'Şirketi para kasan yapma, faiziyle ödersin'

'Şirketi para kasan yapma, faiziyle ödersin'

Orka Yönetim Kurulu Başkanı Orakçıoğlu'na göre aile şirketlerinde ortakların 'At elini kasaya, çek parayı' yapmamalaları gerekiyor. Orakçıoğlu "Bu tür yönetim dünyanın hiçbir yerinde yok" diyor.

'Şirketi para kasan yapma, faiziyle ödersin'
16px
24px
22.08.2011 10:26
ABONE OLgoogle

Elazığ’da üç kardeşin 1979’da açtıkları ‘Damat’ isimli mağazayla başlattıkları yolculuk bugün ortaya bünyesinde Damat, Tween, ADV, D’S gibi markaları barındıran, yurtiçinde ve yurtdışında 120’si kendisine ait 180 mağazası bulunan, 230 milyon lira ciro hedefleyen Orka Grubu çıkardı. Ancak zaman içinde kardeşlerin en büyüğü Hüseyin Orakçıoğlu ortaklıkla yollarını ayırdı, yerini kuzen Osman Arar aldı.

Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu grubun altı şirketten oluştuğunu belirterek “Bu şirketlerde kardeşim Halidun Orakçıoğlu ve kuzenim Osman Arar ile ortağız. Bunun dışında Orka Grup olarak iştirakimiz olan başka şirketler de var” diyor. Orka, esas faaliyet alanı olarak gördüğü hazır giyim ve konfeksiyon dışı sektörlerdeki iştiraklerinde günlük yönetimi ‘işi bilen diğer ortaklara’ bırakmış.

Orka Grup’ta iki kardeş, bir kuzen yıllardır kavgasız gürültüsüz çalışıyorlar. Süleyman Orakçıoğlu’na göre bunun nedeni ise yazılı olmamasına rağmen bir ‘aile anayasası’nın varlığı ve her ortağın yetki alanının belirlenmiş olması.

‘Faiziyle ödersin’

“Aile şirketlerinde aile anayasası şart” diyen Orakçıoğlu’na göre yazılı olmayan kendi anayasalarının iki önemli maddesi var. Orakçıoğlu “Birincisi şirketi kendi kasan olarak görmeyeceksin” diyor. Orka Grup’ta ortakların üç ortağın da kendilerine rahat bir yaşam standardı sağlayacak maaş ve yönetim kurulu üyelikleri nedeniyle hakkı huzur aldıklarını belirten Süleyman Orakçıoğlu şöyle konuşuyor:

“Benim gelirim aldığım maaş, yönetim kurulu üyelikleri nedeniyle hakkı huzur ve yıl sonunda dağıtılırsa temettüdür. Diğer iki ortak da aynı geliri alırlar. Temettü de ortaklık oranına göre değişir. Gelirimiz komik rakamlar değildir. Ortakların temettü dışında yıllık 1 milyon liraya yakın gelir beyanları vardır. At elini kasaya, çek parayı. Bu model, bizdeki zengin patron- zengin olmayan şirket modeli dünyanın hiçbir yerinde yok. Çağdışı ve eski bir model. Kurumun maddi gücünün ortaklardan daha fazla olması lazım. Kendi gelirinle istediğini yap, istediğini satın al kimse karışamaz, laf söyleyemez. Eğer sağlık sorunu gibi olağanüstü bir durum ortaya çıkarsa, şirketten borç alırsın. Borcunu da en kısa sürede faiziyle geri ödersin. Biz böyle uyguluyoruz ve bu konuda hiç de duygusal değiliz.”

Orka Grubu’nun ortaklarının çocuk sayısı yedi. Buna bir de ortak olmayan ağabey Hüseyin Orakçıoğlu’nun iki çocuğu eklenince birinci derece kan bağı olan çocuklarının sayısı dokuza ulaşıyor.

Süleyman Orakçıoğlu bireylerin ortakların ya da akrabaların çocukları olmasının şirkette çalışmaları için ‘açık çek’ anlamına gelmediğini söylüyor. Ortakların ya da akrabaların grupta çalışmak isteyen çocukları 15-16 yaşına geldiklerinde alt kademelerdeki yöneticilerin yanında pişmeye başlıyorlar ve belli bir süre sonra da sorumluluk almalarına özen gösteriliyor. Halen bir iki kişi bu statüde çalışıyor. Sorumluluk alan çocuklara 18 yaşından sonra ücret ödenmeye başlanıyor. Süleyman Orakçıoğlu “Ortağımız olmayan Hüseyin ağabeyimin iki çocuğu böyle çalışıyor” diyor. Bu kişilerin gelecekteki kariyer planlamaları ise performanslarına göre insan kaynakları bölümü tarafından yapılıyor.

Çocuklardan bu süreçten geçmeyip üniversite sonrası şirkette çalışmak isteyenlerin yol haritası ise belli: Önce insan kaynaklarına başvuracaklar. Onlar tamam derse şirketteki bölümlerin her birinde altışar ay çalışıp işi öğrenecekler. Ondan sonra da işi becerebileceklerine kanaat getirilirse yükselmeye başlayacaklar. Grup bünyesinde olmaması gerektiğine kanaat getirilen çocuklar ise belli bir maaş verilerek grup dışında tutulur.

Süleyman Orakçıoğlu ‘İşe alımlarda Orka’da yönetim kurulu başkanı olarak ne benim ne kardeşim Halidun Orakçıoğlu’nun etkisi ve yetkisi vardır. Değerlendirmeyi 10 yıldır aile anayasası ve insan kaynakları konusunda danışmanlığımızı yapan Prof. İlhan Erdoğan’ın yetiştirdiği insan kaynakları bölümü yapar. Kararı onlar verir” diyor.

Grupta üretim ve tasarımdan Halidun Orakçıoğlu sorumlu. Üretim sürecinin takibi, işlerin kiminle yapılacağı, hangi koleksiyonların üretileceği ve bileşimi konularında tek yetkili kişi o. Kuzen Osman Arar iç ve dış pazarlamanın sorumlusu. Yönetim, muhasebe ve finansmandan da Süleyman Orakçıoğlu sorumlu. Orakçıoğlu, ortakların birbirinin yetki alanına girmediğini belirterek “Örneğin üretimle ilgili kararı Halidun Bey veriyor ve biz hiç karışmıyoruz. Kendisi o ekibin en üst seviyede sorumluluğunu taşıyor” diyor.

“Peki, verdiği bir karar yanlışsa da mı müdahale etmiyorsunuz?” soruma ise şu yanıtı veriyor:
“Karışmayız. Her salı saat 10.30’da Orka Grup’un beş kişilik İcra Kurulu toplanır. Toplantıya katılanların sayısı ana şirketlerimiz Orka, Orpa ve Red’in üst yönetimleriyle birlikte 14’e ulaşır. 2-2.5 saat konuşuruz. İlk bir saatinde bir dünya ve ardından da Türkiye perakende sektörünün değerlendirmesi yapılır. Genel bir politika belirleriz ve her şirket için bunun nasıl uygulanacağını konuşuruz. Bu kararlar da grubun ana stratejisini oluşturur. Haftanın planlamasını yaparız burada. Gündeme göre grup danışmanlarından ilgili olan da gelir, bir prezantasyon yapar.

‘İtirazlar da yazılır’

Herkes kendi ekibiyle bu değerlendirmeleri göz önüne alarak çalışır gelip brief verir. Briefleri ve raporları zaten birlikte değerlendiriyoruz. O değerlendirmeden sonra herkes üzerine düşen mesajı alıyor ve ona göre hareket ediyor. Yani o kararı almadan önce zaten konuşmuş, oluyoruz. İcra kurulu toplantısının başında danışmanlarımızla genel makro olayları konuşmamızın nedeni de o. Genel makro olayların, dünyada ve ülkemizdeki gelişmelerin değerlendirilmesi, şirket politikaları ve tüm departmanların uygulayacağı politikalar için referans oluyor. O nedenle grupta en önemli organ yönetim kurulunun altındaki icra kurulu.” Orakçıoğlu’nun ‘en önemli organ’ olarak tanımladığı İcra Kurulu’nda üç ortağın yanı sıra Dr. Fatih Anıl ve Doç.Dr.Can Fuat Gürlesel de var. İcra Kurulu haftalık toplantısının yanı sıra on beş günde bir de danışmanların tümünün katıldığı bir toplantıda bir araya geliyor.

Bu kurulda bir kararla ilgili ‘ikna olmayanlar’ bunun nedenlerin anlatmak durumunda. İcra Kurulu toplantı tutanaklarında itirazlar da yer alıyor. Süleyman Orakçıoğlu “Bu da bizim için bir bilgi. Bu tutanaklarda deriz ki ikna olmayan kişinin görüşü ve nedenleri şuydu. Bir süre sonra uygulanan kararın ölçümü ve değerlendirmesi yapılır. Karar yanlışsa, bir daha tekrarlanmaması için gereken önlemler alınır,” diyor.

‘Kampanya tutmadı’

Orka Grup Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, yanlış olduğu “süreç içinde ortaya çıkan bir kararı şöyle anlatıyor:

“Bir kampanya düzenledik. D’S markalı ürünlerimizden 2 bin liranın üzerinde alışveriş yapana bedava televizyon verecektik. D’S marka ürünlerimizin ortalama satış fiyatı 70-80 lira. Yani bir fişin bedeli bu kadar. İcra Kurulu’nda bir arkadaşımız dedi ki bu kampanya bizde tutmaz çünkü, müşterimiz tek seferde bu kadar para harcayamaz. Fiş büyüklüğü 75 lira. Bunu zorlasak bile 200- 250 lira olur. Ama 250 liranın üzerindeki bir barem, bir bariyer gibi olur ve ona ulaşılması mümkün değil. Onun için bu kampanya tutmaz.

Çoğumuz dedik ki bedava televizyon veriyoruz, bu tutar. Ama kampanya başlayınca baktık ki istediğimiz performansı gösteremedik. Onun için ertesi hafta kampanyaya bir navigasyon aleti monte ettik. Harcama miktarını da düşürdük, iş yaptı. Kampanya iki hafta geç de olsa başarılı oldu. İşte icra kurulunun işi bu, önemi buradan geliyor. Her hafta toplandığı zaman bunların değerlendirmesini yapabiliyor.”

“Gaz ileride mutlaka patlar”

“Aile şirketlerinde anlaşmazlık neden çıkıyor? Başlangıçta o benim kardeşim, o benim ağabeyim buranın imkânlarını benden fazla kullansa ses çıkarmam, benden üç beş lira daha fazla alırsa alsın bir şey olmaz diyorlar. Bu, herkesin birbirine karşı duyduğu saygıdan ve aynı zamanda fedakârlık hissiyle hareket etmesinden kaynaklanıyor. Bir süre sonra bunlar birikiyor, gaz haline geliyor. O gaz da ileride mutlaka patlıyor. Yani onu bir basınç haline getirmemek lazım. Herkes hakkını alsın, kimse fazlasını almasın.”

“Çocuklarıma güldürtmem”

Süleyman Orakçıoğlu, üniversite sonrası şirkete gelen ikinci kuşağın mutlaka bir oryantasyon süreci yaşaması gerektiğinin nedenini şöyle özetliyor: “Ben bizden sonraki jenerasyonun bilgi ve birikim sahibi olmadan yönettiği insanlara karşı gülünç durumlara düşmesini istemem. Çocuklarımın arkasından güldürtmem. İşi bilmezlerse bununla karşılaşırlar. Bu hem kendileri, hem de yönettikleri kurum için büyük bir handikap. O yüzden anayasamıza göre o görevi taşıma yeterlililği olmayana o sorumluluk verilmez.”

Ruhi Sanyer/Radikal

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde