Etlik Hastanesi işçilerin kabusu oldu: Başınızı ezeriz...

Etlik Hastanesi işçilerin kabusu oldu: Başınızı ezeriz...

Etlik Şehir Hastanesi inşaatında çalışan işçiler, Erdoğan’ın 'rüyası' olan şehir hastaneleri projesinin işçiler için nasıl bir kabus anlamına geldiğini anlattı.

Etlik Hastanesi işçilerin kabusu oldu: Başınızı ezeriz...
16px
24px
11.10.2018 13:31
ABONE OLgoogle

Ödenmeyen maaşlar nedeniyle zor durumda olan bir işçinin ‘bari sigortamı da kesin, kızım yatalak, ihtiyaçları için yatalak ödeneği alayım’ dediği, sokakta kalmamak için alacaklarını bekledikleri şantiyeden bir tas fazla yemek vermemek için atıldıkları, haklarını almak için eylem yaptıklarında ‘başınızı ezeriz’ diye tehdit edildikleri bir kabus…

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “rüyası” olarak duyurduğu Şehir Hastaneleri projelerinden en büyüğü Ankara’da inşaat çalışması devam eden Etlik Şehir Hastanesi. İtalyan Astaldi ile AKP döneminin parlayan yıldızlarından Türkerler Grubu’nun ortaklaşa yürüttüğü inşaatta binlerce işçi kötü koşullarda ve sürekli hak kayıplarına uğrayarak çalışmaya devam ediyor. Ankara Etlik Şehir Hastanesi inşaatında işçilere patron tuzağı!

Bundan sadece iki ay önce bir eylem yapan ve kurtlu yemeklere isyan eden Etlik Şehir Hastanesi işçileri, “Çalıştığımız şantiyelerde patronlar milyonlarca kar ederken bizlerin payına bodrum katlarda havasız gayri insani barınma, kurtlu- kötü yemekler düşüyor” diyordu.

Sadece kurtlu yemek de değil işçilerin payına düşen, kötü barınma koşulları ve ölümdü aynı zamanda.

Tüm bunlara rağmen ekmeğini kazanmak için çalışmak zorunda olan, haftanın yedi günü fazla mesai yaptırılan ve aylarca maaşını alamayan yüzlerce işçi işsiz kaldı bu inşaatta.

Bunun son örneği de 19 Eylül’de yaşandı. İnşaatta taşeron olarak faaliyet gösteren ŞRD 3K adlı şirket, yaklaşık 200 işçinin işine son verdi. İşçilerin aylardır ödenmeyen birikmiş alacaklarını ödeyeceği sözünü veren firma aradan geçen sürede bu sözü tutmayarak işçileri uzun süredir oyaladı. Bu oyalamaya daha sonra ana yüklenici Türkerler de eklendi.

ALACAKLARINI ALIP GİDECEKLERDİ AMA…

Maaşını alamadığı için inşaatın dışına çıkacak kadar bile parası olmayan, çoğu şehir dışından Ankara’ya çalışmaya gelen inşaat işçilerinin bir bölümü, araya giren güvenlik şefinin güvencesi sonrası inşaatta barınmaya ve yemek yemeye devam etti ve alacaklarını beklemeye başladı. Şirket işçilerin maaşını verecek, işçiler otobüs biletlerini alıp ya memleketlerine, ailelerinin yanına dönecek ya da başka bir şantiyeye giderek yeniden ekmek kavgasına girişecekti. Ancak "maaşlar ödenecek" sözünün tutulmadığı her yeni gün, şantiye yatakhanesinin işçiler için bir hapis hayatına dönüşmesine neden oldu. İşçiler bugün, yarın diye oyalanırken, koşullara rağmen direnebilen ve haklarını almak için kenti terk etmeyen bir avuç işçi kaldı geriye.

‘CEBİMİZDE PARAMIZ YOK’

Bu işçilerden biri olan Rıza, “Yapacak hiçbir şeyimiz yoktu. Cebimizde para yok. Hakkımızın ne kadar olduğu da değil önemli olan, hakkımızı yemelerini istemiyorduk” ifadelerini kullanırken, sedef hastası olan Mehmet ise, “Hastalığımdan dolayı hastaneye gitmem gerekiyordu, para olmadığı için hastaneye bile gidemedim” diyor Erdoğan’ın “rüya” hastane projesini anlatırken…  Etlik Şehir Hastanesi ne durumda?

‘DEVLETİMİZİN DESTEK VERDİĞİ ŞANTİYE DEDİK’

Etlik Şehir Hastanesi’ne Batman’dan gelen Rıza, Batman’da ikamet ettiğini ama mali sıkıntılar nedeniyle orada barınamadığını, bir arkadaşı vesilesiyle Ankara’ya çalışmaya geldiğini dile getirdi. “Devlet destekli olduğu için güvendik, biz de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız, devletimizin destek verdiği bir şantiyede çalışmak istiyorduk. Türkerler de bildiğimiz kadarıyla böyle bir firma, devletin destek verdiği bir firma” diyen Rıza, “İşçiyiz, emekçiyiz, garibanız, ailemize bakmak zorundayız. Buraya geldik, ŞRD 3K diye bir taşeron firmanın altında çalıştık. Sonra malzemeler bitti, artık oturun dediler. 'Oturun paranız gelecek' dediler, bir işçi ne zaman oturarak para kazanmış ki? Sonra 'şirket battı' dediler, 'koğuşlara gidin, sadece yemekhane ve yatakhaneye girebileceksiniz' denildi. 25 gündür koğuşlarda yatırıyorlar bizi, boş yere beklettiler” ifadelerini kullandı.

İŞÇİLERİ KANDIRIP DIŞARI ATTILAR

Başlangıçta 200 işçi olarak bekleyişe geçtiklerini ancak işçilerin çoğunun maddi zorluklar, aile sıkıntıları nedeniyle teker teker gitmek zorunda kaldığını belirten Rıza, en sonunda kendilerinin de ödeme işlemleri görüşülecek diye kandırılarak şantiye alanından çıkarıldığını, kartlarına polis zoruyla el konulduğunu ve tekrar içeriye alınmadıklarını söyledi.

3 İŞÇİ İÇİN 200 POLİS

“Geriye topu topu 3-5 işçi kaldık, bu kadar işçiden korktukları için 200 polis getirdiler” diyen Rıza, kendilerine son olarak ödemenin Türkerler tarafından yapılacağının söylendiğini ancak sürekli oyaladıklarını, kimsenin paralarını vermediğini aktardı.

Kendilerine paranın ödeneceğine ilişkin savcılık, kaymakamlık, emniyet ve valilik tarafından söz verildiğini dile getiren Mehmet ise, 5 aydır maaş alamayan işçiler olduğunu, Ocak ayından bu yana eksik maaş alan işçilerin bulunduğu, kendilerine aylardır yalan yere sözler verildiğini söyledi.

‘ZÜBÜK’Ü İZLEDİNİZ Mİ?’

“Zübük filmini izlediniz mi?” diye soran Rıza, AKP’den vekil adayı olan İzzet Soysal’ın kendilerine teminat verdiğini, maaşlarının ödeneceğinin sözünü verdiğini, kendilerini buraya onun getirdiğini, onun sözüne güvenerek 25 gün dayandıklarını ama maaşlarını alamadıklarını dile getirdi.

“Hakkımı almadan gitmezdim ama zorla çıkarıldım. Şimdi ne yapacağım? Paramı alsam çocuk esirgeme kurumuna bağışlarım. Bu insanlarda paramı bırakmak istemiyorum. Bu adamlar gidecek arabalarına benzin parası yapacak benim alım terimi. Ben işçiyim, benim emeğimin karşılığı alın terim kurumadan verilmeli. Gittim pankart hazırladım, haklarımız için yürüdük, sonra polis pankartımızın önüne geçti. Pankartımızı Türkerlere göstermedi. Bu insanlara emeğimi helal etmiyorum. Ödenmeyen maaşlar nedeniyle zor durumda olan bir işçi, ‘bari sigortamı da kesin, kızım yatalak, ihtiyaçları için yatalak ödeneği alayım’ dedi. Bu mu bizim emeğimizin karşılığı” ifadelerini kullanan Rıza, yaşadıklarını bu sözlerle özetledi.

‘BAŞINIZI EZERİZ’

Kendilerine desteğe gelen avukatlar ve haber yapmak isteyen soL muhabirini gören polislerin “Sakın sakın bu insanlara sığınmayın, sığınırsanız, isminiz çıkarsa başınızı ezeriz” dediğini aktaran Mehmet ise, “Ezildiği kadar ezildi, bundan sonra ezilsin gitsin. Kime sığınacağız?” ifadelerini kullandı. 

‘ÜÇÜNCÜ HAVALİMANI İNŞAATINA GİDECEĞİZ’

Bundan sonra ne yapacaklarını sorduğumuz Mehmet ve Rıza ortak bir yanıt verdi: “Üçüncü havalimanına gideceğiz. Orada iş varmış… Yan yana olmanın, daha ilk başta yan yana olmanın önemini anladık, yine diyoruz, haklarımız alınsın, bunların yanına kalmasın..."

20 yıldır hak kaybı yaşadıklarını, çoğu kez haklarını mücadele ederek aldıklarını belirten Mehmet ve Rıza, gittikleri yerde yine mücadele edeceklerini, başka bir şansları olmadığını vurguladı.

Ali Ufuk Arikan/sol.org.tr

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde