Erdoğan: Bunlar saman milliyetçisi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ekonomi ve dış politika alanında izlenen politikalarla ülkeye itibar ve haysiyet kazandırıldığını belirterek, ''Milliyetçilikten bahsediyorlar. Ne milliyetçisi yahu, bunlardan olsa olsa saman milletçisi olur. Sen parana sıfırları koy, ondan sonra (Milliyetçiyim) de'' dedi.

Başbakan Erdoğan, Denizli'nin Çivril ilçesinde Merkez Yeni Camisi'nde kıldığı cuma namazı sonrası Başbakanlık otobüsü üzerinden halka seslendi. İktidara geldikleri günden bu yana Türkiye'nin dört köşesinde bir kalkınma harekatı yaşandığını, eğitim, sağlık, emniyet ve adalet temel taşları üzerine, ulaşım, toplu konut ve haysiyetli bir dış politika bina ettikleri söyledi. Başbakan Erdoğan, son 1.5 yılda KÖYDES Projesiyle şimdiye kadar yolu suyu bulunmayan köylere, yol ve su ulaştırıldığını, bu altyapı hamlesinin 2007 yılından itibaren beldelerde de uygulamaya konulacağını ifade etti. Erdoğan, iktidar olarak önem verdikleri konuların başında yer alan bir diğer unsurun da eğitim olduğunu belirtti. Eğitim alanında hayırseverlerin de katkısıyla büyük bir atılım gerçekleştirdiklerini dile getiren Erdoğan, bu şekilde son 3 yılda 85 bin derslik yapımının gerçekleştirildiğini kaydetti. Hayırseverlerin ülke hizmetleri için yatırıma yönelmesinde, yapılan yatırım miktarının yüzde 100'ünün gider olarak gösterilmesini sağlayan düzenlemenin büyük etkisi olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, bu düzenlemeyi yaptıklarını, çünkü devlet olarak, amaçlarının ''bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek olduğunu'' söyledi.

Tayyip Erdoğan, Çivril'deki eğitime hayırsever desteğinden örnekler vererek, ''Millet, devletine güvenini kaybedince, (Niye sana vereyim, kim bilir nerede harcayacaksın) diyordu. Bu dönemde eğer bir şeyler değiştiyse, borçlanmamızın milli gelire oranı düşüyorsa, bunun sebebini burada aramak lazım'' dedi. Eğitim alanında getirdikleri bir önemli yeniliğin de ilköğretimdeki öğrencilere ders kitaplarının ücretsiz olarak sağlanması olduğunu anlatan Erdoğan, iktidarlarının ilk yılından itibaren başlattıkları bu uygulamanın, bu yıldan itibaren liselere de yaygınlaştırıldığını kaydetti. Başbakan Erdoğan, bunu yaparken öğrenciler arasında hiç bir ayrım gözetmediklerini ve bu nedenle de ana muhalefet partisinin eleştirisine uğradıklarını ifade ederek, şöyle konuştu:

''Öğrencinin zengini, fakiri olmaz. Hepsine kitap vermeye devam edeceğiz. Tüm bunları Türkiye'nin okuma oranı yüzde 100'lere çıksın diye yapıyoruz. İktidara geldiğimizde yüzde 80 olan bu oran, yüzde 90'lara ulaştı. Bu ülkenin tüm insanları okuma yazma öğrenecek. Çünkü, medeniyet anlayışını okumanın üzerine inşa etmiş bir inancın mensuplarıyız. Cehaleti ayaklar altına almış bir inanç bu. Bu milletin evlatları zekidir, çalışkandır, yeter ki önünü açalım. Bakın görün neler olacak. Ama kalkıp da niyet okuyuculuğu yapanlar çıkarsa, kafanın içerisinde ne yazıyor onu okumaya çalışanlar, gayret edip de duvar örmeye çalışırlarsa, bu ülke işte bugüne kadar nasıl geri kaldıysa yine geri kalır. Zaten ülke ne çektiyse bunlardan çekti. 83. yıl dönümünü kutlayacağımız Cumhuriyetin kuruluşunda, hamd olsun bu değerleri yakalamakta. Onları artık yavaş yavaş aşmak suretiyle o arzulanan hedefe çok daha yaklaşıyoruz. Çünkü bunu başarmaya mecburuz.''

SAĞLIK VE SOSYAL GÜVENLİK

Başbakan Erdoğan, sağlık ve sosyal güvenlik alanında gerçekleştirilen reformlara da değinerek, tüm hastanelerin tek çatı altında toplandığını, vatandaşın ilaç alırken yaşadığı zorlukların ortadan kaldırıldığını söyledi. Sosyal güvenlik kurumlarını tek çatı altında birleştirerek bu alanda bir devrim gerçekleştirdiklerini dile getiren Erdoğan, bunu yapacaklarını söylediklerinde, bazı kesimlerin ''olmaz'' dediğini hatırlatarak, şöyle konuştu: ''Bunlar neye (Olmaz) diyorsa hepsi oluyor. Çünkü biz, bu yola inanarak, azmederek çıktık. Bu iktidar, Ahmet'in, Mehmet'in, Hasan'ın Hüseyin'in bireysel iktidarı değil, milletin iktidarıdır, farkı bu... Bunlar zaman zaman (Kamuoyu araştırmalarında geri gidiyorsunuz) diyorlar. Yeşil Çivril buradan sesleniyor zaten, biz işimize bakalım. Bizim derdimiz halka hizmet etmek, ülkeyi muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkartmak.'' Erdoğan, toplu konut yatırımları konusunda da halen TOKİ tarafından 81 ilde 506 şantiyede 206 bin konutun yapımına devam edildiğini, bu konutlardan 100 bininin yıl sonunda sahiplerine teslim edilmiş olacağını bildirdi.

DIŞ POLİTİKA VE AB İLE İLİŞKİLER

Tayyip Erdoğan, AK Parti iktidarının dış politikada da önemli mesafeler aldığını söyledi. Bu kapsamda AB ile ilişkilerde önemli bir sürece girildiğini hatırlatan Erdoğan, AB tam üyeliği yolunda alınan yolun bazı kesimlerce ''sağa sola'' çekildiğini kaydetti. Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

''(Efendim bunlar ülkeyi satıyorlar, peşkeş çekiyorlar) diyorlar. Bunlar, yetişemedikleri üzüme (Goruk) diyorlar, başka bir şey yok. AB yolculuğu son 4 yılda mı başladı? 43 yıl, bizim iktidarımızı saymazsanız 40 yıl... Bu kadar sürede hiç bir yere gelemediniz, biz göreve geldik, sizin başaramadığınızı başardık, daha ne istiyorsunuz? (AB'nin faydası olur mu?) Ne demek olur mu? Gümrük birliğine zaten girmişsin, ihracatının yüzde 65'i AB ülkelerine yapılıyor. Eğer, AB üyesi, her şeyiyle katılmış bir Türkiye olursa, bu oran çok daha fazlasıyla artar. Aynı şey, insan hakları, hukukun üstünlüğü, düşünce özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, din ve vicdan özgürlüğü noktasında da geçerli. Tüm bunlar Türkiye'yi çok daha farklı bir konuma taşıyacak. Biz büyük düşünüyoruz. Eğer dünya ülkesi bir Türkiye isek, bu tür birliklere girmek bizi korkutmasın. NATO'ya niye girdik o zaman? Yanlış, kısır döngüler içine sakın girmeyin. Seçim zamanı gelip buralarda konuşanlar olacak. Gelip oy sağlamaya gayret edenler olacaktır. Onlar iktidarı gördükleri zaman, inanın AB için atmadıkları takla kalmadı.''

IMF İLE İLİŞKİLER

Başbakan Erdoğan, ekonomi konusunda da benzer yaklaşımlar olduğunu ifade ederek, muhalefet partilerinin ekonomik durum ve IMF ile ilişkiler konusundaki eleştirilerini de yanıtladı. Türkiye'nin artık IMF'den sürekli borç para isteyen bir ülke konumunda olmadığına dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:

''Şimdi hani çıkıp konuşuyorlar, IMF aşağı, IMF yukarı, veriyor veriştiriyorlar. Bizim dışımızda hepsi IMF'ye düşman. Biz göreve geldiğimizde, Türkiye'nin IMF'ye borcu 23 milyar dolardı. Bunu kim yaptı, bizden önceki iktidarlar. Şimdi ne kadar borç var, 11 milyar dolar. Onlar durmadan laf üreterek borçlanmışlar, biz iş üreterek azaltmışız. İşte ben size (Halep oradaysa, arşın burada) diyorum. Bunun içinde CHP, MHP, DYP, DSP ve ANAP'ı yok muydu? Tüm bunlar, bu borçları yapmadılar mı? Masaya bunlar oturmadılar mı? Bizden önce hangi partiler vardı biliyorsunuz. Bu partiler IMF ile masaya oturuyor (Ne olur bize biraz daha borç verin) diyorlardı. Biz borcumuzu sıfırlayacak noktadayız.'' Erdoğan, 4 yıllık süre içinde aynı zamanda ülke ekonomisinin giderek daha güçlü hale geldiğini ifade etti. Merkez Bankası döviz rezervinin, iktidarları döneminde 25 milyar dolardan 56 milyar dolara çıktığına dikkati çeken Erdoğan, milli bankası ve hazinesi güçlü olan ülkelerin alnının açık olduğunu, bu nedenle de bir rahatsızlıklarının olmadığını söyledi. Ekonomik yapıdaki iyileşmenin önemli bir göstergesinin de yakın geçmişte dünyada yaşanan ekonomik krizlerden, Türkiye ekonomisinin ciddi şekilde etkilenmemesi olduğunu belirten Başbakan Tayyip Erdoğan, oysa 90'lı yıllarda ve 2000-2001'de yaşanan krizlerin ülkeyi allak bullak ettiğini hatırlattı. Erdoğan, tüm bu gerçeklere rağmen bazılarının ''milliyetçilik'' söylemiyle kendilerine yer edinmeye çalıştığını ifade ederek, şöyle devam etti: ''(1)in yanına 6 tane sıfır koydular. Biz gelmeseydik bu sıfırlar devam edecekti. Bizi getirdiniz, sıfırları kazıdık attık. Bunlar milliyetçilikten bahsediyorlar. Ne milliyetçisi yahu, bunlardan olsa saman milliyetçisi olur. Başka bir şey olmaz. Sen paranın yanına sıfırları koy, ondan sonra (Milliyetçiyim) de. Hani paranın değeri? Bu sıfırları atarak paramızın, onurunu, haysiyetini biz koruduk. Bizi tehdit ettiler, (Bu sıfırları atarsanız enflasyon patlar) dediler. Patladı mı, tam tersine çatladı. Yüzde 30 civarındaydı, 2005 sonu itibariyle yüzde 7.7'ye kadar geriledi. Şimdi tüm mücadelemiz tek hanede bırakabilmektir.'' Faiz oranlarında da enflasyona paralele düşüş yaşandığını ve bunun da devam edeceğini dile getiren Erdoğan, son 3 yıldır yüzde 8 olarak gerçekleşen büyümenin bu yıl yüzde 6 olarak gerçekleşmesini beklediklerini bildirdi.

''ÜLKE SEVDALISI'' MUHALEFET

Tayyip Erdoğan, ülkedeki istikrar ve güven ortamının küresel sermayeyi de etkilediğini ve yabancı yatırımların hızla arttığını belirterek, şöyle konuştu: ''Biz çıkışımızı sürdüreceğiz. Bu gidiş, el ele omuz omuza devam edecek. Ah, biz de muhalefet anlayışı ülke sevdasıyla yoğrulmuş olsaydı, çok daha iyi olurdu. İktidar (Beyaz) dediyse, bunlar (Siyah) diyecek. Kulislerde aramızda konuştuğumuzda, (Çok haklısınız iyi çalışıyorsunuz, ama ne yapalım biz muhalefetiz, görevimiz bu) diyorlar. (Batıda, muhalefet böyle değil, ülke menfaatleri neyi gerektiriyorsa, muhalefet onu yapıyor. Gelin siz de bunu yapın) diyoruz, ama basmıyor.''

GENÇLERİ MİLLETVEKİLİ OLMAYA DAVET ETTİ

Başbakan Erdoğan, milletvekilliği seçilme yaşını 30'dan 25'e indiren anayasa değişikliğine de değindiği konuşmasında, tüm gençleri Meclise girmeye davet etti. Anayasa'da yapılan düzenlemeyle birlikte gelecek yıl yapılacak seçimlerin, bu açıdan çok anlamlı hale geldiğini ifade eden Erdoğan, AK Parti'nin aday listeleri açıklandığında gençlere verdiği önemi herkese göstereceğini söyledi. Başbakan Erdoğan'a Çivril Belediye Başkanı Ahmet Ateş, ilçede yetiştirilen bir sandık yeşil elma hediye etti. Erdoğan, konuşmasının ardından Başbakanlık otobüsünden çocuklara ajanda ve oyuncak dağıtarak Çivril Kaymakamlığına geçti. Erdoğan'a burada basına kapalı olarak gerçekleştirilen toplantıda brifing verildi. Başbakan Erdoğan, Işıklı Göleti kenarında yemek yedikten sonra helikopterle Denizli'ye hareket etti.