Ayhan Bermek'i batıranlar geldi

Stoklar için ayrılan 20 milyon euroluk finansman ağır gelince 30 yıllık ortaklık geçtiğimiz yıl bitmişti.

Milliyet Yazarı Güngör Uras, Panasonic'in Bermek'i nasıl bitirdiğini geçtiğimiz aylarda köşesinde yazmıştı. İşte o yazı:

"Japonların ünlü Panasonic markasını Türkiye pazarına 28 yıl önce Ayhan Bermek isminde bir girişimcimiz sokmuş. 28 yılda Panasonic markasını tanıtmış, pazarını büyütmüş. Marka pazara yerleşince ve pazar büyüyünce Panasonic, Türkiye'de kendi ofisini kurarak kendi malını kendi satmaya karar vermiş. El sıkışarak işi Ayhan Bermek'in elinden almış.

Yabancı firma pazarın büyüdüğünü gördüğünde yerli temsilciyi bir kenara iterek pazara kendi pazarlama organizasyonuyla yerleşiyor.

TEKOFAKS 28 YILLIK TEMSİLCİ

Ayhan Bermek'le konuştum. Ayhan Bermek, Koç Topluluğu'nda sahip olduğu deneyimlere dayalı olarak kendi işini kuran bir girişimci.

“Türkiye'de yazılı haberleşmede az sayıda teleks (telefon bağlantısıyla iletişim sağlayan daktilo makinesi) kullanılırdı. Bir fuarda faks adı verilen aleti gördüm. Yıl 1981. Dış ticaret mevzuatında faksın yeri yok. Büyük çabalarla 10 adet Panasonic marka faks ithal edebildim. Kurduğum şirkete de Tekofaks adı verdim.

Daha sonraki yıllarda Panasonic ofis otomasyonu için yeni ürünler piyasaya sürdü. Kordonsuz sekreterli telefonlar yaptı. 1994 yılında cep telefonunu, 2001 yılında ileri teknolojiye dayalı TV'leri üretmeye başladı. Biz Tekofaks firması ile Panasonic'in temsilcisi olarak önce Panasonic markasını, sonra ürünlerini tanıttık, ithal ettik. Tekofaks, Panasonic'in temsilcisi olarak reklam, tanıtım, ithalat, stok, pazarlama ve servis sorumluluğunun tümünü üstlendi. Panasonic sadece belli fiyatla mal tedarik ediyordu. Yıllık 100 milyon doları aşan bir iş hacmi ortaya çıktı” diyor.

PAZAR BÜYÜYÜNCE... 

Ana yabancı firmalar ile Türkiye'deki temsilcilerinin ilişkilerinin özelliklerini bilmek mümkün değil. Ama açıklıkla görünen şudur: Yabancılar bir ülkeye girerken yerli bir girişimciyle iş yapmayı tercih ediyorlar.

Yerli girişimci markanın pazara girmesini sağladıktan, bürokrasiyle ilişkileri kurduktan, markayı pazara yerleştirdikten sonra, yabancılar kendi şirketlerini kurarak, kendi politikaları doğrultusunda pazarı büyütme yarışına giriyorlar.

Daha önce de değişik yazılarda belirttiğim gibi bu durumlarda önemli olan, temsilcinin ana firmanın işlerini devraldığı tarihe kadar yaptıkları harcamaların, markayı pazara yerleştirmek için yaptıkları çabanın karşılığını nasıl alacakları ve de tam olarak alıp alamayacaklarıdır.

Son yıllarda sadece elektrikli aletler, elektronik eşya sektöründe değil, giyim sektöründe, makine, alet ve edevat sektöründe de benzer gelişmeler yaşanıyor. Özellikle giyimde Türk temsilciler belli markayı pazara yerleştirdikten sonra, ana firma Türkiye'de şirket kurarak, o markayı tanıtan ve pazara yerleştiren Türk firmadan işi devralıyor."

Türkiye ofisini açtı

İstanbul'da kurdukları yeni şirketle bundan böyle işlerini Panasonic Elektronik adıyla yürüteceklerini belirten Panasonic Europe CEO'su Laurent Abadie, “Türkiye pazarındaki gelişmemizi hızlandırma kararındayız. Avrupa'daki en stratejik pazar. Türkiye'de uzun vadeli gelişime destek verecek şekilde örgütleneceğiz” şeklinde konuştu

Panasonic Elektronik Ülke Direktörü Shigeo Suzuki, büyüme stratejilerini hızlandırmayı amaçladıklarını belirtti. Suzuki, “Hedefimiz, 2012'ye kadar Türkiye'deki pazar payımızı 2 haneli rakamlara yükseltmek” diye konuştu. Suzuki bunu gerçekleştirmek için elektronik perakendecileri ile güçlü ortaklıklar kuracaklarını anlattı.