'İhracat için koşacağız'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, vergi artışının gündemde olmadığını, hele gıdada asla böyle bir şey düşünemeyeceğini belirterek, “Bakın KDV ile ilgili dendi. Hayır. Asla. Bütün bunların hepsi külliyen yalandır. Sadece AK Parti iktidarını yıpratmaya yönelik dedikodulardır” dedi.

Bayram namazının ardından Sultanahmet Camisi'nden ayrılırken basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Erdoğan, bayram mesajı verdi. Erdoğan, “Barış, sevgi, kardeşlik için Kurban Bayramı'nın önce ülkemiz, milletimiz, tüm İslam dünyası ve insanlık için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum” diye konuştu.

Dünya coğrafyasında sıkıntılı bir dönemin yaşandığını belirten Erdoğan, özellikle insanlığın barışa hasret kaldığı bir dönemden geçildiğini ifade etti. Türkiye'de bölücü terör örgütüyle mücadelenin sürdüğü bir dönemin yaşandığını belirten Erdoğan, “ Her zamandan daha fazlasıyla birliğe, beraberliğe, kardeşliğe ihtiyacımız var. Bunun herhangi bir siyasi ranta dönüştürülmesine tahammülümüzün olmadığı bir dönemi yaşıyoruz. Dolayısıyla dayanışmanın, sevginin, barışın egemen olduğu bir milat olmasını temenni ediyorum bu Kurban Bayramı'nın” dedi.

Başbakan Erdoğan, bayramda kesilen kurbanların “fakir-fukara, garip-gureba için, en azından onların hasret kaldığı bir süreci gidermeye vesile olması” dileğinde bulunarak, tüm vatandaşların bayramını kutladı. Kendisine soru yönelten gazetecilerin de bayramını kutlayan Erdoğan, bir basın mensubunun dün 5 ekonomi bakanıyla toplantı yaptığını hatırlatarak, “Toplantı tam da IMF'yle yapılacak görüşmelerin arifesindeydi. Bu toplantıda bir karar alındı mı?” sorusu üzerine, Hazine'den sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek'in yaptığı basın toplantısıyla bu konuya geniş açıklama getirdiğini söyledi.

IMF'yle görüşmelerin devam ettiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

“Dün IMF'yle yapılan görüşmeleri arkadaşlarımla beraber gözden geçirme fırsatını buldum. Bunun yanında da tabii bu süreci nasıl değerlendireceğimiz noktasında ne gibi adımlar atılacak? Örneğin Merkez Bankası'nın Eximbank'la ilgili yaptığı açıklama... Bunun yanında biliyorsunuz bankaların munzam karşılığıyla ilgili bir yüzde 2'lik 2 ya da 2,5 milyar dolar gibi bir rakama tekabül ediyor, bu rakam bankalara dönüyor. Bu, tabii ki 2,5 milyar dolar, finans sektöründe bankalarımız için önemli bir kaynak. Yani bu eğer yerinde değerlendirilir, reel sektöre buradan hakikaten bir aktarım sağlanabilirse reel sektör iyice sıkıştırılmazsa, reel sektörde de bir rahatlama olacaktır. Burada benim finans sektöründen de talebim, isteğim şu ve bayram ertesi kendileriyle tekrar bir araya geleceğim, hem kamu finans sektörüyle hem diğer finans sektörleriyle bir araya geleceğim. Kendileriyle yapacağım görüşmede tabii bir bankanın müşterisi kimdir? Reel sektördür. Reel sektör finans sektörü olmadan yaşayamaz. Tabii ki finans sektörü de reel sektör olmadan yaşayamaz. Yani parayı sattığı yer reel sektördür. Reel sektörün de parasının durduğu yer, yani finans sektörünü işleten yer malum onlardır. Şimdi tablo bu olunca o zaman biz neyi kimden kaçırıyoruz? Bunun üzerinde durmamız lazım. Ve aynı geminin yolcularıyız. Ayrı geminin yolcuları değiliz. İddiayla konuşuyorum, dünyada bu işten en az etkilenen ülke biz olacağız. Bu konuda iddialıyım. Bu iddialarımı da daha önce zaten ısrarla ve ispatla söyledim, ortaya koydum.”

“İHRACAT İÇİN KOŞACAĞIZ”

Şu ana kadar hiçbir bankanın “fona devredilecek bir banka” konumuna gelmediğini, böyle bir sıkıntının bulunmadığını vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Böyle bir sıkıntımız yoktur. Yani 50'ye yakın kalkınma bankaları da dahil olmak üzere eski özel finans dediğimiz, onlar da dahil olmak üzere şu anda bütün bankalarımız, hamdolsun sermaye rasyolarına baktığımızda, böyle bir tehdit söz konusu değil. Bu olmadığına göre, burada bizim dayanışma içinde bu süreci götürmemiz lazım. Dayanışma içerisinde bu süreç götürülürse bizim yapacağımız ondan sonra bir şey kalıyor. O da nedir? Daralan ihracatı süratle genişletebilmek, pazarları genişletebilmek, bunun için daha çok koşacağız? nereye koşacağız? Dünyanın neresi aklınıza gelirse... Dün bakanlarımızla bunları da konuştuk. Yani Orta Asya'dan tutunuz da Afrika'nın en icra köşelerine varıncaya kadar, Latin Amerika'ya varıncaya kadar. Bütün buralara koşacağız ve ürünlerimizi burada pazarlayacağız.”

Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin bugün Çin'e yapılan ihracatında bile yüzde 87 gibi bir artışın söz konusu olduğunu belirterek, “Bu, bir gelişmenin alametidir, ifadesidir. Bunları artıracağız” dedi.

İthalatta ihracata oranla ciddi bir düşüş bulunduğuna işaret eden Erdoğan, “İhracatta azalma var ama ithalatta daha fazla azalma var. Bu da cari açıkta olumlu bir gelişmeyi şu anda sağlıyor. Bütün bunlarla birlikte bizler, ülkemiz genelinde yatırımları bu dönemde daha da artırmanın gayreti içerisine gireceğiz. Çünkü bu dönemde yatırımı gerçekleştirmek ucuz olacaktır. Daha sonra da verimli olacaktır. Bakın bunu da iddiayla söylüyorum. Onun için de bence girişimcilerimiz için bunu bir fırsata dönüştürmek Türkiye'de önemli” diye konuştu.

Bu noktada küresel sermayeyi çekmenin önemli olduğunu vurgulayan Erdoğan, küresel sermayenin aktörleriyle de görüştüklerini, bayram sonrasında bir taraftan seçimle ilgili çalışmalarına devam ederken, bir taraftan da fırsat buldukça Körfez ve komşu ülkelerde bazı yerlere giderek bu ülkelerle de görüşmelerini sürdüreceklerini anlattı.

Başbakan Erdoğan, geçtiğimiz günlerdeki saldırılardan sonra Hindistan ve Pakistan arasında meydana gelen gerginlikte kendisinin devreye girdiğini hatırlatan ve “Orada gelinen aşama nedir şu anda?” sorusunu yönelten bir gazeteciye, “Şu anda olumlu. Yani gelişmeler bu noktada o ilk anlardaki sıcaklıktan kurtulmuş durumda. Daha iyi” yanıtını verdi.

VERGİ ORANLARINDA ARTIŞ

“Vergi oranlarının artışı gündemde mi? Gıdada yüzde 8'den yüzde 18'e artış olacağına dair iddialar var” sorusunu ise Başbakan Erdoğan şöyle cevapladı:

“Benim kitabımda böyle bir şey yok. Asla. Hele hele gıda asla. Böyle bir şey düşünemem. Bakın KDV'yle ilgili dendi. Hayır. Asla. Bütün bunların hepsi yalandır. Külliyen yalandır. Sadece Ak Parti iktidarını yıpratmaya yönelik dedikodulardır. Dıştan kaynaklanan bir şey olmadıktan sonra zamma bile biz kolay kolay girmeyiz. Bakın dıştan kaynaklanan nedir bu? işte petroldür bu. Ama bakın biz elektrikte 5 yıl zam yapmadık. Tam aksine düşürdük. Kimse bunu konuşmadı. Ama geçenlerde yaptığımız zamda hemen kıyametler kopartıldı. Kardeşim nereden geliyor bu? Doğalgazdan geliyor. E olacak. Ama 5 yıl zam yapmazken kimse kalkıp da bize teşekkür etti mi? Tarihinde bu Türkiye'nin yok. Akşam yatar, sabah kalkar elektriğe zam... Akşam yatar, sabah kalkar elektriğe zam. 5 yıl bu ülkede elektriğe zam yapılmadı. Niye? Böyle bir gereği duymadık. Ona dayanabildik, sübvanse edebildik. Ama şimdi o durumda değiliz. Onun için mecburen bunun yapılması lazımdı. Aksi takdirde bu krizleri daha farklı bir şekilde faturasını ödemeyle karşı karşıya kalabilirdik. “

Erdoğan, “Bu durumda IMF'yle yapılacak görüşmeleri sizin altını çizdiğiniz konular nasıl etkileyecek?” sorusunu yönelten gazeteciyi de şöyle yanıtladı:

“Biz şimdi onlarla tabii farklı şeyler, gerekirse yeni yapacağımız bazı yatırımları belki biraz daha erteleyeceğiz. Ama başlanmış olan yatırımlarımıza yine devam edeceğiz. Bazı özel kalemler var, onların üzerinde belki bazı oynamaları yapacağız. Ama biz bütçemizde de böyle ciddi bir daralmayı, daraltmayı şu noktada düşünmüyoruz.”

Başbakan Erdoğan, gazetecilerin soruları üzerine, yarından itibaren seçim çalışmaları için Antalya'da olacağını, kurban kestirmek içinse vekalet verdiğini kaydetti.

Sultanahmet Camisi'nde Başbakan Yardımcısı Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, İstanbul Valisi Muammer Güler, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşçu da bayram namazı kılarak, vatandaşlarla bayramlaştı.