Bakandan 'Vergi oranlarında artış'la ilgili açıklama

Bakandan 'Vergi oranlarında artış'la ilgili açıklama

Bakan Şimşek, "Önümüzdeki seneye ilişkin maktu vergiler var, enflasyon kadar artırılmazsa gelirlerimizin düşeceği alanlar var. Onun dışında vergi oranlarında artış görmüyoruz" dedi.

Bakandan 'Vergi oranlarında artış'la ilgili açıklama
16px
24px
21.11.2014 13:32
ABONE OLgoogle
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek,  "Önümüzdeki seneye ilişkin maktu vergiler var, enflasyon kadar artırılmazsa gelirlerimizin düşeceği alanlar var. Onun dışında vergi oranlarında artış görmüyoruz. Yeni bir vergi getirmeyi öngörmüyoruz" dedi. 

Şimşek, CNN Türk televizyonunda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'nin G-20'den beklentisine ilişkin soruyu yanıtlayan Şimşek, Avustralya'nın Brisbane kentinde gerçekleştirilen G20 Zirvesi'nin sonuç bildirisine bakıldığında en somut kararın ilave büyüme olduğunu belirtti.   

G-20 ülkelerinin reform yapacağını, bu reformlar sayesinde 2018'e kadar ilave yüzde 2,1'lik büyüme öngörüldüğünü anlatan Şimşek, "Şu ana kadar ülkeler 800'e yakın reform niteliğinde tedbir açıkladılar. Türkiye'nin de son dönemde çok kapsamlı bir reform paketi gündemde. Bu süreçte liderlik rolünü oynuyor. Bunun amacı işsizliği azaltmak, refahı artırmak" diye konuştu.

G-20'de gelecek döneme ilişkin Yolsuzlukla Mücadele Eylem Planı'nda da bir takım somut konular olduğuna dikkati çeken Şimşek, "Vergi cennetlerinde birçok paravan şirket (offshore) kuruluyor. Onlara ilişkin gizliliğin ortadan kaldırılması ve engellenmesi gibi 5-6 tane önemli konu var yolsuzlukla mücadelede. Doğrusu bu da bizim lehimize olur. Buradaki hususlar Türkiye'yi de yakından ilgilendiriyor, Türkiye'nin de güçlü bir şekilde destek verdiği konular" değerlendirmesinde bulundu.

Şimşek, dünyada offshore olarak birçok firmanın faaliyet gösterdiğini vurgulayarak, bunun uluslararası vergi kaybına yol açtığını söyledi.

G-20 zirvesinden çıkan diğer bir somut alanın, vergi kaçaklığını azaltmada uluslararası işbirliği olduğunu anlatan Şimşek, "En önemli konu 2018'e kadar ülkeler arasında otomatik bilgi değişimi. Bu çok önemli. Şu anda ülkeler birbirlerinden bilgi talep edebiliyor ama bu karşılıklı anlaşmaya dayanıyor. Büyük şirketlerin, çok uluslu olsalar da vergiyi kaçırmalarını engelleyecek süreçler" ifadelerini kullandı. 

Şimşek, 2015 yılında uluslararası bir vergi sempozyumu düzenleyeceklerini de kaydetti.

"Reform eğitime benzer" 

Geçen yıl açıklanan kalkınma planını eylem planına dönüştürdüklerini anımsatan Şimşek, "Geçmişte de birçok plan açıklandı ancak bu farklı. Hangi kurum ne zaman, hangi reformu yapacak ve en önemlisi bu reformun maliyeti nedir? İlk defa ve çok somut, uygulandığında Türkiye'yi yüzde 5-6'lık büyüme düzeyine çekecek en az 10-20 yıllık süreçte Türkiye'yi bir üst lige taşıyacak program bu" şeklinde konuştu.

Şimşek, Türkiye'nin makro reformları başardığını sıranın verimliliği artırmaya ve inovasyona geldiğini belirtti.

Reformların eğitime benzediğini ve sonu olmadığını kaydeden Şimşek, sürekli olarak reformlar konusunda çalışıldığına işaret etti. 

Şimşek, Dünya Bankasının İş Yapma Kolaylığı Endeksi'nde Türkiye'nin bu yıl 189 ülke arasında 69'uncu sıradan 55'inci sıraya yükseldiğin söyledi.

 Göreve geldiği günden bu yana ülkede birçok zorlukların yaşandığını hatırlatan Şimşek, genel seçimlerden sonra çalkantıların sınırlı olacağı bir 4 yıl olduğunu ve bu süreçte çok kapsamlı reform programının güçlü şekilde uygulanacağını ifade etti. 

Bakan Şimşek, "yeni yılda zam olacak mı?" sorusunu da "Önümüzdeki seneye ilişkin maktu vergiler var, enflasyon kadar artırılmazsa gelirlerimizin düşeceği alanlar var. Onun dışında vergi oranlarında artış görmüyoruz. Yeni bir vergi getirmeyi öngörmüyoruz" yanıtını verdi.

"Bazı bakanlıklara hiç eleman vermeyeceğiz"

Bakan Şimşek, bir başka soru üzerine son yıllarda kamuya ciddi miktarda personel aldıklarını, 2015 yılında bunu biraz kısacaklarını bildirdi. 

Son 1 yılda sağlanan istihdam oranının yüksekliğine dikkati çeken Şimşek, şöyle devam etti:

"1 milyon 258 bin istihdam oluşturuldu. Bunun taş çatlasa 100 bini kamudandır. Gelecek sene 74 bin. Bu 74 binin 34 bini polis okullarından, harp okullarından mezun olanlar yani otomatik olarak alınacaklar. Geriye 40 bini kalıyor. Bu 40 binlik kadronun dağılımında da en çok payı öğretmenler alacak. Ondan sonra sağlıkçılar alacak. Belki bazı bakanlıklara hiç eleman vermeyeceğiz. Bunun dağılımına henüz karar veremem. Çünkü bunun dağılımı için Devlet Personel Başkanlığı çalışmayı yapacak. Sayın Başbakanımıza arz edeceğiz, orada bir müzakere yapılacak ve o çerçevede dağıtılacak."

Türkiye'de kaynakları doğru kullanmak gerektiğini vurgulayan Şimşek, en son taşıt kiralamalarına ilişkin sınırlama getirdiklerini hatırlatarak, "Şu anda Başbakanlıkta bir taşıt kanunu var, inşallah Meclis'e gider, orada da bir reform yapacağız" dedi. 

Türkiye'de taşıt kiralama giderlerinin 209 milyon lira, hizmet binası kiralama bedellerinin 330 milyon lira ile olduğunu anlatan Şimşek, bunların sınırlandırılması gerektiğini bildirdi.

Vatandaşın gözünde bunların israf ve lüks olarak görüldüğünü ifade eden Şimşek, "Sayın Başbakanımızın bizi ziyaretinde kendisine brifing verdik. 'Gelecek seneden itibaren oturacağız planlama yapacağız, taşıt ve hizmet binaları kiralama konularında israfı engelleyen yeni model yapacağız' dedi. Bu hassasiyetini ben Maliye Bakanı olarak çok takdir ediyorum. Önümüzdeki dönemde çalışmalar yaparak kendisine sunacağız. Doğu ve güneydoğuda güvenlik mevzuları var, buralar gibi bazı zorunlu lojmanlara dokunmamak gerekiyor. Ama Ankara'nın merkezinde lojmanların azaltılması, bitirilmesi lazım" dedi.

"Merkez Bankasını desteklememiz lazım"

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sadece Merkez Bankasının çabalarıyla enflasyonu düşük tek haneye indiremeyeceklerini belirterek, "Bizim Merkez Bankasını desteklememiz lazım" dedi.

Türkiye'nin yılda 55-60 milyar dolarlık enerji ithalatı gerçekleştirdiğini belirten Şimşek, "Bu sürdürülebilir değildir. Bizim bu ülkenin rüzgarını, güneşini, kömürünü, suyunu bir şekilde harekete geçirip enerjiye dönüştürmemiz lazım" diye konuştu.

Şimşek, "İşsizlikte rakam çift haneye dayandı. Bir taraftan da Suriyeli mültecilere çalışma izni verilmesi işsizliği nasıl etkileyecek?" sorusu üzerine, Türkiye'nin nüfusunun genç olduğunu, işgücüne katılım oranının arttığını söyledi. 

İşgücüne katılım oranında yüzde 2'nin üzerinde artış olduğunu kaydeden Şimşek, eğitim seviyesi arttıkça işgücüne katılım oranının arttığını söyledi. Şimşek, "Örneğin, okur yazar olmayan kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 17 iken, yükseköğrenim mezunu kadınlarda yüzde 70. Son yıllarda eğitimde çok büyük bir seferberlik yaptık" dedi.

Şimşek, insanların iş bulabilmesi için büyüme ve işgücü piyasasının esnekleşmesi gerektiğini, bunun için de reformlara ihtiyaç olduğunu ifade ederek, "Bizim bütün derdimiz gençlerimize, kadınlarımıza, insanımıza daha çok istihdam imkanı bulmak" diye konuştu.

İşsizlerin de sorumluluğunun kendilerinde olduğunu belirten Şimşek, "Bizim işsizleri de düşünmemiz lazım ve esas onlar için bu reformları yapmamız lazım'' dedi.

Şimşek, Türkiye'nin işsizliğin çözümü konusunda reform dışında bir seçeneği olmadığını ifade ederek, işsizlik sorununu reformlarla aşacaklarını söyledi. Şimşek, reformların hayata geçirileceğini, kağıt üzerinde kalmayacağını kaydetti.

"İşsizlik artışını mültecilere bağlamak yanlış olur"

Mehmet Şimşek, "Suriyeli mültecilerin Türkiye'deki işsizlik oranına etki ettikleri" iddialarına yönelik şu değerlendirmelerde bulundu:

"Türkiye'de 2 milyona yakın mülteci var. Esas itibarıyla bir kısmı kamplarda, bir kısmı yerel idarelerin ve vatandaşlarımızın gönüllü desteğiyle veya akrabalarının destekleriyle geçim imkanı sağlanıyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ne tür bir çalışma yapıyor, emin değilim. Fakat şöyle bir gerçeklik var.

Bu misafirlerimiz bu sorunları çözülene kadar bu ülkede kalacaklar. Bunların bir kısmı belki de kayıt dışı olarak çalışıyordur. Bunlarla ilişkili ne tür bir karar verilecek, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının alanına giren bir konu. Doğrusu somut bir şey bize gelmedi, çalışma izni konusunda somut bir adım henüz atılmadı. Ama orta ve uzun vadede bu konuların oturulup tartışılması, konuşulması lazım. 

Çünkü ortada bir realite var. Türkiye'deki işsizlik oranının artışını mültecilere bağlamak yanlış olur. İşgücü piyasası rakamlarını okumayı bilen herhangi bir insan şunu görür: İşgücüne katılım oranı artıyor, 1 milyon 258 bin kişiye iş bulmamıza rağmen işsizlik oranı artıyor."

Merkez Bankasının faiz kararı

Merkez Bankasının faiz kararıyla ilgili değerlendirmesinin sorulması üzerine Şimşek, prensip olarak para politikasına ilişkin fazla değerlendirmelere girmediğini söyledi.

Her hükümetin "enflasyon canavarını yeneceğiz" dediğini anımsatan Şimşek, "İlk defa bizim hükümetlerimiz döneminde 70'lerden sonra tek haneye düşürdük. Fakat amaç düşük tek hane yani yüzde 5 ve 6. Bu sene birtakım konjonktürel etkilerin hatta jeopolitik gerginliklerin bile etkisi var. 'Rusya, Türkiye'den daha fazla gıda alacak' deniyordu, gıda fiyatları yükseldi. Şu anda 2 milyona yakın mülteci var. Bunlar tarımsal üretime katkıda bulunmuyor ama en çok gıda tüketiyorlar, bu da gıda terörünü artırıyor. Sonuç olarak, bu sene enflasyonda biz arzulanan performansı yakalayamadık. Bunda bir sürü faktör var" değerlendirmesinde bulundu. 

"Petrol fiyatları programda öngördüğümüzün altında"

Şimşek, petrol fiyatlarının, Orta Vadeli Program'da (OVP) öngörülenin çok altında olduğunu ifade ederek, şu anda 80 dolar civarındaki petrol fiyatlarının bu seviyelerde kalmasının enflasyonu olumlu etkileyeceğini, kuraklığın sona ermesinin de olumlu etkisinin olacağını dile getirdi.

Merkez Bankasının "enflasyonun yükselme sebeplerinin başında gıda fiyatları var, bunda da tarladan eve girene kadar anormal fiyat artışı var" ifadelerinin anımsatılması üzerine Şimşek, tarımsal ürünlerin üretiminin belli bir mevsimde yoğunlaştığını söyledi.

Şimşek, lisanslı depoculuğun çok önemli olduğuna dikkati çekerek, "Ulaştırma maliyetlerinden, aracıların çokluğundan bütün diğer mekanizmaları inceleyecek bir komite kurduk. O komite çalışacak, bize, öneri ve tedbir listesi sunacak... Bir kısmı yatırım, teşvik gerektirecek, bir kısmı idari tedbir gerektirecek ama sonuçta bunların hepsi mikro düzeyde reformlardır. Sadece Merkez Bankasının çabalarıyla biz, enflasyonu düşük tek haneye indiremeyiz. Bizim Merkez Bankasını desteklememiz lazım" ifadelerini kullandı.

"TCMB'nin elini güçlendirmemiz lazım"

Şimşek, Maliye Bakanlığı olarak mali politikasında sıkı duruşu devam ettirdiklerini belirterek, şöyle konuştu:

"Amacımız borcu sıfırlamak mı? Dünyanın hangi ülkesinde borç sıfır ama şu anda Türkiye'nin borcunun milli gelire oranı bu sene yüzde 33. Gelişmekte olan ülkelerin ortalaması yüzde 40. OECD ülkelerinin yüzde 110, Avrupa'da yüzde 90. Şimdi daha nereye götüreceksiniz? Maliye politikasını sıkı tutmamızda iki derdimiz var. Bir, cari açığı azaltmak iki, özellikle Merkez Bankasının elini güçlendirmemiz lazım... Ben prensip olarak Merkez Bankasının kararlarını eleştirmem, çok fazla yorum yapmıyorum. Çünkü Merkez Bankasının kredibilitesini önemsiyorum. Onların kredibilitesi ne kadar yüksek olursa söyledikleri de o kadar inandırıcı olur."

Dünyada merkez bankalarıyla ilgili tartışmaların yaşandığını anımsatan Şimşek, siyasilerin zaman zaman fikirlerini beyan edeceklerini ancak Merkez Bankasının para politikasında elinin güçlü olmasının büyük önem taşıdığını söyledi.

Maliye Bakanı Şimşek, bu konuda hükümet ve bakanlık olarak gereken desteği verdiklerini, Merkez Bankasından da performans beklediklerini bildirdi.
 
E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde