'Küresel krizin etkilerini yeni hissetmeye başladık''

'Küresel krizin etkilerini yeni hissetmeye başladık''

Başbakan Erdoğan, ''Avrupa'yı etkisi altına alan küresel ekonomik krizin etkilerini daha sıcak şekilde yeni yeni hissetmeye başladık'' dedi

'Küresel krizin etkilerini yeni hissetmeye başladık''
16px
24px
03.05.2012 13:16
ABONE OLgoogle

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin artık, sadece üreten ve pazarlayan ülke konumundan çıkıp, tasarlayan ülke konumuna da yükselmek zorunda olduğunu belirterek, ''Türkiye olarak, böyle bir potansiyele ziyadesiyle sahibiz. Çok şükür, bu sektörde iyi bir yetişmiş insan gücümüz var'' dedi.

      Erdoğan, Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği tarafından düzenlenen ''5. İstanbul Moda Hazır Giyim Konferansı''nda yaptığı konuşmasına, tekstil ve hazır giyim sanayinin hem patronları hem çalışanları huzurunda, önceki gün Türkiye'de ve dünyada kutlanan 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü bir kez daha tebrik ederek başladı.

      Başbakan Erdoğan, hazır giyim sektöründe, küresel rekabetin zorlaştığı bir süreçten geçildiğini belirterek, ''Bunu kabul ediyorum, önümüzde engeller var ama bunlar aşılamaz engeller değil, bunları aşarız ve aşacağız'' dedi.

      Türkiye'nin yıllardır, tekstilde, hazır giyimde hem çok başarılı bir grafiği olduğunu hem de dünyaya örnek teşkil ettiğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:

      ''Ama sizler de takdir edersiniz ki, 10 yıl-20 yıl öncesinin vizyonuyla, o günün anlayışıyla, o günlerin bakış açısıyla, küresel rekabette lider konumumuzu muhafaza etmemiz mümkün değil. Olması gereken nedir- Sürekli bunu güncelleyeceğiz. Biz artık, sadece üreten ve pazarlayan ülke konumundan çıkıp, tasarlayan ülke konumuna da yükselmek zorundayız. Türkiye olarak, böyle bir potansiyele ziyadesiyle sahibiz. Çok şükür, bu sektörde iyi bir yetişmiş insan gücümüz var. Hem okullardan, meslek liselerimizden, yüksek okullarımızdan, fakültelerimizden gele, hem de tezgah başında yetişmiş ve yetişen elemanlarımız var. Bunun ötesinde, İstanbul başta olmak üzere, Türkiye'nin her karışında, insanlık tarihiyle yaşıt bir kültür birikimi mevcut. Bizim, üretim ve pazarlama kadar, tasarımda ve marka oluşturmada, keşfedilmeyi, kullanılmayı bekleyen engin bir hazinemiz bulunuyor. Marka konusuna daha fazla eğilmek, daha fazla yoğunlaşmak durumundayız. Daha fazla markayla, özgün tasarımlarla, üretim kadar modayı da yönlendiren, modayı imal eden bir anlayışla hareket etme sürecindeyiz.'' 

''Genel olarak ihracatta, özel olarak da tekstil ve hazır giyim ihracatında, Avrupa'yı etkisi altına alan küresel ekonomik krizin etkilerini daha sıcak şekilde yeni yeni hissetmeye başladık''

Erdoğan, genel olarak ihracatta, özel olarak da tekstil ve hazır giyim ihracatında, Avrupa'yı etkisi altına alan küresel ekonomik krizin etkilerini daha sıcak şekilde yeni yeni hissetmeye başladıklarını belirterek, ''En son, Nisan ayı rakamlarımızda, Avrupa Birliği üyesi ülkelere özellikle bizim onlara olan ihracatımızın, bu ülkelerde devam eden kriz nedeniyle yüzde 18 gerilediğini görüyoruz. Ancak, Avrupa'ya ihracatımız bir miktar gerilerken, Bağımsız Devletler Topluluğu'na ihracatımız yüzde 8, Ortadoğu bölgesine yüzde 17 ve Afrika'ya yüzde 43 artış kaydetti'' dedi.

      Başbakan Erdoğan, önceki gün, Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından, Nisan ayı ihracat rakamları açıklandığını hatırlatarak, 2012 yılı Nisan ayında ihracatın, bir önceki yılın Nisan ayına göre küçük bir gerileme yaşasa da, 11 milyar 407 milyon dolar olarak gerçekleştiğini belirtti.

      İlk 4 aylık ihracatın, önceki yılın ilk 4 ayına göre yüzde 5,9 artış kaydettiğini, son 12 aylık ihracatın da, 138 milyar doları aşarak, yine cumhuriyet tarihinin yeni bir rekorunu kırdığını anlatan Erdoğan, ''Bu yüksek oranların elde edilmesinde çok büyük katkısı olan tekstil ve hazır giyim sektörümüzün temsilcilerini bu vesileyle şahsım, ülkem ve milletim adına tebrik ediyor, kendilerine teşekkür ediyorum'' dedi.

      Başbakan Erdoğan, 2011 yılında, Türkiye'nin hazır giyim ihracatının, 16 milyar dolara ulaştığını, tekstil ihracatının da yüzde 21'lik bir artışla 11,5 milyar dolara yükseldiğini ifade ederek, şöyle konuştu:

      ''Tekstil ve hazır giyim sektörü, 2011 yılında da en fazla ihracat yapan, dolayısıyla Türkiye'nin büyümesine en fazla katkıyı sağlayan sektörler arasında yer aldı. Tabii, genel olarak ihracatta, özel olarak da tekstil ve hazır giyim ihracatında, Avrupa'yı etkisi altına alan küresel ekonomik krizin etkilerini daha sıcak şekilde yeni yeni hissetmeye başladık. En son, Nisan ayı rakamlarımızda, Avrupa Birliği üyesi ülkelere özellikle bizim onlara olan ihracatımızın, bu ülkelerde devam eden kriz nedeniyle yüzde 18 gerilediğini görüyoruz. Ancak, Avrupa'ya ihracatımız bir miktar gerilerken, Bağımsız Devletler Topluluğu'na ihracatımız yüzde 8, Ortadoğu bölgesine yüzde 17 ve Afrika'ya yüzde 43 artış kaydetti. Burada Latin Amerika'daki artışları söylemiyorum. Türk ihracatçısı oralara kadar uzanmış vaziyette ve oralarda da kendi sesini duyurmuş durumda. Öyle ki, Nisan'da ihracatımız, Katar'a yüzde 135, Ürdün'e yüzde 121 ve Nijerya'ya yüzde 76 arttı. Türkiye'de bugün, yatırımcı için, sanayici için, özellikle de ihracatçı için mesafe kavramı anlamını tamamen yitirdi, uzaklar yakına, küresel yerele dönüşmüş vaziyette. Hiç hız kesmeden, aşkımızı, sevdamızı, heyecanımızı yitirmeden, karşımıza çıkan sorunları da kararlılıkla, istişareyle, dayanışmayla çözerek yolumuza devam edeceğiz.

      2023 yılında, 500 milyar dolarlık ihracat içinde, tekstil ihracatının 20 milyar dolara, hazır giyim ihracatının da 52 milyar dolara ulaşmasının sizler bana bir hedef olarak belirlediniz ve söylediniz, ben de bunu her yerde konuşuyorum. Birlikte, bu hedefi gerçeğe dönüştüreceğimize ben şahsen yürekten inanıyorum. İnandığım için de her gittiğim yerde konuşuyorum. Bizimle bu inancı paylaşan, bu hedef doğrultusunda ter döken, gayret sarf eden tüm arkadaşlarımı bu vesileyle kutluyor, başarılar diliyorum.''

''Kahve köşelerinde oturan insanımızı iş sahibi yapmak için artık kamu eliyle fabrika açma dönemi sona erdi. O model başarısız oldu ve tüm dünyada, geç de olsa bizde de terkedildi''

Erdoğan, ''Kahve köşelerinde oturan insanımızı iş sahibi yapmak için artık kamu eliyle fabrika açma dönemi sona erdi. O model başarısız oldu ve tüm dünyada, geç de olsa bizde de terkedildi'' dedi.

      Erdoğan,  Hükümet olarak, sektörle sürekli diyalog halinde olduklarını, son 9,5 yılda, sorunları birlikte istişare ederek ortak çözümler ürettiklerini kaydetti.

      Tekstil ve hazır giyim sektöründe, hammaddeden enerjiye, vergiden istihdam yüklerine kadar her aşamadaki sorunlara ortak kafa yorduklarını ifade eden Erdoğan, ama şu anda çok hayati, çok kritik bir dönüm noktasında olduklarını vurguladı.

      Erdoğan, küresel rekabette ayakta kalabilmek, güçlerini muhafaza edebilmek, daha ileri atılımlar gerçekleştirmek için, yine birlikte hareket etmek, birlikte çözümler üretmek zorunda olduklarını, bir yandan, ele ele Türkiye'yi büyütürken, 2023 hedeflerine gönül gönüle yürürken, diğer yandan, büyümeyle birlikte kalkınmayı, refah artışını paralel şekilde ve beraber götürmek durumunda olduklarını söyledi.

      Yeni teşvik paketini, işte böyle bir anlayışın üzerine bina ettiklerini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:

      ''Yeni teşvik paketini, biz, 2023 hedeflerine ulaşma yolunda, önemli bir aşama, önemli bir basamak olarak tasarladık. Sadece yerli yatırımları değil, uluslararası yatırımları da bu yeni paketle ciddi şekilde gözetiyoruz. Sadece iç pazarı değil, dış pazarı, küresel pazarı da dikkate alıyoruz. Bütün bunlarla birlikte, artık bölgesel gelişmişlik farklarını, işsizlik sorununu, yoksulluk sorununu daha kalıcı ve daha güçlü tedbirlerle çözme yoluna gidiyoruz. Biz, hep birlikte, nasıl ki 2023 vizyonuna inandık ve ortak hedefler belirlediysek, yeni teşvik uygulamasına da aynı şekilde inanmak, aynı şekilde birlikte sahip çıkmak zorundayız.''

      Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, tekstil ve hazır giyimde, bugün dünyada rekabet içinde oldukları ülkelere kıyasla, çok önemli avantajları bulunduğuna işaret ederek şunları söyledi:

      ''Bunu iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Bizde birikim var, tecrübe var. Bizde coğrafi üstünlük var. Bizde, Avrupa'yla, Afrika'yla, Asya'yla aynı anda çok iyi diyalog kurabilecek, iletişim kurabilecek bir kültür var. Fakat tüm bunların ötesinde, bizde, genç, dinamik, enerjik, artık iyi de eğitim alan bir nesil var. Bu genç nesil, her sektörde olduğu gibi, tekstil ve hazır giyim sektöründe de bizim küresel rekabette en büyük avantajımız. İş kültürü, sadakat, iş ahlakı, dayanışma, bağlılık noktasında, diğer ülkelere göre son derece olumlu farklılıklara sahip bir iş gücüne sahibiz.''

      Erdoğan, Doğu ve Güneydoğu'ya yaptığı ziyaretlerde, uluslararası firmalara üretim yapan atölyeleri ziyaret ettiğini ve son derece modern atölyelerde, Avrupa standartlarında bir iş ortamında, iş güvenliğini, çalışanlarının sosyal güvencelerini azami düzeyde gözeten, kaliteye önem veren ve yüzlerce işçi çalıştıran işyerleri gördüğünü anlattı.
      
    ''Kamu eliyle fabrika açma dönemi sona erdi''
     
     Buralardan gerçekten çok güzel eserler ortaya çıktığına işaret eden Erdoğan, imkan sağlandığında, şartlar oluşturulduğunda, Türkiye'nin gençlerinin, inanılmazı başardığını söyledi.

      Erdoğan, şunları kaydetti: 

     ''Kahve köşelerinde oturan insanımızı iş sahibi yapmak için artık kamu eliyle fabrika açma dönemi sona erdi. O model başarısız oldu ve tüm dünyada, geç de olsa bizde de terkedildi. Bize düşen nedir- Biz, yol açacağız, yol yapacağız, havaalanı inşa edeceğiz. Biz enerjiyi ucuza sanayiciye ulaştıracağız. Onun için barajlar inşa edeceğiz, şehirlerin alt yapısını kuracağız. En önemlisi de biz, iş ortamının olmazsa olmazı olan istikrarı ve güvenliği sağlayacağız. İşte şu anda, Hükümet olarak, başta Doğu ve Güneydoğu illerimiz olmak üzere, Türkiye-nin ihmal edilmiş her bölgesine, her iline tüm imkanlarımızla ulaşıyoruz. Biz, ardımız sıra artık özel sektörün de gelmesini, açtığımız yollardan işverenlerin, sanayicilerin, yatırımcıların da gelmesini bekliyoruz. Son teşvik uygulaması, Hükümet olarak bu hedef dönük yaptığımız çok önemli bir adımdır.

      Türkiye'yi, gelişmişlik farkları noktasında 6 sınıfa ayırdık ve 1'inci sınıftan 6'ıncı sınıfa kadar her bölgeye çok köklü, çok kapsamlı teşvikler sunuyoruz. Vergi indirimi, SSK primi işveren payı, faiz desteği, yer tahsisi, KDV istisnası, Gümrük Vergisi muafiyeti gibi çok geniş bir yelpazede, bugüne kadar örneği görülmemiş destekler veriyoruz. Biz, üzerimize düşen vazifeyi bihakkın yerine getirdik ve getiriyoruz. Şimdi sıra özel sektörümüzde, yani sizde.''
      
     ''Sektör bu bölgede asla zarar etmeyecek''
     
     Başbakan Erdoğan, özellikle 5 ve 6'ıncı bölgelerde, bu yeni teşvik sistemiyle birlikte, tekstil ve hazır giyim sektörlerini daha yoğun şekilde görmek istediklerini belirterek, ''Ben inanıyorum ki, sektör, bu bölgelere açıldığında, asla ve asla zarar etmeyecek, ölü yatırım gerçekleştirmeyecektir. Tam tersine, bölgenin dinamik iş gücü, bölgenin sadakati, iş kültürü, orada yatırım yapanları mutlu da edecektir. Öncelikle 5 ve 6-ıncı bölgede bulunan illerimizden yetişmiş işadamlarımızın, ardından diğer yatırımcıların bölgeye ilgisi, bölgenin kaderini değiştirecek, hem bölgenin, hem Türkiye'nin kronik sorunlarına çözüm üretecektir'' dedi.

      Terörün, Türkiye'ye, sadece maddi maliyeti, bir hesaplamaya göre 350 milyar doların üzerinde olduğunu vurgulayan Erdoğan, ''Bölgedeki yoksulluk, işsizlik, terörü besleyen en önemli etken. Zaten terör örgütü de, yoksulluk ve işsizliği istismar ettiği için, bölgede terörü sona erdirecek her adımı engellemeye çalışıyor. Ama şu anda bölge halkı, bizim samimiyetimizi, gayretlerimizi, samimi çabalarımızı görüyor ve bize destek veriyor. Hükümetle birlikte özel sektör de vatandaşla kucaklaştığında, biz bu sorunu ortadan kaldırır ve terör maliyetini doğrudan Türkiye'nin topyekün kalkınmasına seferber edebiliriz. 350 milyar doların neler yapabileceğini düşünün'' diye konuştu.
      
    ''İhracatını rekor seviyede artıran bir Türkiye var''

     
     Erdoğan, dünya dış ticaretinin azalma eğiliminde olduğu bir dönemde, ihracatını rekor seviyede artıran bir Türkiye bulunduğunu, sadece belli bölgelere, belli ülkelere değil, artık dünyanın her yerine ulaşan, her yerde yatırım yapan, müteahhitlik yapan, her yere ürün satan bir Türkiye olduğunu söyledi.
      Bu noktaya çok zor ulaştıklarını ifade eden Erdoğan, ''Onun için, gevşemeyecek, rehavete asla mahal vermeyeceğiz. Küresel rekabetteki gücümüzü daha fazla artıracağız. İmkanlarımızı, potansiyelimizi, hazinelerimizi daha fazla seferber edecek, tüm süreçlere katacağız. Hem İstanbul'u, hem diğer 80 vilayetimizi harekete geçirip, dünyadaki iddiamızı güçlendireceğiz'' dedi.

      Erdoğan, İstanbul'un finans merkezi olma yolunda kararlılıkla ilerlediğini, Anadolu yakasındaki finans merkezindeki çalışmaların hızla devam ettiğini ve bu merkezin bitişiyle birlikte İstanbul'un gerçek sıçramasını yapacağını söyledi.
      
    ''İstanbul'un moda merkezi haline gelmesi için her türlü imkana sahip''
     
     İstanbul'un her yıl 10 milyonu aşan turist sayısıyla, bir kültür ve turizm merkezi olma yolunda kararlılıkla ilerlediğine işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:

      ''Biz şu anda otel yetiştiremiyoruz. Yeni oteller yapmanın şu anda gayreti içerisindeyiz. İstanbul, ulaşımda, sanayide, ticarette dünyanın en önemli merkezlerinden biri haline geliyor. İstanbul'un modada da bir merkez haline gelmesi için her türlü imkana, potansiyele sahibiz. Sizin gayretlerinizle, bizim desteklerimizle, bu işte önemli yol aldık ve almaya devam ediyoruz. Aynı şekilde, dayanışma içinde yürüyecek, İstanbul'u üretim ve pazarlamanın ötesinde inşallah bir moda ve tasarım merkezine de dönüştüreceğiz. Ben, bu düşüncelerle bir kez daha 5-incisi düzenlenen Moda ve Hazır Giyim Konferansının başarılı geçmesini diliyorum.''

      Başbakan Erdoğan'a konuşmasının ardından TGSD Başkanı Cem Negrin gümüş tabak, eşi Emine Erdoğan'a da TGSD Yönetim Kurulu Üyesi Suzan Toplusoy kaşmir ipek şal hediye verdi.

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde