Demirel yorumu: Zarfın içi aranıyor

Demirel yorumu: Zarfın içi aranıyor

"HABERAL'IN TUTUKLU OLARAK MUAMELE GÖRMESİNDEN EZA DUYUYORUM"

Demirel yorumu: Zarfın içi aranıyor
16px
24px
01.09.2009 17:48
ABONE OLgoogle

Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, hükümetin “demokratik açılım” çalışmalarına ilişkin, “Açılım dediğiniz olay bir tedbir değildir, onun içinde tedbir aranıyor, o zarftır, zarfın içi aranıyor” diye konuştu. Demirel, “Bu zamana kadar uygulanmış olup da, uygulanmamış ne tedbir koyacaklarsa onu koysunlar da o zaman tabiî ki söyleyeceğimiz sözler var. 'Bitireceğim' diyenin, nasıl bitireceğini ortaya söylemesi lazım” dedi.

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Ankara Kuleli Sokak'ta bulunan çalışma ofisinde, DP İstanbul İl Teşkilatını kabul etti. Burada Türkiye'nin gündemine ilişkin önemli açıklamalarda bulunan Demirel, kendisinin Cumhurbaşkanlığı yaptığı için partiler üstü olduğunu; ancak bunun “Türkiye'nin meselelerine seyirciyim” anlamına gelmediğini söyledi. Türkiye'nin birinci meselesinin “yönetilebilmesi” olduğunu savunan Demirel, “Yönetilebilmesi birinci şart ama iyi yönetilebilmesi çok önemli bir şart, demokratik usullerle yönetilebilmesi üçüncü şart, hukuk devletinin bütün icaplarına uyulması dördüncü şart, dördü bir şart” diye konuştu. Demirel, bugünkü sıkıntıların ülke yönetimi ve mevcut kanunların uygulanmasındaki aksaklıklarla alakalı olduğunu belirterek şunları dedi:
“Senelerce bizim çeşitli zamanlarımızda zor devirlerimiz oldu, o devirler içerisinde söyledik; Türkiye konuşan Türkiye olmalıdır, susan Türkiye değil. Konuşacağız ama 'her konuşanın başına bir iş geliyor' gibi bir korkuya sahipseniz konuşanların sayısı azalır. Üç tane insan bir araya gelip de eğer birbiriyle konuşmaktan imtina eder hale gelmişse, 'başımıza bir şey gelir' diye, ve yahut 'telefonlar dinleniyor'diye, 'telefonda bir şey demeyelim, sonra konuşuruz' gibi böyle telefon konuşmaları kısalmışsa, o zaman tabiî ki o ülkede ne demokrasiden, ne cumhuriyetten, ne kanun devletinin tam olarak işlediğinden hiç kimse emin olmaz.”

"HABERAL'IN TUTUKLU OLARAK MUAMELE GÖRMESİNDEN EZA DUYUYORUM"
Türkiye'nin hukuk devletine yakışmayan olaylar yaşadığını söyleyen Demirel, Ergenekon Davası kapsamında tutukluluğu devam eden Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal'la ilgili şu değerlendirmede bulundu:
“Elinde neşteriyle her gün insanlara hayat veren, kalp nakleden, karaciğer nakleden büyük hekimleri, rektörleri, 'sen devleti yıkacak çetenin içine dahil oldun' deyip hapishanelere götürürseniz bu inciticidir. Burada şunu söylüyorum, Sayın Prof. Dr. Mehmet Haberal gibi, ismen söylüyorum, fevkalade değerli, dünyada tanınmış bir hekimin ve insana hizmetten başka hiç kaidesi olamayan bir hekimin, bugün tutuklu olarak muamele görmesinden eza duyuyorum, ızdırap duyuyorum, üzüntü duyuyorum. Bütün bunlardan nasıl kurtuluruz, kanunların doğru uygulanması lazım. Suç işleyen birisi varsa bunun elini kolunu sallayarak gezsin diyen yok ama suç sabit değilken suçlu muamele görmesi, ceza çekmiş olması hukuk devletine aykırıdır. Hukuk devletinin icaplarına uyulmasını istiyorum.”

TERÖRÜ NASIL DURDURACAĞINIZI SÖYLEYİN
Demirel, bir soru üzerine ise hükümetin “demokratik açılım çalışmalarını” değerlendirirken, “Türkiye'de terör durmasın diyen yok, Mühim olan mesele terörü nasıl durduracaksınız? 'Terörü durduracağız' diyenlerin, nasıl durduracaklarını da söylemeleri lazım. O da bekleniyor” diyen Demirel, şöyle devam etti:
“Tabi terör durmalıdır, tabi bu ülkenin gencecik evlatları, vatan için hayatlarını her zaman verirler; ama terör gibi bir meselede kan dökülmemelidir, çocuklarımızın hayatları korunmalıdır. Yalnız nasıl durduracaksınız? Bir tek Allah'ın kulu yoktur ki Türkiye'de 'bu terör durmasın' desin.

"BUYURUN DURDURUN"
'Açılım' dediğiniz olay bir tedbir değildir, onun içinde tedbir aranıyor, o zarftır, zarfın içi aranıyor. O da söylendi ki Meclis açıldığı zaman söyleyecekmiş hükümet. Hiç kimse 'biz terörü durduracaktık, bir takım insanlar mani oldu' deme hakkına sahip değil. Buyurun durdurun, tedbirlerinizi söyleyin. Türkiye'de doğulusu, batılısı destek vermeyecek kimse yoktur. Nasıl durduracağınızı söyleyin. Bugün tartışılan şey terör dursun mu durmasın mı değil, tartışılması lazım gelen şey bunu nasıl durduracaksınız? 2000 yılına gelindiği zaman terör hemen hemen durmuştu, onu da söyleyelim yani 25 sene zarfında bir şey yapılamamış falan değil, diyenlerin kulakları çınlasın. Bugün İmralı sakininin 1999'da Kenya'dan alınıp getirilmesi benim Cumhurbaşkanlığı dönemimdeydi. 2-3 sene sonra yeniden yeşerdi.
Terör olayı çok boyutludur, çok incelikleri vardır, çok dikkatle yürütülmesi lazım gelen bir olaydır ve terör mücadelesi o kadar dikkatle yapılagelmiştir ki bu zamana kadar halk birbirine saygısını, sevgisini kaybetmemiştir.

"TÜRKİYE BÖLÜNMEZ"
Benim bütün vatandaşlarıma söyleyeceğim şudur; Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Türk Milleti bu belayı da aşar, başka sıkıntıları da aşar o güce sahiptir, beraberliğini muhafaza ederse. Bu ülkenin halkı olarak doğulu olun, batılı olun, güneyli, kuzeyli olun birbirinizle meseleniz yok, Rizeli'nin Şırnaklı ile ne meselesi var? Birbirinizle hiçbir alıp veremediğiniz olmadığı halde, meseleniz varmış haline getirmeyin. Birbirinizi sevmeye devam edin, hepinizin menfaati burada. Türkiye bölünmez, Türkiye'nin bölünmesinde hiç kimsenin faydası yok. Ama ben inanıyorum ki vatandaşımızın her meselede gösterdiği sağduyu bunu da aşmada yardımcı olacaktır. Benim söyleyeceğim şu; bu zamana kadar uygulanmış olup da, uygulanmamış ne tedbir koyacaklarsa onu koysunlar da o zaman tabiî ki söyleyeceğimiz sözler var. Mesele uğraşma uğraşmamak meselesi değil, uğraşmak kimsenin elinde değil kanunlar var ülkede zaten. Bitireceğim diyenin, nasıl bitireceğini ortaya söylemesi lazım o zaman çok daha destek alır.”

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde