Bir Ali Babacan portresi: Kendisini kurtardı, ekonomi batıyor
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın, BDDK’nın Bank Asya’yı el koyma operasyonu için yaptığı, “siyasi değil” açıklaması Türkiye bankacılık sektöründe büyük tartışmalara yol açtı.
02.06.2015 08:12
ABONE OL
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın, BDDK’nın Bank Asya’yı el koyma operasyonu için yaptığı, “siyasi değil” açıklaması Türkiye bankacılık sektöründe büyük tartışmalara yol açtı. Bu açıklama, 35 yaşında ekonominin patronu olan Ali Babacan’daki büyük değişimi de gözler önüne serdi.
Babacan, son dönemde alınan bazı kararlara “ses çıkarmadığı” için, bazı kararlara da “bizzat onay verdiği” için ekonomi bürokratlarının da hedefi haline geldi. Bürokratlar, Babacan’daki hızlı değişimin nedenini bulmaya çalışıyorlar.
13 yıllık Babacan portresi şöyle:
“BEBE CAN” DEDİLER
AKP’nin ekonomik programın mimarları arasında yer alan Babacan, 3 Kasım 2002’de milletvekili seçildiğinde 35 yaşındaydı. Seçimin ardından kurulan kabinede Hazine’den sorumlu Devlet Bakanlığı’na getirildiğinde, kendisi için ‘Çok toy, devlet ve siyaset deneyimi yok’ denildi. Dahası, ‘Babacan değil bebe can’ esprisi bile yapıldı. O, ‘Akıl yaşta değil, baştadır. Bunu görecekler’ dedi. Ve 13 yıllık AKP iktidarı döneminde, doğrudan ya da dolaylı olarak ekonominin patronluğunu yaptı. Bu süreçte Babacan’ın kredibilitesi AKP’den her zaman daha yüksek çıktı.
DAVUTOĞLU’NA ŞART KOŞTU
Başbakan Ahmet Davutoğlu ise hükümet kurma çalışmalarını ilk olarak Ali Babacan ile başladı. Babacan, Davutoğlu’nun “Hükümette yer al” teklifini, “Bankacılık sektöründe itibar bozucu kararlara imza atılmazsa” şartı ile kabul etti. Yani Babacan, 17 Aralık yolsuzluk sürecinde Bank Asya’ya yönelik yapılan operasyonları tepki göstererek, bir anlamda bankacılık sektörünü korumaya aldı.
Babacan bu tavrı nedeniyle, Saray’ın sık sık tepkisini çekti. Hatta hükümete yakın medya kuruluşlarında zaman zaman aleyhinde çıkan haberlerle, ayar verilmeye çalışıldı. Ancak Babacan tüm bunlara rağmen, ekonomi konusunda doğru bildiklerini söylemekten geri kalmadı. Ancak son dönemde Babacan, tartışmalı bir çok operasyona da ya seyirci kaldı ya da onay verdi. Bu operasyonlardan ilkini, bir gazetenin satın alınması için oluşturulan havuza kamu bankalarından örtülü olarak kaynak aktarılması geliyor. Her fırsatta, kamu bankaların tek bir talimat vermediğini ifade eden Babacan, kendisine bağlı kamu bankalarından milyarlarca dolarlık siyasi kredilerin açılmasına seyirci kaldı.
İkinci olarak, paralel yapı ile mücadele adı altında başta Hazine Müsteşarlığı olmak üzere, BDDK, SPK, Merkez Bankası gibi kurumlarda yüzlerce bürokrat görevden alındı. Bu görevden almaların altında ise Babacan’ın imzası bulunuyor. Babacan, 13 yıldır birlikte çalıştığı bürokratları bir gecede görevden alarak, hayatlarının değişmesine göz yumdu. Yine atamalar konusunda da Babacan, Saray’dan gelen baskılara boğun eğmek zorunda kaldı. Babacan’ın en yakın çalışma arkadaşı Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı, baskılar nedeniyle görevinden ayrılmak zorunda kaldı.
Babacan ise Çanakçı’nın yerine aylardır bir atama gerçekleştiremedi. Merkez Bankası ataması konusunda dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’i bile ikna eden Babacan, Hazine Müsteşarlığı ataması konusunda ise Saray’ı ikna edemedi. Bu gelişmeler Hazine, Merkez Bankası gibi ekonominin kilit kurumlarında, “Babacan”a olan güvenin de sarsılmasına yol açtı. Şimdi ekonomi bürokratları, Babacan’daki değişimin nedenlerini bulmaya çalışıyorlar.
BABACAN TEKSTİLDE BÜYÜDÜ
3 yıllık AKP iktidarı, Babacan ile özdeşleşen Ali Babacan tekstil içinde büyük bir atılım dönemi oldu. Babacan’ın her zaman dile getirdiği Ankara’nın Çıkrıkçılar Yokuşu’ndaki 3-4 metrekarelik dükkan bugün dev tekstil mağazasına dönüştü. Babacan Ailesi’nin halen Ankara’nın siteler semtinde büyük bir deposu, İstanbul Yolu üzerinde de dev mağazası bulunuyor.
Hüseyin Özay/Taraf
Babacan, son dönemde alınan bazı kararlara “ses çıkarmadığı” için, bazı kararlara da “bizzat onay verdiği” için ekonomi bürokratlarının da hedefi haline geldi. Bürokratlar, Babacan’daki hızlı değişimin nedenini bulmaya çalışıyorlar.
13 yıllık Babacan portresi şöyle:
“BEBE CAN” DEDİLER
AKP’nin ekonomik programın mimarları arasında yer alan Babacan, 3 Kasım 2002’de milletvekili seçildiğinde 35 yaşındaydı. Seçimin ardından kurulan kabinede Hazine’den sorumlu Devlet Bakanlığı’na getirildiğinde, kendisi için ‘Çok toy, devlet ve siyaset deneyimi yok’ denildi. Dahası, ‘Babacan değil bebe can’ esprisi bile yapıldı. O, ‘Akıl yaşta değil, baştadır. Bunu görecekler’ dedi. Ve 13 yıllık AKP iktidarı döneminde, doğrudan ya da dolaylı olarak ekonominin patronluğunu yaptı. Bu süreçte Babacan’ın kredibilitesi AKP’den her zaman daha yüksek çıktı.
DAVUTOĞLU’NA ŞART KOŞTU
Başbakan Ahmet Davutoğlu ise hükümet kurma çalışmalarını ilk olarak Ali Babacan ile başladı. Babacan, Davutoğlu’nun “Hükümette yer al” teklifini, “Bankacılık sektöründe itibar bozucu kararlara imza atılmazsa” şartı ile kabul etti. Yani Babacan, 17 Aralık yolsuzluk sürecinde Bank Asya’ya yönelik yapılan operasyonları tepki göstererek, bir anlamda bankacılık sektörünü korumaya aldı.
Babacan bu tavrı nedeniyle, Saray’ın sık sık tepkisini çekti. Hatta hükümete yakın medya kuruluşlarında zaman zaman aleyhinde çıkan haberlerle, ayar verilmeye çalışıldı. Ancak Babacan tüm bunlara rağmen, ekonomi konusunda doğru bildiklerini söylemekten geri kalmadı. Ancak son dönemde Babacan, tartışmalı bir çok operasyona da ya seyirci kaldı ya da onay verdi. Bu operasyonlardan ilkini, bir gazetenin satın alınması için oluşturulan havuza kamu bankalarından örtülü olarak kaynak aktarılması geliyor. Her fırsatta, kamu bankaların tek bir talimat vermediğini ifade eden Babacan, kendisine bağlı kamu bankalarından milyarlarca dolarlık siyasi kredilerin açılmasına seyirci kaldı.
İkinci olarak, paralel yapı ile mücadele adı altında başta Hazine Müsteşarlığı olmak üzere, BDDK, SPK, Merkez Bankası gibi kurumlarda yüzlerce bürokrat görevden alındı. Bu görevden almaların altında ise Babacan’ın imzası bulunuyor. Babacan, 13 yıldır birlikte çalıştığı bürokratları bir gecede görevden alarak, hayatlarının değişmesine göz yumdu. Yine atamalar konusunda da Babacan, Saray’dan gelen baskılara boğun eğmek zorunda kaldı. Babacan’ın en yakın çalışma arkadaşı Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı, baskılar nedeniyle görevinden ayrılmak zorunda kaldı.
Babacan ise Çanakçı’nın yerine aylardır bir atama gerçekleştiremedi. Merkez Bankası ataması konusunda dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’i bile ikna eden Babacan, Hazine Müsteşarlığı ataması konusunda ise Saray’ı ikna edemedi. Bu gelişmeler Hazine, Merkez Bankası gibi ekonominin kilit kurumlarında, “Babacan”a olan güvenin de sarsılmasına yol açtı. Şimdi ekonomi bürokratları, Babacan’daki değişimin nedenlerini bulmaya çalışıyorlar.
BABACAN TEKSTİLDE BÜYÜDÜ
3 yıllık AKP iktidarı, Babacan ile özdeşleşen Ali Babacan tekstil içinde büyük bir atılım dönemi oldu. Babacan’ın her zaman dile getirdiği Ankara’nın Çıkrıkçılar Yokuşu’ndaki 3-4 metrekarelik dükkan bugün dev tekstil mağazasına dönüştü. Babacan Ailesi’nin halen Ankara’nın siteler semtinde büyük bir deposu, İstanbul Yolu üzerinde de dev mağazası bulunuyor.
Hüseyin Özay/Taraf
