Kastamonu’nun Tıp Fakültesini çalmışlar: Peki nasıl?

Kastamonu’nun Tıp Fakültesini çalmışlar: Peki nasıl?

Kastamonu’nun Tıp Fakültesini çalmışlar. Bürokrasi çalmaz. Kastamonu yedi yıldır Ankara’dan fakültesini istiyor. Hikaye şu:

Kastamonu’nun  Tıp Fakültesini çalmışlar: Peki nasıl?
16px
24px
17.06.2014 10:00
ABONE OLgoogle
Fikri Türkel'in yazısı

    “Fakültemizi çaldılar!”

    İstanbul Sanayi Odası (İSO) meclis üyeleri hafta sonu Kastamonu ziyaretindeydi. İSO’nun burada ne yaptığını anlatmadan önce fıkra gibi iki olay aktarmak istiyorum. 
    Bürokrasiyi anlamadan, Türkiye’de olanları anlamak mümkün olmayacak.
    Gelelim başlığa… Kastamonu’nun  Tıp Fakültesini çalmışlar. Bürokrasi çalmaz. Kastamonu yedi yıldır Ankara’dan fakültesini istiyor. Hikaye şu:
    1998 yılında Bölge Hastanesi kurulmak üzere ihale yapılıyor. 2005 yılında Bölge Hastanesi inşaatı kapı ve penceresine kadar tamamlanıyor.  2006 yılında da Kastamonu Üniversitesi açılıyor. 
    Sivil toplum örgütleri, Kastamonu’da bir tıp fakültesi olması için harekete geçiyor. Bu süreçte Hacettepe Üniversitesinden bir teklif geliyor. Hacettepe tıp fakültesini açmayı kabul ediyor. Adı da Hacettepe Üniversitesi Kastamonu Tıp Fakültesi oluyor. 
    Eğitim binası olarak da Bölge Hastanesi gösteriliyor. Sağlık Bakanlığı da bu gerekçeyle, binayı Hacettepe’ye tahsis ediyor. 
    2007 yılında tıp fakültesine dekan da tayin ediliyor. 
    Ancak Hacettepeli yetkililer, o dönemde binadaki altyapı eksiklikleri gerekçesiyle dekanlık gibi merkezlerinin de olmadığı ve şekilde eğitim veremeyeceklerini gerekçesiyle ilk iki yılı Ankara’da eğitime devam kararı alıyorlar. 
    Sonrasında eğitimler Kastamonu’da devam edecekti. 
    Üniversite, Bölge Hastanesi binasının tamamlanması için hükümetten ödenek de alıyor. Aradan iki yıl yanı sıra bir beş yıl daha geçiyor. 
    Hacettepe, Kastamonu Tıp Fakültesi için kadro alıyor, bütçe alıyor, öğrenci alıyor hatta bu öğrencileri mezun da ediyor. Ama Kastamonu’ya gelmiyor. 
    Önceki ay, Hacettepe Rektörü Kastamonu’ya geliyor. Binanın tamamlanması için 150 milyon lira gerektiğini söylüyor. Borçları olduğu için de binayı Kastamonu Üniversitesi’ne devredilmesi gerektiğini söylüyor.
    Muhtemel ki 1998 yılında yapılması başlanan bina önümüzdeki günlerde Hacettepe Üniversitesinden Kastamonu Üniversitene devredilecek. Ancak Tıp Fakültesi şimdilik Kastamonu sınırlarından bile girmemiş olacak.
    Kastamonulular çalınan Tıp Fakültelerini istiyor.
    Dünyanın en büyük dört kanyonundan biri Kastamonu’dadır. Hatta dünyanın en büyük ikinci mağarası da Kastamonu’da…
    İlginç rakamlar verilebilecek potansiyelleri sayabiliriz. Ancak dünyanın en büyük teleferik hatlarından birinin de burada olduğunu duymuş muydunuz?
    Alın size fıkra gibi ikinci olay…
    Küre Dağları ihtişam ve güzelliğinin yanı sıra bakır madenleri ile ünlü. Roma döneminden beri bakır cevheri çıkartılan bir ilimizdir. 
    1960’lı yıllarda ulaşım zorluğu sebebiyle bakır cevherini İnebolu’ya indirecek bir teleferik hattı yapılıyor. 
    25 km uzunluğundaki teleferik hattının her bir vagonu 1 ton cevheri rahatça taşıyabiliyor. 
    Sapasağlam hat 25 yıldır kullanılmıyor.
    Karayolu yapılınca, teleferikten vazgeçiliyor.
    Madeni işleten Cengiz İnşaat, şimdi yeni bir bakır damarı da bulduğunu söylemiş. Muhtemel ki teleferik yine kullanılmayacak.
    Hâlbuki teleferik hattı maden cevheri taşımak yerine, turistik amaçlı kullanılabilir. Küre dağlarında turistik gezi için farklı bir tercih olarak sunulabilir.
    Bunu biz bilmeyiz, bürokrasi bilir… 
    Bu tür olayları bilmeden şehirleri tanımak mümkün olmuyor. 
    İnebolu, 100 yıl önce 40 bin nüfuslu bir ticaret ve liman merkeziydi. Şimdi 10 bin nüfuslu ulaşım hatları olmayan bir yer durumunda.
    Ilgaz Tüneli ile birlikte liman da tamamlandığında İç Anadolu ile bağlarını yeniden kurabilecek. 
    Kastamonu da il olarak nüfusu yüz yıldır değişmeyen yerlerden biri. Çok göç veriyor. Bu sebeple İstanbul’da en az 1 milyon Kastamonulu olduğu tahmin ediliyor.
    İSO meclis üyelerinin yüzde 10’u Kastamonulu olduğu için, her yıl odanın yaptığı Anadolu gezilerinde burası seçilmesi normal. 
    Muhtemel ki potansiyelleri görmek için bu tür geziler anlamlı.
    Benim de şahit olduğum bir iki olay sanayicinin bölgeye gelmesi için bir adım olacak.
    Ilgaz Dağında olan Ilgaz Montain Otel’e ek bina bunlardan biri. Kastamonu’da otel eksikliği kendini hissettiriyor. Bu dağ oteli hem kışın hem yazın dağ turizmine hizmet verebileceği gibi şehre yakınlığı sebebiyle de şehir oteli olarak kullanılabilecek.
    150 ek odalı merkezi bina için her şey hazır. 
    Yemek Sanayicileri Federasyonu, 41. il şubesini Kastamonu’da açtı. Dernek, bölgedeki organik tarım sertifikalı ürünler konusuna odaklanması arzu ediliyor.
    İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, “şehirlerin hedeflerini belirlemesi” gerektiğini söylüyor. Buna göre fakülteleri belirlenmeli, önceliklere göre adımların atılması gerektiğini hatırlatıyor. 
    Bahçıvan, bu vesileyle de odanın üniversite-sanayi işbirliği konusunda bir çalışması olduğunu, beş üniversite ile birlikte yaptıkları çalışmanın sonuçlarını önümüzdeki günlerde açıklayacaklarını vurguladı.
    Bu gezide en çok ilgimi çeken nokta şu oldu: Kastamonu bu kadar yakınken, geziye katılanlardan pek çoğunun ilk kez görmesi.
    “Ilgaz, Anadolu’nun sen yüce bir dağısın” türküsüyle büyüdük ama gidip görmedik.
    Gidip gördüğümüzde de potansiyellere sevindik ama bürokrasinin saçmalıklarına da hayretlerle güldük…
E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde