İş adamlarına şık giyinmenin ipuçları

Vakko Holding Eğitim ve Kurumsal İletişim Müdürü Meltem Kazaz, kravatı doğru boyda bağlayamamak, pantolona ya da ayakkabıya uygun renkte ve boyda çorap seçimi yapamamak, etek boyu ayarlayamamak, uygun renk ve desende giysiler seçememek, aşırı makyaj yapmak ya da hiç yapmamanın şık giyinme konusundaki en somut hatalar olduğunu bildirdi.

     Kazaz, Antalya Sanayici ve İş Adamları Derneği (ANSİAD) üyesi iş adamlarına; şıklık, giyim ve moda ile şıklığın ip uçları konusunda bilgi verdi. Bu sırada iki manken de, 2010 yılı ilkbahar modasından örnekler sergiledi.

     Şıklığın bir şablonu olmadığını ifade eden Kazaz, insanların donanımları, birikimleriyle ilgili bir yaşam biçimi olduğunu söyledi. ''Paran varsa marka alır, şık olursun'' diye bir ön yargı bulunduğuna dikkati çeken Kazaz, çok zengin kişilerin de şık giyinemediğinden örnekler verdi. Kazaz, ''Eğer öyle olsaydı, Allah rahmet eylesin, ülkemizin en büyük sanayicisi Sakıp Sabancı, yıllar yılı Türkiye'nin en kötü giyinen erkekler listesinde birinci sırada yer almazdı. Parası vardı, eğer bu söz doğru olsaydı Sabancı şık olurdu. Bu, onun stili yok demek değil tabi. Yermek için söylemiyorum ama şık değildi. Hit sahibi olmak başka bir şey'' diye konuştu. 

     Giyimde vücut tipi ve giysilerin önemine işaret eden Kazaz, bazı liderlerin giyim tarzlarından da örnekler verdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kötü giyinmediğini, kendi kalıpları içinde şık giyindiğini ifade eden Kazaz, ''Ama daha şık olabilir'' dedi. 

     Kişinin vücut yapısına göre giyinmesi, renkleri ve çizgileri vücuduna göre kullanması gerektiğini anlatan Kazaz, ''Rahmetli Cumhurbaşkanı Turgut Özal, kruvaze takım elbise giymeye bayılıyordu. Herhalde kimse onu uyarmaya cesaret edemiyordu. Kruvaze takımlarda; boyunuz kısaysa ve kiloluysanız farklı görünürsünüz, yok eğer ben uzun boyluyum ve yapılıyım derseniz o zaman başka... O zaman kruvaze elbise toparlayıcı oluyor'' diye konuştu. 
     
     ŞIK GİYİNMEK İÇİN DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

     Şık giyinmek için çeşitli önerilerde bulunan Kazaz, taşıdıkları kişisel ve kurumsal değerleri sadece bilgi ve becerileriyle ortaya koymak isteyip bunları destekleyecek görselliğe yeterince önem vermeyen bir kayıtsızlık içinde olmanın en büyük hatalardan biri olduğunu söyledi. Hala, kravatı doğru boyda bağlayamamak, pantolona ya da ayakkabıya uygun renkte ve boyda çorap seçimi yapamamak, etek boyu ayarlayamamak, uygun renk ve desende giysiler seçememek, aşırı makyaj yapmak ya da hiç yapmamanın en somut hatalar olduğuna işaret eden Kazaz, şöyle devam etti: 

     ''Görünümümüzle yaratacağımız ön hayranlık, sonraki aşamaları da olumlu etkiler. Dinleyiciler, mesajı taşıyanı beğenirlerse mesaja da önem verirler. Bunun için sektör ve kurum ne olursa olsun sadece ilk tanışmada değil, her defasında daima profesyonelliğe uygun seçimler yapmalıyız. Bu da bugün profesyonelin görsel tanımı olarak aklımıza ilk gelen kıyafetlerle garantilenir. Takım elbiseler ya da birbirini takımlayan giysiler... Asla penyeler, kargo pantolonlar veya parmak arası terlikler değil.'' 

     İmajın sadece kıyafetle yaratılamayacağını kaydeden Kazaz, kendi değerlerinin farkında olan, olumlu düşünen, olumlu tutum ve davranışlara sahip, beden sağlığına dikkat eden, mutlu insanların imajının da güçlü ve inandırıcı olduğunu vurguladı. Kazaz, ''Fiziksel özelliklerimize, kişiliğimize, sosyal ve profesyonel statümüze göre kendi stilimizi yaratabiliriz. Sosyal ve profesyonel yaşamımıza uygun olarak seçeceğimiz giyim tarzı, renkler, modeller, aksesuarlar, duruşumuz, mimik ve jestlerimizle yaratacağımız imajın kişiliğimizi ve samimiyetimizi yansıtacak orjinallikte olması şart'' dedi.