Kemer sıkmayan ultra zengin lüks markaları ihya etti

Küresel kriz fakiri de ortadireği de vurdu. Çin'den ABD'ye kadar herkes krizi ensesinde hissetti. Bir kesim hariç; Zenginler.

Bu kesime hitap eden lüks şirketlerin satışları ise bunun en büyük kanıtı. Mücevherci Tiffany&Co.'dan statü sembolü haline gelmiş binlerce dolarlık çantalar üreten Louis Vuitton'a kadar çok sayıda "ikon" markanın satışları krize rağmen patladı. Üstelik bu lüks markalar satışlarını tüketicinin elini cebine atmadığı, harcamaların dibe vurduğu ve yetkililerin alışverişi özendirmek konusunda uzun bir süredir başarılı olamadığı ABD pazarında gerçekleştirdi.

Tiffany&Co. ilk çeyrekte ABD'deki satışlarını yüzde 26 yükseltti. Fendi'den Givenchy'ye kadar bir çok ünlü markayı çatısı altında barındıran lüks ikonu Louis Vuitton'un ABD'deki satışları da aynı çeyrek dönemde yüzde 20 arttı. Zenginler kulübünün en fazla tercih edilen lüks saat üreticilerinden İsviçreli Tag Heuer de krizin vız geldiği şirketler arasında. Tag Heuer'ın son rakamlarına göre de ilk çeyrekte özellikle mücevher ve pahalı saat satışlarındaki artış yüzde 58 oldu. Hatta lüks saatleri ile tanınan İsviçre'nin saatçiler birliğinin Marketwatch'a verdiği bilgiye göre ABD'ye yapılan saat ihracatı mayıs ayında yüzde 12 arttı. Sene başından bu yanaki lüks saat ihracatındaki artış ise yüzde 9'u buldu.
 
Gelir dağılımı bozuldu lüks markalar yaşadı

Uzmanlara göre kriz zamanlarının kralı her zaman için "nakit sahipleri" oluyor. Özellikle krizin yarattığı olumsuz psikoloji ile elinde nakiti olanlar kendilerini daha mutlu hissettirecek pahalı ve şık ürünlere yöneliyor. ABD pazarında artan lüks satışlarını destekleyen faktör ise krizle beraber gelir dağılımında yaşanan bozulma oldu. Türketici harcamaları geçen hafta açıklanan rakamlara göre beklentilerin de üzerinde düştü. Çünkü buradaki tüketiciyi ağırlıklı olarak temsil eden orta gelirli ABD'linin alımgücü artan iş kayıpları ile iyice eridi. Ancak zenginlerin geliri ortadireğin aksine çok daha hızlı bir şekilde artmaya başladı.

Araştırma şirketi Cap Gemini'nin verilerine göre ABD'deki zenginler yaşanan küresel krize rağmen net servetlerini geçen seneye göre ciddi biçimde katladı. 1 milyon doların üzerinde servet sahibi olanlar giderek artarken, 30 milyon doların üzerindeki "ultra zengin" olarak tanımlanan servet sahipleri adeta patlama yaşadı. Ultra zenginlerin varlıkları 2009 yılında yüzde 21,5 artarak 1 milyon dolarlık zenginlerden daha hızlı bir artış kaydetti.
 
Ultra zenginlerin 3'te 1'i ABD'de

Dünya çapındaki ultra zengin sayısının ise 100 binden az olduğu düşünülüyor. Bu ultra zenginlerin 3'te 1'i ABD'de bulunuyor. Sadece ABD'de değil dünya çapında da ultra zenginler krizde servetlerine servet kattı. Businessweek'in 18 Haziran tarihli sayısında 5.1 milyon nüfuslu Singapur'da ülkenin yüzde 11,4'ü milyoner olarak sınıflandırıldı. Boston Consulting Group'un (BCG) araştırmasına göre küresel refahta 2009 yılında yüzde 11,5 artış yaşandı ve varlık değeri 111.5 trilyon dolara ulaştı. BCG'ye göre küresel zenginlik 2014'e kadar yılda ortalama yüzde 6 artacak. Bu artışta öncülüğü Asya-Pasifik ülkeleri yapacak. Fortune 500'ün şirket CEO'larının listesinde ise ortalama ücret son açıklandığı 2008 yılında 10.5 milyon dolardı. Bu ABD'de çalışan orta gelirli birinin aldığı ücretin neredeyse 300 katı. Hatta öyle ki bu oran piyasa ekonomisinin oluşmadığı ve gelir dağılımının en bozuk olduğu iddia edilen 1940'lardan 1980'lere kadarki dönemde bile 40 kat daha fazlaydı. Dolayısıyla krizde orta halli tüketiciye hitap eden şirketler umduğunu bulamazken lüks markalar satışlarında patlama yaşayabildi. 1979'dan 2007'ye kadar ise ABD'de orta sınıfın geliri 44 bin dolardan 55 bin dolara yükseldi. Yani orta gelirlilerin alım gücü zenginlerin alım gücünden daha düşük bir ivme ile arttı.