Ecazıbaşı'na göre Türkiye'nin geleceği nerede?

Ecazıbaşı'na göre Türkiye'nin geleceği nerede?

Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı,Uludağ Ekonomi Zirvesi'nde konuştu

Ecazıbaşı'na göre Türkiye'nin geleceği nerede?
16px
24px
29.03.2013 19:29
ABONE OLgoogle

Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, ''Türkiye olarak inovasyon iklimi yaratmak zorundayız. Bu iklim, politik kararlılıkla ve özel sektörün sahiplenmesiyle yaratılabilir. Türkiye'nin, bunu başaramaması için hiçbir sebep yok'' dedi.

Eczacıbaşı, Bursa Valiliği ile Capital ve Ekonomist dergilerinin iş birliğiyle düzenlenen,  ''Uludağ Ekonomi Zirvesi''nin, ''Yeni Türkiye, Yeni Fırsatlar'' konulu oturumda yaptığı konuşmada, Türkiye'de, inovasyon ortamının yeterince olgunlaşmadığını bildirdi.
 
AB ülkeleri ve aday ülkeleri arasında inovasyon kapasitesi açısından Türkiye'nin son sıralarda yer aldığını ifade eden Eczacıbaşı, ''Avrupa Birliği'nin, 'İnovasyona hazırlık' ismini taşıyan bir başka araştırmasında Türkiye, en üst grup olan heyecanlılar grubunda, en üst sıranın bir altında yer alıyor. Bu da bizim toplumumuzda inovasyona duyulan ilgiyi, merakı ve heyecanı göstermesi açısından aslında ilginç bir gösterge. Başarılı ülkelerin örneklerine baktığınızda, her yerde geçerli evrensel çözümler, hazır reçeteler ne yazık ki göremiyorsunuz'' diye konuştu.
 
Çeşitli ülkelerin akıllıca politikalar izleyerek inovasyonda başarı sağladığını dile getiren Eczacıbaşı, Finlandiya, İrlanda ve Danimarka gibi ülkelerin, ilk ve orta öğrenimde, mükemmellik esasına dayalı bir modelle başarıya ulaştıklarını kaydetti. İnovasyonda başarı sağlayan ülkelerin hepsinde politik istek, kararlılık ve iş dünyasında sahiplenmenin olduğunu dile getiren Eczacıbaşı, bu iki unsurun mutlaka bir araya geldiğini bildirdi.
 
Davos'ta yapılan Dünya Ekonomik Forumu toplantılarından birinde, ilk defa ''Eğer işinizi bir sanatçı yönetseydi'' atölye çalışmasının yapıldığını anımsatan Eczacıbaşı, dünyanın önde gelen üniversitelerinde, işletmecilik eğitimi verilen okullarda, güzel sanatlara ve tasarıma karşı büyük bir ilginin oluştuğunu anlattı. Eczacıbaşı, şöyle konuştu:
 
''Büyük ve başarılı şirketlerin, yöneticilik eğitimi veren okullar giderek artan oranda, sanatçılarla, şairlerle atölye çalışmaları yapıyorlar. Bu sayıda pek çok örnek var. İş adamları, şirketler, eğitim kurumları neden güzel sanatlara, tasarımlara önem vermeye başladı- Bunun cevabını başka bir akımın içerisinde aramak lazım. Bu akım da inovasyona verilen önem. Amerika, 21. yüzyılda üstünlüğünü sürdürmesinin tek çaresini inovasyonda görüyor. Ulusal inovasyon girişimi başlatıyor. Avrupa, 'Geleceğimiz inovasyondadır' diyor, Amerika'nın gerisinde kalmak istemiyor.''
 
Geçmiş devirlerin idareci, yönetici yetiştiren eğitim kurumlarının yetersiz kaldığını, tasarımcı, yaratıcı yöneticileri yetiştiren eğitim kurumlarının ise öne çıktığına işaret eden Eczacıbaşı, ''Türkiye olarak inovasyon iklimi yaratmak zorundayız. Bu iklim politik kararlılıkla ve özel sektörün sahiplenmesiyle yaratılabilir. Türkiye'nin bunu başaramaması için hiçbir sebep yok'' dedi.
 
TÜRKİYE'NİN POZİSYONU NE OLACAK?
 
Oturuma moderatör olarak katılan Boyner Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner, ''Özellikle Avrupa Birliği ve ABD arasındaki Transatlantik Serbest Ticaret Anlaşması gündemimize girmiş durumda. Türkiye'nin burada pozisyonu ne olacak- Bu önümüzdeki dönem tartışacağımız konulardan bir tanesi olacak diye düşünüyorum'' ifadelerini kullandı.
 
Boyner, ekonominin gelişmesiyle Türkiye'de yeni fırsat pencerelerinin açıldığını, ülkenin doğusuna kayan demokratik avantajların olduğunu söyledi. Türkiye'nin batısının da ekonomik anlamda yeniden bir dirilişin peşinde olduğunu vurgulayan Boyner, dünya genelinde ve ticarette müşteri atmosferinin değiştiğini belirtti. Boyner, şöyle devam etti:
 
''Teknolojinin ilerlemesiyle dünyanın yaşadığı sosyal dönüşümle sadece ayaklarıyla değil parmaklarıyla karar veren, eski sadakat kurallarına pek de riayet etmeyen bir müşteri anlayışıyla karşı karşıyayız. 'X' ve 'Y' nesli dediğimiz genç müşterilerin dikkati çok düşük, hızlı karar veren ve çok seçici kitleler. Türkiye de demokratik yapısından dolayı bu müşteri kitlesinden çok nasip alıyor. Türkiye son 10 yıldaki performansıyla bu dönüşümü çok ciddi bir şekilde fırsata çevirebilecek bir yerde duruyor. Büyüme planlarımız var. Ama esas olarak bundan sonra bu mali disiplin, risk yönetimindeki başarı performansından sonra Türkiye'nin yapması gereken, verimlilik tabanlı büyümeye geçmek. Yani yüksek katma değer yaratan, yurt içi talebe dayalı olmayan ve yurt dışında Türkiye'nin rekabetini artıracak bir büyüme ve üretim modeline geçmek. Geçmişte bizim tehdit unsuru olarak gördüğümüz bu coğrafyadaki komşularımızın, önümüzdeki dönemde bizim için çok önemli fırsatlar sunduğunu da hatırlamalıyız.''
E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde