Bakan Günay, cezaevinde Nâzım Hikmet şiiri okudu

Bakan Günay, cezaevinde Nâzım Hikmet şiiri okudu

Günay, mahkumların ilk defa güneşe çıktıklarındaki duyguları, bir dönem cezaevinde kalan Nazım Hikmet'in şu dizeleriyle dile getirdi:

Bakan Günay, cezaevinde Nâzım Hikmet şiiri okudu
16px
24px
04.08.2009 18:14
ABONE OLgoogle

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, başkente yapılan yeni kültür-sanat mekanlarıyla ilgili olarak, "Ankara sessizce, belki yeni binalar yaparak değil de eski binaların fonksiyonlarını iyileştirerek on binlerce metre yeni kültür-sanat alanına kavuşmuş olacak. Bu bir başkent için hem bir ihtiyaç hem de hızla yaşanan bir kültürel değişim demektir" dedi.

Günay, Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, Ankara Barosu Başkanı Ahsen Coşar, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Orhan Düzgün ve Danışmanı İbrahim Sarıtaş ile kültür-sanat merkezi haline dönüştürme çalışmaları süren Ulucanlar Merkez Kapalı Cezaevi Kültür ve Sanat Merkezi'nde incelemede bulundu.

Cezaevine gelişinde gazetecilere "Avukat olarak buraya geldim ama sanık olarak hiç gelmedim, kalmadım burada" diyen Günay, Bülent Ecevit, Cüneyt Arcayürek, Yılmaz Güney, Metin Toker gibi isimlerin bir dönem burada kaldığını hatırlattı.

Ardından cezaevini gezen Günay, hücrelerin yan yana sıralandığı alandan geçerken de "Burada bir dolu adi suçlu ama bu arada düşünce suçluları da- düşünce nasıl suç olabilir bilmiyorum ama bir dönem öyleydi- burada uzun süre kalmışlar" dedi.

Cezaevinde "gökyüzünü, ışığı görmenin çok zor" olduğuna anlatan Günay, mahkumların ilk defa güneşe çıktıklarındaki duyguları, bir dönem cezaevinde kalan Nazım Hikmet'in şu dizeleriyle dile getirdi:

"İlk defa güneşe çıkarıldığında çok çarpıcı bir şiiri var: Bugün pazar/Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar/Ve ben ömrümde ilk defa gö kyüzünün bu kadar benden uzak/bu kadar mavi/bu kadar geniş olduğuna şaşarak/kımıldanmadan durdum/Sonra saygıyla toprağa oturdum/dayadım sırtımı duvara/Bu anda ne düşmek dalgalara, ne baş aşağı, ne baş yukarı/Bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım/toprak, güneş ve ben/Bahtiyarım.
Duygularını anlatan inanılmaz bir şiir ki bunları ancak yaşayanlar anlar ve yeterince hissedebilir."

Sinop Cezaevi'nde de müze, butik otel ve sergilere yönelik çalışmalar yaptıklarını anımsatan Günay, "Buna benzer bir voltası var Sinop Cezaevi'nin, orada da 'görmek istersen denizi, yukarıya çevir yüzü, deniz gibidir gökyüzü, aldırma gönül aldırma' diye Sabahattin Ali o ortamı çok iyi anlatıyor" dedi.
İncelemelerin ardından basın mensuplarına açıklama yapan Altındağ Belediye Başkanı Tiryaki, burada her türlü kültür-sanat etkinliklerinin düzenleneceği mekanların oluşturulduğunu söyledi.

Cezaevinin geçen yılın Kasım ayında kendilerine teslim edildiğini ancak kış şartları nedeniyle sonca 3-5 aydır yoğun bir çalışma yapabildiklerini belirten Tiryaki, "Kısa zamanda bu düzeye gelindi. Özellikle bahçede ciddi çalışmalar, yıkımlar yapıldı" dedi.

Tiryaki, çocuk koğuşuna belediyenin sanat galerisini taşıyacaklarını, kadınlar koğuşunun da kafeteryaya dönüştürüldüğünü ifade ederek, "Koğuşlar, sanat galerileri, sinema filmlerinin çevrileceği plato ve cezaevi müzesini yıl sonuna hizmete açmayı düşünüyoruz. Ankara'ya ciddi bir kültür-sanat mekanının kazandırılacağını düşünüyorum" diye konuştu.

Birinci etabın kapalı alanının 9 bin metrekare olduğunu anlatan Tirkayi, cezaevinin bir bölümünde kalan mahkumların da birkaç ay içinde orayı boşaltması sonucunda yeni alanların ortaya çıkacağını bildirdi.
Buranın yıllarca cezaevi olarak kullanıldığının hatırlanması için de bir bölümünü müze haline dönüştürmeyi planladıklarını belirten Tiryaki, müzede, hücrelerin duvarlarına yazılan güzel şiirler, duvar yazıları, burada kalan düşünce suçlularının portreleri ve mahkeme kararları ile ceza evlerinde kullanılan aletleri sergileyeceklerini bildirdi. Veysel Tiryaki, "Bir cezaevini insanlar her şeyiyle hissetsin istiyoruz" dedi.

Günay da düzenlemeyle buranın "bir anlamda hukuk tarihi müzesi" olabileceğini ifade ederek, şunları kaydetti:
"Burada kalmış düşünce suçluları, onların mahkeme görü ntüleri olabilir. Adalet Bakanlığı, baro bizimle işbirliği yaparsa burada gerçekten ilginç bir hukuk tarihi müzesi çıkar, aynı zamanda bir tür de Cumhuriyet tarihi. Çünkü İstiklal Mahkemeleri, arkasından sıkıyönetim mahkemeleri, sıkıyönetimden sonra kendi cezaevlerini kendileri yaptılar. Yani bazıları kolay kaçsın diye özel ö nlemler aldılar ama burası bizim bütün hukuk tarihimiz ve Cumhuriyet tarihimiz açısından ilginç bir müze haline gelebilir."

Kültür merkezinde, 30 bin metrekareden fazla açık alan, 10 bin metreden fazla kapalı alan olacağını belirten Günay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Müze, sergi salonu, çeşitli kültürel etkinlikler için kullanı labilecek alanlar çıkacak. Bu Ankara'nın yüzünü çok değiştirecek projelerden birisi. Ulucanlar yöresini, Altındağ bölgesini çok büyük ölçüde etkileyecek bir proje."
Yapının özgün halinin mümkün olduğunca korunmaya çalışılacağını dile getiren Günay, "Burası gezilirken yıllarca bir cezaevi olarak kullanıldığı unutulmasın diye o düzen de mümkün olduğunca korunacak" dedi.

Ayrıca, Cer Atölyeleri'nin kültür-sanat mekanına dönüştüğünü, konservatuvarın da bu alanda kullanılması için düzenleme yapmayı düşündüklerini ifade eden Günay, "Onu da yapabilirsek, Ankara sessizce, belki yeni binalar yaparak değil de eski binaların fonksiyonlarını iyileştirerek on binlerce metre yeni kültür-sanat alanına kavuşmuş olacak. Bu bir başkent için hem bir ihtiya ç hem de hızla yaşanan bir kültürel değişim demektir" diye konuştu.

Günay, daha önce de Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğünün kullandığı eski Ankara adliyesi binasında iki mahkeme salonunu kültür ve sanat merkezine dönüştürdüklerini belirterek, bunlardan Faruk Erem kültür salonunda bu yıl tiyatro etkinliklerinin başlatıldığını ve Erem'in "Bir Ceza Avukatının Anıları" ile arkasından Nazım Hikmet ve Necip Fazıl'ın birer oyunlarının sahneleneceğini anlattı.

Günay, Tiryaki'nin "Ankara'nın tarihi kent merkezini ayağa kaldırma konusunda" önemli çalışmalar yaptığını dile getirerek, "Altındağ Belediye başkanımızın tarih duyarlılığını hepimiz sevgiyle alkışlıyoruz" dedi. Ankara Barosu'nun da çalışmalara katkı sağladığını dile getiren Günay, cezaevindeki tüm düzenlemelerin şu ana kadar 1 milyon 300 TL civarında "makul" maliyetle yapıldığını bildirdi.

Tiryaki ise ikinci etap ihalesine de 2 milyon TL civarında rakamla çıkacaklarını duyurarak, aslında "çok az para harcadıklarını, belediyenin imkanlarını kullandıklarını" kaydetti.

Günay, turizmin ele alınacağı Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısıyla ilgili bir soruya, "Umarım iyi haberler veririm size" yanıtını verdi.
Kültür ve Turizm Bakanı Günay, Ulucanlar Merkez Kapalı Cezaevi Kültür ve Sanat Merkezi'nin ardından Hamamönü'ne geçti.

Burada Altındağ Belediye Başkanı Tiryaki, Hacettepe Üneversitesi tarafından kamulaştırılan bir alanı geleneksel sanatlar merkezi haline dö nüştürmek istediklerini belirterek, bölgede yapılan yenilikleri Günay'a gösterdi. Günay da çevreyi gezerken esnafla sohbet etti.

Ayrıca, Günay'ın saat 14.00'da başlayacak Ekonomi Koordinasyon Kurulu Toplantısı nedeniyle Cumhuriyet Müzesinin sesli ve görüntülü rehber hizmeti sistemini kuran şirketin yönetim kurulu başkanı Gürsan Acar'ı makamında kabul programını gerçekleştiremeyeceği, Acar'ın Bakanlık Müsteşarı İsmet Yılmaz tarafından kabul edileceği bildirildi.

Yaklaşık 34 bin metrekarelik alan üzerinde bulunan Ulucanlar Cezaevi'ndeki çalışmaların yüzde 80'i tamamlandı. Koğuşları, görüşme odaları, hücreleri korunarak müzeye dönüştürülecek olan cezaevinde, burada kalan ünlü lerin bilgi ve fotoğrafları da yer alacak. Cezaevi, kütüphanesi, sanat galerileri, toplantı, konferans salonları ve film platolarıyla başkentin yeni kültür-sanat mekanı olacak. Altındağ Belediyesi'nin 3 milyon TL kaynak ayırdığı projede, toplam tutar 10 milyon TL. 

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde