Kamhi, referandumda nasıl oy verecek?

Kamhi, referandumda nasıl oy verecek?

Musevi cemaatinin önemli isimlerinden Jak Kamhi'nin oğlu işadamı Hayati Kamhi, referandumda verceği oyu açıkladı

Kamhi, referandumda nasıl oy verecek?
16px
24px
06.09.2010 07:57
ABONE OLgoogle

Musevi cemaatinin önemli isimlerinden Jak Kamhi'nin oğlu işadamı Hayati Kamhi, 22 yıl sonra istikrarı görüp Türkiye'ye döndü. Hayati Bey referandumu değerlendirdi Kamhi'ye göre kriz Türkiye'yi teğet geçti ama hâlâ büyük bir risk var: 12 Eylül'de 'Hayır' oyu çıkarsa hem ekonomi hem dış sermaye girişi olumsuz etkilenecek

İşdünyasının duayen isimlerinden, Musevi işadamı Jak Kamhi'nin büyük oğlu Hayati Kamhi ilk kez bir gazeteye röportaj verdi. 1980'lerde ülkeyi terk edip, Cenevre'ye yerleşen Kamhi tam 22 yıl sonra yeniden Türkiye'ye dönmeye karar verdi. "Neden gittiniz, neden geri döndünüz?" sorusuna "O dönemde malum ülke karışıktı, 2002'den sonra ise Türkiye'nin iyi bir noktaya geleceğini görüp, döndüm" diye cevap veriyor. Son 8 senede Türkiye'nin güven ve istikrar ile büyüdüğünü belirten Kamhi, yaklaşan referandumu da şöyle değerlendiriyor:

"Referandumda 'hayır' çıkması ekonomiye ve yabancı sermaye akışına darbe vurabilir. Anayasa değişiklik paketini destekliyorum. Yeni Anayasa Paketi hem AB normalarına, hem demokratik prensiplere hem de dünya kriterlerine uyan bir paket. Tartışmalı birkaç madde olsa da bu adımı cesaretle atmalıyız. Diyelim ki, 100 adım atmalıydık, bunun 95'ini attık diye algılarsak, pakete 'evet' demek bence en doğrusudur." İşte Kamhi'nin sorularımıza verdiği yanıtlar:

 Türkiye ekonomisi ile başlayalım. Sizce ekonomi artıda mı ekside mi?

Ekonomimiz yılın ilk yarısında çok iyi performans gösterdi. 1993-2002 yılları arasında ortalama büyüme yüzde 3'tü. 2002- 2008 arasında ortalama yüzde 6.1 büyüdük. 2010'a geldiğimizde ise yüzde 10'ların üstünde büyüme olduğunu görüyoruz. 2002'de 3 bin 500 dolar olan kişi başına milli gelir 2009'da 8 bin 590 dolar oldu. 2002'de IMF'ye olan borcumuz 23.5 milyar dolar iken, bu rakam 2009 sonunda 6.8 milyar dolara indi. Döviz rezervleri 2002'de 26.8 milyar dolardı, büyük bir artış göstererek 2009'da 70 milyar dolara çıktı. Borsada işlem hacmi rekor kırdı. 2002'de 36 milyar dolar olan ihracatımız 2009'da 102 milyar dolara çıktı. Yabancı sermaye için en iyi alternatiflerden biri olduk.

TÜRKİYE GÜVEN VERİYOR

İkinci yarıda Avrupa'daki krizler ve ihracat pazarlarımızdaki daralmalar nedeniyle büyüme düşebilir. Ancak 2011'in ilk çeyreğinde yine yükselen ihracat ve büyüme hızı bekliyorum. Neticede, dünyadaki genel ekonomik duruma göre çok üstün bir şekilde seneyi kapatacağımızı düşünüyorum. Yabancı sermayenin adeta yarışarak ülkemize gelmesi Türkiye'ye güvenin ispatı. Bugün İstanbul'un Çanakkale'nin ihtiyacı olan yeni köprülere cebimizden sermaye ayırmak yerine üstüne para alarak, yabancılara finanse ettirmemiz mümkün hale geldi. Kısacası güven ve istikrar ile Türkiye dünyadan beğeni, sermaye ve politik destek görüyor.

 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Kriz teğet geçecek' sözü gerçekleşti mi diyorsunuz?

Başbakanımız'a 2010 yılbaşı tebriğimi yazarken bir sene öncesine baktım. 2009 yılbaşı tebriğimde Başbakanımız'ın ifade ettiği gibi krizin ülkemizi teğet geçeceğine inandığımı, kendisinin de komşularımızla barış konusunda çok önemli adımlar atacağını düşündüğümü ifade etmiştim. Nitekim bunların hepsi gerçekleşti.

 Ekonomide hiç risk yok mu?

Bence en büyük risk, referandumun 'hayır' olarak sonuçlanmasıdır. Çünkü, referandumda 'hayır' çıkarsa, bu ekonomiye ve yabancı sermaye akışına darbe vurabilir. Onun dışında da dış ticaret açığımız bir risk olabilir.

 Referandumun ekonomiye etkilerinden bahsettiniz. Sizce oylamanın sonucu ne olur? Öngörünüz var mı?

Sonucu kestirmek güç. Ancak Anayasamızın bugünün koşullarına uygun bir şekilde değiştirilmesi gerektiği kaçınılmaz. Anayasa çeyrek asır öncesine göre dizayn edildiği için bugünün hür, demokratik ve liberal dünya prensiplerine uyan bir anayasaya ihtiyacımız var.

Nedense 'gizli gündem' 8 yıldır ortaya çıkmadı hatta tam tersi oldu

Muhalefet AK Parti'nin gizli gündemi olduğunu, bu Anayasa'nın da buna zemin hazırladığını öne sürüyor...
Nedense 8 yıldır bu gündem ortaya çıkmadı. Hatta tam tersi çıktı. Soruyorum, 'hayır' diyenler karşılığında ne teklif ediyor? Alternatifleri var mı? Bu olmasın, şu olsun diyebilecekleri bir paketleri var mı? Paketi negatif ve pozitif yönleri olarak düşündüğünüzde, pozitif taraf negatifi yok ediyor.
 Babanız Jak Bey AB'ye entegrasyon konusunda önemli bir rol oynadı. Siz de yıllarca Cenevre'de yaşadınız. Türkiye'yi neden almıyorlar...

Şu anda Türkiye birçok AB ülkesinden daha güçlü. AB'nin kriterleri ekonomik ve politiktir. Türkiye son 8 yılda bu kriterlere ulaşmaya başladı. Hatta ekonomik kriterler açısından AB'ye girmemize engel kalmadı. Ancak AB'nin ekonomik sorunlarını görüyorsunuz. Türkiye birliğe girseydi, ekonomisi zorda olan ülkeleri desteklemek zorunda kalacaktı. O yüzden iyiki birliğe kabul edilmemişiz diye düşünüyorum. Politik açıdan ise Avrupalı liderler Türkiye'nin nüfusu ve ekonomik gücü nedeniyle Avrupa'da lider olmasından kaygılılar. Bizim daha demokratik ve hür bir anayasaya ihtiyacımız vardı. Bu da gerçekleşirse birliğe girmemizde engellerden biri daha kalkar. Hemen kabul edilsek dahi bence beklemek daha faydalı. Türkiye'nin geleceği parlak görünüyor. Bunu bozacak olaylardan kaçınmamız şart. Türkiye'nin geleceğine inandığım için 22 yıl sonra ülkeme döndüm. Yanılmadığımı görüyorum.
 Neden Türkiye'den gitmiştiniz o dönemde...

1980'lerdi. Ülke çok karışıktı, bir gelecek göremedim ve gittim.

95 adım atılıyor, 'evet' demek gerekir

Bu anayasa paketi prensiplere uyuyor mu?

Anayasa paketi bugünkü koşullara, AB normlarına, demokratik prensiplere ve dünya kriterlerine uyuyor. Bu yüzden paketi destekliyorum. Pakette tartışmalı birkaç madde varsa da senelerdir atılması gereken bir adım cesaretle atılmalıdır diye düşünüyorum. Diyelim ki, 100 adım atmalıydık, bu paketle 95'ini atıyorsak, 5 adım atılmadı diye bunu desteklemeyecek miyiz? 95 adım atılıyor diye algılayıp 'evet' demek bence en doğrusudur. Çağın ve Türkiye'nin gerçeklerine uyan bir Anayasa değişikliğine kesinlikle ihtiyaç var. Bugün referandumda 'evet' çıkması ile bu ihtiyacın büyük bir kısmı yerine getirilmiş olacak. İleride eksik kalan maddeler varsa onlar üzerinde de gerekli değişiklikler yapılır.

Yargı maddelerini de doğru buluyorum

Sizce 'hayır' diyenler neden diyor?

İyi niyet kötü niyet gibi algılanıyor. Güvensizlikler var, olabilir. 8 senedir nelere 'hayır' dendi bu ülkede. Ama yine de ilerliyor ülke. Ordu kaç kere ülkeyi durdurdu hatırlayın. Bu anayasa askeri rejime izin vermeyecek. 

 Peki yargı ile ilgili maddeler?

Yargı ile ilgili maddeleri de doğru buluyorum. Bu adımı atmazsak dünyada olmayan anayasa ile yaşamaya devam edeceğiz. Paketin hatalı maddelerini tartışmanın zamanı geçti. Artık oylamaya gidiyor. Fayda getirecek maddeler şüphe duyulanlardan daha fazla. Güven ve istikrar açısından 'evet' çıkması gerekir.

Dilek Güngör/Sabah

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde