'Ek vergiler 700 Milyon Dolar zarar ettirdi, kaldırın'

'Ek vergiler 700 Milyon Dolar zarar ettirdi, kaldırın'

Platform kuran hazırgiyimciler ihracat hanesine 700 milyon dolar zarar yazan ek verginin kaldırılmasını istedi

'Ek vergiler 700 Milyon Dolar zarar ettirdi, kaldırın'
16px
24px
22.12.2011 08:33
ABONE OLgoogle

İHKİB, BMD, TGSD, EHKİB, AKİB, UİB, OTİAD, LASİAD, MESİAD, TİGSAD, AMPD, Hazırgiyim Sektör Kurulu, Merter Platformu ve TOBB Hazırgiyim Meclisi’nin katılımıyla düzenlenen Hazırgiyim ve Konfeksiyon Platformu’nun ilk basın toplantısında, sektörün rekabet gücünü düşürüp markaların büyümesini engelleyen ek vergilerin Türkiye’ye yarar sağlamadığı bildirildi.

Hazırgiyim ve Konfeksiyon Platformu’nun ilk basın toplantısında dokuma ve örme kumaşa getirilen ek vergilerin son dört ayda 700 milyon dolar ihracat kaybına yol açtığı belirtilerek, gündeme geldiği günden bu yana Türkiye’nin hanesine sürekli zarar yazan bu uygulamadan vazgeçilmesi istendi.

Sektör etkinliklerinin kamuoyu ve kurumlarla paylaşılmasında tek sesliliğin sağlanması amacıyla kurulan Hazırgiyim ve Konfeksiyon Platformu’na ilişkin protokol, İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Yılmaz Yılmaz, Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Cem Negrin, Hazırgiyim Sektör Kurulu Başkanı Ahmet Akbalık, Uludağ Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Şenol Şankaya, Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (EHKİB) Başkanı Emre Kızılgüneşler, Akdeniz Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Tarık Bozbey, Osmanbey Tekstilci İşadamları Derneği (OTİAD) Başkanı Ali Ulvi Orhon, Merter Sanayici İşadamları Derneği (MESİAD) Başkanı Gülgün Korkusuz,  Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Derneği (AMPD) Başkanı Mehmet Nane, Tüm İç Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı İrfan Hamaratlı, Lasiad Başkanı Gıyasettin Eyüpkoca ile Merter Platformu Başkanı Cengiz Acar’ın katıldığı basın toplantısında imzalandı.

“KİMSE BİZİM ADIMIZA KONUŞMASIN”

İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi, Türk hazır giyim sektörünün hazır giyim markalarıyla birlikte Türkiye’nin en dinamik ve güçlü sektörü olduğuna dikkat çekerek, sektörü temsil eden kurumların Platform çatısı altında toplandığını söyledi. Platformun kurulmasıyla birlikte Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan görüşme talep ettiklerini bildiren Tanrıverdi, sektör adına ortak söz söyleme ve karar alma süreçlerinin hızlandığını belirtti.

Son dönemde hazır giyimi temsil etmeyen kişi ve kurumların açıklamalarını eleştirirken artık hiç kimsenin kendileri adına söz söylemesine izin vermeyeceklerinin altını çizen Tanrıverdi, “Bundan sonra kimse bizim adımıza konuşmasın” dedi.

Basın toplantısında Türk hazır giyim sektörünün ihracat performansını değerlendiren Hikmet Tanrıverdi, yılbaşından Eylül ayına kadar sürekli artış eğiliminde olan ihracatın ek vergilerin gündeme geldiği günden itibaren düşmeye başladığını söyledi. Tanrıverdi şöyle devam etti:

“2011 yılında ilk defa Eylül ayında hazırgiyim ihracatında başlayan düşüş eğilimi Ekim ayında da devam etti. Eylül ayında ilk kez eksiye dönerek yüzde 1,8 azalan hazırgiyim ihracatı Ekim ayında da yüzde 2,4 oranında düştü. Kasım ayında ise düşüş eğilimi aynı oranda devam etti.  İhracat 2010 yılının aynı ayına göre yüzde 2,4 oranında azaldı. 1 Aralık-20 Aralık 2011 dönemi ile 2010 yılının aynı dönemi karşılaştırıldığında ise yüzde 9 oranında azalış görüyoruz.

1-20 Aralık dönemindeki hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatında düşüş AB ülkelerine gerçekleştirilen ihracatta daha fazla oldu. Toplam hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatı yüzde 9 düşerken AB ülkelerine ihracat yüzde 15,1 oranında geriledi. En büyük ihracat pazarlarımız olan Almanya’da yüzde 19,7, İngiltere’de yüzde 10,3, İspanya’da yüzde 10,6 ve Fransa’da ise yüzde 29,7 oranında düşüş yaşadık.
Hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatında, Eylül ayından itibaren başlayan düşüş eğilimi
Türkiye genel ihracatının artış eğiliminde 2-3 puan azalışa yol açtı. Aynı dönemde hazırgiyim ihracatı mevcut trendini sürdürüp yüzde 10 yükselse  Türkiye’nin toplam ihracatındaki artış oranı 4-5 puan daha fazla olacak ve 650-700 milyon dolar daha fazla ihracat gerçekleştirilecekti.”

Türkiye’nin yaklaşık 240 milyar dolarlık toplam ithalatı içinde Türk hazır giyim sektörünün 2,5 milyar dolarlık kumaş ithal ettiğine dikkat çeken Tanrıverdi, “Hazır giyim sektörü olarak yüzde 1’lik ithalat oranıyla mı cari açığı artırıyoruz? Türk hazır giyim sektörü Türkiye’nin ithalatında yüzde 1, ihracatında ise yüzde 13’lük paya sahip. Bunu dile getirenler bilerek ve rakamlara dikkat ederek konuşsunlar” dedi.
Tanrıverdi, kur etkisinin ocak-şubat aylarında daha çok hissedileceğini bildirdiği konuşmasında, ek vergilerin de kalkması halinde hazırgiyim sektörünün yeniden Türkiye’nin üretim, istihdam ve ihracat şampiyonu olabileceğini söyledi.

BMD BAŞKANI YILMAZ: TÜRKİYE’NİN PARLAYAN YILDIZIYIZ AMA…

Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Yılmaz Yılmaz ise konuşmasında perakendenin Türkiye’nin parlayan yıldızı olduğunu vurgulayarak, Hazırgiyim ve Konfeksiyon Platformu’nun, sektörün 2023 hedeflerinin yakalanması noktasında önemli bir misyon üstlendiğini söyledi. 2023’e kadar 10 uluslararası marka çıkarma hedefini hatırlatan Yılmaz, bunların birkaçının hazır giyim sektöründen olacağını belirtti. Türkiye’nin gelecek 10 yılını markaların sürükleyeceğini ifade eden Yılmaz Yılmaz, hazır giyim sektörü ne kadar güçlü olursa markaların da o kadar güçlü olacağını belirtti.

Yılmaz, Türk markaları olarak, güçlü bir tekstil-konfeksiyon sektörü, çevre pazarlara kolayca genişleme olanağı, marka ekonomisine hızlı biçimde dönüşüm becerisi, perakende sektörünün dinamik yapısı ve markaları destekleyen devlet anlayışı nedeniyle Türkiye’ye güven duyduklarını vurgulayarak şöyle devam etti:

EK VERGİLER BÜYÜMEMİZİ ENGELLİYOR

“2023’te yurtdışında 20 bin mağaza, 10 milyar dolar markalı ihracat ve 50 milyar doların üzerinde yurt içi üretim hedefliyoruz. İlk 5 yıl yüzde 25, ikinci 5 yıl yüzde 15, son 3 yıl da yüzde 10 büyüme öngörüyoruz. Ancak dokuma ve örme kumaş ile bazı hazır giyim ürünlerine getirilen ek vergiler markalarımızı rekabette geri bırakacak. Sektöre yönelik korunma önlemleri ile yapılacak müdahale sektörün doğal gelişimini durduracak ve sektörün ekonomiye katkısını sınırlayacak.

Ekonomi Bakanımız her fırsatta ‘kumaş fiyatları artarsa ben bu işe müdahale ederim’ diyor. 2010 Kasım ayından bu yana kumaş fiyatları ÜFE’ye göre, yüzde 20 artışla geliyor. Bu yükselişi geçen yılın ilk 6 ayında pamuk fiyatlarındaki artışla açıklamak mümkündü. Ancak sonrasında pamuk fiyatlı sürekli düştü, ancak kumaş fiyatları bu kez de ek vergiler yüzünden artmaya devam etti.

ÜFE’de 2011 başından bu yana yaşanan artışın özellikle 2012 başında TÜFE’ye de olumsuz yansımaları olacak. Ek vergilerin ilk kez duyulduğu Ocak 2011’de bir önceki yılın aynı ayına göre eksi seviyelerde olan hazır giyim ÜFE oranları, Kasım 2011’de yüzde 12 seviyesine kadar yükseldi. ÜFE artışı 2012’de güçlenerek devam edecektir. Keza ÜFE’deki artışın TÜFE’ye de yansıdığını biliyoruz.  Ocak 2011’de bir önceki yılın aynı dönemine göre hazır giyimde yüzde 5,24 olan TÜFE, Kasım 2011’de yüzde 8,41 olmuştur.”

Yılmaz Yılmaz, birçok markanın, yurtdışı büyüme planlarını revize etmek zorunda kaldığına dikkat çekerek bu koşullar altında 2012 yılı için öngörülen yılında yurtdışında 3 bin 125 mağaza hedefine ulaşılmasının çok zor olduğunu kaydetti.

ULUSLAR ARASI REKABET GÜCÜMÜZ ZAYIFLADI
Yılmaz, ek vergilerin diğer olumsuzluklarını da şöyle sıraladı:
• Markalarımızın maliyetleri artıyor.
• Uzakdoğu’daki fiyatlardan yüzde 30-40 daha pahalıya Türkiye’den ürün satın almak zorunda kalan Türk perakendecileri ve markalarımızın uluslararası pazarlarda rekabet etme gücü zayıflıyor.
• 2012 yılı ikinci çeyreğinden başlayarak hazır giyim fiyatlarının yüzde 20’lerden fazla artma ihtimali var. Perakende ürünün satış fiyatında artış olacak.
• Enflasyon sepetindeki en önemli kalemlerden biri olan giyimdeki fiyat artışları, Merkez Bankasının enflasyon hedeflerini tutturmasını zorlaştıracak.
Türkiye’de olmanın markalar için bir rekabet üstünlüğü ve değerli bir avantaj olduğunu anlatan Yılmaz, bunun kaybedilmesi halinde sektörün büyüme fırsatının da heba olacağını kaydetti. Yılmaz Yılmaz, örme ve dokuma kumaş üzerindeki bütün vergi, referans fiyat vb uygulamaların kaldırılmasını ve markaların gerek kumaşa gerekse hazır giyime dünyadaki rakipleriyle eşit şartlarda ulaşmasının sağlanması gerektiğini sözlerine ekledi.

TGSD BAŞKANI NEGRİN: GLOBAL MARKALAR FİYAT ARTIRAN TÜRKİYE’DEN ÇIKIYOR
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Cem Negrin de Avrupa’daki krizle birleşen ek vergilerin sektöre darbe vurduğunu belirterek, gecikmeksizin kaldırılmasını istedi.

Korunma önlemleri kapsamında getirilen ek verginin, hazır giyim sanayini ciddi riskler altına soktuğunu belirten Negrin “ Getirilen ek vergiler sektördeki tüm firmaların zaten yüksek olan maliyetlerini daha da arttıracak. En büyük pazarımız olan ve son dönemde krizlerle mücadele eden Avrupa’da pahalı Türkiye algısını daha da güçlendirecek. Bizim uluslararası pazarlarda rekabet etme gücümüzü azaltacak. Sonuç olarak hem kısa vadeli hem de 2023 gibi uzun vadeli belirlediğimiz hedefler hayal olacak” dedi.
Bu vergiler nedeniyle global markalar ve büyük alım gruplarının Türkiye’den çekilmeye başladığını anlatan Negrin, şöyle devam etti:

Ek vergiler telafisi imkânsız sıkıntılara yol açacak.  Kasım ayında dokuma ürün ihracatımız miktar bazında yüzde 15 düştü. Oysa örmeye dayalı ihracatımız yine miktar bazında yüzde 6 artmıştı. Şimdi örme kumaşa dayalı ihracatımız da düşecek. Her geçen gün düşen hazır giyim ihracatı kötü sinyaller veriyor.

Ek vergiler ithalatı azaltmaya yaramayacak. Hammaddesi olmayan malın ancak aradaki işçiliği kadar ithalatta azalma olur. Bu da yüzde 10-15’i geçmez. Ek vergiler ne ihracatı ne de istihdamı artırır. İhracatta düşüş trendi devam ederken, Türkiye’nin en çok istihdam yaratan sektörünün büyümesi artık hayal oldu. Artık ihrcatçılar eskiden olduğu gibi karsız ürün satmaktan vaz geçtiler. Tamamen kendi firmalarının sağlıklı yürümesi için gerektiği kadar ihracat yapıyorlar.
Dolayısıyla ihracatın gelecekte istediğimiz kadar artacağını düşünmüyoruz. Dövizdeki artış kumaş nedeniyle oluşan pahalılığımızı ortadan kaldıracak.
Bu düşüş trendi sürdürülebilir bir süreç değil. Daha önce de bu konuda pek çok kez uyarıda bulunduk. Türkiye’yi pahalı ülkeler kategorisine sokan uygulamalar mutlaka gözden geçirilmeli.”

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde