'Ucuz mal olma...Birgül'ü övme!'

'Ucuz mal olma...Birgül'ü övme!'

Şeref Özata, Hüseyin Özdilek'e ağır yazı yazan Yeni Şafak muhabiri Yılmaz Yıldız'ı neden uyardı? İşte gazetecilerle, PR'cılar arasında yeni tartışma..

'Ucuz mal olma...Birgül'ü övme!'
16px
24px
27.08.2009 10:19
ABONE OLgoogle

Yeni Şafak'ın deneyimli muhabirlerinden Yılmaz Yıldız geçtiğimiz günlerde Hüseyin özdilek'in Antalya'da açtığı alışveriş merkezi açılışına gitmiş. Basın organizasyonunuda eski gazeteci Birgül Taşdemir yapmış. Yılmaz Yıldız'ın yazısna göre Özdilek gazetecileri maraba yerine koymuş. Ucuz uçaklarda götürmüş, ucuz otellerde konaklatmış. Bu arada Özdilek THY ile giderken lüks otellerde konaklamış.

Yıldız, arkadaşı Birgül için Özdilek'in AVm açılışını Yeni Şafak'ta güzel bir şekilde vermiş. Ancak yaşadıkları çileleri, "Mağrur olma Özdilek, senden büyük Allah var!" diyerek Ekoayrinti.com sitesinde yazmış. Sitede Özdilek'i adeta yerden yere vurmuş. Yazısının sonunda da Özdilek'e "Bir de dua et ki Avi Alkaş gibi, Birgül Taşdemir gibi profesyoneller vardı ekibinde… " diyerek not düşmüş.

ŞEREF ÖZATA'DAN AĞIR YORUM

Yıldız'ın yazısına ekonomi medyasında en eskilerinden birisi olan Ekovitrin Dergisi ortaklarından Şeref Özata, çok ağır bir yorum yazmış. Özata, Yıldız'a , "Ucuz mal olma...Bilgül'ü övmüşsün. O senin adına Hüseyin bey'den gerekli parayı ve övgüyü almıştır. Sende dolapdaki 500 kuruşluk su ile avun" diyerek uyarmış. (Yorumuda site editörleri onayladığı için bizde oradan aldık) İşte Özata'nın yazısı..

Sen hala uyanamamışsan şuç kimin?

Sayın Yılmaz Yıldız, uyanda beri gel derler adama. Sen 10 yıllık ekonomi gazeteciliğini boşuna yapmışsın. İşadamlarının gözünde, hele Hüseyin Özdilek gibilerin gözünde sen maraba bile olamazsın. Biletini al Antalya'ya gel... ?Onların gazetecilere bakış açısını yönlendiren kimler... Basın organizasyonunu yapan senin övdüğün kişiler...Seni bir başka organizasyona davet etsin diye organizasyon firmasının yetkilisi Birgül'ü övmene gerek yok ki? Hüseyin bey'i yönlendirenler onlar.. Paralarını alıp keyiflerini sürende onlar.Gazetecileri kullanılacak en ucuz mal olarak görende onlar..Yeni Şafak gibi gazeteler onların gözünde kullanılıp atılacak. Hükümete mesaj verilecek merciler. Sizde alet olmayın. Artık anla... Ucuz mal olma...Bilgül'ü övmüşsün. O senin adına Hüseyin bey'den gerekli parayı ve övgüyü almıştır. Sende dolapdaki 500 kuruşluk su ile avun. Övdüğün Birgül kaç para kopardı bu işten hiç düşündün mü? Onur Air'i Hüseyin bey'e kim önerdi? Bu işin bütçesini kim yaptı?Gazeteciler onlar için kullanılacak basit birer mal gbi değerlendirenler kim?Hüseyin bey'mi, organisazyon firması mı? Gazete ve televizyonlarda çıkan haberlerin küpürlerini Hüseyin bey'in önüne götürüp ekstraları alanlar kim?.. Hüseyin bey'le organizasyon yaparken açıkca ben şu kadar para alırım, bu kadar gazeteci toplantıya katılacak. Bunların yazacakları haberin reklam değeri şu kadar diye pazarlık eden kim? Elbette Birgül'ün firması. Bazı şeyleri bilmediğin için övmüşsün. Hüseyin bey'le sizin aranıza sınır koyan sizi maraba yapan kim? Basın organisazyonunu yapan ve Hüseyin beyden yüklü para kaporan kim?.. Hedefin yanlış birilerinin sizin gibi ekonomi gazetecilerinin üzerinden para kazanmasına bundan sonra fırsat verme? Son hatırlatma Hüseyin bey'in kim olduğunu öğrenmek istiyorsan Şehrin gizli saklı otellerine tropikal mekanları gözetleme altına al...Bir kaç kare resim senin duygularını körükler....

YILMAZ YILDIZ'IN HÜSEYİN ÖZDİLEK'E AĞIR YAZISI

Mağrur olma Özdilek, senden büyük Allah var!

Türkiye"nin önemli şirketlerinden Özdilek'in patronu Hüseyin Özdilek'e, “Mağrur olma patronum, senden büyük Allah var” diyecek tellâllar lazım. Yavuz Sultan Selim'in gururlanmamak için bizzat kendisinin tellâl tutarak, “Mağrur olma padişahım, senden büyük Allah var” dedirttiği gibi…

Bunu neden mi söylüyorum? 14 ağustos cuma günü açılışı yapılan Antalya"daki ÖzdilekPark AVM'nin açılışı sırasında şahit olduğum tutum ve davranışlar bunu zorunlu kıldı.

Gelin size biraz bahsedeyim; belki bana hak verirsiniz...

Özdilek, krize rağmen başarılı olmuş ve klasik mağaza-eğlence merkezi konseptinden, büyük alışveriş merkezi konseptine geçiş yapmış. ÖzdilekPark markasıyla ilk bu konsepteki ilk AVM'sini de Antalya'da kurmuş.

Açılış için de geniş çaplı bir organizasyon tertip etmiş. Tabii organizasyonun içerisinde basın da var. Özdilek, Bursa kökenli bir firma olduğu için Bursa'dan önemli sayıda yerel medya mensubu davet edilmiş programa…

Tabii ne olduysa, son dakikada ulusal medya da hatırlarına gelmiş. Biz de organizasyona aracılık eden eski meslektaşımız Birgül Taşdemir'in hatırına dahil olduk kafileye.

Atatürk Havalimanı'nda hiçbir Özdilek yetkilisiyle karşılaşmadık. Bu normaldi. Çünkü, adamların merkezi Bursa idi. Fakat Antalya Havalimanı'na indiğimizde de rastlamadık. Bu daha sonra karşılaşacağımız kötü sürprizlerin habercisi gibiydi.

Aslında bizi Antalya'ya Onur Air'le götürmeleri de ön uyarıydı ama bunu o an düşünememiştim. Çünkü bilet fiyatları THY'ye göre daha ucuz…Uçakta, üst düzey Özdilek yetkililerinin olmayışı da ileride karşılaşacağımız sınıf ayrımcılığının işaretiydi aslında. Fakat asıl şoku otele vardığımızda yaşadık. Sadece basın mensuplarını taşıyan araç, GRIDA CITY isimli, kamu misafirhanelerini andıran, sahilden uzak bir otelin önünde durdu. Olabilirdi... Şirketin bütçesi ancak buna yetmiş olabilirdi, diye düşündüm. Fakat gazeteciler olarak ikinci şoku da Özdilek yöneticilerinin ve ağır misafirlerinin Sheraton ve Divan otellerinde kalacağını öğrenince yedik. Bu resmen sınıf ayrımcılığıydı. Kendilerini ağa, gazetecileri de marabaları sanıyorlardı…Hadi dedik arada arkadaşımız var. Onun hatırına ses etmeyelim.

Odalarımıza çıktık. Minibardan bir su alalım susuzluğumuz gitsin dedik. Üçüncü şoook… Minibar bomboş… Oteldeki aksaklıktandır diye düşündük.

Aynı akşam açılış kokteyli tertip edilmiş, oraya gittik. Bu arada minibara da bir şeyler konulacağı söylenmişti. Gece döndüğümüzde gördük ki, sadece bir tane küçük şişe su konulmuş. Lutfetmişler…

Açılış kokteylinde de Özdilek yetkililerinden kimse ile karşılaşmadık. Sanki basın mensupları davet edilmemiş, orada yoklarmış gibi…10 yıldır ekonomi muhabirliği yapıyorum, ne organizasyonlar, ne işadamları gördüm…

Hiçbirinde basın mensuplarını bu kadar hâkir görene şahit olmadım.

Özdilek Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Özdelik'i yanımıza çağırıp, haberin değerini artıracak, olayı sadece bir AVM açılışından öteye taşıyacak bir şeyler çıkarabilmek için yanımıza davet ediyoruz. Davetlerimiz duvara çarpıp geri dönüyor.

Neyse ki Avi Alkaş gibi birisiyle çalışmışlar. Adamcağıza bir selam vermemiz yetti. Masamızı şereflendirdi. Sorularımıza cevaplar verdi de Özdilek"in ulusal basında geniş bir şekilde yer almasını sağladı…

Gazeteciler olarak AVM'de mağaza açan Süvari Giyim'in Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Caşkun'la, Sarar Giyim'in patronu Cemalettin Sarar'la görüştük de Hüseyin Özdilek'le bir türlü görüşemedik.

Her şeye rağmen, mesleğimize saygımız gereği, sabahki açılış öncesinde de Hüseyin Özdilek'le görüşme ayarlayabilmek için teşebbüste bulunduk. Asıl organizasyonu yürüten Dokuzonbeş isimli ajansın sahibi bizi kale bile almadı. Yanımızdaki PR'cı Birgül hanıma, “Benim muhatabım sensin” diyerek, hem gazetecileri, hem de Birgül arkadaşımızı rencide etti.

Kalabalık arasında Hüseyin Özdilek'i gördük. Kanal 7'den deneyimli muhabir arkadaşımız Ahmet Gemici ile birlikte kendimizi tanıttık. “görüşelim” demeye fırsat kalmadan, “Sizinle açılış sonrasında görüşeceğim, şimdi işim var” deyip yüzümüze bile bakmadı adam… Şok üstüne şok...

Nezaket denen bir şey var be kardeşim…

Neyse ki Birgül hanım var. Tek başına Özdilek"in imajını kurtarmaya, gazetecileri teskin etmeye çabaladı. Fakat, son şoku da açılış sonrasında yedik. Biz restoranlar katında oturmuş, haberi geçmek için konuşlanırken (Bu arada basın mensupları için ne bir bilgisayar odası, ne bir teknik destek var ortada. Onları akıl etmelerini beklemiyordum zaten) Hüseyin bey basın mensuplarıyla görüşecek dediler. Bir cafeye davet ettiler, gittik. Biz oraya giderken de Hüseyin bey"i İskender Kebapçısı"na girerken gördük. Bekle ki Sayın Özdilek gelsin...

Günlerden Cuma, vakitlerden öğle… Bazı arkadaşlarla ayrıldık camiye gittik. Döndüğümüzde öğrendik ki, toplantıyı Bursalı yerel gazetecilerle yapmış. Ulusal basından arkadaşlar dahil olmamış. Özdilek, sonradan onların yanına, yine bizim arkadaşların davetiyle gelmiş. Sordukları sorulara da tatminkar cevaplar vermemiş. Gazeteci arkadaşlar, Özdilek'in yemek davetini de kibarca reddetmişler…

Benim için kâbus gibi, sıkıcı, rencide edici, küçük düşürücü, üzücü ama aynı zamanda da ibret verici bir program oldu…

Sayın Özdilek, bilmeniz gerekir ki; bizler sizin açılışınıza keyfimiz için gelmedik. Hepimiz çoluk-çocuk sahibi insanlarız. Eşimizi, dostumuzu, daha önemli işlerimizi bırakıp geliyoruz, bu tür organizasyonlara. Sizin programa geleceğim diye daha önceden planladığım röportajımı iptal ettim, biliyor musunuz?

 Üstelik bizi siz davet ettiniz...

- Kardeşim, madem ki birilerini davet ediyorsun, nezaket göster de, bir kez olsun “hoş geldiniz” de….

- Madem organizasyon yapıyorsun, bari davetlilerini ağalar, uşaklar ve marabalar olarak sınıflara bölme…

- Madem ki, basın mensuplarını davet ediyorsun, onların haberle ilgili taleplerine cevap ver. Açılıştaki konuşmalarını ajanslar zaten geçiyor…

- Gazeteciler, nezaket gösterip seninle diyalog kurmaya çalıştıklarında, mesleğine değilse bile insanlığına hürmeten adam yerine koy da bi dinle…

- Sen THY ile giderken, marabalarını Onur Air'le gönderme…

- Basını sohbet için çağırdığında başka yere gidip de adamları boşu boşuna bekletme.

- “Zengin olduk ama kibirli olmadık” diyerek hava atacağına, nasıl organizasyon yapılır, insanlarla, basınla nasıl muhatap olunur onu öğren. Kimseye soramıyorsan, BTSO Başkanı Celal Sönmez"e sor…

- Madem ki, zengin oldun, büyüdün; etrafına duvarlar ören adamlar değil, sana işadamlığını, insanlığı, Allah"ı hatırlatacak kişiler koy…

- Madem ki açılış yapıyorsun, Müslüman bir ülkede olduğunu unutma. Cuma namazı saatine açılış programı, basın toplantısı koyma… Sen kılmıyorsan, namaz kılan birileri vardır…

- Bir de dua et ki Avi Alkaş gibi, Birgül Taşdemir gibi profesyoneller vardı ekibinde…

Yoksa, ulusal gazetelerde gördüğün o haberler de olmayacaktı…

 

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde