Aygün'den Başbakan Erdoğan'a mektup

Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, finansal kiralama işlemlerinde KDV oranının yüzde 1'den yüzde 18'e çıkarılmasıyla ilgili olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a bir mektup yazarak, yeni yatırımların önünü kesen, KOBİ'lerin kolunu kanadını kıran bu karardan geri adım atılmasını istedi.

      ATO'dan yapılan açıklamaya göre Aygün mektubunda, alınan kararın, birçok açıdan Türkiye ekonomisini olumsuz etkileyeceği endişesi içinde olduğunu belirterek, finansal kiralama yoluyla yapılan alımların kötüye kullanıldığı konusundaki Maliye Bakanlığı görüşüne saygı duyduklarını, ancak kötüye kullanımın önüne geçmenin tek yolunun vergi artırımı olarak görülmesinden de kaygı duyduklarını belirtti.

      Kötüye kullanımın önüne geçmenin türlü yolları bulunduğunu ifade eden Aygün, finansal kiralamayla lüks binek otomobil, uçak, yat gibi alımlarda verginin yüksek tutulması, vergilerin taksitler içine yayılması gibi alternatif yöntemlerin düşünülebileceğini kaydetti.

      Aygün, mektubunda şu görüşlere yer verdi:
      ''Ancak, özellikle yatırım mallarına yüksek KDV uygulanarak, topyekun bir uygulamaya gidilmesi, okulları kapatarak milli eğitim sorununu çözmekle eşdeğer bir yaklaşımdır. Öncelikle, ekonomik olumsuzluklar nedeniyle yatırımların yıllardır suskunluk içinde olduğu bir dönemde, sektöre getirilen KDV artışı yeni yatırımların da önünü kesecek niteliktedir. AB'de leasing kullanılarak yapılan yatırımların, toplam yatırımlar içindeki pay ortalamasının yüzde 15-20 düzeyinde olduğu, Türkiye'de ise bu oranın yüzde 7'lerde kaldığı düşünüldüğünde, gelişmekte olan bir sektörün önünün iyiden iyiye kesileceği açıktır.''
     
     ''BANKALAR UZUN VADELİ KREDİ VERMİYOR''
      Bankacılık sisteminin yatırımlar için uzun vadeli kredi vermediğini, verenlerin ise çok yüksek teminatlar istediğini hatırlatan Aygün, bu nedenle son yıllarda yapılan makine teçhizat yatırımlarının neredeyse tamamına yakınının finansal kiralamayla yapıldığını belirtti.
      Aygün, mektubunda, bu nedenle makine teçhizat almak için zorlanan yatırımcıların tek argümanı olan finansal kiralamanın da ellerinin altından kaydığını, bundan en çok Anadolu'daki KOBİ'lerin olumsuz etkileneceğini ifade etti.
     
     ''BÜYÜME DİNAMİKLERİNİ OLUMSUZ ETKİLEYECEK''
      Açıklanan rakamların, Türkiye ekonomisindeki büyümenin yavaşlama dönemine girdiğini gösterdiğine dikkat çeken Aygün, şu görüşleri dile getirdi:
      ''Büyümenin yüzde 7'ler düzeyinde tutulması için topyekun düzenlemelere ve teşviklere ihtiyaç vardır. Finansal kiralama, doğası gereği bir tür teşvik görevi görmektedir. Bu tür desteklerin önünün açılması gerekirken, ek yükler getirilmesi de hükümet politikası ile uyumlu düşmemektedir.

      Diğer yandan finansal kiralama ile yapılan alımların yüzde 46,7'sini inşaat, tekstil, taşımacılık, tarım sektörleri yapmaktadır. Bilindiği gibi inşaat sektörü 270 sektörü etkileyen, kalkınmanın motoru olan bir sektördür. Ekonomideki yavaşlamanın temel nedenlerinden biri de inşaat sektöründeki yavaşlamadır. Finansal kiralamanın yüzde 19,8 gibi önemli bir kısmını kullanan inşaat sektörünün, yüzde 10,6'sını kullanan tekstil sektörünün, yüzde 9'unu kullanan taşımacılık sektörünün, yüzde 7,5'ini kullanan tarım sektörünün, KDV artışından birinci derecede etkilenecek olması, Türkiye'nin büyüme dinamiklerini de olumsuz etkileyecektir.''
     
     ''TOPTANCI YAKLAŞIMLAR ZARAR VERİYOR''
      ''Toptancı yaklaşımların'' ülke ekonomilerine nasıl büyük zararlar verdiğinin en son örneğinin yine Maliye Bakanlığı uygulaması olarak, vergi alacaklarının tahsili için mükelleflerin hesaplarına haciz konulmasıyla gündeme geldiğini savunan Aygün, bu toptancı uygulamanın iyi niyetli mükelleflerin işlerini kaybetmelerine kadar varan olumsuzluklara yol açtığını bildirdi.

      12 milyar dolar aktif büyüklüğü bulunan finansal kiralama sektörünün işlem hacminin yatırımlar içinde önemli bir rakam oluşturduğunu vurgulayan Aygün, sektörün geçen yılın 9 ayında 5,6 milyar dolarlık yatırım tutarıyla 6,8 milyar dolarlık finansal kiralama gerçekleştirdiğini ve 36 bin 600 işlem yaptığını belirtti.
      Alınan bu kararla KOBİ'lerin ''kol-kanadının'' kırıldığını anlatan Aygün, mektubunda şu önerilerde bulundu:

      ''KDV'nin haber verilmeden artırılması da ayrı bir hatayı ortaya koymaktadır. Normali, en az 1 yıllık bir geçiş dönemi koyulmasıydı. Bu da yapılmamış, yangından mal kaçırır gibi bir gecede KDV'nin artırıldığı duyurulmuştur. Bu uygulamadan geri adım atılması gerekmektedir. Alınan siyasi ya da ekonomik kararlar bazen bünyeye zarar verebilir. Böyle durumlarda alınan karardan geri dönmek, siyasi erkin gücünü zayıflatmadığı gibi saygınlığını da artırır.''