39 yaşında üniversiteye başladı

39 yaşında üniversiteye başladı

Kiler Holding üyesi Ümit Kiler'i gören sınıf arkadaşları önce hoca zannetmiş. Sonra da..

39 yaşında üniversiteye başladı
16px
24px
25.01.2009 20:46
ABONE OLgoogle

Geçen Ağustos'ta Yimpaş marketlerini satın alarak büyüme yolunda önemli bir adım atan Kiler Holding Perakende Grubu Başkanı Ümit Kiler, Migros için “iyi ki olmamış” diyor

"İyi ki Migros'u almamışız!"

Gıda, enerji ve inşaat sektörlerinde faaliyet gösteren Kiler Holding geçtiğimiz dönemde iki konuda epey dikkat çekti. Biri İstanbul Levent'teki yaptıkları lüks iş ve yaşam merkezi Sapphire inşaatı; ötekiyse Türkiye'nin en büyük perakende markası Migros'u satın almak üzere yola çıkmışken dümeni son anda sıkıntılı günler geçiren Yimpaş'a kırmalarıydı. Geçtiğimiz ağustos ayının son günlerine denk gelen bu satın almayla 15 mağaza bünyeye katılmış oldu.

Bugünden bakıldığında krizin hemen öncesine denk gelen bu satın almayla ilgili söylenecek çok şey var şüphesiz. Ancak Kiler Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Perakende Grubu Başkanı Ümit Kiler, hayatında “keşkelere yer olmadığını” ifade ediyor. Bu yüzden de Yimpaş satın almasının hemen ardından patlayan krizin değiştirdiği yatırım haritasına göre bir 'geçmiş değerlendirmesi' yapmak taraftarı değil. Yine de konuşmamızın ilerleyen aşamalarında bu konudaki hislerini söylemeden edemiyor.

Holdingin en büyük işkolu, gıda perakendeciliğinin başında bulunan Ümit Kiler, “Grubun gelir kaynağı hatta atar damarı perakende” diyerek başında bulunduğu alanın önemine dikkat çekiyor. Krize rağmen holdingin bulunduğu alanlarla ilgili iddialı hedefleri var. Ümit Kiler'le krizin perakende sektörüne etkisinin yanı sıra büyüme planları üzerine de konuştuk…

2008'i çok hareketli geçirdiniz. Önce Migros'la ilgilendiniz sonra dümen kırıp Yimpaş marketlerini satın aldınız. Bir ay geçmeden de krize yakalandınız. Bugün 'Yimpaş'ı da keşke almasaydık” diyor musunuz?
Bu hesabı yapmamak lazım, diye düşünüyorum. Çünkü insan, hayatındaki keşkelere bakarsa çok şey bulur. Ticareti o günün şartlarına bakarak değerlendirmeliyiz. Bugün kriz var ama ekonomi çok iyi de olabilirdi, piyasalar canlanabilirdi. Bu nedenle bu tür şeyleri çok fazla konuşmuyoruz. Ayrıca Yimpaş'tan aldığımız 15 mağazaya ihtiyacımız vardı çünkü bu bölgelerde olmak istiyorduk. Bu sayede bulunmadığımız 12 ile girme imkanı bulduk. 'İyi oldu' diyoruz aslında.

Yimpaş'ı kaça aldığınızı neden açıklamadınız?

Bu konuda açıklama yapmak istemedik. Ama şunu söyleyebilirim, mağazalara yaptığımız yatırımlarla birlikte toplam yatırım tutarı 50 milyon doların üzerine çıktı.

Gelelim Migros'a… Geçen yıl şubat ayında PC Partners'ın aldığı Migros için ne düşünüyorsunuz? Bugünkü kurlara ve borsa fiyatına bakarak “İyi ki almamışız, piyasa değeri çok düştü” diyor musunuz?

Migros'a iyi hazırlanmıştık ve almak da istiyorduk ama kısmet değilmiş. Onu da alsaydık şimdi 'keşke almasaydık' demezdik. Şu anda da 'iyi ki almamışız' denir mi bilmiyorum doğrusu. Sonuçta Migros iyi bir operasyon, pazarın lideri, bu nedenle şu an borsadaki değeri, gerçeği yansıtmıyor.

Samimi olarak yanıtlamanızı istiyorum, üç kardeş kendi aranızda “İyi ki almamışız” diyorsunuzdur herhalde...

Piyasaların böyle olduğu dönemlerde, geçmişte yapmadığınız yatırımlardan dolayı biraz mutlu oluyorsunuz tabii. 'İyi ki yapmamışız, bu piyasa koşullarında zorlanırdık' diyor insan. Çünkü bu ölçekte büyük bir yatırımı kimsenin öz kaynakla finanse etmesi mümkün değil. Ciddi bir kredi yükümüz olurdu. Dolayısıyla o açıdan bakınca 'iyi ki olmamış' diyebiliriz tabii ki.

Sapphire'de kredi kullanmadık

Kriz nedeniyle 'marketimizi size satalım' diye başvuran firmaların sayısında artış oldu mu?

Oluyor tabii, sektörden çıkmak isteyenler bizi arıyor. Krizden önce de vardı bu tür görüşmeler. Hatta Canerler, Güler, Karıncalar ve Oley'i bu yolla bünyemize kattık. Muhtemelen bu yıl bize yapılan başvurular, 2008'den daha fazla olacak. Özellikle yatırımlarını öz kaynakla yapmayanların sıkıntıları var. Biz yatırımların yüzde 70'ten fazlasını öz kaynakla yapıyoruz. Sapphire'de örneğin, şu ana kadar yaptığımız yaklaşık 170 milyon dolarlık yatırım için hiç dış finansman kullanmadık. Aslında 'kredi kullanmayalım' diye kendimizi zorlamıyoruz kendimizi ama ihtiyaç olmadığı sürece de kullanmıyoruz. Kredi kullanmaktan imtina eden bir grup değiliz.

Gelelim krize, satışlarınız nasıl etkilendi bu krizden?

Perakende, krizlerden en az etkilenen sektörlerin başında geliyor. Hatta faaliyet gösterdiğimiz gıda perakendesi daha az etkileniyor. Çünkü gıda tüketimi tamamen kesilmiyor, biraz boyut değiştiriyor.

Ucuza mı kayıyor tüketim?

Evet, en büyük değişim orada yaşanıyor. Bu tür krizlerde insanlar, private label olarak bilinen market markalarının yanı sıra markasız ürünlere yöneliyor. Son dönemlerde mağazalarımızdan ismini duymadığımız bisküvi, meyve suyu ve deterjan markaları isteniyor. Biz de bu tür ürünlerin sayısını artırıyoruz.

Bu ürünlerin satışları ne kadar arttı?

Markasız ürün artışını tespit etmedik. Private label ürünlerin 2001 krizinde satışlarımız içindeki payı yüzde 8 - 10'lar seviyesindeydi. Daha sonra ekonominin düzelmesiyle yüzde 2.5 - 3'ler seviyesine kadar düştü. Bu son krizle birlikte tekrar yükselerek yüzde 5.5'lara kadar çıktı.

Daha artar mı?

Yüzde 8'lere kadar yükseleceği kanaatindeyim. Çünkü bu ürünlerin ortalama yüzde 25 - 30'lar seviyesinde fiyat avantajı var. Bu fark, böyle dönemlerde çok önemli hale geliyor.

Yani kriz satışlarınızı azaltmadı öyle mi?

'Hiç daralma olmadı' diyemeyiz. Bir daralma var ama diğer sektörlerde yaşanan daralmalarla karşılaştırınca çok daha iyi durumdayız. Bu daralmayı sadece krize bağlamak da doğru değil. Bildiğiniz gibi gıda perakendeciliğinde çok yoğun bir rekabet var. O da etkilemiş olabilir.

Sepet başına ürün sayısında azalma olmadı mı?

Bizim için mağazalara günlük giren müşteri sayısı en önemli kriterdir. Ayrıca günlük sepet ortalaması ve metrekare verimliliği de önemli. Metrekare verimliliği düşmediği sürece endişe duymuyoruz. Son bir yıl içinde metrekare verimliliğinde düşüş hissediyorduk. Ancak sepet başına ürün sayısında da azalma yok. Geçen yıl 14.5 TL olan sepet ortalamamız bu yıl 15 TL seviyelerinde.

Krizden ciddi anlamda etkilenmediğinize göre ciro hedeflerinizi revize etmemişsinizdir herhalde?

Son üç yılda yakaladığımız büyüme oranlarını yakalamamız mümkün değil, onu biliyoruz. 2007 ciromuz 650 milyon TL idi, geçen yıl 800 milyon TL ile hedefimizin yüzde 1 - 2 gibi gerisinde kaldık. Bu yıl da ciroda yüzde 20 oranında büyüme hedefliyoruz. Ama şunu söyleyebilirim, bu ülkeye inanıyoruz ve yatırımlarımızı kesmeyeceğiz.

Büyüme mevcut mağazalarda mı sağlanacak? Yoksa yeni mağazalar açacak mısınız?

Öncelikle geçen yıldan sarkan işlerimize devam edeceğiz. Ancak yatırım konusunda biraz daha temkinli olacağımızı söyleyebilirim. Halen 165 mağazamız var. Yakında Yozgat Yerköy, Çorum Alaca ve İstanbul Bağcılar'da mağaza açacağız. Birkaç tane inşaatı devam eden mağazamız var. Ondan sonrası için bekleme kararı aldık. 2009'un ilk yarısını bekleyip ona göre karar vereceğiz. Toplam yedi - sekiz tane açılması planlanan mağaza var, ondan sonra 2009'un ilk yarısını gözlemlemek istiyoruz.

Sizce gidişat neyi gösteriyor?

Sektörümüzde çok kötü bir tablo yok, küçülme daralma olmaz ama diğer sektörlerin de canlanması lazım. 2009'un dokuz ve onuncu aylarından sonra canlanma olur.

Hedefiniz kaç mağazaya ulaşmak?

Hayallerimize sınır koymak istemiyoruz. Şimdilik toplamda 700 - 800 mağazayı, bölgelerde ideal bir sayı olarak görüyoruz. Bunun için kendimize yıl hedefi koymadık. İşimizi yapmaya, sağlıklı büyüyerek devam ediyoruz. 2002'den 2007'ye kadar ortalamada yüzde 40'lar seviyesinde büyüdük. Bu büyümeyi hazmetmek lazım. Metrekare ve ciro olarak şu an ilk beş içindeyiz. Hedeflediğimiz büyümeye ulaştığımızda ilk üçe gireceğiz.

Kuzenlerinizin sizden ayrılarak KİM adıyla yola devam etmesi sıralamadaki yerinizi etkiledi mi?

Bizden ayrıldıklarında 22 mağazaları vardı. Çok önemli bir etki olmadı.

Yeni açacağınız mağazalarda, kaç kişiye istihdam imkanı oluşturacaksınız?

Geçtiğimiz üç ay yaklaşık bine kişiyi işe aldık. Yeni açılacak mağazalar için 250 - 300 kişi işe alacağız. Şu an toplam altı bin çalışanımız var. Eleman çıkararak tasarruf yapmayı düşünmüyoruz.

Hangi kalemlerden tasarruf yapıyorsunuz?

Her şirket gibi gereksiz harcamalarımızı kesmeye çalışıyoruz. Zaten çok müsrif bir şirket değildik, tasarruflu ve tedbirli gidiyorduk. Şimdi açıklanan birçok tedbiri popülist olarak görüyorum. Nihayetinde insan çalıştırıyoruz, insanların motivasyonu önemli, onların kendini iyi hissetmesi lazım. Davet, yemek, kokteyl gibi fuzuli harcamaları elimizden geldiği kadar yapmamaya çalışıyoruz. Yaparken de çok pahalı yerlerde yapmamaya özen gösteriyoruz.

ENERJİYE 500 MİLYON DOLAR

Enerji yatırımlarınızda durum ne, orada bir bekleme söz konusu mu?

Hayır, devam ediyoruz. Enerji, büyümek istediğimiz bir sektör. Sekiz tane Hidro Elektrik Santrali (HES) projemiz var. Bunlardan üçünün lisansı alındı, biri alınma aşamasında. Artvin'de yatırıma başladık, yıl sonuna kadar onu faaliyete geçirmeyi planlıyoruz. Bitlis'te ise kısmi olarak başladık. Bu projeler devam ediyor. Enerji yatırımları, gıda gibi değil, bürokratik işlemleri uzun sürüyor. Elimizdeki projeler için 450 - 500 milyon dolar civarında yatırım yapmamız gerekiyor.

Şu sıralar enerji sektöründe birçok oyuncunun yatırım yapamadığı için lisansını devretmek istediğini duyuyoruz. Size bu yönde başvurular oluyor mu?

Bize çok talep geliyor, değerlendiriyoruz.

Siz geçen yıl elektrik dağıtım özelleştirmelerinde, Aras Elektrik Dağıtım A.Ş.'nin blok satış yöntemiyle özelleştirilmesine 128 milyon 500 bin dolarla en yüksek teklifi verdiniz. Orada hangi aşamadasınız?

Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun onayını bekliyoruz. Tabii dövizdeki artışla alım fiyatımız yüzde 30 - 40 arttı. Ama yine 'keşke almasaydık' demiyoruz.

Bu sektörle ilgili hedefiniz ne?

Şu anda enerji üretim lisanslarımızın toplam kapasitesi 700 milyon kilowatt saat, dağıtım tarafındaki kapasitemiz ise 1.5 milyar kilowatt saat. En azından üretim miktarımızı dağıtım seviyemize çıkarmak istiyoruz.

ÜNİVERSİTEYE BAŞLADI

• 39 yaşındaki Ümit Kiler iş hayatına, Bitlis'te okuduğu ortaokulun etrafında bisküvi, lokum, limonata satarak adım atmış. Kiler'in bir bakkal dükkanından 165 mağazalık dev bir yapıya dönüşmesinde, ailenin en küçüğü olmasına rağmen hayli emeği var. “Henüz 14 yaşındayken, dükkanın anahtarı benim cebimdeydi” diyerek 25 yıllık tecrübesine dikkat çekiyor.

• Aile, Ümit Kiler'in ortaokulu bitirdiği yıl, İstanbul'a taşınmış. Babasının tüm ısrarlarına rağmen okumak istemeyen Kiler, daha sonra liseyi dışarıdan bitirerek Açık Öğretim Fakültesi İşletme Bölümü'ne kaydını yaptırmış. Geçen yıl tekrar üniversite sınavlarına girerek Aydın Üniversitesi Sinema ve Radyo Televizyon Bölümü'nü kazanmış.

• Geçen hafta ilk yarı sınavlarını bitiren Kiler'in sınavları gayet iyi geçmiş. “Daha çömezim, derslere gidiyorum” diyen Kiler, iş yoğunluğu nedeniyle gidemediği derslerin ders notlarını alıp evde çalışıyor.

• Sınıf arkadaşları, Ümit Kiler'i önce hoca zannetmiş. Kendileri gibi öğrenci olduğunu öğrenince de “senin ne işin var burada, boş versene üniversiteyi” dediklerini aktaran Kiler yine de üniversite eğitimi tamamlayarak dört çocuğuna iyi örnek olmaya kararlı. 

Sabah

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde