'Anayasa paketini öteleyemeyiz'

'Anayasa paketini öteleyemeyiz'

Başbakan Vekili Cemil Çiçek, Anayasa paketi tartışmalarına cevap verdi... İşte Çiçek'in TÜSİAD'daki açıklamaları....

'Anayasa paketini öteleyemeyiz'
16px
24px
21.09.2007 09:52
ABONE OLgoogle

TÜSİAD YİK toplantısına onur konuğu olarak katılan Başbakan vekili Cemil Çiçek, "Sizler vergi veren insanlarsınız. Sizin adınıza yetki kullananların, sizi yöneten insanların neyi nasıl yaptıklarını, neyi neden yapmadıklarını, neyi, neden dolayı yanlış yaptıklarını sorgulama hakkınız var. Bilgi edineceksiniz ki tercihinizi, kararlarınızı ona göre vereceksiniz. Bizim de bilgi vermek gibi yükümlülüğümüz var. Bu, anayasa taslağında da var" diye konuştu.

      TÜSİAD'ın bugün bu hakkını kullandığını ve kendisinin de bu görevi yerine getirdiğini ifade eden Çiçek, "Bundan dolayı da mutluyum. Belki de Bilgi Edinme Kanununu sistematik olarak kullanan tek kuruluştur diyebilirim. Ümit ederim bu, başkalarına örnek teşkil eder" dedi.

      Bu konuyu çok önemsediğini dile getiren Çiçek, "Şundan dolayı önemsiyorum; en önemli konuları konuşuyoruz, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi oluyoruz. Eksik ve yanlış bilgilere dayalı değerlendirmeler topluma yayılıyor, enerjimizi tüketiyor, yanlış önyargıların oluşmasına neden oluyor" görüşünü aktardı.
      Tartışılan bir konunun birden fazla tarafının bulunduğuna işaret eden Çiçek, tarafların buna benzer toplantılarda fikirlerini, düşüncelerini ortaya koyduklarını, neyin ne olduğu açık ve berrak olarak ortaya konduktan sonra tartışmaların daha sağlıklı, verimli yapıldığını, tarafların birbirini anlamasının da kolay olduğunu vurguladı.
      
   "DAVETİN KONUSU ANAYASA TARTIŞMALARI"-

      Cemil Çiçek, TÜSİAD'ın davetinin konusunun son günlerdeki anayasa tartışmaları olduğunu belirterek, anayasa hazırlıklarıyla ilgili kendilerinden bilgi vermelerinin istendiğini, kendisinin de belli zaman dilimi içinde bunu vermeye çalışacağını söyledi.
      Seçimlere de işaret eden Çiçek, 22 Temmuz'da milletin büyük bir olgunlukla ve sağduyu ile seçim öncesi ortaya atılan endişeler ile spekülasyonların hepsine karşı çok önemli bir karar verdiğini, vermiş olduğu bu kararın, demokrasiyi benimsemiş olduğu noktasındaki bu seçimin birçok dünya ülkesi tarafından da takdirde karşılandığını ifade etti.
      
     "KİMSENİN DEMOKRASİ DIŞI BİR YOL İZLEMESİ MÜMKÜN DEĞİL"

      "Milletimiz demokrasiyi mevsimlik, geçici olarak görmüyor. Daimi hayat tarzı olarak görüyor ve bunu benimsemiştir" diyen Çiçek, kimsenin demokrasi dışı bir yol, yöntem izlemesinin mümkün olmadığını kaydetti.
      Çiçek, Türk milletinin, 22 Temmuz öncesinde ülkenin seçim sistemine yönelik bir kısım haklı tenkitleri de son seçimde ortadan kaldırdığını, bugünkü parlamentonun seçmenin yüzde 55'ini değil yüzde 85'ini temsil ettiğini, bunun yapacakları çalışmalar açısından çok önemli olduğunu kaydetti.
      Yine önceki parlamento ile ilgili olarak Meclis'te sadece iki görüşün temsil edildiği, diğer görüşlere temsil imkanı verilmediği yönünde eleştiriler bulunduğunu anımsatan Çiçek, seçim sistemi değişmeden vatandaşların büyük bir olgunlukla ve büyük bir soğukkanlılıkla bu itirazı da ortadan kaldırdığını ve parlamentonun her türlü düşünceyi temsil ettiğini söyledi.
      
     "HER SORUNU KANUN İLE ÇÖZEREK İŞİN KOLAYINA KAÇIYORUZ"

      Cemil Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:
      "Biz Türkiye'de her sorunu kanun yaparak çözmek gibi işin kolayına kaçıyoruz. Halbuki milletimiz büyük bir olgunlukla kanunu değiştirmeden böyle bir neticeyi hasıl etti. Böyle bir milletimiz olduğu için ben şahsen gurur duyuyorum. Gerçekten bu millet büyük bir millet. Yeni parlamento göreve başlarken, böylesine olumlu bir atmosferde geçen dönem yapılamayan bir kısım işleri bu dönemde yapmamız lazım. Artık Türkiye'nin geldiği noktada sorunları halının altına süpürerek ilerlemesi mümkün değil, sorunların üstünü örterek bir yere varmamız mümkün değil. Artık geleceğe sorunlarımızı çözerek girmemiz lazım. Bunun yolu uygar tartışmaktan, birbirimizi anlamaktan, birbirimize yardımcı olmaktan ve istikrardan geçiyor. Dikkat edilirse 22 Temmuz seçimleri istikrar imkanı da vermiştir.
      Şimdi önümüzde bir açıdan 4, bir açıdan 5, 4 ya da 5 yıllık altın dönem, altın yıllar var. Bunu heba etmememiz lazım. Bu fırsatı çok iyi değerlendirmemiz lazım. Çünkü inanıyorum ki zamanı çok kötü kullanmak gibi bir becerimiz var. Hiç olmazsa bundan böyle zamanı çok doğru, isabetli, verimli kullanmamız gerekiyor." Geçmişte kıdemli siyasetçilerin Türkiye'de 5 tane kara delikten bahsettiğini, artık bu ifadenin kullanılmadığını ama Türkiye'nin en azından 5 ana temel konuda çok ciddi reformları yapması gerektiğinin ifade edilmeye çalışıldığını anlatan Çiçek, "Ama bunların hepsi eninde sonunda geliyor anayasaya dayanıyor. Eğer anayasa bu sorunları temelden çözecek reformları yapmaya imkan vermiyorsa siz sorunların kenarından kıyısından dolaşırsınız. Daha çok kamuoyunda pirim yapacak ama sorunu çözmeyecek yollardan hedefinize ulaşmaya çalışırsınız" dedi.
      Çiçek, Türkiye'nin bu yolları da denediğini, bu yolların Türkiye'yi bir yere getirmediğini ifade ederek, "Biz hala 5 bin 500 dolar kişi başına milli gelire sahip bir ülkeyiz. Türkiye'nin bugün tartıştığı sorunların önemli bir kısmı 5 bin 500 dolarlık bir ülke olmamızdandır. 20 bin dolarlık bir ülke olsaydık bugün sorunların önemli kısmını konuşmuyor olacaktık. Bunlar çok geride kalmış olacaktı" diye konuştu.
      
     AB HEDEFİ İLE DE İLGİSİ VAR"

      Yapılması gereken işin bu reformlarla, güçlü bir ekonomi, etkin ve verimli işleyen bir devleti, yüksek standarda sahip bir demokrasiyi bu ülkede tesis etmek olduğuna işaret eden Çiçek, bunun yolunun ise en temel yasa olan anayasada gerekli reformları, gerekli çalışmaları yapmaktan geçtiğini kaydetti.
      Çiçek, "Kaldı ki bizim önümüzde TÜSİAD'ın hararetle desteklediği ve geçtiğimiz dönemde de büyük ölçüde desteğini gördüğümüz AB hedefi ile de bu söylediklerimizin ilgisi var. AB dediğimiz şey başta anayasalar olmak üzere yüksek normların hayata tatbik edildiği uygulandığı bir dünyayı ifade ediyor.Eğer siz yasalarınızı AB normlarına uydurmak adına, uyum adına çaba gösteriyor ama en temel yasanız bu normların gerisinde kalıyorsa bir daire içerisinde döner dolaşır durur, ilerleme raporlarında da hiç durmadan Türkiye tenkit konusu olur" dedi.
      Çiçek, bu değişiklikleri Avrupa istediği için değil artık toplumsal bir talep haline geldiği, Türkiye'nin yararına olduğu için yapmak gerektiğini bildiklerini ve buna inandıklarını vurguladı.
      
     "PARTİ OLARAK ANAYASA ÇALIŞMALARINA MAYIS'TA BAŞLADIK"

      AK Partinin 5 yıllık iktidarı döneminde yaşadığı bir kısım sıkıntıları, toplumsal talebi de dikkate alarak yeni bir anayasa yapılması gerektiğini, daha seçimlere giderken ifade ettiğini söyleyen Başbakan Vekili Çiçek, bu çalışmalara yüzde 47 oy aldıktan sonra başlamadıklarını, parti olarak bu anayasa çalışmalarına Mayıs ayında başladıklarını belirtti.
      1982 anayasasının daha yapılırken tartışma konusu olduğuna işaret eden Çiçek, şunları kaydetti:
      "Türkiye Barolar Birliği daha anayasa yapılırken o günlerde hem anayasanın yazılış tarzına hem de felsefesine çok ciddi itirazlar sarfetmiştir. 1992'de Hak-İş Konfederasyonu, 1982 anayasası ile Türkiye'nin daha ileriye gitmeyeceği konusunda bir toplantı düzenledi. Arkasından 1997'de bizim de bu anayasa çalışmalarında büyük ölçüde istifade ettiğimiz TÜSİAD bir çalışma yaptırdı. 1982 anayasasının ortaya çıkardığı bir kısım sorunlara üst düzeyde ve bilimsel bakış ifade eden bu çalışma, Türkiye'de demokratikleşme perspektifleri, daha sonra Türkiye'de Demokratik Standartların Yükseltilmesi diye güncelledi. O çalışmada da aynı konular dile getirildi. TÜSİAD'ın bu çalışmasının gerekçesinde şöyle ifadeler var. (1982 anayasası yürürlüğe girdiğinden bu yana 12 kez değişikliğe uğramıştır. Anayasanın 74 maddesi değiştirilmiştir. Bugün 83 maddesi yani 175 maddeden 83'ü değiştirilmiş, yarıya yakını. Değiştirilmesi gereken daha birçok madde vardır. Yapılmak istenen reformlar çoğu kez anayasaya aykırılık nedeniyle anayasa mahkemesine takılmaktadır. Yeni bir anayasa yapma ihtiyacının tüm bu değişikliklere karşılık ortadan kalkmadığının göstergesidir. Toplumun tüm kesimlerinin hazırlanmasına katıldığı demokratik biçimde yapılacak yeni bir toplumsal sözleşmeye ihtiyaç olduğu açıktır.) bu vurgulanıyor. Biz de tam bunu söylemek istiyoruz." 2000 yılında TOBB'un bir anayasa önerisi hazırladığını söyleyen Çiçek, hepsinin yeni bir anayasa önerisi olarak ortaya çıktığını, bazı partilerin anayasa taslakları hazırladığını, ayrıca şahısların da anayasa taslakları hazırlamaya başladıklarını anlattı.
      
     "BUNU DAHA FAZLA ÖTELEMEMİZ ZAMAN KAYBINA SEBEBİYET VERİR"

      Çiçek şunları kaydetti:
      "O halde biz AK Parti olarak kendimiz için bir şey yapmıyoruz. Durup dururken bu nereden çıktı denilebilecek bir işi de yapmıyoruz. 1982'den bu tarafa patilerimizin, sivil toplum kuruluşlarımızın, giderek şahısların dahi artık bu anayasa değişmelidir, bu anayasa ile köklü reformları yapmak, devletin etkin ve verimli işlemesini sağlamak, demokratik standartları yükseltmek mümkün değildir görüşünden hareketle toplumun önemli bir kesiminin dile getirdiği, bir toplumsal talep haline getirdiği bir işi yapmaya çalışıyoruz." Ak Parti için anayasa yapmadıklarını belirten Çiçek, "AK Partililer için de bir anayasa yapmıyoruz. Eğer el birliği ile birlikte başarabilirsek Türkiye için yepyeni bir anayasa yapmaya çalışıyoruz" dedi.
      Çiçek, bu işte sivil toplum kuruluşları ve partilerin de olacağını, birlikte bu anayasayı bu dönemde gerçekleştirebileceklerini söyledi.
      Çiçek, "Zamanı da şimdidir ve bugünlerdedir çünkü toplumun yüzde 85'i Mecliste temsil ediliyor. Yüzde 84-85 katılımla Türkiye'de bir seçim yapılmıştır. Parlamentoda, hükümette istikrar vardır. Dolayısıyla toplumsal talepler de bu seviyeye geldiğine göre bunu daha fazla ötelememiz Türkiye'ye zaman kaybına sebebiyet verir" dedi Toplumun çok önemli beklentilerinin bulunduğunu kaydeden Çiçek, "Türkiye'nin gündeminde birinci öncelik almıyor gözükse bile, Türkiye AB hedefinden vazgeçemez, vazgeçmemelidir. Bu bir çağdaşlaşma projesidir. Tabiatıyla bazı zorluklarımız, sıkıntılarımız olur" diye konuştu.
      AB'ye üye olmak isteniyorsa demokratik standartların çok yüksek olması gerektiğinin altını çizen Çiçek, "Devletin şekli, yapısı o standartla örtüşmüş olacak. O nedenle 'bu anayasa değişiklikleri ile şu veya bu olabilir mi?' tarzında bir şey varsa, o dediklerinizin AB'de itibar görmesi mümkün değildir. AB'nin öncelikli hedeflerimizden olduğunu söylüyoruz" şeklinde konuştu.
      
      "TOPLUMUN DİKİŞ NOKTALARINA JİLET ATMIŞ OLURUZ"

      Çiçek, "Bir anayasa yapılacaksa, evvela toplumun ortak paydası olan hususları tartışma konusu yapmayız, yapamayız. O takdirde toplumun dikiş noktalarına jilet atmış oluruz. 70 milyon herkesin ortak paydası bize göre şudur; Türkiye devleti bir cumhuriyettir, bunu hiçbir zaman tartışma konusu, yeni bir yazılım konusu yapmayız ve yapmamalıyız" görüşünü aktardı.
      Türkiye Cumhuriyeti devletinin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğunu ifade eden Çiçek, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü olan bu devletin resmi dilinin Türkçe olduğunu vurguladı.
      Çiçek, "Bayrağın şekli, kanunda belirtilen ay yıldızlı al bayraktır.
      Milli marşı İstiklal Marşı'dır. Başkenti Ankara'dır. Bunlar bizim siyasi amentümüzdür. Biz bunlara inanırız" şeklinde konuştu.
      
     "PARÇA PARÇA DEĞİŞİKLİKLERLE BİR YERE VARILAMAZ"

      Anayasa tartışmalarına işaret eden Çiçek, 1982 Anayasasının sistematiğine, felsefesine, içeriğine, Türkçe yazılım tarzlarına yönelik birçok itirazlar olduğunu, yeni anayasada ilk 3 maddeyi aynen aldıklarını belirterek, "Dolayısıyla metin görünmediği için tereddütü olanlar varsa, zannediyorum birçok endişeye de bu manada cevap teşkil eder diye düşünüyorum" dedi.
      Yeni bir anayasa yapılmasının ihtiyaç haline geldiğini belirten Çiçek, parça parça değişikliklerle işi bir yere vardırmanın mümkün olmadığını, tabiatıyla hükümetin acil eylem planına benzer 6 aylık bir eylem planı, bir çalışma takvimi ortaya konulmasının zorunlu olduğunu, bu takvimi yaparken geçtiğimiz dönemde Türkiye için çok önemli olduklarına inandıkları bir kısım yapısal reform tasarılarının Anayasa'ya aykırılık sebebiyle geri döndüğünü belirtti.
      Bütçe yatırım rakamlarına ve sosyal güvenlik reformuna da değinen Çiçek, "Korkarım ki birkaç sene içerisinde bu reformu daha fazla geciktirdiğimizde, Türkiye, emekli maaşlarını dahi bu sistem içinde ödeme şansını kaybedecektir" dedi.
      Kamu yönetiminde ciddi bir reforma ihtiyaç olduğuna işaret eden Çiçek, verimli işlemeyen bir devlet bürokrasisi ile bir yere varılamayacağını, her şeye merkezden karar vermenin çağdaş yönetim anlayışı içinde geçerli olmadığını söyledi.
      
     "ANAYASALAR HAVA BOŞLUĞUNDA YAPILMAZ"

      Bu konuların geçen dönem belli bir yere getirilmeye çalışıldığını, ancak karşılarına her defasında Anayasa'nın çıktığını ifade eden Çiçek, "Anayasalar hava boşluğunda yapılmaz, anayasalar her toplumun geçirdiği tarihi sürecin bir özetidir. 1982 Anayasası 1980 öncesi yaşadığımız sıkıntılardan kaynaklandığı için devleti bireye karşı koruyan bir anlayışla yapılmıştır. O nedenle merkeziyetçidir, her şeyin merkezden olmasını esas almıştır" diye konuştu.
      Anayasaların görevinin devlet gücü karşısında bireyin hak ve özgürlüklerini korumak olduğunu vurgulayan Çiçek, yeni anayasa taslağında temel hak ve özgürlükler açısından önemli düzenlemeler getirildiğini kaydetti.
      Cemil Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:
      "Hak ve özgürlükleri kısıtlayan bir kısım engeller ortadan kaldırılmış, hatta ifade özgürlüğü başta olmak üzere savaş kışkırtıcılığı, ayrımcılık gibi günümüz dünyasında kabul edilmeyen bir kısım hususları ifade özgürlüğünü daraltan ifadeler olarak görmüşüz.
      Son günlerde bir klip vesilesi ile bazı hususları tartışıyoruz. Eğer kişi 'ifade özgürlüğümü kullanıyorum' diye savaş kışkırtıcılığı yapıyorsa, ayrımcılık yapıyorsa, insanlar arasında kin ve nefret tohumları ekiyorsa bu ifade özgürlüğü olarak değerlendirilemez. Çağdaş düzenlemelerde, normlarda neler varsa bunu yansıtmaya çalışıyoruz." Anayasayı yaparken, taslağı hazırlarken düzenlemelerin Avrupa ülkelerinin birçoğunda veya başka metinlerde de kabul edilmiş ifadeler, maddeler olduğunu belirten Çiçek, "Onun için biz bizden evvel hazırlanmış taslaklardan istifade ettik. TÜSİAD, TOBB gibi, Türkiye Barolar Birliği'nin hazırladığı öneriler gibi. Ayrıca dünyadaki Anayasa hareketlerini yakından takip ederek, Avrupa anayasalarından istifade etmeye çalıştık. Avrupa anayasa taslağı bizim üzerinde durduğumuz önemli metinlerden birini oluşturdu."
      
     "İTHAM DEĞİL ELEŞTİRİ, KATKI BEKLİYORUZ"

      Çiçek, bilimsel makaleleri dikkate alarak, kamuoyunun üzerinde tartışabileceği bir metin hazırladıklarını ifade ederek, bu metnin 6 anayasa hukukçusu tarafından hazırlandığını hatırlattı. Söz konusu metnin şu anda kendilerinde olduğunu ve üzerinde çalıştıklarını dile getiren Çiçek, "Doğrusu bu konuda itham değil, eleştiri, bilimsel katkı bekliyoruz. 'Şu madde yanlıştır, gerekçeleri şudur şudur' diye katılım bekliyoruz. Tartışmalar olsun istiyoruz" dedi.
      3 madde dışında hiçbir konuda "ille bu olsun" tarzında bir mantalite
      içinde bulunmadıklarını kaydeden Çiçek, toplumun anayasadan kaynaklanan ne problemi varsa bunu çözmek istediklerini, belli bir kesimin problemini kabul edip, bir kesimin problemini görmezden gelen anayasa hazırlamalarının eşitlik ilkesine aykırı olacağını söyledi.
      Cemil Çiçek, kimin ne derdi varsa bunların çözüleceği bir metin oluşturulduğunu, bunun tartışmaya açılacağını vurgulayarak, bunun için bilimsel toplantılar yapılabileceğini, televizyonların buna imkan verebileceğini ifade etti.
      Anayasa ile ilgili tartışmaları yakından takip ettiklerini belirten Çiçek, "gözden kaçırdıkları bir husus var mı?" diye sadece makaleleri, köşe yazılarını değil, çıkan haberleri bile topladıklarını aktardı.
      Çiçek, anayasayı kendilerinin değil TBMM'nin yapacağına işaret ederek, daha sonra metnin Meclis'e gönderileceğini söyledi.
      Yönteme yönelik her türlü tartışmanın yapılabileceğini ifade eden Çiçek, "Böylesine önemli bir meseleyi, ön yargılarımıza kimse kurban etmemelidir" diye konuştu.

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde