Bu müdürler, oyun oynayarak para kazanıyorlar!

Bu müdürler, oyun oynayarak para kazanıyorlar!

Yeni nesil genç yöneticilerin çoğu aynı zamanda iyi birer oyuncu. Bunu çoğunun aksine bir dezavantaj değil avantaj olarak görüyorlar. Oyunlardaki stratejileri iş hayatlarında da kullanıyorlar...

Bu müdürler, oyun oynayarak para kazanıyorlar!
16px
24px
30.12.2011 15:33
ABONE OLgoogle

İLKOKUL, ortaokul çağlarından bu yana oyun oynayarak yetişmiş bir jenerasyonun yönetici koltuklarını doldurduğu bir dönemdeyiz. Bir sonraki neslin daha da ‘oyuncu’ olacağını öngörmek için kahin olmaya gerek yok.

Her geçen gün büyüyen dünya oyun pazarının 70 milyar dolara ulaştığı tahmin ediliyor. Bu büyüklüğüyle oyun sektörü Hollywood’u bile sollamış durumda.

Bu devasa pazarın 40 milyar dolarını PC kutu ve konsol oyunlarının, 20 milyar dolarını da online ve sosyal oyunların oluşturduğu hesaplanıyor. Kalan kısmı ise MMO (çevrimiçi çok oyunculu) oyunlar oluşturuyor.

Sektör temsilcileri, Türkiye için henüz 150-200 milyon dolarlık bir pazardan söz ediyor. Ancak büyüme hızı çok yüksek. Önümüzdeki yıl Türkiye oyun pazarının 250 milyon dolara ulaşması bekleniyor. Ülkemizdeki oyuncu sayısı ise yaklaşık 20 milyon olarak tahmin ediliyor.
 
OYUNCULAR DA DESTEK İSTİYOR

Türkiye oyun sektöründe bin-bin 500 civarında kişi istihdam ediliyor. SHR Şirketler Grubu Pazarlama Direktörü Ozan Aydemir, bunların en az yarısının üniversite mezunu olduğunu söylüyor. Yurtdışındaki örneklere bakıldığında ise sadece Güney Kore’de binin üzerinde çalışanı olan 5’ten fazla oyun firması var. Çin ve Amerika’da ise bu sayı daha da fazla. Ciro ve oyun çeşitliliği anlamında da benzer oranlar söz konusu. Türkiye pazarının gelişmemesine en önemli gerekçe olarak online oyun sektörünün geç keşfedilmesi gösteriliyor. Aydemir, “Özellikle Çin, Güney Kore, Almanya, Tayvan gibi ülkelerin 5-6 yıl gerisinden geliyoruz” diyor.

Oyun geliştiriciler, online oyun yayıncıları, mobil oyun firmaları, konsol oyun distribütörleri ve dağıtıcılar açısından baktığımızda 100 civarında firma olduğu görülüyor. Bunların 10-15’i orta ölçekli, diğerleri ise 0-25 arası çalışana sahip.
Birçok sektör temsilcisi gibi Ozan Aydemir de oyun pazarının gelişebilmesi, Türkiye’nin de önemli bir oyun ihracatçısı olabilmesi için devletin desteğine ihtiyaç olduğunu düşünüyor.

AİLELER HALA HASSAS YAKLAŞIYOR

Oyun, adı üzerinde eğlence demek. Ancak etkisi bununla sınırlı değil elbette. Pek çok yönetici, sanılanın aksine online oyunların gençleri asosyalleştirmediğini, çok daha kolay iletişim kurmalarına yardımcı olduğunu düşünüyor. Gençlerin daha güçlü dostluklar kurabildikleri, dijital dünyaya çok daha hızlı adapte olabildikleri de dile getirilen faydalar arasında.
SHR Şirketler Grubu Pazarlama Direktörü Ozan Aydemir, oyunların gençleri öncelikle iletişim kurmaya teşvik ettiğini vurguluyor. Her oyun için geçerli olmasa da beraberlik özüne dayalı, şeffaflığa, sorumluluk, sağlık, aile gibi kavramlara özen gösterildiğini belirtiyor. Aydemir, “Gençlerin özellikle online oyunlar için daha fazla teşvik edilmesi gerekiyor. Çünkü bunların içeriklerinde takım çalışması, iletişim ve bilgisayar kullanma yetkinlikleri daha fazla var. Öte yandan dünyada oyunla eğitim kavramı da hızla gelişiyor” diyor.
Sony Eurasia PlayStation Ürün Müdürü Mustafa Yiğit de oyunların çocuk ve gençlerin soyut ve üst düzey düşünce kabiliyetini son derece olumlu etkilediğine inanıyor. Yiğit ayrıca, oyuncuların video oyunları sayesinde ellerindeki sınırlı kaynakları en iyi şekilde nasıl kullanabileceklerini öğrendiklerini, hızlı bir şekilde düşünme, hızlıca analiz etme ve hızlı karar verme yeteneği kazandıklarını düşünüyor.

TÜRKİYE’NİN TANITIMINA KATKI

Öte yandan, oyunculara yeni ortamlar sunmak amacıyla artık bilinen lokasyonlar tercih edilmeye başladı. Bunda kuşkusuz oyuncunun oyunda kendinden bir şeyler bulma isteğinin önemli bir rolü var. Örneğin, Türkiye’nin belli başlı lokasyonların kullanıldığı oyunlar daha çok ilgi çekiyor. Türk oyun geliştiricilerse bunu dünya pazarında Türkiye’yi tanıtmak açısından önemli bir fırsat olarak görüyor. Örneğin Joygame, seslendirmesinden mekan seçimine, hikayelerden kıyafetlere birçok konuda yapımcı firmalarla ortak çalışmalar yapıyor. Örneğin, günümüzün popüler oyunlarından Wolfteam’de hem Taksim haritası hem de Türk karakterler mevcut. Üstelik yurtdışında da yapımcı firmalar bu motifleri kullanıyor. Böylece her gün 400-500 bin oyuncuya Wolfteam aracılığıyla Türkiye’nin reklamı da yapılmış oluyor.
Oyun pazarında yüzde 83 paya sahip olan Sony, oyunlarda dil yerelleştirmesine ciddi önem veriyor. Şirketin halen tamamı Türkçe seçeneği olan beş oyunu var. Bunlar Start The Party, Gran Turismo 5, KillZone 3, inFamous2 ve Uncharted 3: Drake's Deception. Sektör temsilcilerine göre oyuncuların kendi dillerinde oyun oynama arzuları, Türkiye’deki oyun geliştiriciler ve ajanslara da ciddi bir istihdam kapısı aralıyor.

E-SPOR MİLLİ TAKIMI KURULUYOR

Bu arada, geçen yıl faaliyetlerine başlayan Türkiye Dijital Oyun Federasyonu da Türkiye oyun pazarının gelişmesi ve dünyada söz sahibi olabilmesi için çalışmalar yürütüyor. Federasyonun başkanlığını Türk Telekom şirketlerinden Sobee Studios’un Genel Müdürü Mevlüt Dinç yürütüyor. Dinç, öncelikli amaçlarının sektörün sağlıklı büyümesi olduğunu vurguluyor.
Türkiye Dijital Oyun Federasyonu, amaçlarını oyuncuları yaş gruplarına göre ayırmak, ebeveynlerin bilinçlenmesi için altyapı hazırlamak, ulusal bir oyun platform zemini oluşturmak ve yetenekli gençlerin kendini Türkiye ve dünya platformlarında gösterebilmeleri için olanak sağlamak şeklinde belirlemiş.
Federasyon, bir yandan de bir e-spor ligi oluşturmak için çalışıyor. Önümüzdeki yıl oluşturulması planlanan e-spor milli takımı için de hazırlıklar sürüyor. Dinç, “Yurtdışında bu konuya çok önem veriliyor. Örneğin Güney Kore’de devlet, oyun sektörünü öncelikli olarak değerlendiriyor” diyor.

Hangi yönetici, hangi oyunu neden oynuyor?

Tahsin Yılmaz (TTNET Genel Müdürü): Kısa sürede eğlenceli bir deneyim sunduğu ve hız tutkumu giderdiği için Need for Speed oynuyorum. FIFA 2012, Football Manager 2012, Arkham City ve Assassins Creed Revelations diğer favorilerim. Ancak oyuna haftada sadece bir saat zaman ayırabiliyorum. Yolculuk esnasında ise mobil oyunları tercih ediyorum. Sosyal mecralarda oyun oynamasam da yakından takip ediyorum. TTNET olarak Facebook oyunlarına büyük önem veriyoruz. Örneğin, Townster’a destek sağlıyoruz. Sobee, 1 Man 1 Team gibi Facebook oyunlarına yönelik işbirliklerimiz var. Oyunların iş hayatında hedefe daha iyi konsantre olmayı sağladığını ve koordinasyon yetisini geliştirdiğini düşünüyorum.

Alisher Hasanov (Yandex Türkiye Ülke Müdürü): Cep telefonu, PSP, iPad gibi farklı platformlarda farklı oyunlar oynuyorum. Sniper (keskin nişancı) olunan FPS tarzı oyunları daha çok seviyorum. Örneğin Hitman serisi gibi... Son severek oynadığım oyunsa Assasin’s Creed. Strateji türündeki RPG ve aksiyon türündeki oyunları da seviyorum. Her gün ortalama 15-20 dakikamı düzenli oyun oynamaya ayırıyorum. Gün içerisinde genelde cep telefonunu tercih ediyorum.

Erdem Yurdanur (Kokteyl A.Ş. - Maçkolik Ltd. Genel Müdürü): En çok strateji oyunlarını beğeniyorum. Yorgun olduğum zamanlarda bile gece yarılarına kadar Travian oynadığım oluyor. iPad’de ise Tilt To Live ve Kelime Avı’nı tercih ediyorum. Ayrıca Beygir.com’da sanal at sahibiyim. Oynadığım oyunlardaki gerçek strateji geliştirme gerekliliği ve bunun da binlerce insanla birlikte yapılması beni cezbediyor. Oyunları zevk almanın yanında araştırma amaçlı da takip ediyorum. Facebook’taki oyunları da inceleme amaçlı takip edip oynuyorum.

Alper Tekin (Mekanist Kurucu Ortağı ve CEO’su): PC’deki favori oyunlarımın başında Baldur’s, Gate Diablo Serisi ve sadece 25 yaş üstünün hatırlayacağı Dragonlance serisine ait Dark Queen of Krynn geliyor. Xbox’ta FIFA ve Call of Duty Special Ops oynamayı seviyorum. Mobilde ise Angry Birds ve Fruit Ninja. Strateji oyunlarının ilerlemeli mantığını ve puanlama sistemini beğeniyorum. Son üç yıldır platform bağımsız sudokuya zaman ayırıyorum. Hafta içi 15-20 dakika hafta sonu da iki saat oyun oynuyorum. Strateji oyunlarının iş hayatına fikirler vermesine fayda sağladığını düşünüyorum.

Barış Onay (Yapı-Endüstri Merkezi Genel Müdürü): Call of Duty, Modern Warfare 3 oyunlarını arkadaş grubuyla kurduğum takımla oynuyorum. Oyun oynamayı iş stresinden uzaklaşmak ve kafa boşaltmak amacıyla tercih ediyorum. Bu sebeple de uzun soluklu strateji oyunlarını tercih etmiyorum. Cuma, cumartesi hariç neredeyse her akşam yaklaşık bir saat oyun grubumla buluşup, düzenli oynuyoruz. Sosyal medyada herhangi bir oyun takip etmiyorum. Oyun oynamayı iş stresini bir sonraki güne aktarmamak adına önemli buluyorum.

Adir Sağlamlar (Point İnşaat CEO’su): En sık Risk ve Warcraft oynuyorum. Genelde internette canlı oyun oynamayı tercih ediyorum. Rakiplerin adımlarını analiz ederek oyunda ilerlenen, değişen rakiplere göre seyir değiştirmenin gerektiği ve hiçbir şeyin tekrarlanmadığı oyunlardan hoşlanıyorum. Oyun oynamaya hafta sonları zaman ayırıyorum. Sosyal medya oyunlarını da takip ediyorum. Altı ay öncesine kadar CityVille, şimdilerde ise MafiaWars ile ilgileniyorum.

Murat Göçe (Helyum Bilişim Genel Müdürü): World of Warcraft oynuyorum. Çok oyunculu oyunları gruplar yönetildiği, strateji geliştirmek gerektiği ve liderlik ruhunu birebir yaşattığı için tercih ediyorum. Daha önce haftada 5-6 saat oyun oynuyordum. Artık 2-3 saate indirdim. Oyunların stres atmaktan daha fazla faydası ve katkısı olduğunu düşünüyorum. Yönetici konumundaki kişiler için yönetmek özel hayatta da devam ediyor. Başarılı yöneticilerin sosyal hayatına baktığınızda da aynı özellikleri sergilediğini görebilirsiniz. Lider kişiliklerini sergiledikleri sosyal hayatlarına paralel seçtikleri oyunların yine aynı şekilde yönetebilecekleri ve liderlik yapabilecekleri tarzda olduğunu sanıyorum.

Ozan Aydemir (SHR Şirketler Grubu Pazarlama Direktörü): 6 yıldır oynamaktan bıkmadığım World of Warcraft’ın tutkunuyum. Hatta bu oyun sayesinde Fransa, İspanya, Yunanistan gibi çevre ülkelerden bir arkadaş grubum oluştu. Onlarla oyun dışında da görüşüyorum. Yine üç yıldır dönemsel olarak Wolfteam de oynuyorum. Hafta içi günde 1-2 saatimi oyuna ayırıyorum. Hem hobi hem de iş gereği piyasadaki her oyunu deniyor ve yakından takip ediyorum.

Cenk Karapınar (DeFacto Lojistik Direktörü): Mafia, FIFA, Crisis, Call of Duty, Need for Speed oyunlarını oynuyorum. Gerçekçi ve sürükleyici strateji oyunlarını özellikle stres atmak amacıyla tercih ediyorum. Çalışma günlerinde oyun oynamayı tercih etmediğinden oyuna sadece pazar günleri vakit ayırıyorum.

Min Soo Kim (Nfinity Proje Müdürü): Koei firmasının Avrupa ve Amerika’da pek bilinmese de en ünlü serilerinden olan Romance of the Three Kingdoms en çok sevdiğim oyun. Aynı ismi taşıyan ve Uzakdoğu’da neredeyse her gencin en az bir kez okuduğu tarihsel romanın hikayesinden uyarlanan bu oyun, stratejik bir mantıkla ilerliyor. Beni oyuna bağlayan en önemli nokta, kitaptan tanıdığım ve sevdiğim karakterleri oynayabiliyor olmak ve o karakterler için tarihi baştan yazarak zafere ulaşmalarını sağlayabilmenin verdiği haz. Sadece hafta sonları 2-3 saatimi oyuna ayırabiliyorum. Sosyal platform oyunlarını da çok yakından takip ediyorum. Özellikle Zynga, Playfish ve PopCap gibi…

Aysun Sabanlı (Sony Ericsson Güneydoğu Avrupa ve Akdeniz Ülkeleri Pazarlama Direktörü): Age of Empires, World of Warcraft ve Playstation Gran Turismo oyunlarını sık sık oynuyorum. İş yoğunluğundan dolayı her gün zaman ayıramasam da toplantılarla geçirdiğim yoğun bir günün ardından mutlaka oynuyorum. Özellikle strateji oyunlarının iş hayatına olumlu yansımaları olduğunu düşünüyorum. Ne zaman aksiyona geçmeniz ve ne zaman tehditlere karşı sabırlı bir şekilde sessiz kalmanız gerektiğini oyunlarda çok net görebiliyorsunuz. Oyuncuların davranışlarını toplu halde nasıl değiştirdiklerini gözlemlemek pazarlamada tüketici analizleri ve tepkileriyle paralellik gösteriyor. Takım oyunun önemini de bu oyunlarda görebiliyorsunuz. Tek bir kişinin hatası bile grubun hedefe ulaşmasını engelleyebiliyor.

Murat Cantürk (HP Türkiye Teknoloji Hizmetleri Ülke Müdürü): Video oyunu söz konusu olduğunda Gran Turismo ve hem iPad hem de PlayStation’da sunulan golf gibi gerçek hayatla eşleşen simülasyonları oynamayı tercih ediyorum. Özellikle strateji ve planlama ağırlıklı olduğu için bir dönem Farmville ve SimCity ile uğraştım. SimCity’ye şimdi iPad’de devam ediyorum. Sıfırdan bir şeyler kurmayı, inşa etmeyi, geliştirmeyi seviyorum. PlayStation 3’te tenis veya plaj voleybolu gibi spor oyunlarını da oynuyorum.

Pınar Uylum Terzioğlu (Kaspersky Lab Türkiye Pazarlama Müdürü): Aksiyon ve macera oyunlarını tercih ediyorum. En sevdiğim oyun Assassin’s Creed Revolotion. Çünkü hikaye İstanbul’da geçiyor. Hafta sonları gece geç saatlerden sabahın ilk saatlerine kadar oynuyorum. Xbox Kinect ile konsol oyunlarındaki yeni teknolojilerle birlikte oyun oynama şekillerinde de devrim niteliği taşıyan gelişmeler olduğunu düşünüyorum. Örneğin, evimdeyken kendime jimnastik programı ayarlayıp New York, Londra sokaklarında koşabiliyorum.

Fikret Ballıkaya (Bilkom Satış Direktörü): Hızlı, eğlenceli ve takım halinde oynanan oyunları tercih ediyorum. PES, FIFA ve Need for Speed gibi... Dragon Age, Elder Scrolls, Heroes of Might & Magic serileri gibi strateji oyunlarını da oynuyorum. Günlük koşuşturma, iş hayatı, aile ve iş sorumlulukları derken gündüz oyuna pek vakit ayıramasam da iş saati dışında hızlı ve eğlenceli oyunları arkadaşlarla birlikte oynuyoruz.

Oyun oynayarak para kazanıyorlar!

Henüz Türkiye'de çok gelişmese de dünya genelinde “profesyonel oyuculuk” diye bir kavram var. Bu oyuncular, bir ya da daha çok oyunda profesyonelleşip, turnuvalara kişisel ya da ekip olarak katılıp çok değerli ödüller kazanabiliyor. Hatta bazı turnuvalarda ödüller ekip başına 1 milyon doları bulabiliyor.
Bir de bu oyunları test edenler, yorumlayanlar, oyunculara yol gösterip püf noktalarını anlatanlar var. Merlin’in Kazanı, bu alandaki en popüler sitelerden biri. Sitenin kurucusu Murat Oktay, “Bizim ana işimiz deneyimlerimizi ziyaretçilerimizle paylaşmak. Önce ithalatçı firmaların getirilen oyunları alıyor, enine boyuna oynuyoruz. Ardından test sırasında elde ettiğimiz verileri kendi standartlarımıza göre değerlendirip yazıya döküyoruz. En keyifli kısım ise oyunseverlere ulaştıktan sonra onlardan feedback (geri bildirim) almak” diyor. Tabii bu sitelerin ziyaretçisi ne kadar çok olursa reklam ve diğer gelirleri o kadar artıyor.

TekJeton Oyuncu Topluluğu’nun kurucu üyesi Tolgay Karabulut da oyun oynayarak para kazananlardan. Karabulut, yaptığı işi şöyle anlatıyor: “Aslında biz bir nevi oyuncuların seçim yapmalarına yardımcı oluyoruz. Bugün yeni bir oyun ortalama 180 TL’den satışa sunuluyor. Her oyuncu bu parayı kolayca çıkarıp veremiyor. Seçici olmak zorundalar. İşte biz onlarca yapım arasında yol gösterici olmak için bu oyunları inceleyip değerlendiriyor ve yayınlıyoruz.”

Karabulut, Türkiye’de henüz başlangıç aşamasında olan e-sporların dünyada on binlerce kişiye iş imkanı sağladığını da anlatıyor. Karabulut, “Özellikle Güney Kore’de bu sporlara çok önem veriliyor. Öyle ki 25 yaşından sonra refleksler yavaşladığı için oyuncular profesyonel takımlardan çıkarılabiliyor.”

Aysun Duygu/Para Dergisi

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde