Başçı, Kemerlerimizi çözelim mi?' sorusuna ne dedi?

Başçı, Kemerlerimizi çözelim mi?' sorusuna ne dedi?

'Uçak piste indi, ama kemerleri çözmeyin' sözlerinin hatırlatılması üzerine MB Başkanı Başçı, şunları söyledi?

Başçı, Kemerlerimizi çözelim mi?' sorusuna ne dedi?
16px
24px
06.07.2012 15:31
ABONE OLgoogle

 Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, büyüme rakamlarının ikinci çeyrekte önceki çeyreğe göre artıya dönmesini beklediklerini ve ılımlı büyümenin devam edeceğini tahmin ettiklerini söyledi.

      Merkez Bankası Elazığ'da ''Para Politikaları'' konulu toplantı düzenledi.  Burada yaptığı konuşmanın ardından soruları yanıtlayan Başçı, ilk çeyrek büyümesine ilişkin soru üzerine, ilk çeyrekte önceki çeyreğe göre, mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış olarak bakıldığında yüzde 0,4'lük küçülmeyi önceden tahmin ettiklerini bildirdi.

      Kış aylarında hava koşullarının çok sert olduğunu, özellikle ulaştırmayla ilgili pek çok engelle karşılaşıldığını ifade eden Başçı, eksi değerin bir kısmının bunlardan kaynaklandığını belirtti. Başçı, ''Bunun ikinci çeyrekte önceki çeyreğe göre artıya dönmesini bekliyoruz. Ilımlı büyümenin devam edeceğini tahmin ediyoruz'' dedi.

      Başçı, yıl sonu enflasyon beklentisine ilişkin bir soru üzerine de enflasyon ile ilgili daha net konuşabilmek için Para Politikası Kurulu'nu görmek gerektiğini, Temmuz sonunda daha net bilgi verebileceklerini söyledi.

      Erdem Başçı, başka bir soru üzerine de yatırım taleplerinin gelişmekte olan ülkelere doğru kayması gerektiğini vurguladı ve ''TÜrkiye de gelişmekte olan bir ülke olduğu için Türkiye'nin cazibesi devam edecektir. Türk Lirası sağlam para birimi olmaya devam edecektir'' diye konuştu.
      
     ''Henüz kemerlerinizi çözmeyin''
     
     Daha önce yaptığı bir konuşmada sarf ettiği ''Uçak piste indi, ama kemerleri çözmeyin'' sözlerinin hatırlatılması üzerine de Başçı, şunları kaydetti:

      ''Edirne'de (iki teker var, bunların ikisi de piste değdi) demiştim. Bunlardan birisi krediler, birisi de döviz kuru. Kredi büyümesi yeterince yavaşladı, makul seviyelerde seyrediyor şu anda. (Döviz kuru da yeterince değer kaybetti, bundan sonra da daha fazla değer kaybetmesini beklemeyin) anlamında.. Bunun ikisi birden dış dengeyi iyileştirecek iki tane önemli faktördü. O gerçekten gerçekleşti. Biz bu açıklamayı çok önceden Edirne'de yaptık. Şimdi insanlar gördükçe inanıyorlar. Gerçekten de dış denge iyileşiyor. Döviz kurları ve krediler bizim arzu ettiğimiz noktaya gelmişti. O yüzden (yumuşak inişi tamamladık) demiştik. Kemerlerimizi çözüp uçağın içinde dolaşmaya başlayalım mı- Henüz değil.. Avrupa tarafındaki problem zor bir problem. O yüzden biraz bekleyip oradaki gelişmeleri izleyelim. Şu anki gidişat gayet iyi. Herkes ne yapıyorsa aynen yapmaya devam etsin.''

      Başçı, parasal genişlemeye de değindi ve şu ana kadar Türkiye'deki verilerin nispeten daha olumlu olduğunu belirterek, ''Biz önümüzü görelim, Para Politikası Kurulu'na kadar herhangi bir sinyal vermeyelim diye düşünüyoruz'' dedi.

      Başçı, Avrupa'da çok genişlemeci bir para politikası izlendiğini, bankalar arası piyasada faizin daha düşük seviyelere gelebileceğini ve sıfıra yaklaşabileceğini söyledi.
      
     Mali birlik tartışmaları

     
     Erdem Başçı, Avrupa'daki mali birlik tartışmalarına ilişkin olarak da şöyle konuştu:

      ''Bazı yapısal eksiklikler tespit edildi, mali birlik olmadan, finans sektörü konusunda tek politika olmadan para birliği pek de mümkün değil. O yüzden bu yönde adım atılması gerektiği yönünde liderler zirvesinden karar çıktı. Finans sektörü ile ilgili birlik konusunda adımlar atılacak. Ama bu adımlar çok zor adımlar. Ulusal egemenlikten fedakarlık gerektiren adımlar. Üye ülkelerin her birisi (ben bu fedakarlığı yaparım, kendi yetkilerimin bir kısmını, harcama yetkilerimin, vergilendirme yetkilerimin, bankacılıkla ilgili yetkilerimin bir kısmını Avrupa'nın merkezine devretmeye razıyım) derse, o zaman bu olur. Ama bu demokratik bir süreç, zaman alacak. O yüzden bu yıllar sürecek bir proje. Kısa vadede de gerekli tedbirleri alabilecek mekanizmaları oluşturmaya çalışıyorlar.''

      TCMB Başkanı, ''bankanın ekonomi üzerindeki ısıtma ve soğutma gücü nedir'' şeklindeki soruya yanıt verirken de ''Isıtma ve soğutma gücü mükemmel değil, yüzde 100 değil, ama oldukça yüksek diye düşünüyorum. Para Politikası oldukça etkili bir araç'' dedi.

      Başçı, 2012 yılı içinde planlanan bir sıkılaştırma politikası olup olmadığının sorulması üzerine de Türkiye'de kredi artış hızının mevduat artış hızının üzerinde olduğunun, ancak ikisi arasındaki farkın kademeli bir şekilde azaldığını söyledi.

      Mevduat araçlarının hepsi değerlendirildiğinde, yüzde 10'un biraz üzerinde mevduat artışının bulunduğunu ifade eden Başçı, kredilerdeki artış hızının ise yüzde 19 seviyesine gerilediğine dikkati çekti.

      Aradaki makas daralırsa bunun dış denge açısından iyi olacağını belirten Başçı, ''Mevduat dışında yeni bir tasarruf aracı geliyor o da bireysel emeklilik sistemindeki reform. Bildiğim kadarıyla ikincil düzenlemeler yapılacak ve yılbaşından itibaren fiilen bu hayata geçecek. Yatırdığınız her 100 liralık tasarruf için devlet 25 lira yatıracak. Bunu ihmal etmemek gerekir. Sabırlı olmamız şartıyla. Bizim vatandaşlarımızın genellikle ufukları çok daha kısa, 3 ay vadeli mevduatın ötesine çok geçmek istemiyorlar'' diye konuştu.

''Likidite konusunda bankaların bir endişe duymaması gerekir"


 Başçı, ''Likidite konusunda bankaların bir endişe duymaması gerekir. Merkez Bankası onların ihtiyaç duydukları kadar likiditeyi verir. Bu şimdiye kadar böyle oldu'' dedi.
     
      Buradaki konuşmasının ardından soruları yanıtlayan Erdem Başçı, ''Kamu bankalarının özelleştirilmesi ile yeni gelişme olabilir mi- Bu yatırımların desteklenmesi konusunda olumsuzluk yaratır mı-'' şeklindeki soru üzerine, politika sinyaline gireceği için özelleştirmelerle ilgili kurulsal ve kişisel görüşünü dile getiremeyeceğini söyledi.

      Lehman Krizi'nin ardından kamu bankalarının varlığıyla ilgili akademik camiadaki tartışmaların arttığını belirten Başçı, ''Bazı akademisyenler, bir iki tane kamu bankası olabilir, Lehman Krizi'nin kamu bankası olan ülkeler ile olmayan ülkelere etkisinin farklı olduğunu savunuyorlar. Kamu bankası sahibi olmanın dezavantajları var. Özellikle bu bankaların yönetimi konusuna dikkat edilmeli'' diye konuştu.

      Erdem Başçı, enflasyondaki hızlı düşüşle beraber ekonomide bir resesyonun olduğu düşüncesine katılıp, katılmadığıyla ilgili soru üzerine ise ''Bu düşünceye katılmıyoruz. Biz resesyon tabiri yerine ılımlı büyüme tabirini kullanıyoruz. Büyüme aynen o şekilde devam ediyor'' yanıtını verdi.
      
     ''Enflasyon büyümeye zarar veriyor''
     
     ''Anadolu'da sanayi devrimini gerçekleştirmeden yüzde 7 büyümeyi sürekli kılmak mümkün olabilir mi-'' şeklinde bir soruyu Başçı,şu şekilde cevapladı:

      ''Türkiye'nin tarihine baktığımızda ortalama büyüme yüzde 5 düzeyinde olmuş, son 35 yıla baktığımızda enflasyon çok yüksek ve dalgalıymış. Oradan büyümeyi yavaşlatıcı bir etki geldi diye düşünüyoruz. Bu konu yüksek ve dalgalı enflasyon büyümeye zarar veriyor fayda sağlamıyor. Eskiden bu konuda farklı görüşeler vardı. Artık herkes (yüksek) enflasyonla büyümenin saman alevi gibi geçici bir büyüme olduğunu gördü. Bu yöntem uzun vadeli büyümeye de zarar veriyor. Çünkü reel faizleri haddinden fazla yükseltiyor. Oraya bir risk primi ekliyor ve reel faizler çok fazla yükseliyor, istihdam düşüyor, reel ücretler baskılanıyor. Onun için Türkiye enflasyon problemini kalıcı bir biçimde çözerse, ki burada alınacak daha mesafe var. Kamu borcuyla ilgili olumlu gelişme devam ederse, yüzde 5'in üzerinde bir büyümeye ulaşabilir.''

      Tek başına enflasyonu düşük tutmanın bile büyümeye önemli katkı yapacağını savunan Başçı, ''Sadece fiyat istikrarını sağlamak, büyümeyi yüzde 7'ye ulaştırmaz ama yüzde 5'in üzerine çıkarır. Bunun dışındakilerin hepsi mikro ve yapısal reformlar, onların da ilave faydası olur. Yüzde 7'yi yakalar mıyız bilmem ama yüzde 5'in üzerinde bir ortalama büyümeyi Türkiye'nin sağlamış olması lazım'' dedi.
      
     ''Bankalarda haddinden fazla risk iştahı yok''
     
     Erdem Başçı, bankaların risk iştahının, politikaları nasıl etkilediği ve piyasadaki para döngüsünün artmasına karşı tepkilerinin ne olacağı sorularını, şu şekilde yanıtladı:

      ''İki tür para var; birincisi içsel para, diğeri dışsal para. Dışsal para Merkez Bankası'nın sağladığı para, içsel para ise bankaların sağladığı para. Mevduat alıyorlar ve aldıkları mevduatı krediye dönüştürüyorlar. İşler iyiyse ve algılar olumluysa içsel para büyüyor, dolayısıyla herkes 'piyasada para bol' diyor. Aslında o 'para bol' demek herkesin güveni var, harcıyor demek. O moral bir şekilde kaybolunca da 'piyasa para yok' deniyor. Merkez Bankası'nda para her şekilde var. Güvenin kaybolmaması ve piyasanın dönmesi lazım. Likidite konusunda bankaların bir endişe duymaması gerekir. Merkez Bankası onların ihtiyaç duydukları kadar likiditeyi verir. Şimdiye kadar bu böyle oldu.''

      Türk bankalarının oldukça dikkatli olduğunu ifade eden Başçı, bankalarda haddinden fazla risk iştahının olduğunu düşünmediğini söyledi.

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde