AKP'de 'Tüccar Bakan' tartışması

AKP'de 'Tüccar Bakan' tartışması

Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Babacan'ın şirket ortaklıklarıyla ilgili olarak başlayan tartışma, şimdi de Sanayi ve Ticaret Bakanı Çağlayan için yapılıyor

AKP'de 'Tüccar Bakan' tartışması
16px
24px
21.09.2007 05:05
ABONE OLgoogle

Gökçer Tahincioğlu'nun haberi

Önceki AKP hükümeti döneminde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bakanı Ali Babacan'ın şirket ortaklıkları nedeniyle başlayan "tacir siyasetçi" tartışması, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı koltuğuna oturan Zafer Çağlayan'ın sahibi olduğu şirket nedeniyle yeniden başladı.

Toplumsal Saydamlık Derneği Başkanı Erciş Kurtuluş, şirket ortaklığından ayrılmayacağını belirterek, tartışmayı "magazin boyutlu" diye nitelendiren Çağlayan'a, "Uygar ülkelerdeki uygulamalara kendisini uyarlasın" yanıtını verdi.

"Tacir bakan-siyasetçi" etik tartışması, Erdoğan'ın, Ülker ürünlerinin dağıtımını yapan Emniyet, İhsan ve Yenidoğan gıda firmalarında yüzde 12 ortaklığı bulunması nedeniyle başladı. Erdoğan, başbakan sıfatına rağmen şirket ortağı olmasının siyasi etiğe uygun düşmediği eleştirilerini, "Ticaretten kazancım olmasa başbakanlık maaşıyla geçinemem" diye yanıtladı. Artan eleştirileri sonlandırmak için şirket hisselerini 2005'te 1.2 milyon YTL'ye satan Erdoğan, bu kez hisselerinden 4 yılda 12 kat kâr elde etmekle eleştirildi.

Babacan'ın şirketleri
Bu tartışmalar sürerken, 2002'de Hazine'den sorumlu Devlet Bakanı olan yeni Dışişleri Bakanı Babacan'ın da Ali Babacan Tekstil Anonim Şirketi'nde yüzde 45 ortaklığı bulunduğu açığa çıktı. Milliyet, bu dönemde, başmüzakereci sıfatını da taşıyan Babacan'ın AB kriterlerine uygun hareket edip etmeyeceğini takibe aldı. Yakın çevresi Milliyet'e, Babacan'ın aile şirketindeki hisselerini babasıyla görüştükten sonra devredebileceği bilgisini verdi.

Erdoğan eleştirdi
Erdoğan bu tartışma için de "Siyasetçi siyasete girmeden önce bir şirketin yönetimindeyse, iktidara gelmiş sonradan, yasal açıdan bir mâni yok. Benim için 'etik açıdan yönetimden ayrılsın' denildi. Yönetimden ayrıldım. Hazmedemediler. 'Hisselerini de devredeceksin' dediler. Tamamen satalım ve bu işten çıkalım dedik" sözleriyle katıldı.
Babacan ise, Nisan 2006'da, şirket hisselerini devrettiğini açıklayarak tartışmalara nokta koydu.

Şimdi de Çağlayan
Etik tartışma, 22 Temmuz seçiminden sonra Sanayi ve Ticaret Bakanlığı olan eski ASO Başkanı Çağlayan'ın şirketi nedeniyle yeniden alevlendi. ATO Kongre Merkezi'nin 2.7 milyon dolarlık cam cephe işlerini yapan Akel Alüminyum adlı şirketin yönetiminden siyasete girince ayrılan Çağlayan, ortaklığı bırakmadı.

Hürriyet gazetesine "Ailemin geleceği bu şirkette. Daha şık olacaksa, hisselerimi oğullarıma devredip çıkmayı düşünürüm" diyen Çağlayan, önceki gün "Geçim kaynağım olan şirketimin hissedarı olmak kadar doğal bir hakkım olamaz. İlk de son da olmuyor. Geçmişte de bakanlarımız ortak olmuştur" diye konuştu.

"Magazin boyutlu tartışmaların kimseye faydası olmayacağı"nı savunan Çağlayan "Uzaydan gelmedim. Sanayici olmamdan dolayı bakanlığa getirildim" dedi. Çağlayan, dün de Milliyet'in sorularına, açıklamalarına ekleyecek yeni bir düşüncesi olmadığı yanıtını verdi.

'AB'deki gibi yapsın'

Toplumsal Saydamlık Derneği Başkanı Erciş Kurtuluş, Çağlayan'ın sözlerini şöyle yorumladı:
"Siyasal Etik Kanunu tasarısı rafa kaldırıldı. Kanun çıksa, uygar uluslardaki uygulamalara ister istemez ayak uyduracağız. Ekonomiden sorumlu bir bakanın şirket ortaklığı, eşit ve ilkeli rekabetle bağdaşmaz. Yasal zorunluluk olmasa bile uygar ülkelerdeki uygulamalara kendisini uyarlaması lazım. Zaman zaman 'özel hayat' savunması yapılıyor. Siyasetin zorlukları var. Özel yaşamına titizlenen siyasete girmesin."

Milliyet

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde