Cumhuriyet davasında neler oldu? Hangi kitaba el konuldu

Cumhuriyet davasında neler oldu? Hangi kitaba el konuldu

Cumhuriyet davası, ilk tutuklamaların ardında geçen 9 aydan sonra bugün başladı. Cumhuriyet’in 11’i tutuklu 17 yazar, çizer, muhabir, avukat ve yöneticisi, sansürün kaldırılışı nedeniyle Basın Bayramı olarak kabul edilen bugün ilk kez hâkim karşısında.

Cumhuriyet davasında neler oldu? Hangi kitaba el konuldu
16px
24px
24.07.2017 12:29
ABONE OLgoogle

Cumhuriyet gazetesi davası, ilk tutuklamalarının ardından geçen 9 ay sonra sansürün kaldırılışının yıldönümünde başladı. 

Savcılar Mehmet Akif Ekinci ve Yasemin Baba’nın hazırladığı iddianamede, Orhan Erinç, Akın Atalay ve Önder Çelik’in 11,5 yıldan 43 yıla; Hikmet Çetinkaya, Bülent Utku, Musa Kart ve Hakan Kara’nın 9.5 yıldan 29 yıla; Aydın Engin, Ahmet Şık, Murat Sabuncu, Kadri Gürsel, Günseli Özaltay, Bülent Yener’in 7.5 yıldan 15 yıla; Turhan Günay’ın 8.5 yıldan 22 yıla; Mustafa Kemal Güngör’ün ise 9.5 yıldan 29 yıla kadar hapisleri talep ediliyor.

Gazeteciler, milletvekilleri, vatandaşlar, Çağlayan Adliyesi önünde dayanışma amacıyla toplantı. Gazetecilik örgütleri, Cumhuriyet gazetesinden Çağlayan Adliyesi’ne yürüyüş düzenledi. Duruşma salonu doldu. Onlarca avukat Cumhuriyet yazar ve çalışanlarını savunmak için salona girdi.

DURUŞMADA NELER OLUYOR

14.25 - Atalay: Yenigün A.Ş. borca batık degildir. Güveni kötüye kullanma suçu için ahlaken, mesleki olarak batık olmak gerekir. Kimseye kapı kulu olmadık. Biz havuz medyası gibi ahlaken batmadık. 25 yılık tüm bilançoları sunuyorum. Havuz medyası böyle şeffaf olsa görürüz fonlayanları

14.15 - Atalay: Bizim gazetemizde editöryal bağımsızlık vardır ve patronlar yazı işlerine, köşe yazılarına karışmaz.

14.10 - Atalay:  Nadir Nadi sizden önce gazeteye müdahale eden apoletlilere haddini bildirdi. Biz de taviz vermeyiz, bedelini öderiz.

14.00 - Atalay: İddianamede yayın politikasının değiştiği yönünde değerlendirmelere yer veriliyor. Savcılığın bununla ilgilenmesi abes. Gazetelerin içeriğini ve yayın politikasını denetlemek savcıların görevi de değildir, haddi de değildir.

13.45 - Atalay: Eski yönetimden 5 kişiden 2'si yeniden seçim yapılacak toplantı öncesinde istifa edip üçü de mazeretsiz katılmamıştır. Bu seçime istifa edip katılmayan iki kişi, (aleyhte tanıklar) sonra toplantı yeter sayısı yok diye sonradan başvuruda bulunmuştur. 

13.40 - Atalay: 8 Şubat 2014 Vakıf Yönetim Kurulu yeniden seçimi için toplantıya kim katıldı kim katılmadı, onu anlatiyor. Katılmayanlar aleyhte tanık. Dışarıdan gelip gazeteye el konulduğu söylenen Orhan Erinç 1963 yılından beri bu gazetededir. En genci benim 1992'de girdim.

13.35 - Atalay: Gazetecilik adına ödenmiş bedeller Bu miras ve sorumluluk nedeniyle bu gazetede çalışanlar ödün vermez boyun eğmezler. Ancak bir ironi metni olacak bir iddianamenin mahkemeye götürülmesi hem hukuka hem de mahkemeye saygısızlıktır. Son nefesimizi verinceye kadar gazetecilik mesleğine, mesleğin etik ilkelerine leke sürdürmeyecek,dik duracak ve pes etmeyeceğiz. Müebbetle yargılanan Savcı Murat Inam'ın iradesi ipotek altındadır. Bu baskı ile iddianame hazırlamıştır"

13.30 - Atalay: Soruşturmamızı yapan Savcı Murat İnam hakkında FETÖ üyeliğinden iki müebbet hapisle açılan dava sürüyor; ama hala görevdeler. Yayın politikasında laiklik ilkesi bulunan kadim bir gazeteye FETÖ suçlaması yapan Savcı, FETÖ'den sanık. Cumhuriyet'in boyun eğeceğini, ödün vereceğini düşünenler varsa yanılıyorlar.Bizi baskıyla korkutamazlar.Devlet içinde yuvalanmış çetelerle gazetenin ilişkisi yoktur.

 13.20: Akın Atalay'ın savunması ile duruşma devam ediyor. Atalay “Geçen hafta kravatlarımız toplatıldı. Türk Ceza Kanunu mimarlarından İzzet Özgenç'in "Suç Örgütleri" kitabına el konuldu; duruşmaya getirmeme izin verilmedi. Bu soruşturma tam bir hukuk cinayetidir. Bizleri baskıyla korkutamazlar. Cumhuriyet’in cemaatlerle, illegal yapılarla irtibatı, iltisakı olmamıştır olmaz.?” dedi.               

Atalay soruşturma savcısı Murat İnam'a da değinerek savunmasını şöyle sürdürdü: 

“Düşünebiliyor musunuz, yayın politikasının temelinde laiklik ilkesinin savunulması bulunan kadim bir gazeteye, FETÖ adına faaliyette bulunma ithamında bulunuluyor. Hem de savcı olarak bu ithamı yapan kişinin kendisi FETÖ üyeliğinden sanık ve kanunlarımızdaki en ağır cezaya muhatap.”

Atalay gazetenin yayın politikasıyla ilgili olarak ise “Cumhuriyet gazetesinin yayın politikasının ne olduğunu ne olmadığını öğrenmek isteyenler, çeşitli medya platformlarından ahkam kesenlere, kıymeti kendinden menkul bazı Cumhuriyet hasımlarına, bilirkişi denilen bilmez kişilerin kafalarına göre uydurmalarına değil, Cumhuriyet Vakfı Resmi Senedinin Başlangıç Bölümüne bakabilirler. Cumhuriyet gazetesi halen bu ilkeler çerçevesinde yayınını sürdürüyor. Yayın politikasının değiştiği iddiası doğru değildir.” ifadelerini kullandı.

Akın Atalay, mahkemeye, Cumhuriyet’in 25 yıllık tüm mali denetimlerini; mali tablosunu verdi. Atalay, gazetenin yıl yıl kar ve zarar rakamlarını slaytla anlattı.

Güncelleme 12.03: Murat Sabuncu'nun savunma belgelerine cezaevinde el konulmasına Mahkeme Başkanı da tepki gösterdi. Başkan “Endişe duydum” dedi. Mahkeme başkanı "Bu salonda avukatlar sanıklardan daha tehlikeli" diye espri yaptı.

Kadri Gürsel savunmasını bitirdi. Hakim, Kadri Gürsel'e “Yayın Danışmanı nedir” diye sordu. Gürsel “Yayınla ilgili fikrine danışılır; bu fikre uyup uymamak Genel Yayın Yönetmeni’ne ya da yazıişlerine bağlıdır” yanıtını verdi.

Hakimin diğer sorusu: ise “Yayın danışmanı olduğunuzda, vakıf senedindeki yayın ilkeleri size anlatıldı mı” oldu. Üye hakimden soru ise Gürsel’e “Basın danışmanı ile yayın danışmanı arasındaki fark nedir” diye sordu. Gürsel ise soruları yanıtladı.

Gürsel'in sorgusu sırasında şu diyalog yaşandı:

Savcı: İddianamede 2013’te yönetim kurulu üyesi olarak yer alıyorsunuz.

Kadri Gürsel: İddianame yanlış.

Savcı: Yönetim kurulu üyeliğini de kabul etmiyorsunuz yani?

İzleyiciler: İddianame yanlış.

Mahkeme Başkanı: Kadri Gürsel kendi cevap verebilir.

Kadri Gürsel’in avukatı Köksal Bayraktar söz aldı.

Güncelleme 11.42: Cumhuriyet avukatlarından Abbas Yalçın konuşuyor. Cumhuriyet avukatları cezaevinde avukatla görüşme ve savunma kısıtlamasına dair değerlendirme yapıyorlar.

Güncelleme 11.26: Mübaşir Aydın Engin'e telefon numarasını sordu. Engin “Veremem poliste” dedi. Mübaşirin “Başka numaranız var mı” sorusuna Engin “hatırlamıyorum” yanıtını verdi.

Mahkemede iddianamenin kısa özeti okunacak. İddianamenin okunmasının ardından ise savunmalar başlayacak. Mahkeme ara kararını Cuma akşamı verecek. 

Güncelleme 11.05: Tutuklu Cumhuriyet gazetesi yazarı Kadri Gürsel’in oğluyla sarılmasına jandarma subayı izin vermedi. Sanıkların kimlikleri okunmaya başlandı. Ahmet Şık “Çoçuğunuz var mı” sorusuna “Kendisiyle gurur duyduğum bir kızım var” diye yanıt verdi. 

Mahkeme Başkanı salonda sükunet istediğini belirterek, izleyicileri uyardı.

Tutuksuz sanıklardan Cumhuriyet yazarlarından Aydın Engin, Hikmet Çetinkaya ve Orhan Erinç salona geldi. Sanıkların salona alınmasından önce avukat sayısının fazla olduğu belirtildi. Bazı avukatlar duruşma salonunu terk etmek durumunda kalırken sanıkların ise avukatların yerleşmesinin ardından salona giriş yapacağı ifade edildi. Tutuklu Cumhuriyet yazar ve çalışanları alkışlarla salona alındı.

GAZETECİLERDEN ANA AKIM MEDYAYA TEPKİ

Gazetecilik örgütleri ana akım medyanın davaya dair tavrını yaptıkları açıklamayla kınadı. İşte o açıklama:

"267 gündür tutuklu olan Cumhuriyet gazetesi yazar, yönetici ve çalışanlarının ilk duruşması 24 Temmuz günü İstanbul Adliye Sarayı’nda gerçekleşmektedir.

Farklı ülkelerden gelen gazetecilerin izlediği bu yargılanmanın ülkenin ana akım medyasından tek tük birkaç gazete dışında hiçbir gazetede yer almaması utanç vericidir. 

Bunca çok sayıda ve bilinen gazetecinin yargılanması dünyanın her yerinde haber niteliği taşır. Örneğin bugün Fransız “Liberation” gazetesi beş tam sayfasını bu davaya ayırmıştır!

Bu haberi görmeyen, mesleğine ve meslektaşlarına sahip çıkmayan; kendine oto-sansür uygulayan tüm basın yayın organlarını kınıyoruz. Kamuoyuna bu ortak açıklamayla duyururuz.

Gazetecilik suç değildir.

Basın Konseyi, Çağdaş Gazeteciler Derneği, DİSK Basın İş, PEN Yazarlar Derneği, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Gazeteciler Sendikası"

Cumhuriyet'e destek olmak için adliye önüne gelenler TRT Haber ekibi canlı yayındayken, yayını yapan muhabirin arkasından "Gazetecilere özgürlük" dövizi açtılar. Hükümete yakın A Haber ekibi de tepkilerden nasibini aldı.

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde