İşte MÜSİAD Başkanı Olpak'ı kızdıran o TÜSİAD açıklaması..

İşte MÜSİAD Başkanı Olpak'ı kızdıran o TÜSİAD açıklaması..

MÜSİAD Başkanı Nail Olpak, Cumartesi günü TÜSİAD için çok ağır konuşmuştu. Herkes, MÜSİAD'ı kızdıran o TÜSİAD üyesini ve açıklamayı merak ediyordu. İşte MÜSİAD'ı çok kızdıran o haber...

İşte MÜSİAD Başkanı Olpak'ı kızdıran o TÜSİAD açıklaması..
16px
24px
27.04.2015 14:36
ABONE OLgoogle
Cumartesi günü Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen 23. Olağan Genel Kurulu toplantısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan önce MÜSİAD Başkanı Nail Olpak, TÜSİAD için çok ağır konuşmuştu.

Olpak eleştirilerini şöyle sürdürmüştü: TÜSİAD’ın yeni yönetiminin, Başkan Yardımcılarından birisi, MÜSİAD’a hakarete cüret etmiş. Başkanıyla görüştüm. Kurumsal bir tekzip gelir mi diye bekledim, gelmedi. Şimdi, cevap verme zamanı. Hukuk Devletinden yanayız diyen, evrensel nitelikli demokrasi iddiasında olan, kişisel hak ve özgürlüklere dayalı düzen istediğini söyleyen, MÜSİAD’a böyle dertleri olmadığı iftirasını atan, bizi hükümeti desteklemekten başka iş yapmamakla itham eden, bundan dolayı bizimle işbirliği yapmayacağını açıklayan TÜSİAD’a söyleyeceklerim var. 28.Şubat’ta, kurucu başkanım, vatana ihanet suçlamasıyla DGM’de yargılanıp mahkum olurken, üyelerimin ev ve işyerleri gece çilingirlerle açılırken, sermaye renklere ayrılırken, yapılanlara susarak payanda olan TÜSİAD’ın aklına, Hukuk Devletini savunmak gelmiş miydi? TBMM’de, 2 partinin oylarıyla, 411 Milletvekilinin kabul ettiği Başörtüsü Tasarısı için, “Kaos’a kalkan 411 el” manşetleri atılırken, siz, hangi Evrensel Demokrasiyi savunuyordunuz ki, sesiniz çıkmadı? Paralel evrende miydiniz? Genç kızlarımız, ağızları kapatılıp, üniversite amfilerinden dışarı atılırken, üyeleriniz, kibirle, “iş yerimizde Başörtülü çalıştırmayız” açıklamaları yaparken, meslek liseliler, ikinci sınıf genç kategorisinde dışlanıp, sanayimiz ve geleceğimiz baltalanırken, kimin özgürlüğünü savunuyordunuz? Biz, seçilmiş iktidara karşı yayınlanan 27 Nisan e-muhtırasına, anında karşı çıkarken, herhalde, IMF reçeteleriyle meşguldunuz ki, ortalıkta yoktunuz. 17 Aralık darbe girişimine, iş aleminde, tek başına MÜSİAD karşı çıkarken, paralel devlet göremeyen TÜSİAD, ne görüyordu da susuyordu, merak ediyorum. MÜSİAD, siyasetin iş alemi üzerinde egemenlik kurma çabalarına, niçin karşı çıktıysa, iş aleminin de siyasetin egemenlik alanına tahakkümüne karşıdır ve karşı çıkmaya devam edecektir. Hükümeti desteklemekten başka iş yapmıyormuşuz .Allahın kendisine şükredilmesi emrinden hareketle, güzel yapılan herşeye teşekkür ettik ve etmeye devam edeceğiz”

NAİL OLPAK'I KIZDIRIAN O HABER..

MÜSİAD Başkanı Nail Olpak'ı kızdıran o açıklamayı yapan kişi  belli oldu. TÜSİAD Başkan Yardımcısı ve Sun Holding Yönetim Kurulu Başkanı  Şükrü Ünlütürk, Nisan ayı başında Gözlem Gazetesi'ne bir demeç vermiş. Ünlütürk, açıklamasında TÜSİAD ile MÜSİAD arasındaki farklardan bahsetmiş. Bu açıklama da Olpak'ı fena halde kızdırmış. İşte Patronlardunyasi.com'un bulduğu o haber...

TÜSİAD ile MÜSİAD arasında ne fark var?

TÜSİAD Başkan Yardımcısı Ünlütürk, İş Dünyası’nın iki büyük kuruluşunun arasındaki farkı GÖZLEM’e anlattı: “TÜSİAD’ın misyonunda çok temel bir vurgu var; Hukuk devletine, evrensel nitelikli demokrasiye, kişisel hak ve özgürlüklere dayalı bir vurgu. TÜSİAD, ‘Bu şartlar ve böyle bir ortam oluşmadığı zaman iş dünyasının gelişimi mümkün olmaz’ görüşüne inanıyor. MÜSİAD'ın böyle bir kaygısı yok”



Türkiye Sanayici ve İş Adamları Derneği (TÜSİAD) Başkan Yardımcısı ve Sun Holding Yönetim Kurulu Başkanı  Şükrü Ünlütürk, Gözlem Gazetesi'nin yayın kurulu toplantısının konuğu oldu. Ünlütürk, ülke ekonomisine ilişkin değerlendirmelerin yanısıra; siyasi gündeme ilişkin de değerlendirmelerde bulundu. Başkanlık sistemi konusunda önemli açıklamalar yapan Ünlütürk, TÜSİAD'ın, Türkiye'nin yararına projeler üretmeye her zaman her koşulda devam edeceğine işaret etti. 

"Bir adam ülkeyi esir almış"

Türkiye'de bir adam ülkeyi esir almış durumda. Kendisi başkan olabilmek için bütün sistemi işletmez hale getirmiş durumda. Parlamenter demokrasi içinde biz TÜSİAD olarak hükümetle çalışırız dediğimiz için 'Sen kim oluyorsun ey TÜSİAD' denildi. Biz olabildiği kadar benzer vizyonla çalışan sivil toplum kuruluşları ile işbirliği yapmaya çalışıyoruz. Ama örneğin; MÜSİAD'la işbirliği yapamayız. Hukuku tartıştığımız, yargının bağımsızlığını tartıştığımız, savcıları kimin vurduğunu tartıştığımız bir ülkede yaşıyoruz. 

"Güvenilir kur, gerçekçi politikalar lazım"

Ne kurun yükselmesi, ne de faizlerin yükselmesi iş dünyası için iyi değildir. Çünkü ikisi de maliyet unsurudur. Özellikle özel sektörün şu anda döviz cinsinden çok borcu olduğu görülüyor. Dolayısıyla kurun yükselmesi o anlamda maliyetleri artırır ve firmaların bilançolarını bozar. Faizin yükselmesi ise tüm Türkiye'de erişimi zorlaştırır. Küçük iş adamlarını da etkiler, maliyet faktörüdür. İş dünyası için ikisinin de yükselmesi iyi değildir. İhracatçı için bile iyi değildir, çünkü ihracatçı sonuç olarak önünü görmek ister. Tabi ki yüksek bir kur ve ya da çok değerli olmayan TL ihracatçının işini kolaylaştırır. Ülkede uygulanan faiz, ihracat ve kur politikalarınının gerçekçi ve öngörülebilir bir yerde olması ancak sektörün, ihracatçının, sanayicinin önünü açar. Bu ekonomiye toptan bir bakışı gerektiriyor. Sadece faize ya da sadece kura takıldığınız zaman olmaz. İhracatçı yüksek kur, istikrarlı kur, öngörebilmek, hesap yapmak ister. 

MÜSİAD'la TÜSİAD arasındaki fark!

Ayrım şurada genel olarak kuruluş ilkelerine, vizyonuna bakarsanız orada çok net var. TÜSİAD'ın misyonunda çok temel bir vurgu var. Hukuk devletine, evrensel nitelikli demokrasiye, kişisel hak ve özgürlüklere. Çünkü TÜSİAD, bu şartlar böyle bir ortam oluşmadığı zaman iş dünyasının gelişimi mümkün olmaz görüşüne inanıyor. MÜSİAD'ın böyle bir kaygısı yok. Temel olarak en büyük ayrım, TÜSİAD diyor ki; "ekonomi siyasetten bağımsız değildir, bir ülkenin nasıl yönetildiğinden bağımsız değildir."  "Bir ülke eğer özgürlüklerle birlikte yönetilmiyorsa, bir ülkeye yabancı sermaye gelmez"dediğinizde vatan haini ilan ediliyorsunuz. Ya da Başbakan Yardımcısı Ali Babacan aynı cümleyi söylediğinde vatan haini ilan edilmiyor, ama biz ediliyoruz. MÜSİAD, bir şey demiyor, hükümeti destekleyen birkaç beyanattan başka bir şey demiyor. Ama MÜSİAD genel kurul yaptığı zaman, Başbakan bile gidiyor. Çünkü aykırı bir muhalefeti sevmeyen bir iktidarla karşı karşıyayız. Maalesef 2007'den beri bu daha da yayıldı. Biz doğru bildiğimizi söylemeye devam edeceğiz. Her düzlemde ve her düzeyde. Ülke için yararlı şeyler üretmeye devam edeceğiz. Gerek projelerle genel yaklaşımlarla. Aradaki temel fark bana göre burada. 

"Mış gibi yapıyoruz"

Bu ülkede her şeyi 'mış gibi' yapıyoruz. Demokrasi varmış gibi yapıyoruz; ama yok öyle bir şey.  İki  sene içinde yoksulluk sınırının altında olanlar, 13 milyondan;  20 milyona yükselmiş. Bir taraftan ekonomi 3 kat büyüdü diyoruz ama ülkede yoksul sayısı artıyor. Kopuyoruz. Geçtiğimiz 10 seneyi iyi değerlendiremedik ve bir kuşak olumsuz etkilendi. Böyle olunca ne oluyor. Ümitler kayboluyor  ve    o süreç içinde sizin yarıştığınız diğer ülkeler iyiye doğru giderlerse 10 sene sonraki durumunuz da tehlikeye gidiyor. Şimdi bizim Güney Kore'yle yarışacağımızı hayal eden var mı? 

"Brecht'in sözüyle BORGİP'i anlattı"

Güneydoğu Anadolu'nun kalkınması için TÜSİAD, TÜRKONFED ve SEDEFED tarafından hazırlanan Bölgelerarası Ortak Girişim Projesi'nin (BORGİP) detaylarının konuşulduğu toplantıda Ünlütürk, işsizliğin terörü beslediğini bu sorunun bölgeyi kalkındırmakla mümkün olacağını ifade etti.  Projenin detaylarından bahseden TÜSİAD Başkan Yardımcısı Ünlütürk, "Dikkat çekme toplantıları ile BORGİP Projesi'ni duyuruyoruz. Kalkınma Bakanlığı tarafından, 26 ilde kurulan, kalkınma ajanslarına karşıt olarak 26 tane örgütlenmiş federasyon getirmeyi amaçlıyoruz. Brecht'in 'önce ekmek sonra namus gelir' sözü projeye ilişkin ipucu veriyor. Proje ile mevcut girişimcilere ve parası olup da ne iş yapayım diyen yatırımcılara ulaşmayı hedefliyoruz. Bu noktada araçlarımız da; mentörler ve Batı'da bulunan Doğu ile çıkarları uyuşan, firmalarla işbirliği yapabilecek firmalar olacak. Batı'daki bilgi birikimini Doğu'ya taşıyacağız" dedi. 

EMD'DE BAŞKANLIK SİSTEMİ YORUMU

Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) İzmir Şubesi'nde ekonomi muhabirleriyle bir araya gelen  Ünlütürk, ekonomik görünümde gerileme yaşandığını savundu. Ünlütürk, "2007'ye kadar müthiş performans gösteren iktidar daha sonra başkanlık tartışmasına takıldığı için ekonomi ön plana gelmedi. Seçimden sonra yeni iktidarın bu sorunlara odaklanmasını bekliyoruz" diye konuştu. Başkanlık sistemi ile ilgili düşüncelerini paylaşan Şükrü Ünlütürk, "Biz  2 senedir başkanlık sistemini tartışıyoruz. Onun için kimsenin gözü başka konuları görmüyor.  Herhangi bir sistem benim haklarımı koruyamıyorsa, adil yargılanamıyorsam o zaman sistemin isminin ne önemi var? Tartışma isim ve kişi üzerinden gidiyor. Yanlış olan bu. Hukuk devleti, demokrasi gibi konular ağırlıklı olduktan sonra sistemin ismi önemli değil."

GÖZLEM / GÜLİZ YILDIZ ZEREN 
E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde