BDDK, 14 milyar doları buharlaştırdı
BDDK’nın skandal kararı yüzünden 77 milyonun omuzuna bir günde 14 milyar dolar yük bindi.
02.06.2015 08:29
ABONE OL
Turhan Bozkurt'un yazısından alıntı
Bank Asya’nın maruz kaldığı ‘batırma’ teşebbüsünde Ali Babacan’a halkla ilişkiler vazifesi verilmiş olmalı. Giderayak yalan söylüyor, muteber işadamlarına iftira atıyor. Hakikatin er ya da geç ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu da vardır. Nitekim öyle oldu.
Babacan’ın mumunu 24 saat geçmeden TMSF Başkanı Şakir Ercan Gül söndürdü. “Bank Asya’nın öz kaynakları artıda. Ortakların suiistimali yok.” minvalindeki sözleri, kararın bal gibi siyasi olduğunu tescilledi. Mahkemeler hakikaten bağımsız olsaydı Gül’ün itiraf niteliğindeki sözlerinden sonra BDDK kararının yürütmesi durdurulurdu. Babacan, talihsiz beyanları ile kendisine Bank Asya üzerinden intikam almak isteyen haydutların sözcüsü derekesine düşürdü.
Babacan’a tekrar hatırlatmak isterim ki Bankacılık Kanunu, BDDK’ya, ‘bankaları pamuklara sarıp muhafaza et’ diyor. Aynı hüküm, Bank Asya’da, “Saldırt. Değeri düşsün. Ucuza kamu bankalarına devret” şeklinde tatbik ediliyor. Saldırılara rağmen Bank Asya’nın tek bir müşterisini bile mağdur etmeden faaliyetini sürdürmesi Saray’ı çileden çıkardı. Babacan’ın “Ortaklar evrakları teslim etmedi.” sözü de kuyruklu yalan. Evrakın yüzde 91’inin BDDK’ya verildiğini TMSF 9 Nisan’da açıklamıştı.
Birilerinin gönlünü hoş tutmak adına Anayasa ve kanunlar çiğnenirse piyasa bunu şahıs ayrımı gözetmeksizin ülkeye fatura eder. Uzağa gitmeye lüzum yok. Piyasalar kapandıktan sonra açıklanan Bank Asya gasbına yatırımcı ilk tepkiyi dün verdi. Borsa İstanbul, dünyada en fazla değer kaybeden borsa oldu.
Borsa’da en fazla düşüş banka hisselerinde görüldü. Mesela Bank Asya ile aynı kulvarda faaliyet gösteren Albaraka Türk, yüzde 3 değer kaybetti. Bankacılık mahallesini ateşe veren BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben’in nezdinde Bank Asya, Albaraka, Kuveyt Türk ve Türkiye Finans’ın kıymeti var mı? Akben ve avanesine göre 4 katılım bankasını çok fazla abartmaya lüzum yok. Onlara göre toplam bankacılık içinde yüzde 5 gibi feda edilebilecek ağırlığa sahipler. Aksi kanaatte olsalardı 4 faizsiz bankanın en büyüğüne reva görülen zulme gönülden iştirak etmezlerdi.
Borsa’da yabancı ağırlıklı satışlar vardı. Hisse senetlerinin değeri 216,6 milyar dolardan 207 milyar dolara geriledi. 9,6 milyar dolarlık kayba dolar kurunun 3 kuruş artmasını ilave ettiğimizde fatura kabarıyor. Dış borcumuz, kurdaki artıştan mütevellit 4,4 milyar dolar artarak 406,4 milyar dolara tırmandı.
Yurtdışı piyasalar artıda iken Türkiye’de bunlar oldu. Güven kayboldu. Reuters, hukuk kriterlerine uygun olmayan Bank Asya kararının yatırımcı açısından ürkütücü olduğunu duyurmuştu. Dün de Zürih merkezli Credit Suisse, Türk varlıklarının değerinin düşeceğini ve ülke risk priminin yükseleceğini bildirdi.
BDDK’nın siyasi baskıya boyun eğmesi ve Bank Asya’da mülkiyet hakkını gasp etmesi, Türkiye’yi 14 milyar dolar fakirleştirdi. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek buna da ‘çerez parası’ diyebilir. İçi boş ‘yerli’lik üzerinden siyaset üreten bir partiden farklı tavır beklemiyorum. Halihazırda ekonomideki kriz, hükümetin öncelikleri arasından çıktı. Dünyadan gelen ciddi ikazları kale almıyorlar. Zira, Saray’ın tahtını tahkim etmeye çalışıyorlar. Medya ve sermayeye çökme planları ile meşguller.
Kriz her geçen gün derinleşiyor. Yatırımcı tedirgin. İşadamları, sermayesini sessizce emniyetli limanlara taşıyor. BDDK’nın skandal kararı yüzünden 77 milyonun omuzuna bir günde 14 milyar dolar yük bindi. Gasp etme, çökme operasyonlarının Bank Asya ile mahdut kalmayacağı ne vakit idrak edilecek?
Zaman
Bank Asya’nın maruz kaldığı ‘batırma’ teşebbüsünde Ali Babacan’a halkla ilişkiler vazifesi verilmiş olmalı. Giderayak yalan söylüyor, muteber işadamlarına iftira atıyor. Hakikatin er ya da geç ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu da vardır. Nitekim öyle oldu.
Babacan’ın mumunu 24 saat geçmeden TMSF Başkanı Şakir Ercan Gül söndürdü. “Bank Asya’nın öz kaynakları artıda. Ortakların suiistimali yok.” minvalindeki sözleri, kararın bal gibi siyasi olduğunu tescilledi. Mahkemeler hakikaten bağımsız olsaydı Gül’ün itiraf niteliğindeki sözlerinden sonra BDDK kararının yürütmesi durdurulurdu. Babacan, talihsiz beyanları ile kendisine Bank Asya üzerinden intikam almak isteyen haydutların sözcüsü derekesine düşürdü.
Babacan’a tekrar hatırlatmak isterim ki Bankacılık Kanunu, BDDK’ya, ‘bankaları pamuklara sarıp muhafaza et’ diyor. Aynı hüküm, Bank Asya’da, “Saldırt. Değeri düşsün. Ucuza kamu bankalarına devret” şeklinde tatbik ediliyor. Saldırılara rağmen Bank Asya’nın tek bir müşterisini bile mağdur etmeden faaliyetini sürdürmesi Saray’ı çileden çıkardı. Babacan’ın “Ortaklar evrakları teslim etmedi.” sözü de kuyruklu yalan. Evrakın yüzde 91’inin BDDK’ya verildiğini TMSF 9 Nisan’da açıklamıştı.
Birilerinin gönlünü hoş tutmak adına Anayasa ve kanunlar çiğnenirse piyasa bunu şahıs ayrımı gözetmeksizin ülkeye fatura eder. Uzağa gitmeye lüzum yok. Piyasalar kapandıktan sonra açıklanan Bank Asya gasbına yatırımcı ilk tepkiyi dün verdi. Borsa İstanbul, dünyada en fazla değer kaybeden borsa oldu.
Borsa’da en fazla düşüş banka hisselerinde görüldü. Mesela Bank Asya ile aynı kulvarda faaliyet gösteren Albaraka Türk, yüzde 3 değer kaybetti. Bankacılık mahallesini ateşe veren BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben’in nezdinde Bank Asya, Albaraka, Kuveyt Türk ve Türkiye Finans’ın kıymeti var mı? Akben ve avanesine göre 4 katılım bankasını çok fazla abartmaya lüzum yok. Onlara göre toplam bankacılık içinde yüzde 5 gibi feda edilebilecek ağırlığa sahipler. Aksi kanaatte olsalardı 4 faizsiz bankanın en büyüğüne reva görülen zulme gönülden iştirak etmezlerdi.
Borsa’da yabancı ağırlıklı satışlar vardı. Hisse senetlerinin değeri 216,6 milyar dolardan 207 milyar dolara geriledi. 9,6 milyar dolarlık kayba dolar kurunun 3 kuruş artmasını ilave ettiğimizde fatura kabarıyor. Dış borcumuz, kurdaki artıştan mütevellit 4,4 milyar dolar artarak 406,4 milyar dolara tırmandı.
Yurtdışı piyasalar artıda iken Türkiye’de bunlar oldu. Güven kayboldu. Reuters, hukuk kriterlerine uygun olmayan Bank Asya kararının yatırımcı açısından ürkütücü olduğunu duyurmuştu. Dün de Zürih merkezli Credit Suisse, Türk varlıklarının değerinin düşeceğini ve ülke risk priminin yükseleceğini bildirdi.
BDDK’nın siyasi baskıya boyun eğmesi ve Bank Asya’da mülkiyet hakkını gasp etmesi, Türkiye’yi 14 milyar dolar fakirleştirdi. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek buna da ‘çerez parası’ diyebilir. İçi boş ‘yerli’lik üzerinden siyaset üreten bir partiden farklı tavır beklemiyorum. Halihazırda ekonomideki kriz, hükümetin öncelikleri arasından çıktı. Dünyadan gelen ciddi ikazları kale almıyorlar. Zira, Saray’ın tahtını tahkim etmeye çalışıyorlar. Medya ve sermayeye çökme planları ile meşguller.
Kriz her geçen gün derinleşiyor. Yatırımcı tedirgin. İşadamları, sermayesini sessizce emniyetli limanlara taşıyor. BDDK’nın skandal kararı yüzünden 77 milyonun omuzuna bir günde 14 milyar dolar yük bindi. Gasp etme, çökme operasyonlarının Bank Asya ile mahdut kalmayacağı ne vakit idrak edilecek?
Zaman
