Koç: Kınamayı bırakıp acil eyleme geçilmeli

Koç: Kınamayı bırakıp acil eyleme geçilmeli

TÜSİAD YİK Başkanı Mustafa Koç, terör konusunda artık kınama ve lanetleme söylemlerinin ötesinde..

Koç: Kınamayı bırakıp acil eyleme geçilmeli
16px
24px
24.06.2010 11:36
ABONE OLgoogle

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Mustafa Koç, terör konusunda artık kınama ve lanetleme söylemlerinin ötesinde, konuyu bütün unsurlarıyla ele alan ve ortak akılla geliştirilecek yaklaşım ve eylemlere acilen ihtiyaç olduğunu bildirdi. 

     Koç, TÜSİAD YİK toplantısında, konsey toplantısını Bodrum'da yapmayı planladıklarını ancak, teröre kurban verilen şehit evlatların acılarıyla sarsılırken, bu konuya hak ettiği şekilde odaklanabilmek için toplantıyı İstanbul'a aldıklarını kaydetti. 

     ''Terör bu sıklıkta ve yoğunlukta can almaya devam ederse diğer konularda söyleneceklerin, yapılacakların hiçbir anlamı maalesef kalmayacak, kimsenin kimseyi anlayışla karşılamayacağı, hatta dinlemeyeceği bir ortam oluşacak'' diyen Koç, bunun Türkiye'nin, herkesin ortak sorunu olduğunu, çözümün de herkesin ortak sorumluluğu olduğunu anlattı. 

     Koç, ''Artık kınama ve lanetleme söylemlerinin ötesinde, konuyu bütün unsurlarıyla ele alan ve ortak akılla geliştirilecek yaklaşım ve eylemlere acilen ihtiyaç vardır. Çok boyutlu, stratejik kurumlar arasında tam bir eşgüdüm ve işbirliği, iktidarıyla, muhalefetiyle partiler üstü bir yaklaşım geliştirilmesi gerekmektedir'' dedi. 

     Sık sık terörün dış politik gelişmelerle, dış mihraklarla bağının kurulduğu, bu yönde yorumlar yapıldığının her gün görüldüğünü, oysa üzerinde daha çok durulması gereken noktanın, ''terörün siyasette gerginliğin arttığı ve devleti zaafa uğratacak noktaya geldiği dönemlerde yeniden tırmanıyor olması'' olduğunu dile getirdi. 

     ''Unutmamalıdır ki siyaset sahnesinde elbirliğiyle yaratılan gerginlik ve saflaşmalar, terör için en verimli zemini oluşturmakta...'' diyen Mustafa Koç, bu bilinçle Türkiye'deki tüm kurum ve vatandaşların sağduyuyu bırakmaması, barışçıl, insancıl ve demokratik politikalara inançlarını ve bağlılıklarını yitirmemesi gerektiğini kaydetti. 

     Mustafa Koç, hükümetin, bu ülkenin en önemli sorunlarını çözme yönündeki girişimlerinin tüm partiler ve taraflarca desteklenmesi gerektiğinin altını çizerek, hükümetin bu büyük ve zor konunun çözümünde inancını, hedefini yitirmeden ortak akılla geliştirilen ulusal bir politikayı izlemeye devam etmesi gerektiğini söyledi. 
     
     ''DİĞER GÜNDEM MADDELERİNİ DERİN DONDURUCUYA KALDIRAN...''

     
     Son zamanlarda diğer gündem maddelerini ''adeta derin dondurucuya kaldıran'' Anayasa ve referandum konusuna bir de bu pencereden bakmayı öneren Koç, bugünkü kutuplaşmada ülkenin yönetim esasları üzerindeki uyuşmazlığın önemli bir rolü olduğunun görüldüğünü, bu konuda bir uzlaşma belgesi olması gereken Anayasa'nın, Türkiye'deki gelişmelerin ''gerisinde kaldığı için fonksiyonunu yerine getirmede maalesef zorlandığını'' söyledi.

     Anayasa'nın kapsamlı biçimde değiştirilmesi gerektiğinin tüm taraflarca kabul edilen bir gerçek olduğunu sandığını ifade eden Koç, şöyle devam etti:

     ''Ancak bu değişikliğin şekli de özü kadar önem arzediyor. Mevcut Anayasamızda öngörülen değişikliklerin siyasal ve toplumsal uzlaşmanın ürünü olması gerekirken, bazı maddelerin aksine kutuplaşmayı artıran bir etkiyi doğurmasından da aynı zamanda endişe duyuyoruz. Referandumu bekleyen pakette tek başına değerlendirdiklerinde, bizim de desteklediğimiz ve toplumsal uzlaşmanın kolaylıkla sağlanabileceği değişiklik maddeleri mevcut. Bunlar Anayasa'nın ruhunu değiştirmeyen, ancak demokratik açıdan savunulabilecek düzenlemeler...

     Buna karşılık yargı bağımsızlığını geliştirmek yerine, yürütmenin yargı üzerindeki etkisini artıran, siyasi parti yasaklarını kaldırmak yerine parti kapatmayı siyasi pazarlık alanına taşıyan düzenlemeler de mevcut. Zaten ardı ardına gelecek yerel seçimler ve cumhurbaşkanlığı seçimleri varken, bunların önünde bir de referandum eklenmiş bulunuyor. Bu tablonun ülkeye yarardan çok zarar getireceği endişesini taşıyoruz.'

''BURADA EN UFAK BİR DİKKATSİZLİK, HASSASÇA YÖNETİLMESİ GEREKEN DENGELERİ BİRDEN TAHRİP EDEBİLİR.

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Mustafa Koç, Türkiye'nin komşularıyla sıfır sorun politikası izlemesinde yadırganacak bir durum olmadığını belirterek, ''Ancak bu inisiyatifleri geliştirirken bazı aşırı girişim ve taahhütlerin yaratabileceği tuzaklara da çok dikkat etmemiz gerekir. Burada en ufak bir dikkatsizlik hassasça yönetilmesi gereken dengeleri birden tahrip edebilir. Ülkemizi arzu edilemeyecek bir izolasyona sürükleyebilir'' dedi.
     Koç, TÜSİAD YİK toplantısında, önümüzdeki dönemde dünyadaki olası gelişmelere baktıklarında Türkiye'nin refah ve mutluluğunu artırma fırsatlarının artacağını ve bu fırsatların doğru değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
     Dünya ekonomisinin kriz sonrası finansal mimarisinin şekillendirilmesinde ağır kalmasının, küreselleşmeyi kesintiye uğratma tehdidi yarattığının bugün en çok konuşulan konular arasında yer aldığına işaret eden Koç, uluslararası planda tatmin edici sonuçlar alınamayacağı kaygısıyla özellikle bazı gelişmiş ülkelerin finansal ve ticari olarak kendi içlerine kapanmasının küresel refah açısından endişe verici bir sonuç olacağını vurguladı.
     Mustafa Koç, şunları kaydetti:
     ''Bu haftasonu Kanada'da ve kasımda Güney Kore'de yapılacak iki G20 toplantısında bu konuda elle tutulur sonuçlar alınacağı hususundaki umudumuzu koruyoruz. Burada üzerinde durmamız gereken konu, küreselleşmenin geleceğini şekillendirme sorumluluğunun G20 platformuna verilmesiyle birlikte, Türkiye'nin önüne çıkan fırsatlardır. Başta ABD olmak üzere bir çok gelişmiş ülke G20 zirvelerinde küreselleşme konusunda bir samimiyet sınavından geçecektir. Bu ortamda Türkiye ekonomisinin küreselleşmenin nimetlerinden her gün biraz daha fazla yararlanacağı bir gelişim çizgisi göstermekte olduğunu iyi kavramalıyız. Yapmamız gereken küreselleşmenin kurum ve işleyişinin tahkim edilmesinden ve geliştirilmesinden yana açık bir tavır sergilemektir.''
     Tüm dünyanın dikkatini üzerinde topladığı bu dönemde Türkiye'nin G20 platformunda aktif profil çizmesinin, kendini yeniden konumlaması açısından önem kazandığını vurgulayan Koç, bu konumlamanın yalnızca tek bir coğrafyanın sorunlarıyla değil, küresel sorunlarla ilgili gerçek anlamda küresel etkinlik sahibi bir ülke olarak ortaya çıkma biçiminde olması gerektiğini belirtti.
     Mustafa Koç, ''Kendi kendisine çelme takmayı bırakmış bir Türkiye küresel düzendeki yerini biraz daha sağlamlaştırmanın paha biçilmez fırsatını yakalayabilir. Bu yaklaşım Türkiye'nin dış politikasında bir 'eksen kayması' olduğu yönündeki iddialara da en güzel cevabı oluşturacaktır'' dedi.
    
     -SIFIR SORUN POLİTİKASI-
    
     Türkiye'nin doğu ile batı arasında köprü olma özelliğinin basit bir retorik olmaktan çok uzun zamandır çıktığını, ekonominin her iki dünya ile sıkı bir ilişki içerisinde olduğunu ifade eden Koç, Türkiye ekonomisi güçlendikçe, yeni pazar olanakları aramaya başladığını ve birden fazla coğrafyanın nimetlerinden faydalanmanın altyapısını yıllar önceden beri geliştirmekte olduğunu ve geliştirmeye devam ettiğini söyledi.
     Koç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
     ''Türkiye'nin bu çabaları bugün dünya ekonomisinin ağırlık noktasının Batı'dan Doğu'ya doğru kaymaya başlamasıyla örtüşmektedir. Bu çerçevede Türkiye'nin komşularıyla sıfır sorun politikası izlemesinde, kendi bölgesinde stratejik işbirlikleri gerçekleştirmesinde, bölge sorularının masada çözülmesini talep etmesinde, bu yönde inisiyatif geliştirmesinde yadırganacak hiç bir durum yoktur. Ancak bu inisiyatifleri geliştirirken bazı aşırı girişim ve taahhütlerin yaratabileceği tuzaklara da çok dikkat etmemiz gerekir. Burada en ufak bir dikkatsizlik hassasça yönetilmesi gereken dengeleri birden tahrip edebilir. Ülkemizi arzu edilemeyecek bir izolasyona sürükleyebilir.'' 

     Koç, Türkiye'nin Doğu dünyası ile olduğu gibi Batı dünyasıyla ilişkilerinde de iyi tasarlanmış, tutarlılık içinde uygulanan ve biri diğerini bütünleyen bir politikalar kümesine sahip olduğunu göstermeye ihtiyacı bulunduğunu ifade etti. 

     ''Tek coğrafyada liderlik peşinde koşmak dış politikamızın ekonomide bugün ulaşmış olduğumuz küresel perspektifin gerisine düşmesine neden olacaktır. Doğru olan here iki coğrafyada da güçlü bir konum edinebilmektir'' diyen Mustafa Koç, Türkiye'nin Batı'daki gücünün Doğu'daki itibarını, Doğu'daki gücünün de Batı'daki itibarını artıracağını kaydetti. 

     Koç, ''Yeter ki doğru eylemleri ve söylemleri seçebilelim. Doğru eylemlerin yaratacağı olumlu etkileri yanlış söylemlerle yok etmeyelim. Uluslararası camiaya birbiriyle çelişmeyen duruşumuz ile ilgili kuşku yaratmayan mesajlar verelim. Uluslararası ilişkilerle ilgili konuları iç politikanın malzemesi haline getirmeyelim'' diye konuştu.

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde