İnce’den İş Bankası yorumu: Herkesin malı, mülkü mirası tehdit altında

CHP Atatürk’ün yazılı vasiyeti gereği İş Bankası hisselerinin yüzde 28’ini yönetiyor ve bu kapsamda yönetim kurulunda dört üye bulunduruyor. Yine Atatürk’ün vasiyeti gereği CHP hisselerden kar payı almıyor, elde edilen gelir Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu’na gönderiliyor.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın CHP hisselerinin Hazire’ye devredilmesine ilişkin Meclis’e gönderileceğini açıkladığı yasa teklifini MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de destekleyeceklerini açıklamıştı.  Erdoğan: CHP’nin İş Bankası hisselerini inşallah Hazine’ye devredeceğiz

İnce konuyla ilgili Twitter’dan yaptığı açıklamada  “Yürürlükteki Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 35. Maddesi’ne göre, herkes mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz” dedi.

Ayrıca mülkiyet hakkının güvencede olmasına ilişkin Türkiye’nin imzaladığı uluslararası sözleşmeleri de hatırlatan İnce  ayrıca Anayasa’nın 134. Maddesi’nde ‘Türk Dil Kurumu ile Türk Tarih Kurumu için Atatürk’ün vasiyetnamesinde belirtilen mali menfaatler saklı olup kendilerine tahsis edilir’ ifadesinin bulunduğunu hatırlattı.

İş Bankası hisseleri üzerinde başlatılan tartışmaların, aslında hukukla garanti altına alınmış temel haklara karşı başlatılan bir saldırı olduğunun görüldüğünü belirten İnce şunları yazdı:

“İş Bankası hisseleri konusunda yeniden başlatılan tartışmanın asıl amacının gündemi değiştirmek olduğu açıktır. Ekonomi ve dış politikada yaşanan çöküşün sonuçlarının gözlerden kaçırma gayreti içindeler.  Toplumda biriken öfkenin, asıl hedefinden saptırılıp, farklı hedeflere yönlendirilmesi yöntemi bir kere daha devreye sokulmak istenmektedir.

Herkesi Anayasal hakları olan mülk edinme ve miras bırakma hakkına sahip çıkmaya çağırıyorum. Malınız, mülkünüz ve bunları sonradan gelenlere bırakma hakkınız tehdit altındadır. Özellikle, özgür mülkiyet edinme ortamında üreten ve kazanan kesimin, böyle bir ihlal karşısında susması demek, açılan bu yoldan yarın karşılarına çıkacak olumsuzlukları kabul etmesi demektir.”