Faiz indirimi üretime değil tüketime yaradı, tüketiciye 120 günde 51,4 milyar TL: Borç ekonomisi marşa bastı

Faiz indirimi üretime değil tüketime yaradı, tüketiciye 120 günde 51,4 milyar TL: Borç ekonomisi marşa bastı

Merkez Bankası, 4 toplantıda politika faizini yüzde 24’ten yüzde 12’ye indirdi. Ancak faiz indirimleri üretime değil, tüketime yaradı. 9 Ağustos 6 Aralık arasındaki 120 gün boyunca halkın kredi borcu yüzde 13 arttı. Ticari kredilerde ise kamu gaza basıyor ama özel hâlâ tedirgin

Faiz indirimi üretime değil tüketime yaradı, tüketiciye 120 günde 51,4 milyar TL: Borç ekonomisi marşa bastı
16px
24px
18.12.2019 08:13
ABONE OLgoogle

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) kasım ayına ilişkin konut satış istatistiklerini yayımladı. Buna göre konut satış adedi geçen yılın kasım ayına göre yüzde 54’lük artışla, 138 bin 372 oldu.

Yaşanan sert artışta geçen yıl kasımda satışların dibi görmesi ve bu yılın ağustos ayında konut kredi faizleri etkili oldu. Zira ipotekli başka bir deyişle kredili konut satışı geçen yıla göre bu kasım ayında yüzde 724,8 oranında artış gösterdi. Böylece konutların 43 bin 911’i kredi kullanarak satıldı. Geçen yılın kasım ayında bu sayı sadece 5 bin 324 ipotekli satış ile sınırlı kalmıştı.

Satışlar müteahhitlerin ve ev sahibi olmayı planlayan kiracıların yüzlerini güldürüyor. Ancak madalyonun diğer yüzünde hızla artan hane halkı borçluluğu bulunuyor. Ağustos ayından bu yana yapılan faiz indirimlerinin yeni yatırımları mı yoksa tüketimi mi canlandırdığına mercek tuttuk. Resmi veriler ekonomide özellikle tüketici kesimlere para pompalandığını doğrular nitelikte.

120 günde 51,4 milyar lira para yaratıldı


Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre 9 Ağustos 2019 tarihi itibariyle yurttaşların tüketici kredisi borcu 401,5 milyar liraydı. O tarihten bu yana Merkez Bankası 3 kez faiz indirimine giderek kredi kullanmayı teşvik etti. Bankalara gönderilen tavsiye mektuplarıyla kredi muslukları açıldı.

6 Aralık 2019 tarihine gelindiğinde yurttaşları tüketici kredisi borcu 452,9 milyar liraya yükseldi. Yani sadece 120 günde tüketiciler 51,4 milyar lira daha borçlandırıldı. Böylece bu kısa sürede halkın kredi borcu yüzde 13 artmış oldu. 9 Ağustos’tan 6 Aralık’a kadar tüketici kredilerinin en büyük hacimli iki kredisi konut ve ihtiyaç kredilerindeki toplam artış tutarı 50 milyar liraya yakın.

Günlük ortalama 410 milyon lira dağıtıldı

Günlük ortalama artışlar ise dudak uçuklatan cinsten. TCMB verilerinden yaptığımız hesaba göre 9 Ağustos haftası ile başlayan kredi pompalama süreci halka 120 gün boyunca günlük ortalama 410 milyon TL borç dağıttı. Yurttaşlar her gün ortalama 132,5 milyon TL konut kredisi ve 277,5 milyon TL ihtiyaç kredisi kullandı.

Ticari kredilerde lokomotif kamu bankaları


Rakamlar faiz indirimiyle tüketimin pompalandığını ortaya koyuyor. Üretimi teşvik etmesi ve böylece işsizliği azaltması beklenen faiz indirimleri yine ranta dayalı tüketim ekonomisini canlı tutmaya yarıyor. Tüketici kredilerindeki vahim tablo ortadayken diğer yandan da ticari kredilere mercek tuttuk.

Faiz indirimlerine rağmen ticari kredilerde artış yok denecek kadar az. Hatta kamu bankaları gaza basmasa ticari krediler azalıyor. Çünkü özel bankalar ticari kredilerde frene basıyor. Özel bankaların frene basmasındaki asıl neden ise borcun geri ödenememesinden korkulması. Ticari kredilerde tutarlar tablodaki gibi.

Özel bankalar geri ödenmeme riskine karşı borç mekanizmasını mümkün mertebe çalıştırmıyor ve borcuna daha sadık olan tüketici kesime kredi dağıtmakla yetiniyor.

Buna karşılık kamu bankalarının risk iştahı çok yüksek. 9 ağustos-6 aralık arasında kamu bankalarının taksitli ticari kredi tutarı sadece 120 günde yüzde 11,5 oranında arttı. Ancak her geri ödenmeyen kredinin bankaların hanesine zarar yazdığını hatırlatmakta fayda var. Zira özel bankaların arkasında hazine desteği bulunmazken, kamu bankaları kredi dağıtırken hazineye güvenebiliyor.

Dağıtılan kredilerin geri ödenmemesi sonucu kamu bankalarının görev zararı katlanıyor. Peki özel bankalar korkmakta haksız mı? Bu soruya cevap verebilmek için bankaların takibe düşen alacaklarına göz atmakta fayda var. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) verilerine göre geçen yıl ekim ayında takibe düşmüş 88,7 milyar TL alacağı bulunan bankacılık kesiminin bu yılın ekim ayında takipteki alacağı 139,5 milyar TL’ye çıkmış durumda. Bu tutar henüz bankacılık kesimi için yüksek risk oluşturmasa da artış trendinin böyle gitmesi sürdürülebilir değil. Ayrıca BDDK uyarılarıyla bankaların krediyi takibe düşürmemek için yapılandırmaya gittikleri de sır değil.

BDDK’den kâr dağıtmayın tavsiyesi

Dün konuya ilişkin BDDK’den bankalara verilen tavsiye kredi riskine ilişkin özel bankaların endişesini teyit etti. BDDK bankalara gönderdiği yazıda yıl sonunda kâr dağıtımını yapmamalarını tavsiye ederken bunun gerekçesi olarak dengelenme sürecindeki güçlü özkaynak ihtiyacını gösterdi. Kurum bu tavsiyesiyle riskli hale gelen kredilere karşı bankaların pozisyonunu korumayı amaçlıyor.

Sadece 120 günde halk 51,4 milyar lira borçlandı. Bu tutara göre her gün 400 milyon liradan fazla para tüketime pompalandı. Tüketici kredilerindeki artışın neredeyse tümünü konut ve ihtiyaç kredilerindeki artış oluşturuyor

Ozan Gündoğdu/Birgün

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde