İçişişler Bakanı Güler: Polis delil uydurmuş

İçişişler Bakanı Güler: Polis delil uydurmuş

İçişleri Bakanı Muammer Güler, oğlu Barış Güler'in tutuklandığı rüşvet ve yolsuzluk operasyonuna ilişkin şok açıklamalarda bulundu

İçişişler Bakanı Güler: Polis delil uydurmuş
16px
24px
22.12.2013 18:28
ABONE OLgoogle

İçişleri Bakanı Muammer Güler, İstanbul merkezli operasyona ilişkin, ''Yayınlanan sözde belgelerin ilk bakışta dahi birçok çelişkiyi içinde barındırdığını gördüm. Hatta bizim konuşma tapelerimizde çok can alıcı yerlerde maalesef parayla ilgili konularda eklemeler olduğunu gördüm. Bunlar son derece güzelce düzenlenmiş ve eklemeler yapılmış, ilk bakışta dahi açıkça anlaşılabilecek düzenlemelerdir. Bunların kamuoyu tarafından en iyi şekilde değerlendirileceğine inanıyorum.'' dedi.

Güler, son günlerde yürütülen operasyona ilişkin soruşturmanın gizliliğine duyduğumuz saygının gereği olarak bu zamana kadar susmayı ve gelişmeleri izlemeyi tercih ettiğini, bütün aşamaları tek tek izlediğini belirtti.

Şu anda soruşturmanın ilk kısmının tamamlandığını ve tutuklamaların yapıldığını aktaran Güler, şöyle devam etti:

''Maalesef bu operasyonun, yolsuzluk kılıfı altında sunulan son derece çirkin bir tuzak olduğunu değerlendiriyorum. Çok daha önemlisi operasyon, medyanın da manipülasyonlarıyla yürütülen bir karalama kampanyasına dönüşmüştür. Operasyonla ilgili bütün hukuki ve usuli hükümler yerle bir edilmiştir.

Daha operasyonun başladığı günden itibaren bütün medyaya görüntüler, ifadeler , kaydedilmiş ne varsa bütün deliller deşifre edilmiştir. Soruşturmada gizlilik kararı olmasına rağmen maalesef hem polis camiası içinden, hem de maalesef başka kanallardan önceden sızdırılmış, bir algı oluşturulmaya çalışılmıştır.

Burada maalesef yasaların açıkça çiğnendiğini görüyoruz. Bir kere öncelikle yargı sürecinin devamı boyunca verilen her karara elbette ki saygılı olacağız. Masumiyet ilkesinin özenle korunması gerektiğini burada bir kez daha ifade ediyorum. Aksi ispat edilene kadar herkesin masum olduğu unutulmamalıdır ama yayınlanan sözde belgelerin ilk bakışta dahi birçok çelişkiyi içinde barındırdığını gördüm. Hatta bizim konuşma tapelerimizde çok can alıcı yerlerde maalesef parayla ilgili konularda eklemeler olduğunu gördüm. Bunlar son derece güzelce düzenlenmiş ve eklemeler yapılmış, ilk bakışta dahi açıkça anlaşılabilecek düzenlemelerdir. Bunların kamuoyu tarafından en iyi şekilde değerlendirileceğine inanıyorum.''

Güler, ''Delil uydurulmuş mu diyorsunuz?'' sorusuna, ''Maalesef, maalesef. Televizyonlarda ve basında internet sitelerinde geçen birçok tapelerde eklemeler vardır, ancak buradaki delillerin elde edilmesi konusunda da bazı eksiklikler yapılmıştır'' dedi.

Bu kirli oyunu vatandaşın fark ettiğini belirten Güler, ''Bu kirli oyun bize  ve ailemize karşı olmanın da ötesinde AK Parti ile ilgili, millet iradesiyle ilgili bir operasyona döndürülmüştür. Şimdi burada bir tuzak operasyonu olarak değerlendirdim. Maalesef 3 ayrı operasyon birleştirilerek tek bir operasyon gibi, tahrip gücü yüksek bir hale getirilmiştir. 14 ay sürdürülmekte olan bir operasyon, bir başka operasyonla birleştirilmiştir. 25-26 Ekim'de biten bir operasyon 52 gün bekletilmiş ve diğer operasyonlarla birleştirilmiştir'' diye konuştu.

"Suç niçin önlenmemiştir?"

Bakan Güler, "yayınlanan belgelerde 16 Nisan 2013'te işlendiği iddia edilen bir suçla ilgili niçin soruşturma yapılmadığının, niçin el konulmadığının şüpheli olduğunu" belirterek, ''Madem ki böyle bir tespit yapılmıştır, niçin işlem yapılmamıştır? Adli Kolluk Yönetmeliği'nin 5. maddesinde adli kolluk bağlı bulunduğu kolluk teşkilatının bir parçasıdır. Öncelikli görevi karşılaştığı suçun işlenmesini önlemektir diyor. Suç niçin önlenmemiştir? 25 Ekim'de tespit edildiği iddia edilen konuda niçin suçüstü yapılmamış, niçin 1 gün sonra iletişimin kesilmesine karar verilmiştir'' diye konuştu.

Açıklamasında, ''Söylenildiği, verildiği iddia edilen çantalar nedir, nerededir, kime teslim edilmiştir? Bunların hiçbiri tespitli değildir'' diyen Güler, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Şimdi maalesef soruşturma safhasında da önceden her şeyin hazırlandığını ve savunma haklarının kısıtlandığını, bakanlar hakkındaki yetkisizce düzenlenen fezlekelerin ki fezleke düzenleme yetkisi yoktur. Bunlar bile alelacele oradaki görevlilere imzalatılmak istenmiştir. Daha soruşturma bitmeden ifadeler alınmadan UYAP'a kaydedilmiştir ve UYAP şifreleri internet sitelerinde gezdirilmiştir. Bunların hepsi o soruşturmayı yürütenler açısından görevi kötüye kullanma suçunu oluşturmaktadır. Maalesef emniyet görevlileri de buna alet edilmiştir. Buradaki eksiklikler mutlaka göz önüne alınacaktır.''

Oğlu ile ilgili iddialar

Oğlu ile ilgili olayın başından itibaren, ''Karapara aklama, altın kaçakçılığı, nüfus kullanımı'' gibi birçok suçlamalarda bulunulduğu ancak sonuçta bunların hiçbirinin sübuta ermediğini bildiren Güler, ''Rüşvete aracılık yapma gibi bir suçtan ve bu suç katalog suçu olmadığı halde tutuklama yapılmıştır. Elbette ki rüşvete aracılık etme suçunun kanuni unsurlarının eksik olduğu, kanuni delillere dayanmadığını da biliyoruz. Avukatlar yargı önünde bunun her türlü takibini yapmaktadırlar'' dedi.

Bu olayla ilgili her türlü bilgi, belge ve kaynağın avukatlar tarafından yargı mercilerinin önüne sunulduğunu aktaran Bakan Güler, şöyle devam etti:

''Açıkça şunu ifade ediyorum, asla benim kanunsuz bir iş yapmam söz konusu değildir. Bu yargılanan şahısla ilgili (Rıza Sarraf) yaptığımız hiçbir işlemde kanunsuzluk yoktur. Her vatandaşa kanuni şartlarını taşıyorsa yapılabilen hizmetlerdir. Vatandaşlığa alınma işleminde hiçbir eksiklik yoktur. Tehdit edildiği için İstanbul Valiliği İl Koruma Komisyonu tarafından koruma kararı alınmıştır. Koruma kararı olanların trafik güvenlik şeritlerini kullanma hakları trafik yönetmeliğinin açık bir hükmüdür. Kendisi bir emniyet müdür yardımcısı tarafından açıkça tehdit edildiği ve kendisi bunu soruşturma konusu haline getirdiği için ve bir başka soruşturmadan da dolayı o emniyet müdür yardımcısının tayini yapılmıştır. Kendisini yine tehdit eden ve gazetelerde haber yapacağını söyleyen kişilerle ilgili yine tarafımıza yaptığı müracaat üzerine girişimde bulunulmuştur.

Ancak açıkça şunu da söylüyorum bu dinlemelerde bizim lehimize olacak hiçbir delile yer verilmemiştir. Sadece belli bir amacı ortaya çıkarmak için sadece ona ilişkin tapeler ortaya konulmuştur ama işin gerçek yüzünü ortaya çıkaracak tapeler maalesef bulundurulmamıştır. Bunların hepsi yargı safhasında dile getirilecektir. Bu eksiklikleri açıkça ifade ediyorum.

İçişleri Bakanı olarak bu soruşturmaların sağlıklı olarak yürütülmesi konusunda özen gösterdiğimizi ve soruşturmanın hiçbir yerinde müdahalemizin olmadığını açıklıkla ifade ediyorum. Ancak ifadeler alınmadan, soruşturma bitmeden, yüzlerce sayfalık metinleri hazırlayıp orada imzalatmak isteyenlerin elbette tutanakları yapılarak oradaki ilgili müdürler imzadan çekilmişlerdir. Burada maalesef, soruşturmayı sekteye uğratma iddialarından ziyade hazırlanmış bir sonuca doğru gitmeyi engelleyen bir davranış olmuştur. Elbette bizim bu konuda hiçbir etkimizin olmadığı da açıktır.

Ben bu olayın sonucunda tarafıma yönelebilecek her konuda, her türlü soruşturmaya açık olduğumu, konu Türkiye Büyük Millet Meclisine geldiğinde hemen soruşturmasının yapılmasını talep edeceğimi açıkça ifade ediyorum. Tarafımdan rüşvete ilişkin hiçbir tespit edilmiş delil yoktur. Böyle bir tespit yapılmamıştır. Asla bunu kabul etmem mümkün değildir. Sonuçta da bu açıkça ortaya çıkacaktır.''

Bakan Güler'in açıklamalarında öne çıkan diğer maddeler şunlar:
-''Benim oğlumun işlediği öne sürülen suçla ilgili ben bilgilendirilmesem bile benim üstüm olan Başbakan'a bilgi verilmesi idari bir teamüldür, bir zorunluluktur. Çünkü Bakan oğlunun karıştığı herhangi bir suç eyleminde eğer bir tespit varsa işlem yapılmakla beraber kesinlikle bunun il valisine ama İçişleri Bakanının bilgisi olması istenmiyorsa ki kendisiyle, çocuğu ile ilgiliyse Sayın Başbakan'a bilgi verilmesi lazım.''

-''Bu bir tuzak operasyonuna dönüştürülmüştür. Ne zaman kullanılacağı konusu kendileri tarafından bilinecek hale getirilmiştir. Başkaları da bu işin içine katılarak bir siyasi komplonun aracı olarak kullanılmıştır. Asıl işin hazin yönü de budur. Bir siyasi operasyonun malzemesi olarak kullanıldığı da gayet açıktır.''

-''Bu operasyonla ilgili yaptırdığı incelemede, operasyondan İstanbul Emniyet Müdürünün, İstanbul Valisinin ve çok daha önemlisi bu şubenin bağlı olduğu Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Daire Başkanlığının kesinlikle bilgisinin olmadığı anlaşıldı.''

-''Geçmişte benzer operasyonlarda belge sızdırıldığında kişilik haklarının ihlal edildiğinden, insan haklarının ihlal edildiğinden dem vuranlar, şimdi bu konuda en çok bu olayın destekçisi konumunda görülmektedir. Bu iş geçmişte yanlışsa şimdi de yanlıştır.''

-''Geçmişte de şimdi de bu sızdırmaları emniyet içinde, yargı içindeki aynı mihraklardan, kendilerine müstakil alanlar oluşturan bu yapılardan sızdığı anlaşılıyor ve bu ancak onların işine yarıyor. O halde hep beraber bu tip sızmalara karşı tedbir alınması ve bunun kabul edilemez olduğunun herkes tarafından ifade edilmesi lazımdır.''

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde