Halis Toprak’la evlenmem hataydı

Nazlıcan Tağızade, 17 yaşındayken işadamı Halis Toprak ile evlendi. Bu evliliğin tek amacı, annesi, kardeşi ve kendi hayatını kurtarmaktı. 10 ay süren evliliğin karşılığı aylık 5 bin 800 lira. Bulgaristan’a hukuk okumaya giden ama okul taksitini yatıramadığı için kaydı silinen Nazlıcan, “Boşu boşuna evlendim, çektiklerim de cabası” diyor…

Çok değil bundan iki yıl önce Türkiye gündemini bir hayli meşgul eden konuydu Halis Toprak ve kendisinden 54 yaş küçük olan eşi Nazlıcan Tağızade. Evlendiklerinde yer yerinden oynamıştı keza boşandıklarında da uzun süre tartışıldı. Halis Toprak’ı suçlu bulanlar da oldu, Nazlıcan için “Ne işi var dedesi yaşında adamla” diyenler de... Bir süre televizyon programlarına katıldı Nazlıcan, yaşadığı yeri gösterdi, başından geçenleri anlattı. Halis Ağa ise hiç konuşmadı; Nazlıcan’a yaptığı bir açıklamadan dolayı hakaret davası açtı ve tazminat istedi. Aslanlı Köşk’ten tek bir çöp bile almadan çıktığını söyleyen Nazlıcan’a 5 bin 800 lira nafaka bağlandı. Ve genç kadın sırra kadem bastı.

Sessiz kalmayı, uzaklaşmayı ve bozulan psikolojisini düzeltmeyi tercih etti. Bunun için de çocukken hayal ettiği mesleğe sahip olmak üzere Bulgaristan’da eğitim yolunu seçti…
Nazlıcan, Plovdiv’de yaşıyor ve Plovdiv Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde eğitim görüyor şimdilerde. Şahane olmasa da anlaşabilecek kadar Bulgarca da öğrenmiş.

OKULDA BULAMADIK!

Kolay olmadı Bulgaristan’da Nazlıcan’ı bulmak. Okuluna gidip sordurdum. Ev numarasını vermeyeceklerini biliyordum ama kendisini aramalarını isteyecektim. Öğrenci işlerinde yaşadığım şoke anının ise ilk olmayacağından habersizdim. Nazlıcan’ın adını kızlık soyadıyla dahi arayan öğrenci işleri, “Okulumuzda böyle bir öğrencinin kaydı bulunmamaktadır” dedi. Yanlış üniversiteye geldiğimi düşündüm ancak hukuk fakültesi olan tek üniversitenin orası olduğunu öğrenince, ısrarla arattırdım Nazlıcan’ın adını; olmadı, çıkmadı. Nasıl bulacağımı düşünürken, Nazlıcan’ın gün boyu kapalı olan cep telefonu açıldı. Akşam buluşmak üzere sözleştik. Plovdiv’in en meşhur Türk restoranına gittik. İşin aslını anlattı Nazlıcan: “Nafakam yetmiyor. Bu dönem okul taksitini ödeyemedim. Kaydımı sildiler. Okula gidemiyorum” dedi.

EVLENMEM HATAYDI

Ve böylelikle başladı sohbetimiz Nazlıcan’la. Zaman zaman gözleri doldu yaşadıklarını anlatırken. Bazen de çok uzaklara daldı, konuşmakta zorlandı. Sürekli tekrar ettiği cümlesi ise “Evet bu bir hataydı ama bu sorumluluğu almak zorundaydım” oldu...

Liseyi bitirmiş miydin? Nasıl başladı Bulgaristan maceran?
 Evlendiğim yıl okulu bırakmıştım. Sonra hemen açık öğretime kayıt oldum ve liseyi dışarıdan bitirdim. 

Hukuk okuma fikri nasıl doğdu?
 Yaşadığım haksızlıklardan ötürü avukat olmak istedim ama çocukluğumdan beri içimden geçen meslek de buydu zaten.

Neden Bulgaristan’da okuyorsun?
 Aslında Türkiye’de okumak istiyorum ama daha masraflı. Benim ne bankada param var ne de başka malım mülküm. Aylık yaşıyorum. Çok isterim ama mümkün değil.

Haberi okumuşsundur; çocukları Halis Toprak’tan akıl sağlığının yerinde olduğuna dair rapor istediler…
Ben o haberi okuduğumda gerçekten üzülmüştüm.

O DA BİR İNSAN

‘Üzdü’ dediğin Halis Toprak’a mı üzüldün?
 Beni çok üzdü, çok çektim. Ama o da bir insan, evlatlarından bunu görmesine üzüldüm. Duruma, yaşanan olaya üzüldüm. Çok acı bir durum.

 Seninle çok isteyerek evlendi ve mutlu olduğunuzu söylüyordunuz. Ne değişti birden?
 Türkiye’de kendinden yaşça büyük biriyle evlenen sadece ben değilim. Benim tek farkım göz önünde olan, tanınan biriyle evlenmemdi yoksa nice kızlar var Doğu’da. Evlendiğim süre içinde böyle eziyetlerle karşılaşacağımı bilsem zaten kabul etmezdim. Daha sonra TMSF ile olan problemler hepsi üst üste geldi.
 
Yaşadığı maddi sıkıntıların hırsını senden almış olabilir mi?
 Belki de ama hepimiz insanız ve başımıza gelenlerin acısını başkasından çıkarmak ne derece doğru? O dönem bütün mallarını kaybetti. Kaybetmek ise söz konusu olan ben neler neler kaybettim. Bir kadın olarak ben daha fazlasını kaybettim.

ÇOK YALNIZIM

Küçük yaşında bütün bunlara nasıl dayandın?
 Çok zorlandım, hiç kolay değildi. Ben bu misyonu yüklenmek zorundaydım. Bu bir hata evet ve ben yaptım. Çok yoruldum, hiç iyi hissetmiyorum. İçimden hiçbir şey yapmak gelmiyor, yaptığım hiçbir şeyden de zevk almıyorum. Sürekli yalnızlık hissi duyuyorum. Çok isterdim kendi yaşıtlarım gibi yaşamayı.

Bugün her şeyi bırakıp yeniden başlayabilirsin, çok gençsin.
 Çok zor dönemler atlattım. Ne zamandır Türkiye’ye gidemiyorum. Apandist ameliyatı oldum burada. Hastanede tek başımaydım. Annem gelemedi.

NAFAKAYI ARTIRSINLAR

Maddi olarak durumun nedir şu an?
 Aldığım nafaka belli, 5 bin 800 lira. İstanbul’da annemlerin oturduğu ev kiralık. Buradaki evim kiralık. Okuyorum, kardeşim okuyor. Masrafımız çok. 5 bin 800 lira alıyorum ama yetmiyor. Ben bunu söylediğim zaman korkuyorum çünkü insanlar beni doyumsuz olarak görüyorlar. Bulgaristan ucuz zannediliyor ama değil. Annemin, kardeşimin ve kendi hayatımın sorumluluğu omuzlarımda. Ruhum daralıyor, yaşlanıyor. Kendimi deşarj edebileceğim hiçbir şey yok. 

5.800 lira nafakayı yetersiz buluyorsun; yasal bir girişimde bulundun mu?
 Evet, avukatlarımla görüştüm. Gerekeni yapacaklarını söylediler.

Arkadaşlarınla dertleşiyor musun? 
 Yaşadıklarım, yaşıtlarımın hayatlarından ve sıkıntılarından o kadar farklı ki, beni anlayabileceklerini düşünmüyorum. Bunu dile getirdiğim her defasında daha çok üzülüyorum. Yıpranıyorum sürekli. Kimseye güvenemiyorum. En büyük kaybım da bu; güven.

Yeniden sevecek ve evleneceksin. Bunları biliyorsun değil mi?
 Evet. Ben de isterim güzel bir evlilik yapmak. Ancak biraz dinlenmem lazım. Kendimle kalmalıyım. Sürekli dua ediyorum. Başka bir şey yapmıyorum. İnsanlara çok imreniyorum. Üniversite öğrencisiyim ama o genç neşesi yok bende. Beklentim yok. Umudum kalmadı belki de. İnsan umutları için çabalar, benim umudum kalmadı.

 Psikoloğa gitmeyi düşünüyor musun?
İstiyorum. Çok ihtiyacım olduğunun da farkındayım, bütçemi denkleştirdiğimde mutlaka gideceğim.

Bulgaristan’da rahat edebildin mi?
 Yok, hayır burada da Türk çok. Rahatsız olacağım bir şeyler konuşulmuyor ya da yüzüme söylenmiyor ama kulağıma geliyor. Biliyorlar kim olduğumu. İnsanların beni tanıma fırsatları olsaydı eminim sever ve anlarlardı. Önyargılı yaklaştı herkes. Zevkusefa sürülen bir köşk hayatım zaten hiç olmadı. Evet, Aslanlı Köşk’te yaşıyordum ama o hayatın gerektirdiği gibi yaşamadım hiç bir zaman.

KENDİNE GÜVENDİRDİ

Sen evlilik sebebini açık bir dille söylüyorsun. Peki, onun amacı neydi hiç düşündün mü?
 Hiç anlamadım. Evleneceği zaman birçok vaatte bulunup kendinden emin bir şekilde “Benim ismim belli” diyordu. “Ben kimlere ne yardımlar yapıyorum. Kendi eşime mi yapmayacağım?” diyordu. Güvendirdi kendine ama sonra tamamen değişti. Çözemiyorum gerçekten.

Sen Halis Toprak’la ‘hayatın kurtulsun’ diye evlendin ve sonuçları bambaşka oldu…
Aynen öyle. Söylediği tek bir sözü bile tutmadı. Boşuna evlendim, boşuna bu yükün altına girdim. Sanki hiçbir şey olmamış gibi çıktım. Bir de kötü günlerim cabası oldu. Sindiremiyorum bunu. Hak ettiğim nafaka için tekrar dava açtık. İnşallah beklediğim gibi olacak.

Gizem Coşkunarda/Akşam