15 bin kadına ‘CEO olmayı’ öğretti

15 bin kadına ‘CEO olmayı’ öğretti

“Para Durumu” adlı sosyal sorumluluk projesinin mimarı olan Denizmen, toplam 15 bin kadının finansal okuryazarlık eğitimi almasını sağladı

15 bin kadına ‘CEO olmayı’ öğretti
16px
24px
02.02.2013 09:40
ABONE OLgoogle

Doğuş Holding Strateji Bölüm Başkanı Özlem Denizmen, holdingdeki işinin yanı sıra sivil toplum alanında da pek çok sorumluluğu aynı anda yürütüyor. “Para Durumu” adlı sosyal sorumluluk projesinin mimarı olan Denizmen, toplam 15 bin kadının finansal okuryazarlık eğitimi almasını sağladı

Türk iş hayatında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in önderliğinde, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı ile Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk’in inisiyatifiyle kadın çalışan sayısını artırmak, cinsiyet temelli ayrımcılığa son vermek adına heyecan yaratan bir atılım başladı.

Ferit Şahenk ‘İş’te Eşitlik’ bildirgesine imza atan ilk erkek yönetim kurulu başkanı olarak kadın konusuna bakışını gösterdi. Doğuş Grubu bu yıl kadın konusunun öne çıktığı Davos’ta da en kalabalık grupla temsil edilen Türk şirketiydi. Davos’a katılan yöneticilerinden birisi de holdingin Strateji Bölüm Başkanı Özlem Denizmen’di.

 Denizmen, Türkiye’de yaklaşık üç yıl önce finansal okuryazarlığı artırmak için ‘Para Durumu’ adında bir sosyal sorumluluk hareketi başlattı. Zaman içinde proje kadınların finansal bilincinin yükseltilmesine odaklandı.

  Geçen yıl başlatılan ve Doğuş Holding, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Büyükşehir Belediyesi’yle birlikte yürütülen, İSMEK bünyesindeki kadınlara bütçe ve girişimcilik eğitimlerinin verildiği programı da Denizmen yürüttü. Denizmen, bu eğitimlerde yaklaşık 15 bin kadına eğitim verdi.

TÜSİAD üyesi Denizmen, 2011’de Dünya Ekonomi Forumu’nun seçim jürisince belirlenen Global Young Liderler (Her yıl tüm dünyadan 100 kişi seçiliyor) arasındaydı. Doğuş grubunda Strateji Bölüm Başkanlığı yanı sıra, Doğuş Otomotiv ve Doğuş Oto Yönetim Kurulu Üyesi Özlem Denizmen’in hayat hikayesi azimle başarılacağının canlı bir kanıtı... Denizmen, sorularımı yanıtladı...

Bütçe her şeyin başı

Finansal okur yazarlık meselesine çok önem veriyorsunuz...

 Bu konu herkes için çok önemli. Ama kadınlar için konuyu daha da önemli kılan, ekonomik hayatta zaten dezavantajlı olmaları. İster memur olun, ister milyoner parasını yöneten hayatını da yönetir. Eğer bütçe idare etmeyi bilmiyorsanız, bunun gereklerini yerine getiremiyorsanız, yaptığınız her ne ise başarısızlığınız garantidir.
 Kadınların ekonomik özgürlüklerini elde etmeleri, kadın istihdamının artması kadar önemli olan kadınların finansal okur yazar olmaları, kendi aile bütçelerini yönetebilir yeterliliğe sahip olmalarıdır. Şu ana kadar Türkiye’de 15 bin kadına Para Durumu ekibimle birlikte bu eğitimleri verdim. Bütçelerini doğru kurallarla yönettiklerinde hayatlarında sihirli değişiklikler olduğunu gördük.
 
Kadınlara ailelerinin CEO’ları olmalarını mı öğretiyorsunuz?

 Anlatmaya çalıştığım bu. Bir şirketi yönetmekle, bir evi yönetmek arasında hiçbir fark yok. Yaptığınız şey minimum kaynakla maksimum çıktıyı sağlamak. Üstelik kadınların sadece CEO değil aynı zamanda kurucu başkan olma vazifeleri de var. Yuvayı dişi kuş yapar diye bir atasözümüz vardır ya o yuvayı kurmanın yanında yönetmek ve sürdürülebilir kılmak, finansal okur yazarlıkla mümkündür.
 
Annesi Ferit Şahenk’i kutladı

 Türkiye’de kadının yükselmesi kolay mı?

Zor. Ama Amerika’da da zor. Kadının istihdamı ile ilgili “İş’te Eşitlik” adında büyük bir atılım başladı. Kadının ilerlemesi için niyet yetmiyor. Topyekun bir ekosistem lazım.
 Kreşler, bakım evleri, kayınvalideler, mentorlar... Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin bu konuda büyük bir adım attı. Güler Sabancı yanı sıra, yönetim kurulu başkanımız Ferit Şahenk bildirgeye imza attı.
Ferit Bey yabancı basına demeç verirken bu inisiyatif nedeniyle annesi Deniz Hanım, eşi Dianne Hanım’ın kendisini arayıp tebrik ettiğini öğrendik. İlk erkek yönetici olarak kadın istihdamında inisiyatif alması, elini taşın altına koyması özellikle gruptaki kadın çalışanlar olarak bizleri çok mutlu etti.
 
‘Tepesİne tırmandıktan sonra merdiveni tekmeleyen kadın cehennemlİk’
 
 Bu yıl da Davos’a katıldınız... Bize gözlemleriniz anlatır mısınız?

 Davos’ta duyduğumuz tek ses battal kar botlarının hışırtısıydı. Bu da eşitliğin bir sembolü olsa gerek. Gerçekten bu kez kadın konusunu inanılmaz hissettim. Davos’ta kadın katılımcı oranı yüzde 17 düzeyindeydi. İş hayatında topuk sesleri istesek de, istemesek de yeni jenerasyonla gümbür gümbür geliyor.
 
 En hoşunuza giden panel?

 Kadının ekonomideki yeri paneli. Çok güzel dizilmişlerdi. IMF Baskanı Lagarde, Harvard Üniversitesi Başkanı Drew Gilpin Faust, Facebook CEO’su Sheryl Sandberg kükrüyorlardı. Ama samimiyetle.
 Saçımı da fönlerim, sütümü de emziririm, işime de giderim, diyorlardı özetle. Lagarde, “Çocuklarım küçükken, çarşamba öğleden sonraları çalışmıyordum. İsterse dünya yıkılsın, beni bulamazlardı” dedi.
 Facebook CEO’su Sandberg, çocuklarıyla zaman geçirebilmek için, 17.30’da ofisten mutlaka çıktığını söyledi. Harvard Başkanı’nın sözlerine çok güldük: “Bana kadın başkan diyeni yakarım. Ben sadece başkanım” diyormuş etrafındakilere.
 Bu kadınlar “erkek gibi” davranmaya çalışmak yerine, erkek egemen üst yönetim katlarında, bulundukları kurumları kadın konusunda eğitiyor, hizaya getiriyorlar. Tabii, eski ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Korbel Albright’ın meşhur, “Merdivenin tepesine tırmandıktan sonra, merdivene tekme atan kadınlar için cehennemde özel bir yer var” sözü çok tekrarlandı.
Albright, iş hayatında meslektaşlarını çekemeyen, kovandaki tek ‘Kraliçe arı” olmak isteyen kadınları kast etmişti biliyorsunuz.
 
‘Babam üç dİlİ şart koştu’

 
 Kariyeriniz nasıl başladı?

Babam Fethi Denizmen ile başladı. 30 yaşıma kadar en az 3 dil öğrenmemi istiyordu. İstediği oldu. Kendisi memurdu, yabancı dil öğrenmemi, yurtdışında okumamı istedi.
Çocuk bakarak, yaşadığım mahalledeki varlıklı insanların çocuklarına ders vererek önce ingilizce öğrendim, sonra üniversiteyi de ABD’de okudum. Harçlığım çıkıyor, üstüne para kazanıyordum. Cornell Üniversitesi Endüstri İşletmeciliği bölümü mezunuyum.
 MIT Sloan School of Management’ta MBA yüksek lisansı yaptım. Stanford’da etkileme eeknikleri, GE Crotonville Merkezinde eiderlik, Harvard Business School’da ileri seviye yönetim programlarını tamamladım. Babam hep daha daha diyordu.
Şimdi de eşim Onursal daha fazla, daha fazla, diyor, hep destek oluyor. Annem ve kayımvalidem de biri 4 biri 7 iki oğlumuza bakma konusunda can simidi gibiler. Görüyorsunuz tamamen bir ekip işi bu!
 
 Doğuş’ta nasıl başladınız?

 ABD’de 12 yıl finansal planlama üzerine çalıştım. 1994’te Amerika’da finansal analist olarak Merrill Lynch yatırım bankasında işe başladım. 12 sene sonra ‘yeter’ dedim. Fakslar çekip iş aramaya başladım. Hiç tanıdığım yoktu. Garanti Yatırım Bankası’ndan aradılar. Ferit Şahenk Türkiye’ye çağırıp, ABD ve Türkiye’deki bankacılığı karşılaştıran bir rapor yazmam istedi. Master yapmak için MIT’e gidecektim, Ferit Bey, “Bu okula girmişsin, git oku, dönüşte bize gel çalış” dedi. Söz verdim, Doğuş da eğitim masraflarımı karşıladı.
 
Erkek yönetici karşısında çaresiz kaldığı anı anlattı

 
 İş hayatında hiç ayrımcılığa uğradınız mı?

İkinci oğlumun doğumundan 3 ay sonra işyerindeydim, uçak, süt odaları, oteller, tüm yeni analar gibi her yerde görevimi yerine getiriyordum. Bir gün bir toplantıda oğlumu çok özledim, tuvalete gidiyormuşum gibi hiçbir şey demeden çıktım. Eve gittim, çocuğumu emzirip geri döndüm.
 Ne oldu dediler. Acil önemli bir işim çıktı, dedim. Şimdi olsa çekinmeden söylerdim. Bu da onlar için bir eğitim çünkü. Bana ayrımcılığı bir işbirliği anlaşması yapmak için görüştüğümüz kurumun avukatı yaşattı. ‘‘Özlem Hanım, ikinci çocuğu da doğurdunuz, hâlâ neden çalışıyorsunuz, performansınız aynı olmaz artık” dedi.
 Ben de “Haklısınız, iki kat daha güçlü çalışacağım bu projede, siz de öyle yapın” dedim. Bir de Merrill Lynch’de çalışırken kadınlardan hoşlanmayan, ikinci sınıf gören bir erkek patronum vardı. 48 saat aynı elbiseyle uykusuz çalışmıştım.
 Akşam 21.00’de çıkmışken, patronum mesaj kutuma epeyce sert bir mesaj bırakmış, kadınların erken çıkmasından usandığını söylemişti. Akşam 21.00’de çıkmıştım oysa! Çaresiz hissetmiştim o gün kendimi. 15 sene sonra ise aynı kurum bu yıl Davos’ta “Kadını Güçlendirme” yemeği düzenledi. Yaşamayı seviyorum...
 
‘Kadınları kurtarmak, bir ulusu kurtarmaktır’ çıkışı
 
 Davos’ta neler konuştunuz?

 Cinsiyet eşitliği platformunda kadının spora erken yaşta başlamasının önemi çok konuşuldu. Sporda rekabet var... İnsanın ruhuna işliyor, futbol basketbol oynarken takım halinde “yenmek”, “ilerlemek” gibi edimleri öğreniyorsunuz. Kadında ise bu daha az. Kadın sürekli fedakarca “servis” etmeye çalışıyor.
 ABD’de 20 sene önce title 9 diye bir kanun koymuşlar, okullarda erkeklere harcanan para kızlarınkine eşit olacak diye. ABD, şimdi olimpiyatlarda shov yapıyor.
 
 Rol modeliniz kadınlar var mı?

Hillary Clinton...Kendisinin başlattığı Dünya Bankası Kadının Ekonomik Güçlendirilmesi komitesinde Türkiye’yi temsil ediyorum. Clinton, kadının finansal okuryazarlığını artırmak yönündeki çalışmalarım için Beyaz Saray’da bana “Şahane iş yapıyorsun, bir kadını kurtarmak bir ulusu kurtarmaktır” dedi. Clinton’un kadın elçisi, Melanie Verveer, Türkiye’deki kadın çalışmalarıyla ilgili olarak bana destek olacağını belirtti. PwC kurucu eski başkanı da, örnek aldığım bir iş kadını.
 
 Çok zengin bir kartvizit portföyünüz var? Bize üyesi olduğunuz oluşumları sayar mısınız?

 Herşeyden önce anne kartvizitim en kalını..İki çocuk annesiyim. Doğuş’taki görevlerim yanısıra, Finansal Okuryazarlık ve Erişim Derneği’nin (FODER) Kurucu Başkanıyım. Sosyal girişim projesi ‘Para Durumu’ girişiminin başındayım.
 TÜSİAD, Kalkınma Bakanlığı Yurtiçi Taarruflar Özel İhtisas Komisyonu üyesiyim.
 Uluslararası alanda ise, Dünya Ekonomi Forumu (WEF) “Learn Money” Finansal Okuryazarlık (Eş Başkan), Dünya Bankası Uluslararası Kadın İş Liderleri Konseyi (Türkiye Temsilcisi), OECD Organizasyonu Finansal Eğitim Komisyonu (Türkiye Temsilcisi), Uluslararası Çocuk Finansal Eğitimi (Child&Youth Finance International) Medya Danışma Kurulu (üye), Her yıl Münih’te düzenlenen yeni fikirler konferansı Digital Life Design (DLD) Women’da da Türkiye fahri temsilcisiyim.
 
Kadın, sorumluluktan kendini sevmeyi unutuyor’
 
 Sizce kadınlar neden orta kademede takılıp kalıyor?

  Araştırmışlara göre  kadının ilk 5 önceliği içinde “kendisi” yok. Çocuk, iş, eş, aile, ev derken kendisine verecek şeyi kalmıyor. O kadar çok sorumluluk alıyor ki kendisini sevmeyi unutuyor.
 Bana göre ikinci en büyük yanlış, kadınların istemeyi bilmemesi. Siz bakmayın evlilik programlarında kadının üstüme ev yap, araba yap dediğine. İş hayatında kadın “istemiyor”, istemeyi bilmiyor. Zam, ek sorumluluk iste(y)miyor.
 Geçen ay Münih’te katıldığım, DLDWomen konferansında sadece bu konu üzerine saatlerce süren bir panel yaptılar. Sandberg diyor ki, kadın masada oturmuyor. Hani bir toplantıya giderseniz, bir sıra iskemle dizerler. Kadınlar orada oturur genelde.
 Oysa kadın masada oturmalı. Masada oturan kazanıyor çünkü. Orta kademeye gelince, kadınlar görevleri olmayan şeylere atlayıp üstlerine alıyorlar. Oysa bıraksalar sistem çözecek. Size bir sır daha vereyim mi?
 Kimse bütçesini yıl sonunda yarı kapattı diye ödül almıyor. Kadınlar az harcayıp, göze girmeye meraklı oluyor. Ama yan departman harcıyor, yönetici saçıyor (erkek)... Ne oldu, sonuçta yan departmanın yaptıkları akılda kalıyor. Siz tutumluluk kraliçesi olarak bile hatırlanmıyorsunuz.
 Bir de kadınlar öğle yemeklerinde birbirlerine “satış” rakamlarını anlatmıyor. Kendini övmek “ayıp” geliyor. Erkekler içinse bu doğal bir süreç. Böyle bir çok küçük detay. Ancak şeytan detaylarda gizli!

Songül Hatısaru/Milliyet

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde