabı üretiyor. Çarşıkapı'da ünlü Azak sineması yakınında daha büyük atölye ve ardından 1960'larda Rami'de fabrika kuruluyor. DDY'ye ilk ürünler satılıyor. TSK ihalelerinde de Yeşil'lerin kunduraları, postal ve potinleri tercih ediliyor.

Recep Ali Bey, zengin olunca, kardeşlerini yanına çağırıyor. Kamil Engin Yeşil'in babası Mustafa Yeşil'le iki büyük ortak olarak devam ediyorlar.

 Ne yazık ki, iki kardeş 1987'de ayrılıp, kendi yollarına gidiyorlar.

Hikayenin şimdiki sonu: Mustafa Yeşil, artık yaşamıyor. Recep Ali Bey ise 80 yılların sonuna gelmiş, evinde ölümü bekliyor. Ve onların oğulları kavgaya girişmişler. Ailenin öteki fertleri de birbiriyle anlaşamıyor.

Bugün

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde