Eczacıbaşı: Hulusi Kentmen patron tipi bana uymaz

BugünTV'de yayınlanan Erkam Tufan ile Analiz'e konuk olan Bülent Eczacıbaşı önemli açıklamalarda bulundu

Erkam Tufan AYTAV : Biz büyük patron deyince ortalama bir Türk vatandaşı olarak Yeşilçam filminde Hulusi Kentmen’i gördük biz. Ama bu Hulusi Kentmen’ çok sevdik biz millet olarak biz,  tonton babacan bununda altını çiziyorum zengin bir patron. Filmlerdeki  mesela  Anadolu’dan gelmiş bir genç, onurlu falan, kızı da şımarık çok ciddi paralar içinde büyüyor, laf dinlemiyor  falan o Hulusi Kentmen o çocuktan yana oluyor. Ben ortalama Türkiye vatandaşı olarak bu filmde ben kendimi hep oradaki Anadolulu çocuk olarak izliyordum. Siz nasıl izliyordunuz mesela? 

Bülent ECZACIBAŞI : Ben onu ne etrafımdaki patron tiplerine benzettim ne de  kendi olmak istediğim patron tipine benzettim. Çünkü biraz modası geçmiş, biraz klişeleşmiş, kalıplaşmış karikatüze edilmiş bir patron çizmiş. 

Erkam Tufan AYTAV : Ne yönden karikatürize etmiş? 

Bülent ECZACIBAŞI : Zihinlerimizde bir patron var prototipi var  sabahlığını giyer, her puro tüttürür, şaşalı yerlerde yaşar davranışı konuşma biçimi son derece otoriterdir, yüzü pek gülmez böyle bir patron tipi babacandır ama pek fazla gülmez, asi birisidir. Kendime benzettiğim bir tip olarak hiçbir zaman görmedim. 

Erkam Tufan AYTAV : Benzemeyen tarafları nedir? Sizin de öyle şaşalı bir hayatınız olsa gerek yaşam standartlarınız yüksek. 

Bülent ECZACIBAŞI : Yüksek ama o prototipte o kalıp biraz gösterişe yönelik yüksek yaşam standardı var yerleşik patron klişesinde o vardı zenginliği göstermek ondan güç almak gibi. Umarım benim yaşam stilim ve kişilik yapım öyle görünmüyordur.

 Eczacıbaşı İKSV (İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı) etkinlikleri çerçevesinde önemli bir açıklama yaptı

 Geleneksel sanatlara ilgi yok

Bülent ECZACIBAŞI : Biz geleneksel sanatlara bakışımızın ne olduğunu size anlatmaya çalıştım ama bunun gereklerini yerine getirmek için mutlaka konunun bu yönlerini de düşünmek lazım talep olsun ki sponsor olsun sponsor olması için izleyici olması lazım, nitelikli projeler geliştirmemiz gerekir. İzleyici ilgisini oluşturmamız buna bağılı sponsorlar olması lazım. Maalesef bizim önümüzde engeller var klasik Türk müziği konusunda halk müziği konusunda bunları aşamadığımız sürece, büyük çaplı işler yapılamıyor.

 Erkam Tufan AYTAV : Vatandaş  talep etmiyor mu bunu ? Müşterisi mi yok

 Bülent ECZACIBAŞI : Malesef yok, istediğim düzeyde yok. Mesela Itri etkinliğimiz bizim geçen sene çok üst düzeyde kaliteli bir etkinlikti. Itri ve dönemine bir çok boyutlu bakış semineri düzenledik ve Itri dönemi konserini Türkiye’nin en iyi icracılarıyla gerçekleştirdik. Dinleyici kitlemiz son derece kısıtlı kaldı. 

Holdingde güzel Türkçe konuşmayana 5 TL ceza kesiyorum

Erkam Tufan AYTAV : Hard Copy’leri set etme işinin taşere ettikten sonra yazımın düzeltmeye  focuslanıyor olacağım, arkasına bir baktım  Bülent Eczacıbaşı, ben bunu not alayım programda konuşuruz iyi denk geldi. Siz şunu ben anladım holdinginize bu tarz böyle uyduruk İngilizce Türkçe karışımı bir dil konuşulmasını yasaklamışsınız.

 Bülent ECZACIBAŞI : Yasaklamışsınız demek pek doğru değil. Yok yasak değil biz bir oyun oynuyoruz.

 Erkam Tufan AYTAV : Para cezası da var ama. Adı da var beş lira

 Bülent ECZACIBAŞI : Para cezası demeyelim ona gönüllü olarak Eczacıbaşı gönülleri örgütüne veriliyor. Gönüllü çalışmalar yapıyorlar ama örgütlendiler de aynı zamanda. Onlara bir kaynak sağlamak gerekiyor. Bu kaynağa gönüllülerimiz okullara yazım klavuzları Türkçe sözlükler alıyorlar. 

Erkam Tufan AYTAV : Uydurukça konuşmaya devam etsinler diye  teşvik mi yapalım o zaman para ödesinler, iyi bir kaynak yakaladık gibi geliyor bana. Demek mustaripsiniz bu konuda personelinizden.

 Bülent ECZACIBAŞI : Ben sadece personelimden değil, uydurukçanın yayılmasından biraz muzdaribim. 

Erkam Tufan AYTAV : Ve Türkçe konusundaki hassasiyetinizden güzel Türkçenizden, diksiyonunuzdan da belli,  bir sunucu edasıyla  temiz bir  Türkçe konuşuyorsunuz. Keşke her iş adamı böyle bir hassasiyeti olablise. Peki tepki almadı mı?

 Bülent ECZACIBAŞI : Yok çok destek aldı. Tabi hiçbirimiz çok iyi Türkçe kullanmıyoruz uydurukçadan kurtulamıyoruz.  Toplantılarda da oluyor bu tarz şeyler, toplantıyı kesip  herkese hatırlatmaktansa toplantıdan sonunda arkadaşlarımın kullandığını uyduruk kelimeleri aşağı yukarı tahmin ederek, senin bugün Eczacıbaşı gönüllülerine katkın şu kadar  diyorum.

 Erkam Tufan AYTAV : Peki  Bülent Eczacıbaşı ceza  ödedi mi?

 Bülent ECZACIBAŞI :  Benden ödedim. Bizim yirmi  kelimelik bir listemiz var öncelikle , uydurukça çok genişledi maalesef ama isim kontrolünü kaybetmemek için en nefret edilen en çok tepki  çeken yirmi kelimeyi yayınladık. Gönüllü katkıları bu listeyle kısıtladık.

Türkçe olimpiyatlarını büyük bir hayranlıkla izliyorum

Erkam Tufan AYTAV : Tabi sizin bu Türkçe merakınız ben bu haberi okuyunca geçen seneye gittim Türkçe Olimpiyatlarında sizi görmüştüm yılıydı sanırım orada Türk diliyle alakalı bir ödül aldınız isabet olmuş.

 Bülent ECZACIBAŞI :  Çok övündüğümüz ödül oldu bu.

 Erkam Tufan AYTAV : Bu vesile ile söyleyeyim Türkçe Olimpiyatları bu sene Haziran  1-16’sı başlıyor. Türkçe Olimpiyatları Olimpiyatları hakkında ne düşünüyorsunuz?

 Bülent ECZACIBAŞI :  Büyük hayranlıkla izliyorum geçen sene 10. Su yapıldı belirttiğiniz gibi, hep kapsamı katılımcıları genişleyerek bugünlere kadar geldi. Sanırım bu sene 140 ülkeden finalistler gelecek ülkemize, o finalistleri gerçekten izlemek lazım, Türkçemize ne kadar hakim olduklarını ve nasıl beceriler sergilediklerini ben büyük hayranlıkla izliyorum. Eminim ki bu senede öyle olacak. Tabi ki takip ediyorum, kendi ülkelerini de tanıtıyorlar böylece kültürler arası toplumlar arası yakınlaşma ortaya çıkıyor. Bu sene turne grupları da var bildiğime göre. Anadolu’ya yayılacaklar çeşitli illerde toplantılar yapılacak ve eminim yine hayran kalacağımız gösteriler izleyeceğiz.

 Erkam Tufan AYTAV : Ben burada özel bir bilgi paylaşayım iki sene öncesiydi sanırım bu çocukları kabul etmiştiniz ofisinizde hediyeler falan vermiştiniz şanslı çocuklara.

 Bülent ECZACIBAŞI :  Evet onlarda şiirler okudular bizi hayretler içerisinde bırakan bir Türkçe ile şarkılar söylediler ve Türkçenin nasıl bir dünya dili haline geldiğini ve bunu  Türkçe Olimpiyatları ile nasıl daha da genişlediğini  gösterdiler. Milli hazinemiz ne kadar değerli olduğunu uydurukça istilasından korunması gerektiğinin bir başka kanıtı.