En büyük hobisi, bahçesi

En büyük hobisi, bahçesi

TeknoSa'nın Genel Müdürü Nane; Kahvaltıyı yetiştirdiğim ürünlerle yapmanın keyfi bambaşka

En büyük hobisi, bahçesi
16px
24px
18.04.2009 06:41
ABONE OLgoogle

Kendini bir doğa insanı olarak nitelendiren Mehmet Nane'nin en büyük tutkusu bahçe ile uğramak. Kışlık ve yazlık evinde sebze-meyve yetiştiren Nane, TeknoSA Genel Müdürlüğü'nün bahçesinde ise gül yetiştiriyor. Çekmecesinde bahçe makası eksik olmayan Nane, kimseyi güllere yaklaştırmadığını söylüyor.
 
Teknoloji perakendeciliği rekabetin en yoğun yaşandığı alanların başında geliyor. Bir taraftan TeknoSa, Vatan, Bimeks ve Gold gibi yerli oyuncular diğer taraftan ise Media Markt ve ElectroWorld gibi dünya devleri... Şimdi bunlara yakında Best Buy da eklenecek.

Mehmet Nane yönetimindeki TeknoSA, pazarın en büyük oyuncusu konumunda. Teknoloji perakendeciliğinde toplam satışların yüzde 44'ünü elinde bulunduran şirket, 62 ilde 224 mağazaya sahip. Bu sene 15 bin metrekare yeni alan açacak olan şirket, böylelikle mağazalarının toplam metrekaresini 80 bin metrekareye çıkarmış olacak.

1990 yılında Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde lisans eğitimini tamamlayan Mehmet Nane, 1993 yılında İskoçya Herriot Watt Üniversitesi Uluslararası Bankacılık ve Finans Bölümü'nde tam burslu olarak yüksek lisans yaptı. Türkiye Emlak Bankası, Demirbank ve Demir Yatırım'da çeşitli birimlerde görev aldı. Sabancı Grubu bünyesinde Planlama, İş Geliştirme Dairesi Başkan Yardımcılığı, Perakendecilik Grubu Direktörlüğü, Sabancı Holding Genel Sekreterliği görevlerinde bulundu.

Teknosa'nın kurulduğu 2000 yılından 2005'e kadar Teknosa Yönetim Kurulu Başkanvekilliği yaptı. Nisan 2005'ten bu yana da genel müdür olarak görev yapıyor.

Bir süre önce Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Derneği (AMPD) başkanlığı koltuğuna da oturan Mehmet Nane, tam bir doğa âşığı. Bu yüzden de tüm hobileri bir şekilde doğa ile ilişkili. Bahçe en büyük merakı. Hem evinde hem işyerinde bahçe ile bizzat kendisi ilgileniyor. Hemen peşinden deniz geliyor. Yaz-kış sürekli yüzüyor. Ayrıca zıpkınla balık avına da çıkıyor. Söz balıktan açılmışken, balık yemeği çok seven Nane, balık hallerine gidip alışverişini de kendi gerçekleştiriyor. "Hale gidip oradaki havayı teneffüs etmek bana büyük keyif veriyor" diyen Nane, dünyanın dört bir tarafındaki halleri de ziyaret etmeyi ihmal etmiyor. Tokyo, New York, Hong Kong ve Edinburg başta olmak üzere birçok hal'e giden Nane, "Yurtdışındayken dünyaca ünlü balık hallerini mutlaka ziyaret ederim. Hiç üşünmem sabahın beşinde kalkar hal'e giderim" diyor.
 
Doğaya düşkünlüğünüzü biliyorum. Doğa sizin için ne ifade ediyor?

 
Kendimi bildim bileli doğanın içindeyim. Mersinliyim. Çocukluğum yaz aylarında yaylada geçerdi. Sabahtan akşama kadar ağaçların tepesinden inmezdim. Bugün hâlâ yazları bir hafta ailemle dedemden kalma o yayla evine gideriz. Narenciye bahçemiz vardı. Orada çalışırdım. 14-15 yaşlarındaydım ve ırgatlık yapardım bahçemizde. İlk ithal spor ayakkabımı da hasat mevsiminde kazandığım parayla almıştım.
 
Bahçeyle ilgilenmeyi seviyorsunuz. Neler yetiştirirsiniz?
 
Hem İstanbul'daki evimin hem de Marmara Ereğlisi'ndeki yazlığımın bahçesinde sebze-meyve yetiştiriyorum. Hatta bunlarla yetinmeyip saksılarda da çiçek yetiştiriyorum. Fesleğen, nane ve maydanozu çok severim. Onlar her daim vardır. Roka, domates, biber, patlıcan, salatalık bahçemde hiç eksik olmaz. Sabah kahvaltısını bahçede yetiştirdiğim ürünlerle etmenin keyfini başka hiçbir şeyde yaşayamıyorum. Saksıda Osmanlı çileği yetiştiriyorum mesela. Geçen hafta üç cins soğan ektim. Bahçem sadece bana değil, komşularıma da açıktır. İsteyen gelir, istediği kadar alır ve gider.
 
Güle ayrıca bir merakınız var diye biliyorum.
 
Marmara Ereğlisi'ndeki evimin bahçesi 50 metrekare. Bunun yaklaşık 8 metrekaresi sebze. Geri kalan alan gül ve meyve ağaçlarıyla doludur. Gülü çok severim. Bulunduğu ortama ayrı bir güzellik kattığını düşünürüm. Sümbül ve lalelerim de var. Ağaçları da severim. Bahçemde kayısı, vişne, erik ve elma ağaçları var. Çocuklarım meyveleri dalından koparıp yerler. Manavdan çok az alışveriş yaparız biz. En son böğürtlen ektim mesela.
 
Bildiğim kadarıyla işyerinizde de gül yetiştiriyorsunuz.
 
Evet, sadece evde değil, işyerimde de bahçeye önem veririm. Çekmecemde bahçe makasım sürekli durur. Gülleri kendim budarım. Kimseye elletmem. Aynı şekilde bahçelerime de yabancı kimseyi sokmam. Her aşamasını kendim hallederim. Bahçedeyken huzur dolu hissediyorum kendimi. Günün yorgunluğu ve stresi bahçedeyken biter benim için.
 
Yine doğa ile bağlantılı olarak deniz tutkunuz da var.
 
Evet. Yine Mersinli olmanın verdiği bir özellik olmalı; deniz, hayatımın ayrılmaz bir parçasıdır. Mesela üniversite sınavına girerken İstanbul dışında bir yer düşünmemiştim. Ankara'da asla yapamayacağımı biliyordum. O zamanlar denizi görmezsem yaşayamam diye düşünüyordum, hâlâ aynı fikirdeyim. Yüzmeyi çok severim. Yaz-kış sürekli yüzerim. Zıpkınla balık avlamayı çok severim. Dört sene öncesine kadar zıpkınla hiç dalış yapmamıştım. Artık benim için vazgeçilmez bir hobi oldu. Dalışlarımı şinorkel ile yapıyorum.
 
Ne sıklıkta balık avlıyorsunuz?
 
Balık tutarken hırslı değilimdir. İlk dönemlerimde, hırs yapıp bir balığın peşine takılmış ve fark etmeden bir hayli açılmıştım. Artık böyle hatalar yapmıyorum. Yaz aylarında hafta sonları Marmara Ereğlisi'nde evimde sık sık zıpkınla açılırım. Güneyde bir devre mülkümüz var. Oraya gittiğimde de zıpkınla dalış yaparım. Yaz aylarım böyle geçer genelde.
 
Peki, suyun altında iyi bir avcı olduğunuzu düşünüyor musunuz?
 
Daldığım zaman, 2-3 balık avlarım genelde. Ama benim amacım balık avlamak değil. Bazı günler hiç avlayamadığım da oluyor ama karaya mutlu çıkıyorum. Suyun altındayken bambaşka bir dünyada hissediyorum kendimi. Denizin altına indiğim vakit, kafamdaki her şey sıfırlanır. Suyun altında hayattan dersler de var. Değişen şartlara uyum sağlamak, sabretmek, kaçan fırsatları geride bırakıp yeni fırsatlara yönelmek gibi.

Kahvaltıyı yetiştirdiğim ürünlerle yapmanın keyfi bambaşka
 
Tüplü dalışı denediniz mi?
 
Üç yaşından beri yüzüyorum. Kendimi bildim bileli de şinorkelle dalarım. Tüple dalışı tabii ki denedim ama sağlık nedenlerinden dolayı sonlandırmak zorunda kaldım. Nefes alma sıkıntım var ne yazık ki. O yüzden şinorkelle idare ediyorum. 
 
 Her yaz 'mavi tur'a çıkıyor

 
Denizi çok seven Mehmet Nane, son iki yazdır lise arkadaşlarıyla birlikte "mavi tur"a çıkıyor. Fazla kalabalık olmamak için tekneyi üç aile kiraladıklarını söyleyen Nane, "Saat 07.00 oldu mu kalkarım. 08.30'a kadar yüzerim. Kahvaltı edip 1-2 saat mail'lerime bakarım. Tatilde de olsa işten kopamıyorum ne yazık ki. Öğlen oldu mu yine bir saat yüzüp, uyurum. Akşam 7 gibi bu kez zıpkınla dalarım" diyerek teknede geçirdiği bir günü özetliyor. Nane, bu yaz da arkadaşlarıyla birlikte mavi yolculuğa çıkacağını söylüyor. Bakir koyları sevdiğini söyleyen Nane, "Bu sene Bozburun ve Yunan adalarına gideceğiz. Yine bir hafta sürecek. Keşke vakit bulabilsek de iki hafta çıkabilsek" diyor.
 
Hafta sonu baykuş gibi yaşıyor
 
Mehmet Nane ayrıca bir klasik film tutkunu. Evinde geniş bir DVD arşivi bulunuyor. En sevdiği filmler ise Michael Curtiz'in Casablanca'sı, Akira Kurosawa'nın Yedi Samuray'ı… James Bond'un ve John Wayne'nin tüm filmlerini satın aldığını söyleyen Nane, ayrıca korku filmlerine karşı özel bir merakı olduğunu da dile getiriyor.

Evdeyken film dışında en çok zaman harcadığı konu ise kitaplar. Biyografi ve felsefi konulara merakının olduğunu söyleyen Nane, Abdülbaki Gölpınarlı'nın kitaplarını sevdiğini söylüyor ve ekliyor: "Çok kitap okurum. Şu an 100 Yıl Savaşları ve Kuzey-Güney Savaşları konularına meraklıyım. Bunlarla ilgili araştırmalar yapıyorum. Hafta sonları ben baykuş gibi yaşarım. Gece 24.00'ten sonra, herkesin yatmasıyla ben müziğimi açar kitaplarıma dalarım. Filmleri de gece izlerim genelde."

Emrah Gürkan/Referans

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde