Gülerce'den Erbakan ve mollalara eleştiri

Refahyol Hükümetinin düşürülmesi sürecinin dönemin Başbakanı Merhum Necmettin Erbakan’ın Libya gezisi sırasında Muammer Kaddafi’nin çadırını ziyareti ile başladığını savunan Gülerce, “28 Şubat’ta medya çok kötü bir şey yaptı. Gönüllü cepheye koştu, mesleğini ikinci plana attı” diye konuştu.

Demokrasinin temelinde diyalog ve ‘herkesin konumuna saygı duymak’ olduğunun altını çizen Hüseyin Gülerce, “TSK’nın elinde güç olabilir. Ama Anayasa’daki yerini hazmetmezse Türkiye kaybeder” dedi. TSK’nın halen sivil iradeye bağlı olmadığını savunan Gülerce, örnek olarak da TSK’nın bazı resepsiyonlara tepki olarak katılmamasına rağmen müeyyidesinin olmamasını gösterdi. “Darbeyi kim yapmak istiyorsa her kesimden insanı kullandı” diyen Gülerce, “’Bütün renkler kirlendi, birinciliği beyaza verdiler’ denir. Askere birinciliği vermek doğru değil. Darbenin hukuksal zeminini hazırlayanlar var. 35’nci madde hala duruyor” ifadesini kullardı.

“Böyle bir Müslümanlık yok”

“MKG’ya dosya hazırlayan” bir tarih doktorunun kendisine, “Derin devlet defolu adamla çalışır. Defosu yoksa defo açar öyle çalışır” dediğini aktaran Gülerce, “ABD Türkiye’nin nabzını herkesten daha iyi tutuyor. Oturup kalktıkları insanlar var” dedi. Gülerce, Hz, Peygamber’e hareket edilen filimden dolayı ABD’nin Libya Büyükelçisinin öldürüldüğünü hatırlatırken de, “Böyle bir Müslümanlık yok” diye konuştu.

Erbakan ve mollalara eleştiri

Komisyon’a bilgi veren Hüseyin Gülerce, Necmettin Erbakan ve İran’daki molla rejimini ise eleştirdi. Gülerce, “İran’da sadece din adamlarının yönetimde olması İslam’a zarar verir” ifadesini kullardı. 28 Şubat döneminde Zaman Gazetesi’nin yayın politikasının hatırlatılması üzerine ise, o dönem bir ‘komplo’ olduğunu söyleyen Hüseyin Gülerce Erbakan’ı şöyle eleştirdi:

“Siz ne kadar ekonomiyi iyileştirirseniz, toplumu kucaklarsanız tansiyon düşer. Keşke önce İran’a gitmeseydiniz. Keşke Kaddafi’nin çadırında yaşananlar olmasaydı. Keşke eksen kayması tartışması açmasaydınız. Kurt kuzuyu yiyecekse ‘suyu bulandırma der’. Ne yapılırsa yapılsın onlar bildiğini okumaya devam edecekti. Ama Zaman gazetesi tansiyonu düşürmeye çalışıyordu. Mesela o dönem başörtüsü eylemlerini hiç birinci sayfadan vermedik. Birde şimdiki duruma bakın. Şimdi CHP mesele yapsa, problem devam edecekti. 28 Şubat’ta medyanın rolünden dolayı mesleğimden utanıyorum. Durumdan vazife çıkarttılar.”

“Tuncay Güney havalı bir çocuktu”

Tuncay Güney’le bir defa, o da 15 dakika konuştuğunu söyleyen Gülerce, “Havalı bir çocuktu” dedi. Tuncay Güney’in, “rütbeli biri gibi” davrandığını söyleyen Gülerce, Güney’in kendisine, “Veli Küçük Paşamla beraber çalışıyoruz” dediğini aktardı. Gülerce, “Tuncay Güney’e, derin devletin karakteri zayıf insanları kullandığını söyledim. O da bana, ‘O tür adamlar omzuna konmuş sinek gibidir. Bir fiske vurursun gider’ karşılığını verdi” diye konuştu.