Anadolu'daki iş adamları burnundan soluyor
Piyasadaki durgunluk sebebiyle iş dünyasının zor günler geçirdiğini belirten TÜRKONFED Başkanı Onatça, ekonomiyi canlandıracak reformların hızlandırılması gerektiğini söyledi.
28.08.2014 08:20
ABONE OL
Piyasadaki durgunluk sebebiyle iş dünyasının zor günler geçirdiğini belirten TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Onatça, ekonomiyi canlandıracak reformların hızlandırılması gerektiğini söyledi. Orta gelir tuzağının temelinde orta gelişmiş demokrasinin yattığına dikkat çeken Onatça, katılımcı karar alma anlayışı benimsenmedikçe, orta gelir tuzağından kurtulunamayacğını kaydetti.
İş dünyası, Türkiye’nin artık seçim odaklı bir ruh halinden çıkıp ekonominin konuşulduğu bir atmosfere girmesini arzu ediyor. Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası bu temennisini dile getiren isimlerden biri de Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Onatça. “Artık ‘ekonomi’ zamanı.” diyen Onatça, Türkiye’nin dört bir yanında KOBİ, esnaf ve sanayicilerin nabzını tutma şansını bulduğunu ifade ediyor ve edindiği izlenimi ‘Piyasada durgunluk var, işadamları burnundan soluyor.’ şeklinde özetliyor.
Zaman’ı ziyaretinde Ekonomi Editörü Turhan Bozkurt’a değerlendirmelerde bulunan Onatça, son aylarda faizleri indirmesi konusunda siyasi otoritenin Merkez Bankası üzerindeki baskınına ilişkinde konuşan Onatça, reel ve sürdürülebilir olmadıktan sonra faizlerin indirilmesinin doğru olmadığını ifade ediyor ve ekliyor; “Bir işadamı olarak faizlerin inmesini herkesten önce ben arzu ederim.Ama faiz indirimi sürdürülebilir olacaksa indirilmeli. Enflasyon ve dövizdeki yükselişin kontrol edilmemesi de çok kritik konular. Faiz indirimi konusunda realist davranılması gerektiğini daha önce dile getirdiğimizde bir yayın organı tarafından ‘TÜSİAD’ın arka bahçesi: Faizler inmesin’ diye haber yaptılar. Biz konfederasyonuz ve bünyemizde 145 derneği barındırıyoruz, TÜSİAD da bunlar arasında yer alan sivil toplum deneyimi olan, saygın bir kuruluş. Elbette biz TÜSİAD’ın bilgi birikiminden faydalanmaya çalışıyoruz ama bu algıyı oluşturmayı da doğru bulmuyoruz.”
Ekonomide canlanma bekleyen iş dünyası, bir dizi reformların da yerine getirilmesini arzuluyor. 2023 hedeflerini daha açıklandığı dönemde ulaşılabilir bulmadıklarını ifade eden Onatça, arzu edilen şeyin gerçekleşmesi için yıllık en az yüzde 6-6,5 büyümenin gerçekleşmesi gerektiğini ama gelinen noktada Türkiye’nin yüzde 3 büyümelere sevinmek durumunda kaldığının altını çiziyor. Orta gelir tuzağının unutulmaması gerektiğini belirten Onatça, 2023 yılı hedefi doğrultusunda sadece teşvik değil, üretkenlik sağlayacak bir ortam sağlanmasının gerektiğinin de altını çiziyor.
Onatça; “Eğitim düzeyini iyileştiremezsek, inovasyonda yoğunlaşmazsak ilerleyebilmemiz mümkün değil. Türkiye’de ortalama eğitim süresi 7 yıl, bu rakam bazı bölgelerde 3 yıla kadar düşüyor. Bugün patentin ne olduğunu bilmeyen, marka başvurusu yapmamış illerimiz var. Sık sık bizim ‘IMF’ye borcumuz yok’ deniliyor. Doğru ama 348 milyar dolar dış borcun 111 milyar doları kısa vadeli ve bunun sadece 8 milyar doları devlete ait, gerisi özel sektörün borcu.” diyor. Orta gelir tuzağının bir yansıması olarak orta gelişmiş demokrasi tuzağını gösteriyor. Onatça, Türkiye’nin orta gelişmiş demokrasi tuzağından kurtulamadıkça, yönetimden yönetişime geçmedikçe, katılımcı bir karar alma süreci benimsemedikçe, ekonomi politikaları ne olursa olsun orta gelir tuzağından kurtulamayacağını ifade ediyor.
Çek yasasındaki eksiler giderilmeli
Türkiye’de 1 milyon 360 bin Suriyeli bulunuyor. Yaklaşık 220 bin kişi kamplarda barınırken, 1 milyon 140 bin civarında Suriyeli ise kamplar dışında yaşamlarını sürdürüyor. Suriyeli vatandaşların ciddi bir kayıt dışılık oluşturduğunu söyleyen Onatça, birçok kişinin de ucuz iş gücü olarak Suriyeli vatandaşların kullanılmasından dolayı işsiz kaldığını belirtiyor. Onatça; “Normalde 250 TL ile bir vatandaşı çalıştıran işveren Suriyeli vatandaşı 100 TL vererek çalıştırıyor. Bu sefer işinden olan vatandaş bankaya olan borcunu ödeyemiyor, geçimini sağlayamıyor. Suriyeliler konusu hem sosyal hem de ekonomik olarak önemli bir sorun olarak karşımızda duruyor. Biz TÜRKONFED olarak bölgelere gidip önümüzdeki aylarda bir saha çalışması yapıp, rapor hazırlayacağız.” diyor.
Merkez Bankası ve Bankalararası Takas Odaları Merkezi (BTOM) verilerine göre, ibraz edilen karşılıksız çek tutarı 2012 yılında 16 milyar 217 milyon 436 bin lira oldu. Karşılıksız çeklerin bu yılın ilk 6 ayındaki tutarı ise 7 milyar 46 milyon 315 bin liraya ulaştı. Ocak-haziran dönemindeki karşılıksız çek adedi 305 bin 571 oldu. Karşılıksız çeke hapis cezasının kalkmasının suistimalleri patlattığını söyleyen Onatça, Çek Yasası’ndaki yanlışların giderilmesi gerektiğini belirtiyor.
İş dünyası, Türkiye’nin artık seçim odaklı bir ruh halinden çıkıp ekonominin konuşulduğu bir atmosfere girmesini arzu ediyor. Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası bu temennisini dile getiren isimlerden biri de Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Onatça. “Artık ‘ekonomi’ zamanı.” diyen Onatça, Türkiye’nin dört bir yanında KOBİ, esnaf ve sanayicilerin nabzını tutma şansını bulduğunu ifade ediyor ve edindiği izlenimi ‘Piyasada durgunluk var, işadamları burnundan soluyor.’ şeklinde özetliyor.
Zaman’ı ziyaretinde Ekonomi Editörü Turhan Bozkurt’a değerlendirmelerde bulunan Onatça, son aylarda faizleri indirmesi konusunda siyasi otoritenin Merkez Bankası üzerindeki baskınına ilişkinde konuşan Onatça, reel ve sürdürülebilir olmadıktan sonra faizlerin indirilmesinin doğru olmadığını ifade ediyor ve ekliyor; “Bir işadamı olarak faizlerin inmesini herkesten önce ben arzu ederim.Ama faiz indirimi sürdürülebilir olacaksa indirilmeli. Enflasyon ve dövizdeki yükselişin kontrol edilmemesi de çok kritik konular. Faiz indirimi konusunda realist davranılması gerektiğini daha önce dile getirdiğimizde bir yayın organı tarafından ‘TÜSİAD’ın arka bahçesi: Faizler inmesin’ diye haber yaptılar. Biz konfederasyonuz ve bünyemizde 145 derneği barındırıyoruz, TÜSİAD da bunlar arasında yer alan sivil toplum deneyimi olan, saygın bir kuruluş. Elbette biz TÜSİAD’ın bilgi birikiminden faydalanmaya çalışıyoruz ama bu algıyı oluşturmayı da doğru bulmuyoruz.”
Ekonomide canlanma bekleyen iş dünyası, bir dizi reformların da yerine getirilmesini arzuluyor. 2023 hedeflerini daha açıklandığı dönemde ulaşılabilir bulmadıklarını ifade eden Onatça, arzu edilen şeyin gerçekleşmesi için yıllık en az yüzde 6-6,5 büyümenin gerçekleşmesi gerektiğini ama gelinen noktada Türkiye’nin yüzde 3 büyümelere sevinmek durumunda kaldığının altını çiziyor. Orta gelir tuzağının unutulmaması gerektiğini belirten Onatça, 2023 yılı hedefi doğrultusunda sadece teşvik değil, üretkenlik sağlayacak bir ortam sağlanmasının gerektiğinin de altını çiziyor.
Onatça; “Eğitim düzeyini iyileştiremezsek, inovasyonda yoğunlaşmazsak ilerleyebilmemiz mümkün değil. Türkiye’de ortalama eğitim süresi 7 yıl, bu rakam bazı bölgelerde 3 yıla kadar düşüyor. Bugün patentin ne olduğunu bilmeyen, marka başvurusu yapmamış illerimiz var. Sık sık bizim ‘IMF’ye borcumuz yok’ deniliyor. Doğru ama 348 milyar dolar dış borcun 111 milyar doları kısa vadeli ve bunun sadece 8 milyar doları devlete ait, gerisi özel sektörün borcu.” diyor. Orta gelir tuzağının bir yansıması olarak orta gelişmiş demokrasi tuzağını gösteriyor. Onatça, Türkiye’nin orta gelişmiş demokrasi tuzağından kurtulamadıkça, yönetimden yönetişime geçmedikçe, katılımcı bir karar alma süreci benimsemedikçe, ekonomi politikaları ne olursa olsun orta gelir tuzağından kurtulamayacağını ifade ediyor.
Çek yasasındaki eksiler giderilmeli
Türkiye’de 1 milyon 360 bin Suriyeli bulunuyor. Yaklaşık 220 bin kişi kamplarda barınırken, 1 milyon 140 bin civarında Suriyeli ise kamplar dışında yaşamlarını sürdürüyor. Suriyeli vatandaşların ciddi bir kayıt dışılık oluşturduğunu söyleyen Onatça, birçok kişinin de ucuz iş gücü olarak Suriyeli vatandaşların kullanılmasından dolayı işsiz kaldığını belirtiyor. Onatça; “Normalde 250 TL ile bir vatandaşı çalıştıran işveren Suriyeli vatandaşı 100 TL vererek çalıştırıyor. Bu sefer işinden olan vatandaş bankaya olan borcunu ödeyemiyor, geçimini sağlayamıyor. Suriyeliler konusu hem sosyal hem de ekonomik olarak önemli bir sorun olarak karşımızda duruyor. Biz TÜRKONFED olarak bölgelere gidip önümüzdeki aylarda bir saha çalışması yapıp, rapor hazırlayacağız.” diyor.
Merkez Bankası ve Bankalararası Takas Odaları Merkezi (BTOM) verilerine göre, ibraz edilen karşılıksız çek tutarı 2012 yılında 16 milyar 217 milyon 436 bin lira oldu. Karşılıksız çeklerin bu yılın ilk 6 ayındaki tutarı ise 7 milyar 46 milyon 315 bin liraya ulaştı. Ocak-haziran dönemindeki karşılıksız çek adedi 305 bin 571 oldu. Karşılıksız çeke hapis cezasının kalkmasının suistimalleri patlattığını söyleyen Onatça, Çek Yasası’ndaki yanlışların giderilmesi gerektiğini belirtiyor.
