'Medyada hedef; birincilik'

'Medyada hedef; birincilik'

Çalık Holding CEO'su Berat Albayrak, ilk kez konuştu. İşte Berat'ın hedefleri...

'Medyada hedef; birincilik'
16px
24px
25.01.2009 22:56
ABONE OLgoogle

Dilek Güngör'ün röportajı

İşe tekstil ile başladılar. 1996'da inşaat sektöründe faaliyetletlerini canlandırdılar. Enerji, bankacılık, telekom derken medyaya da adım attılar. "Türkiye'nin CEO'ları konuşuyor" yazı dizimizde, bugün, konsolide aktif büyüklüğünü 5, cirosunu ise 2 milyar dolara çıkarmayı hedefleyen Çalık Holding'in CEO'su Berat Albayrak'ı konuk ediyoruz. Türkiye'nin en genç holding CEO'su olan Albayrak ile küresel krizin ülkemize yansımalarını ve holdingin gelecek stratejilerini konuştuk.

Albayrak, bu yıl ekonomide belli bir oranda yavaşlama bekliyor. Yılın ilk üç ayında büyümenin sıfır, sonunda ise yüzde 2  düzeyinde gerçekleşeceği öngörüsünde bulunan Albayrak, şu anda finans kuruluşlarında ve bankalarda yeterli likidite olmasına rağmen muslukların açılmamasını belirsizliğe bağlıyor. Albayrak, kredi musluklarının yerel seçimlerin ardından yeniden akmaya başlayacağı kanaatinde... Berat Albayrak'ın açıklamalarına göre, Çalık Holding, bankacılık ve telekom sektörüyle girdiği Balkanlar'da medya alanında da büyümeyi hedefliyor. İşte Albayrak'ın sorularımıza verdiği yanıtlardan satır başları: 

Yavaşlama olacaktır ama 3. çeyrek için optimistim

Türk ekonomisinin hem gelişmiş hem de rekabette olduğumuz gelişmekte olan piyasalara kıyasla 2008 yılını gayet olumlu kapadığını düşünüyorum. 2009 yılında ülke ekonomisinde belirli bir oranda yavaşlamayı biz de bekliyoruz. Ama yıl içindeki birkaç kritik olayın genel anlamda ekonominin seyrini etkileyeceğini düşünüyorum.

Birincisi, ABD başkanı seçilen Obama'nın birkaç aylık süreçte, global piyasaların algısının ne olacağı ve buna ne şekilde tepki vereceği, ikincisi; 29 Mart'ta gerçekleşecek olan yerel seçimlerden sonraki süreç, üçüncüsü de; ilk iki çeyrek rakamların açıklanacağı ve akabinde piyasaların şekilleneceği dönem. Hem Obama sonrası süreç hem yerel seçim sonuçları hem de 3. çeyrekten itibaren ekonominin seyri noktasında optimist bir bakış açısına sahibim.

Yılın ilk üç ayında büyüme sıfır seviyesinde kalabilir

Ortadaki yarısına kadar su dolu olan bardağın, boş yarısını görmektense dolu yarısını görmeyi tercih ediyorum. Ekonomi olgusu, algıya dayalı bir olgudur. Dolayısı ile ekonomik sürecin bundan sonra ne şekilde cereyan edeceği önemli ölçüde algı yönetimine bağlıdır. Piyasadakilerin bir kısmının aksine ekonominin beklendiği kadar kötü yönde seyredeceğini düşünmüyorum. Son 6 yıldır ciddi bir büyüme trendinde seyreden ülke ekonomisine özellikle son 2-3 yıldır önemli yabancı sermaye girişleri sağlandı.

Türkiye'nin global krizin yarattığı kayıpları hızla telafi edecek dinamiklere ve potansiyele sahip olduğunu düşünüyorum. Krize güçlü yakalandığımız finans ve bankacılık alanlarında çok sıkıntı yaşanmayacağını; sadece ilk üç ay Avrupa'ya olan ihracatta bazı sıkıntılar olabileceğini ve büyümenin sıfır seviyesinde kalacağını öngörüyorum. Yaz aylarından itibaren ise ekonominin ve bizim de yer aldığımız sektörlerin yeniden büyüme trendine gireceği beklentisindeyim.

Döviz kuru 1.55-1.60 bandında seyreder

Böyle bir konjonktürde büyüme, enflasyon ve kur tahminde bulunabilmek çok zor. Ancak umudum o ki, yılı yüzde 2 civarında bir büyüme ile tamamlarız. 2009 yılında enflasyona dair ciddi bir endişe taşımıyorum. Beklentim 2009 hedefinin tutacağı yönünde, muhtemelen ilk çeyrek içerisinde tek haneli rakamlara yeniden ineceğiz. Merkez Bankası'nın 200 baz puanlık son faiz indirimini reel sektör açısında gayet olumlu buluyorum.

2009 yılının reel sektör anlamında ne kadar önemli ve zor bir yıl olacağı bilgisi ışığında, Merkez Bankası'nın agresif bir politika uygulamaya devam etmesi gerektiğine inanıyorum. Hem faiz hem de kur çerçevesinde baktığımızda, gerek IMF ile anlaşma süreci gerekse faiz indirimi ile alakalı beklenti noktasında yeni büyük bir global kriz yaşanmaz ise, trendin çok fazla etkilenmeyeceğini, kurda ve faizlerde ciddi oranda sıçramalar olmayacağını düşünüyorum. Dolar kurunun 1.55 – 1.60 bandında seyredeceğini öngörüyorum.

Kredi muslukları yerel seçim sonrasında yeniden akmaya başlar

Dünyada yaşanan kriz noktasında ülkede alınması gereken tedbirlerin tek taraflı değil, çok taraflı olduğunu düşünüyorum. Toplumun her kesiminin ortak bir hedef ve stratejiyi izlemesi gerekiyor. Kamu sektöründen özel sektöre, STK'lardan medyaya herkese bu süreçte çok ciddi görevler düşüyor. Şöyle ki; ülke ekonomisinin önündeki en önemli tehlikenin, tüketime bağlı olarak iç talep ve büyümede yaşanacak yavaşlama ve akabinde gerçekleşecek işsizlik olduğuna inanıyorum. Bunun önüne geçmek için uygulanması gereken en önemli şey, şu andaki algıyı çok akıllıcı yönetmek. Belirli bir kesimde, müthiş kötümser bir hava var. “Eyvah kriz geliyor, aman sokağa çıkmayın, herkes evine çekilsin, kimse alışveriş yapmasın, tüketmesin” şeklindeki olumsuz ve kötümser algılar, ekonominin karşılaşabileceği en büyük tehditlerdir.

Çünkü böyle bir felaket algısı içinde, insanlar alışveriş yapmaktan kaçındıkça piyasada hareket duruyor, ekonomi küçülmeye başlıyor. Ekonomi küçüldükçe işsizlik artıyor ve geliri olmayan birçok insan ekonomiyi iyice küçültüyor. İç talep ve ihracatı canlı tutmak anlamında biraz önce saydığım paydaşların hepsi taşın altına elini koymak durumunda. Dünyadaki ve benzeri krizlerde olduğu gibi bu krizden de minimum kayıpla çıkabilmenin başka bir yolu olduğunu düşünmüyorum.

Global krizde diğer gelişmekte olan piyasalar kadar ciddi bir oranda olmasa da, Türkiye'de de son çeyrekte bir likidite sıkışıklığı yaşandı. Ama şu an finans kuruluşlarında ve bankalarda yeterli likidite mevcut. Bu muslukların henüz daha açılmamasının, hala kredi darlığı yaşanmasının belirsizlikten kaynaklanan bir süreç olduğunu düşünüyorum. Bu muslukların önemli  bir kısmının seçim sonrası nisan ayında yeniden akmaya başlayacaktır.

Önümüzdeki birkaç yılda enerji ve gayrimenkul sektörü öne çıkar

Türkiye, diğer gelişmekte olan ülkelere oranla krizde iyi bir performansa sahip olduğunu gösterdi. Brezilya'nın, Rusya'nın durumu ortada. Her ne kadar kritik bir dönem yaşanıyor olsa da, Türkiye'nin çok ciddi avantajları var; özellikle bu coğrafya, tarihinde hiç olmadığı kadar fazla likiditeye sahip. Nitekim bulunduğumuz coğrafya; Azerbaycan, İran, Kazakistan, Rusya, Birleşik Arap Emirlikleri, Irak, Katar gibi dünya petrol ve gazının üçte ikisinin üretildiği bir coğrafya. Dolayısıyla son yıllarda, enerjiden oluşan marjlar önemli bir likidite oluşturdu.

Özellikle enerji alanında Türkiye'de de giderek artan bir talep oluştu. İleriki dönemde daha da artacak olan enerji talebinin yanı sıra gayrimenkul sektöründe de talep artışı olacak. Bu çerçevede önümüzdeki birkaç yıl içinde bu iki sektör diğer sektörlere oranla daha fazla ön plana çıkacaktır. Türkiye'de hiçbir sektör yok olmaz; sadece gereğini yaparsanız avantajlı olursunuz. Marka ve teknolojiye, en önemlisi de insana yatırım yapmak durumundayız. Bizim başarımızın sırrı buralarda yatıyor.  Türkiye krizi fırsata dönüştürebilecek önemli avantajlara sahip. Bu anlamda 2009 ve 2010 yılları arasındaki dönemde atılacak adımlar büyük önem taşıyor.

Konsolide aktif büyüklük hedefimiz 5 milyar dolar 

Çalık Holding olarak, 2008 yılında ortaya çıkan finansal krize rağmen hedeflediğimiz ciro ve büyüme rakamlarını yakaladık.  Grubumuzun bünyesinde bulunan şirketlerin tümü  başarılı bir performans gösterdi. Planlandığı şekilde medya sektörüne  girerek, ATV ve Sabah Ticari İktisadi Bütünlüğü'nü bünyemize kattık. Bu yıl konsolide aktif büyüklüğümüzün yaklaşık 5 milyar dolar, ciromuzun ise 2 milyar dolar civarında olacağını öngörüyoruz. Grup olarak önümüzdeki beş yıl içinde odaklanacağımız sektörler enerji, telekom ve medya olacak. Çıkmayı planladığımız bir sektör bulunmuyor.

TELEKOM: Balkanlarda telekom özelleştirmelerini yakından takip ediyoruz

Balkanlar da, Arnavutluk da grubumuz için çok önemli. Orada yapmış olduğumuz yatırımlar bize bugüne kadar çok güzel başarılar getirdi. Çalık Grubu olarak Arnavutluk'a ve halkına önemli katkılar sağlamaktan mutluyuz. Yeniden yapılanma çerçevesi içinde Albtelecom'un alt yapı yatırımlarını hızlı bir şekilde tamamladık. Modern, dinamik, müşteri odaklı ve kaliteli hizmetin bireysel ve kurumsal müşterilerimize sağlanması adına önemli çalışmalar gerçekleştirdik. Şu anda 265 bin sabit hat ve 15 binden fazla ADSL kullanıcısına ulaştık.

Bu yıl farklı müşteri grupları için özel imkanlar ve tarifeler sunan internet hizmet paketlerine ağırlık vereceğiz. Faaliyetlerine 6 ay önce başladığımız GSM şirketimiz Eagle Mobile'da da rekor sayılacak kadar kısa süre içinde 280 bin aboneyi aşmış durumdayız. 31 Aralık 2008 itibariyle, pazarın yaklaşık yüzde 10'unu ele geçiren Eagle Mobile, bizim bu sektörde ne kadar başarılı bir iş yaptığımızı kanıtlıyor. Bu başarıdan yola çıkarak Balkanlar'daki diğer ülkelerde de aynı stratejilerimizi uygulamayı düşünüyoruz.  Bölge ülkelerindeki telekom özelleştirmelerini çok yakından takip ediyor ve ilgileniyoruz.

FİNANS:Bankacılıktan çıkmayız,  yeni iştiraklerde bulunabiliriz

Aktifbank'ın 2009 yılını toplam dört şube ile tamamlamasını hedefliyoruz. Bu yıl içinde İstanbul, Bursa, Kayseri ve Gaziantep illerinde birer Aktifbank kurumsal şubesi açmayı planlıyoruz.  Ayrıca, Türkiye'ye komşu coğrafyalarda, bankacılık konusunda katma değer yaratabileceğimiz ülkelerde yeni iştiraklerde bulunma hedefimiz de sürüyor. 10 yıldır finans sektöründe faaliyet gösteriyoruz. Finans sektörü, grubumuzun stratejik açıdan önem verdiği bir alan olduğu için, orta veya uzun vadede bankacılıktan çıkma planımız bulunmuyor. 2006'da Arnavutluk'ta bir banka aldık. 2008 sonunda Türkiye'deki bankamızın sermayesini iki katına çıkardık. Bu yıl da Arnavutluk'ta ortağımız olan IFC ve Ebrd'den bir miktar daha hisse alma planımız bulunuyor.

Dolayısı ile finans alanında da varlığımızı pekiştirme hedefindeyiz. Yurtdışı iştirak politikamızda, yeni lisans almak ya da var olan bir bankayı satın almak şeklinde kesin bir ayrım bulunmuyor. Dönemsel olarak önümüze çıkan fırsatları değerlendiririz. Coğrafi yakınlık, ülkenin bankacılık potansiyeline sahip olması ve grubumuzun diğer yatırımları ile sinerji oluşturabilmesi çerçevesinde satın alma imkanlarını düşünebiliriz.

Mevduat lisansı alınması Aktifbank'ın değerini çok değiştirmez

Mevduat toplama iznimiz olmaması nedeni ile Aktifbank'ta mevduat bankacılığına başlamadık. Dünya geneline ve ülkemize baktığınızda, banka değerlemelerinde lisans tek başına önemli bir değer olarak görülmemektedir. Bir bankanın sadece mevduat lisansına sahip olmasının önemli bir değer taşımadığı Adabank'ın satış örneğinde de açıkça görüldü. Mevduat izinli olmasına rağmen Adabank'ın satışı, sahip olduğu sermayenin sadece cüzi bir miktarı üzerinden yapıldı. Yaklaşık 30 milyon dolar gibi öz sermayeye sahipti ve satış bedeli, 57 milyon dolardı. Bu rakamlara baktığımızda 27 milyon dolarlık bir değere mevduat lisansının satıldığını görüyoruz.

Dolayısı ile bu satış, birçok yaklaşıma, bir dönem bize atfedilen yanlış yorumlara cevap niteliğinde olmuştur. Aktifbank'ın sermayesi 100 milyon dolar. Dolayısıyla bir bankanın gerçek değerinin mevduat lisansından ziyade, bankanın sahip olduğu aktif müşteri sayısı ve insan kalitesi olduğu açıkça görülmektedir. Aktifbank'ın değeri, mevduat lisansı alınması ile birlikte önemli bir değişikliğe uğramaz. Bir franchise değerinin oluşması için gerekli olan müşteri tabanına sahip olmasına bağlı olarak Aktifbank'ın değeri daha da artacaktır. Bu da bankacılıkta kısa vadeli planların anlamlı olmadığını gösteriyor.

İNŞAAT:Tarlabaşı'nda inşaatların 2010'da tamamlanması mümkün görünmüyor

GAP İnşaat, tekstil fabrikalarından ağır sanayi tesislerine, konuttan yol inşasına, okuldan müzeye kadar çeşitlilik gösteren projelere imza atmış bir dünya şirketidir. Şirket grup stratejisine uygun olarak, Türkiye'nin yanı sıra çevre coğrafyada da yapılanmış durumda. Orta Asya, Arap Yarımadası ve Afrika bölgesinde faaliyet gösteriyor.

Faaliyette bulunduğumuz pazarlarda taahhüt aldığımız işlerde global krizin etkilerini yaşamıyoruz. 2009 yılında inşaat sektöründe ciddi oranda olumsuz bir etki beklemiyoruz. Tarlabaşı projemiz, standart takvimlere bağlı bir 'müteahhitlik' işi değil. Bu tarz yenileme projeleri, farklı oyuncuların işbirliği anlayışı dahilinde, daha kapsamlı, uzun vadeli çalışmaları da beraberinde getiriyor. Şu anda proje üzerindeki çalışmalar devam ettiği için 2010 tarihinde inşaatların tamamlanması pek mümkün görünmüyor. 

MEDYA:Medyada işi büyütüp, deneyimimizi Balkanlar'a taşıyacağız

Grup olarak, Türkiye'de medyanın hemen her alanında etkin bir şekilde yer alıyoruz. Bizim öncelikli hedefimiz, bu marka ve şirketleri kendi kulvarlarında birinci sıralara getirmek ve kaynak üreten kurumlara dönüştürmek. Turkuvaz Medya Grubu çatısı altındaki tüm markaları doğru yatırımlarla  geliştirerek büyütmeyi, buradaki bilgi ve birikimi yurt dışına taşımayı hedefliyoruz. Bu coğrafyada Türkiye'nin bölgesel bir güç olarak sahip olduğu önemli tecrübelerini ve medya alanındaki deneyimimizi yakın coğrafyalara taşımak, hem istihdam hem de ülkemizin yatırım gücü ve alanını genişletmek açısından önemli bir adım olacak.

Turkuvaz Medya Grubu'nun Balkanlar'da ve Türklerin yoğun olduğu bölge ülkelerinde yeni yayın mecraları oluşturması grubumuzun orta vade planları arasında yer alıyor. Şuna inanıyoruz ki; bölge önemli bir potansiyele sahip ve her alanda ülkemizin liderliğini ve ilgisini bekliyor.

TEKSTİL:Mısır'daki hazır giyim fabrikası Levi's ve Kohl's'a hizmet veriyor
GAP Güneydoğu Tekstil ile denim kumaştan ipliğe, gabardin kumaştan konfeksiyona varan zengin ürün gamıyla geniş bir müşteri kitlesine hitap ediyoruz. Yurt dışında Diesel, Replay, GAP, Benetton, LEE, Wrangler, Maxx, H&M, Levis, Calvin Klein, G-Star, Tommy Hilfiger, Zara, Bershka gibi dünyanın ileri gelen markalarıyla çalışıyoruz. Kaliteli kumaş ve yüksek üretim kapasitesi ile dünyada ilk 10 üretici firma arasında yer alıyoruz. Yıllardır Türkiye'nin en büyük ilk iki denim ihracatçısından biriyiz. Mısır'daki yatırımlarımızın çoğunu tamamladık.

Mısır İskenderiye'de, Borg El Arab Organize Sanayi Bölgesi'nde dikimden yıkamaya kadar full entegre bir tesis olarak planlanmış olan hazır giyim fabrikası  yatırımımız hayata geçirildi. Teknolojik açıdan kendi alanında Mısır'ın en gelişmiş tesisi olma özelliği taşıyan fabrikamızda, dünyanın önde gelen Levi's, Kohl's, Inditex Grubu gibi markalarına hizmet vermeye başladık.  

ENERJİ: Bu yıl Samsun-Ceyhan'da altyapı ve mühendislik çalışmaları tamamlanır

Hem Samsun-Ceyhan hem de Ceyhan'a kurulacak rafineri çok aktörlü ve uzun soluklu projeler olduğu için çalışmaları hale devam ediyor. Bu yıl içerisinde mühendislik ve altyapı çalışmalarını önemli ölçüde tamamlamış olacağız. Şu anda Indian Oil firması ile akaryakıt dağıtım işiyle ilgili bir girişimimiz mevcut değil. Doğalgaz dağıtımı alanında Bursagaz ve Kayserigaz ile büyük birer dönüşüm hikayesi oluşturduk. 2004 yılında 280 bin abone ile aldığımız Bursagaz'ı 2008 sonunda 650 bin aboneye ve Avrupa Kalite Ödülü'ne taşıdık.

Kayserigaz'da da aynı şekilde hizmet ve yönetim anlamında büyük bir dönüşüm yaşandı ve bu dönüşümlerin pozitif sonuçları şirket değerlerine yansıdı. Doğalgaz dağıtım alanından tamamen çıkmış değiliz; her iki şirkette yüzde 10 ortaklığımız sürüyor. Ayrıca her iki şirkete de hakim payla ortak olan ve Türkiye yatırımlarına çok büyük önem veren EWE ile ortaklığımız devam ediyor. EWE ile birlikte tüm işbirliği alanlarımızda yeni ortak projeler arayışı içindeyiz.

Dünya

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde