Konukoğlu: Ustam enseme tokat atardı, Allah razı olsun

Hür Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (HÜRSİAD) düzenlediği “Ayın Konuğu” programına katılan Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, iş yaşamına ilişkin deneyimlerini anlattı.

Konukoğlu, çalışmayı çok sevdiği için okulu bırakıp babasının fabrikasında çalışmaya başladığını söyledi. Babası Sani Konukoğlu’nun, Muharrem Usta’ya, “Abdulkadir bundan sonra benim oğlum değil, senin çırağın. Eti senin, kemiği benim. Artık iş saatlerinde yanıma dahi gelmeyecek” dediğini kaydeden Konukoğlu, şöyle devam etti:

“Yer süpürdüm, tezgah sildim, yağladım. Ustam geçerken çöp tenekesini devirir; ‘niye yerleri temizlemedin’ der, enseme tokat atar. Tezgaha elini sürer; ‘neden iyi silmedin’ diyerek bağırırdı. Allah kendilerinden razı olsun. Onların sayesinde emir almayı, itaat etmeyi, patron oğluyum demeden iş yapmayı öğrendim. Daha sonra işletmenin her kademesinde çalıştım ve nihayetinde idari görevler üstlendim. Bu noktalara kolay gelinmiyor. Yarım asırdır çalışıyorum. 50 yılda yaşadıklarım biraz önce öz geçmişimde izlediğiniz kadar kısa sürede gerçekleşmedi. Ama öylesine istekli ve severek çalıştım ki, yarım asırlık çalışma sürecim dahi bende yılgınlığa neden olmadı. 15 yıl önce kararlaştırdığım ve kamuoyu ile de paylaştığım üzere, yıl sonunda holding yönetim kurulu başkanlığından ayrılacağım.”

BAŞKANLIKTAN AYRILDIKTAN SONRA NE YAPACAK

Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanlığı’ndan ayrıldıktan sonra bir kenara çekilmeyeceğini, Sanko Üniversitesi ve Sani Konukoğlu Vakfı’nın yönetimini üstleneceğini vurgulayan Konukoğlu, başarısının sırrını şöyle açıkladı:

“Kardeşlerimle, mühendislerle, ustalarla, işçilerle ve idari kadroda çalışanlarla Sanko’yu büyüttük, bugünlere getirdik. Onlarla başardım. 'Şıh uçmaz mürit uçurur' diye bir sözümüz var. Onlar sayesinde başarılı oldum. Ancak, nereden nereye geldiğimizi de hiçbir zaman unutmadık. Mağarada kurduğumuz fabrikadan buralara gelmek kolay olmadı. Merdivenleri birer birer çıktım. Eğer 3’er 3’er atlarsanız, ayağınızın kayıp düşme ihtimalini, yani başladığınız yere dönme durumunu hiçbir zaman gözardı etmemek gerekir. 12 sektörde 14 bin çalışanımızla daha iyisi için çaba gösteriyoruz. Sabır, mutluluk, çalışmak, aklın önüne geçmeyen hırs ve paylaşmak, başarının sırrını oluşturuyor.”

GİRİŞİMCİLERE TAVSİYE

Girişimciliği, 'doğuştan', 'başaranı takip eden' ve 'eğitimini alan' olarak tanımayan Konukoğlu, “Bir de her yerde söylüyorum. Kimse komşusunun yaptığı işi yapmamalı. İnternet elinizin altında, her yere her zaman ulaşım olanağı var. Gidin inceleyin, hiç kimsenin yapmadığı ya da az yapılan işi yapmaya özen gösterin” ifadelerini kullandı.

Büyük şirket ile küçük şirketin muhasebe işlemlerindeki tek farkın, rakamlar olduğunu ve hepsine aynı zamanın ayrıldığını anımsatan Konukoğlu, firmaların büyüklüğüne göre küçük işlerden çekilmesi gerektiğine dikkati çekti.

DÜRÜSTLÜĞÜN ÖNEMİ

“Dürüst ol, yaptığın işin, sattığın malın arkasında dur, her zaman kazanırsın” diyen Konukoğlu, daha sonra soruları yanıtladı. Aile şirketlerine ilişkin bir soruya, “Çocuklarınızı işletmede görev alma sürecine, yani kıdemine göre maaşa bağlayın. İşi eve, evi işe taşımayın” yanıtını veren Konukoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Günü geldiğinde baba ya da ağabey işin başından ayrılıp, geriden işin yürütülmesini kontrol etmeli. Böyle olunca görev değişimi ölüm yoluyla değil, belli bir yaşa gelince kurallı olarak gerçekleşir. Hem de görevi devreden, görevi üstlenene yardımcı olur. Ayrıca miras paylaşımı, baba vekili olan büyük ağabey tarafından adaletli yapılmalı. Babam vefat ettiğinde miras paylaşımını gerçekleştirdim. Herkes hakkına düşeni kura ile aldı, sona kalanı da ben aldım. Hiç kimse karşıma geçip de ‘bana değersiz yeri verdin’ veya ‘bana azını verdin’ deme gereğini duymadı. Böyle davranılırsa kardeşler arasında kavga olmaz ve bu sayede şirketler kuşaktan kuşağa geçer”

"ZEKAT MALIN SİGORTASIDIR"

Başarının bir sırrının da “Hayır, hasenat ve zekat” olduğunu ifade eden Konukoğlu, zekatı bir anlamda malın sigortası olarak tanımladı. Genellikle kek ve pasta hamurunun kabarması için hamur yoğrulurken kabartma tozu katıldığını hatırlatan Konukoğlu, zekatı da 'varlığın kabartma tozu' olarak değerlendirdi. Şirketleşmenin önemine ilişkin soruyu, “Şirketleşmek lazım ama hızlı karar alma süreci ve olumsuzlukta canı yanacak, aileden birisi son karar noktasında olmalı” vurgusunu yaptı.

Konukoğlu, 'çözüm süreci'ne ilişkin soruya ise şu cevabı verdi:

“Bu ülkede yaşayan herkes kardeştir. El ele vererek hep birlikte kalkınacağız. Göreceksiniz Gaziantep gibi diğer iller de gelişecek. Ancak, şunu da belirtmek istiyorum; Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine, o bölge illerinden olup, diğer illere yatırım yapan sanayici ve iş adamları da yatırım yapmalı. Her zaman söylediğim ve slogan haline gelen bir ilkem var. ‘Dünyada Türkiye, Türkiye’de Gaziantep...’ Bu sözü herkes kendi şehri için söylemeli ve doyduğu yerin yanı sıra, mümkün olduğunca doğduğu kente de yatırım yapmaya özen göstermeli. Ayrıca, barış sözü elbette güzel ama zaten küs değildik ki. Her zaman bölge halkını kendimiz gibi bildik. Bizler kardeşiz. Binlerce yıldır kaynaşmışız, etle tırnak gibiyiz. Bölgeden Gaziantep’e gelen göçü her zaman sanayileşmemize katkı olarak gördük”
“Türkiye’ye dünya, Gaziantep’e Türkiye gıpta ediyor” diyen Konukoğlu, Gaziantep’in başarısında kentte yaşayan herkesin katkısının bulunduğunu kaydetti. Ekonomide Türkiye’nin dünyada örnek gösterilen başarılara imza attığını anlatan Konukoğlu, bunu sağlayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki hükümete, ekonomi bürokrasisine ve üretimin öneminden hareketle yatırım üzerine yatırım yapan girişimcilere, sanayicilere teşekkür etti.