Büro temizleyerek dev oldu

Büro temizleyerek dev oldu

22 yıl önce elinde kova ve fırça avukat bürolarını temizledi, şimdi 4 bin çalışanı var

Büro temizleyerek dev oldu
16px
24px
04.01.2010 12:11
ABONE OLgoogle

Özlem Yüzak'ın röportajı

22 yıl önce elinde kova ve fırça avukat bürolarını temizleyerek sektöre adım atan Cevat Turan, bugün 4 bin çalışanı ile 30 milyon dolar cirosu olan Mis Group'un sahibi. Turan, sektörde standartlaşmanın önemine dikkat çekiyor. Bir hayali gerçeğe dönüştürebilmenin ötesinde bir öykü Cevat Turan'ınki.

22 yıl önce elinde kova ve fırça ofis temizleyerek sektöre adım atan Cevat Turan, bugün 4 bin çalışanı ile 30 milyon dolar cirosu olan Mis Group'un sahibi. Temizlik ve güvenlik sektöründe faaliyet gösteren Mis Group'un hızla büyümeye devam edeceğini söyleyen Turan, sektörde standartlaşmanın önemine dikkat çekiyor. Bir hayali gerçeğe dönüştürebilmenin ötesinde bir öykü Cevat Turan'ın ki. Gelin kısa bir süreliğine bundan 22 yıl önceye gidelim ve Çorum'da bir kasap dükkânını hayal edelim. Cevat Turan ise o dükkânda tezgâhtar. 19 yaşında. Askerden yeni dönmüş. Etleri doğruyor, parçalıyor, paketliyor, müşterilere veriyor... Akşamları bir gençlik dergisine yazılar yazıyor. Öykü ve şiir denemeleri, siyasi yazılar... Kafasının içinde ise tek bir ses var: “Bir şeyler yapmalıyım”. Gün geliyor, bir anlaşmazlık yaşanıyor ve işsiz kalıyor. O da birçokları gibi gidip şansını İstanbul'da denemeye karar veriyor. Devamını Turan'ın ağzından dinleyelim...

- Evet. “Taşı toprağı altın” diyerek İstanbul'a geldiniz. Ne yapmayı düşünüyordunuz?

TURAN - Önceden verilmiş bir kararım yoktu. Bir akrabamın yanına gittim önce. Onun eşi ile birlikte bir temizlik firması kurduğunu öğrendim. Kafamda bir şimşek çaktı. Ben de işe oradan başlayabilirdim. Neden olmasındı ki?

- Bu arada yıl kaç?

- Cevat Turan: 1988 ortaları. Elimde sadece küçük bir oda tutabilecek bir para var.

- Peki, ne yaptınız o para ile?

- Cağaloğlu'nda bir yer kiraladım. Tek bir oda.. Eskiciler mahallesine gidip elden düşme bir de elektrik süpürgesi aldım. Kova, fırça ve bezler... Bir de kartvizit bastırdım. Ve bitti param. O odada yatıp kalkıyordum aynı zamanda.

İşe avukatlık ofislerinin kapısını çalarak başladım. Elimde kova ve fırça ile. Kartımı veriyor ve ofis temizliği ihtiyacınız var mı, diye soruyordum. Kartvizitimde sadece adım soyadım ve odamın adresi yazıyordu. Telefon numarası bile yoktu. “İstersek seni nasıl arayacağız” diye soranlara “Ben size sık sık uğrarım” diye yanıt veriyordum. Böylece bir iki derken, avukatlık bürolarını temizlemeye başladım. Ama hayalim sabit bir gelire ulaşmak, bir sekreter alarak işleri biraz daha ilerletmekti. Bu yüzden onları abone yapmak zorundaydım.

'Yarım gün çalışmak isteyenleri örgütledim'

- Sekreter nereden çıktı şimdi?

- Avukatlık büroları işini daha da yaygınlaştırabileceğimi anlamıştım. Bunun için bir telefon ve telefona yanıt verip kayıt alacak birine ihtiyacım olacaktı. “Temizlik işleri yapılır” diye el ilanları bastırıp, Sultanahmet'te her yere astım ve dağıttım. Bir yıl sonra sekreter tuttum. Bir de yanıma çalışacak birini aldım. Artık 3 kişilik bir ekip olmuştuk. Bu arada evlendim. Gelen takıları bozdurarak TEDAŞ'ın temizlik ihalesine katıldım. Ardından Emlak Bank'ın parttime temizlik hizmetlerini aldım.

- Bu arada kadroyu da genişlettiniz herhalde?

- Aslında sabit 3 kişiydik. Ama part time iş olduğu için ek iş yapmak isteyenler ile çalıştım. Örneğin adam memur ya da işçi; mesai bitiminde gelip birkaç saat ofis temizliği işinde çalışıp para kazanıyordu. Öyle çalışmak isteyenleri örgütlemeye başladım. Bu arada İstanbul dışında da bir iş aldım.

- Başka bir kentte temizlik işi. Hızlı ilerliyorsunuz...

- Hızlı ilerlemiyorum. Her yeri tırmalıyorum. Bir tanıdıktan Bodrum Akçabük'te devremülk yönetimiyle çalışan bir tatil sitesinde temizlik hizmeti ihtiyacı olduğunu öğrendim. Devreler başlamadan önce her dönem tek bir günde yapılan bir iş bu. 775 dairenin bir günde temizlenmesi gerek. İstanbul'dan bir araba ve bir şöför ile yola çıktım. Param o kadar kısıtlı ki, şöfor yolda durduğumuzda et ısmarlarken ben çorba, kuru fasulye yiyorum. Neyse işi aldık. Ama bu kez çalışacak adamları bulmak gerek.

Milas'ın Çingene köylerine gitmek gerekiyormuş. Gittim, 50-60 kişi ayarladım. Ama son gün ne olduysa gelmekten vazgeçmişler. 1 gün var ve elimde adam yok. Yeniden aramaya başladım. Meğerse yalnış bir yoldan gitmişim. Böyle çalışacak adam bulmak için Dayıoğlu denilen kişilere önce gitmek lazımmış. Onlardan birine gittim. Kapı kapı dolaşarak birkaç saat içinde 60 kişi topladı bana. Ayarladığım servis aracı ile hepsini taşıdık ve temizliği yaptık.

İstanbul'a dönünce şirketi limited şirket haline getirdik ve daha büyük bir ofise taşındık... Bu arada 1992'de ilaçlama işine girdik ve bu iş için bir şirket açtık. 1994 yılında ise bir güvenlik şirketi kurarak gözetim denetim hizmeti vermeye başladık.

- 1988 yılında sıfırdan başlayarak 6 yıl içinde temizlik, ilaçlama ve güvenlik şirketlerinin sahibi olmak... O dönem nasıl bir duyguydu bu?

- Hırslıydım. Babası ortaokul yıllarında vefat etmiş, ailesine bakmak için liseyi yarıda bırakmak zorunda kalan, kiremit ocaklarında çalışan, kasaplık yapan biriydim.

Dipten gelince sıkı tutunmak zorundasınız. Yoksa hızlı düşersiniz. Bu yüzden bir yandan da temkinli adımlar atmak zoruydaydım. Bu yüzden önceliği kurumsallaşmaya verdim. Hepsi için ayrı şirket kurdum. Hizmet sektöründe kalite ve standart son derece önemli. Onu tutturmaya çalıştım.

'İhtisaslaştık'

- Şu anda 9 şirketin sahibisiniz. Diğerleri hangileri?

- Kamera, monitör gibi alarm sistemleri satan Teknotürk'ü kurduk. Temizlik hizmetlerini kamu ve özel sektöre yönelik olarak ikiye ayırdık. Pozitif Temizlik kamuya hizmet veriyor. Mis Servis Hizmetleri ise özel sektöre. Bu arada alışveriş merkezi, okul ve özel hastane gibi merkezlerde de ciddi bir ihtisaslaşmamız var. Güvenlik personeli yetiştiren ve sertifikalandıran bir eğitim kurumumuz var. İstinye'de 10 bin metrekare arazi üzerinde Türk mutfağı üzerine ihtisaslaşmış bir de restoranımız. Adı Meyyale. 2009 yılı ciromuz 30 milyon dolar oldu.

- O arada sektörünüzde nasıl bir dönüşüm yaşandı?

- Yaklaşık 10 yıl kadar önce benzer işi yapan firmalar bir araya gelerek Temizlik ve Servis Hizmetleri İşadamları Derneği'ni (TESHİAD) kurduk. Ben 9 yıl başkanlığını yaptım. Geçen sene bıraktım. Temizlik sektörü 300 bin kişiye istihdam sağlıyor, ortalama büyüklüğü 3 milyar YTL. Bu sektörün ürettiği vergi, SSK primi ve istihdama faydası düşünülürse, sektör uyuyan bir dev.

Bu uyuyan dev kendi gücünün farkında değil. Kentlerdeki dönüşüm bizim sektörü çok yakından ilgilendiriyor. İnşaat sektöründeki yeni yatırımlar, modern sitelerin kurulmasıyla birlikte temizlik, güvenlik, kamera sistemleri, ilaçlama, bahçe peyzajları gibi birçok alanda elemana ihtiyaç var. Bu yüzden kalite ve standartlaşma son derece önemli.

- Kriz nasıl etkiledi?

- Biz 2007 seçimlerinden sonra rüzgârı hissettik. Piyasada nakit sıkışıklığını fark ettik. 2008 yılı ortalarında müşterilerimiz ile masaya oturduk, ödeme zorluğu çekenlerle yollarımızı ayırdık ve likit kalmaya çok özen gösterdik. Ciromuz yüzde 1.5 azaldı ama kârlılığımız da benzer oranda arttı.

- İşler azalırken kârlılığın artması nasıl oldu?

- Çünkü merkezdeki personelimizle sürekli toplantılar yaptık ve tasarruf tedbirleri geliştirdik. Verimi arttırdık.

- İşten çıkarma yaşandı mı?

- Hayır, sadece merkezde 3 kişi ile yollarımızı ayırdık; o da farklı sebeplerden.

- Şu anda sektörde hangi noktadasınız?

- İlk 5 firma içindeyiz.

'Satın alarak büyümeye devam ediyoruz'

- Yabancı şirketlerin sektöre ilgisi büyük sanıyorum...

- Evet, özellikle Danimarkalı, Alman ve Avusturyalıların ilgisi büyük. Şunu vurgulamalıyım ki biz sektörde yüzde 100 Türk sermayeli tek büyük yerli şirketiz.

- Peki, siz ortaklığa hazır mısınız?

- Neden olmasın ki?.. 22 yıldır eğilip bükülmeden büyümeyi başardık. Yabancı bir ortaklık bizi ileriye taşıyacaksa düşünebiliriz. Bu arada biz de satın alarak büyüyoruz. Geçenlerde otellere house keeping hizmeti veren bir şirketi satın aldık.

- Aynı zamanda şiir kitaplarınız da var...

- Evet. Bundan büyük gurur duyuyorum. Ben başarımda edebiyata ve dünya meselelerine duyduğum ilginin hayli etkisinin olduğunu düşünüyorum. 1984'te kasap dükkânında çalışırken 7 dergi takip ediyordum. “Usuldan Bir Hüzün” ve “Gözlerine Sakla Beni” adlı iki şiir kitabım var.

Cumhuriyet

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde