Dizi oyuncularını o doyuruyor

Dizi oyuncularını o doyuruyor

Şu anda 5 dizinin seti için her gün tuzluğundan ekmeğine, yağından yemeğine 600 kişilik 10 lokanta kurup kaldıran işletmeci ile işinin inceliklerini konuştuk

Dizi oyuncularını o doyuruyor
16px
24px
20.10.2007 10:29
ABONE OLgoogle

Doğma büyüme Cihangirli Yervant Mardirosyan, Sıraselviler'de işlettiği Cihangir Cafe'nin yanı sıra, dizi ve film setlerine yemek servisi yapıyor. Şu anda 5 dizinin seti için her gün tuzluğundan ekmeğine, yağından yemeğine 600 kişilik 10 lokanta kurup kaldıran işletmeci ile işinin inceliklerini konuştuk

Sıraselviler'de küçük bir kafeden bahsedeceğim bugün sizlere. Gelenlerin birbirini tanıdığı, masadan masaya laf atılan, gece uzayınca grupların birleştiği, hep beraber gülünen ve hüzünlenilen bir yer burası; Cihangir Cafe. Bu dünyanın mimarı ise Yervant Mardirosyan. Mahalle baskısından bahsediledursun burada buluşanlar; Çerkez'inden Ermeni'sine, Rum'undan Tatar'ına, Kürt'ünden Laz'ına doyumsuz sohbetler eşliğinde yemeklerini yiyor, günün yorgunluğunu dostlar arasında atıyorlar. Aslında dışarıdan bakıldığında, küçük ve şirin olmasının ötesinde pek de bir esprisi yok mekanın. Ayrıcalığı ise 'samimi' insanların buluşma noktası olması. Yazar, çizer, oyuncu, yönetmen, senarist, gazeteci, televizyoncu herkes orada. Çekim öncesi, set arası, prova dönüşü en azından bir “merhaba” demek için uğranılıyor buraya. Lezzetli yemekler eşlik ederken sohbetlere Yervant bir anda ortadan kaybolur; çünkü onu bekleyen birçok dizi seti için yollara düşmüştür. Ne de olsa 'setleri doyuran adamdır' kendisi!

Dizi setlerine catering hizmeti veriyorsunuz, nasıl başladı bu iş?

Planladığımız bir şey değildi aslında. Kaldı ki düşüncemiz İstanbul'da yaşamamaktı aslında; daha sakin bir hayat istiyorduk o dönemler. Yapımcı arkadaşım Ahmet Kayımtu vesilesiyle başladım setlere yemek servisi işine. '77 yılından beri bu işlerde çalışıyorum zaten. Eniştem, Gar Gazinosu'nun sahibi; oradan öğrendiğim tecrübelerle yemek işine girdim.

Hangi dizi ile başladınız?

'Gümüş' dizisi ile başladık. Sonra 'Unutulmayanlar', 'Fırtına', 'Acemi Cadı', 'Hırsız Polis', 'Dabbe', 'Musalla'… Birçok projeyle de devam ediyoruz. Şu ana kadar 20-25 işte çalıştık. Catering zor iş. Sette ortalama 60 kişi var ve 60 kişiyi birden memnun etmek imkansız. Doğal bir durum bu; dünyanın en önemli lokantasında bile bu kadar çok insanı memnun etmek zor. Dolayısıyla bir rotasyona uğruyorsun. Sen değişiyorsun, setler değişiyor… Ama sürekli 3-4 iş yapabiliyorum. TMC, D Prodüksiyon, Vizyon, BKM, Akademi Prodüksiyon gibi çok önemli şirketlerle çalıştık. Ve benim şansıma hepsi uzun soluklu işler oldu.

Şu an var olan diziler hangileri?

'Kurtlar Vadisi', 'Genco', 'Kuzey Rüzgarı', 'Çatı Katı', 'Fedai', İstanbul Kraliyet Tiyatrosu şu an devam eden setler.

Dizi çekmek çok zahmetli. Siz ne gibi zorluklar yaşıyorsunuz setlerde?

Günde ortalama 600 yemek üretiyoruz setler için. Tüm set aynı yemeği yiyor. Yemek servisi yaptığımız insanlar günün 18 saatini sette geçiriyor. Başka sosyal hayatları yok ve çok stresliler. Stresli olunca da bazı şeyler bize yansıyabiliyor. Yanımda 6 usta var çalışan; tatlının tadı, yemeğin tuzu kişiden kişiye değişir. Ama etim kokmaz, yağım mide yakmaz bu konuda iddialıyım; en iyi malzemeyi kullanıyorum.

Bununla beraber 'benim yemeğim en iyidir' diye iddiam da yok. Lezzet olarak herkese uyar-uymaz onu bilemiyorum. Zaten yönetmenler, prodüksiyon amirleri öncelikli olarak yemeğin temiz olmasını, hiç olmazsa setteki yüzde 90 insanın yemeği beğenmesini istiyor.

Şu an 5 sette günde 10 lokanta kurup, 10 lokanta kaldırıyoruz seyyar olarak. Masasından sandalyesine, tuzundan biberine, yağından ekmeğine her şeyine kadar. Benim mutfağımda binlerce yemek var; ama sette kullanabileceğim yemek sayısı 50 tanedir, çünkü setlerde yemeği götürdüğün anda anında yiyebileceğin bir düzen yok. Sahne bitmemiştir, aksama olmuştur beklersin. Öyle bir yemek yapmalısın ki, o yemeğin 1.5 saat dayansın.

ÖNEMLİ OLAN KURULAN DOSTLUKLAR

Ama tüm zorluğuna rağmen renklidir dizi setleri…

Özel bir dünyaya hizmet veriyorsunuz.

Evet, çok keyifli bir dünya. Artık sektördekilerin çoğu arkadaşım. Çok dost edindim bu işte. Bir örnek vereyim; mesela 'Gümüş' dizisi döneminde Kıvanç Tatlıtuğ ile çalışıyorduk. Dizi bitti ama hâlâ görüşürüz. Cafe'ye geliyor setten tanıdığım birçok insan. Diziler bitse de biz görüşmeye devam ediyoruz.

Peki, Yervant kimdir, tanıyabilir miyiz?

Benim babam Ermeni, annem Rum. Baba tarafımın kökeni Sivas'tan geliyor, anne tarafımınsa Giresun'dan. Doğma büyüme Cihangirliyim. 17 yaşında, eniştemin yanında Gar Gazinosu'nda çalışmaya başladım. 2001 yılında işleri bırakıp Cihangir Cafe'yi açtık.

Bundan sonraki süreçte planlar neler?

Asos'ta kendimize bir yer yapmayı planlıyoruz. Artık bavullarınızı alıp geleceksiniz bize! Ama bir yandan da yine Cihangir Cafe'de ve setlerde olmaya devam edeceğiz.

En son olarak o zaman bir masa hazırlayalım; neler olsun, hangi müzik eşlik etsin…

Ben etçiyim, etin her çeşidini severim. Kuzu tandır olsun, yanında da güzel salata yanına, bir de rakı yeter! Fonda da Türkçe, Rumca şarkılar olsa fena olmaz. Bir de sirtaki yapanlar olursa ortamda değmeyin keyfimize!

Mutlu Hesapçı/Akşam

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde