'5 sene fabrikadan çıkmadım, ürün yetiştiremedik'

'5 sene fabrikadan çıkmadım, ürün yetiştiremedik'

Uludağ Ekonomi Zirvesi'nin ikinci gününde Chobani Yogurts Kurucusu ve CEO’su Hamdi Ulukaya konuştu.

'5 sene fabrikadan çıkmadım, ürün yetiştiremedik'
16px
24px
22.03.2014 07:50
ABONE OLgoogle
ULUDAĞ Ekonomi Zirvesi'nde başarı hikayesini anlatan Chobani Yogurts kurucusu ve CEO'su Hamdi Ulukaya, yaşadığı hikayenin ancak ABD'de gerçekleşebileceğini söyledi. 2008'de 20 milyon dolar satıştan 2012 yılında 1 milyar dolara ulaştıklarını dile getiren Ulukaya, Facebook gibi birçok firmadan hızlı büyüyen bir şirket olduklarını belirtti.
 foto galeri

Capital ve Ekonomist Dergileri ile Bursa Valiliği'nin işbirliğiyle düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi'nin ikinci günü 'Girişimcilik Hikayesi, Gelecek Planları ve Girişimcilere Öneriler' konu başlığında gerçekleşen toplantı ile başladı. Toplantıda, ABD'de Chobani Yogurts Kurucusu ve CEO'su Hamdi Ulukaya, girişimcilik hikayesini anlattı. Girişimcilikte başlangıcın çok önemli olduğuna dikkat çeken Ulukaya, o kültür ve bağlantılarla konuşulduğunu kaydetti. Amerika'ya ilk gittiğinde 23 yaşında olduğunu ve İngilizce öğrenmek istediğini belirten Ulukaya, "İlk ay 2 bin dolar ödedim. Bin dolar kaldı cebimde. New York City'de 12 kişi bir yerde kalıyorduk. Bir arkadaşa sordum 'ne kadar zamanda İngilizce öğreniyorsunuz? Bülbül gibi konuşuyorsunuz' dedim. Yavuz 'Ben İngilizce'yi 4 sene oldu öğrenemedim. Türkçe'yi de unuttum Türkiye'ye gideceğim DJ olacağım' dedi. O yüzden DJ gibi konuşursam kusura bakmayın. Binlerce kilometre ötede olsam da Türkiye'yi Fenerbahçe'yi yakından takip ediyoruz. İngilizce'yi çok iyi bilmiyorum. Bu önemli değil zaten. Antep'e yıllar önce gittim. İnsanlar, 'Rusya'ya şunu sattım İtalya'dan bunu getirdim' diyorlar. Ofise bakıyorum nasıl yapıyorsunuz Çince, Rusça nasıl öğrendiniz' diye sorardım" diye konuştu.

Hikayesinden Anadolu'nun bulunacağını ifade eden Ulukaya, "Çok büyük şey olmadığını bulursunuz. Cizre, Afyon neresi olursa olsun, Erzincan da olsa her genç girişimci olabileceğini düşünsün. Hayale access (erişim). Küçükken futbolcu olmayı düşünürdük. 'Herkes iyi futbol oynarsam büyük takımla giderim' derdi. 'Herkes türkücü olabilirim' derdi. İş anlamında access kafa ile anlamlı bir şey. Toplumla ilgili bir şey. Önce iş adamlarına bunun çok büyük bir şey olmadığını anlatmazsı lazım. Dışarıdan sanayici işadamı gibi tabaka var. Bu olmaması lazım" dedi.

Kasabalarında Kürt, Alevi, Ermeni olduğunu ifade eden Ulukaya, göçebe yaşadıklarını, sonra öğretmen lisesine gittiğini açıkladı. Daha sonra İngilizce öğrenmek için ABD'ye gittiğini söyleyen Ulukaya, " New York'un kuzeyinde 1,5 sene çalıştım. Hacı babam 'Neden böyle yapıyorsun?' dedi. Yaylada çek senet alınmazdı, yaylada güvenlik yoktu, sevgi, saygı, muhabbet söz vardı. O yönleri var ama burası ABD. Benim peynir işine girmem böyle oldu. Erzincan tulum peynirini biliyordum" diye konuştu.

Bir ilanda bütün makineleri ile fabrikanın satıldığı ilanının gördüğünü ifade eden Ulukaya, ilanı çay sigara içerken çöpe attığını, sonra tekrar baktığını kaydetti. Konuştuğu emlakçının 700 bin dolara satıldığını söylediğini dile getiren Ulukaya, "Bir sıfır eksik dedim. Ertesi gün gittim. Bir daha aramadım. Küçücük bir yer. Irmağın kenarında. Binanın üzerinde 1920 yazıyor. Fabrika kapatılıyor. İçinde 55 işçi var, makineleri kapatıyorlar. Arıtma tesisini kapatıyorlar. Mezarlığı andıran görüntüsü var. Kasabanın ekmek kapısı orasıymış, avukatı aradım 'Burayı alayım' dedim. 'Sen delisin' dedi. 'Crax gibi bir firma bu işten çıkıyorsa sen kimsin de bunu alıyorsun' dedi. Ben de 'Haklısın' dedim. 'Dedim ama fiyatı ucuz içimde uhde kalmasın' dedim. 'Senin paran da yok' dedi. 'O konuda da haklısın' dedim. Üst tarafta banka var. Küçük işletmeler müdürlüğü gibi açıklanan bir sistem var. Çok harika bir program. Biz bunu yaptık. 15 Ağustos 2005'te aldım. 5 kişiyi tavsiye ettiler. Maria telefonlara cevap veriyor. Onu al dedi. Rich üretim müdürü var onu al dedi. Frank arıtma tesisisin işini bilir dedi. O da çok önemli. Mike var dedi. Ama her şeyi bilir dediler. Bir kişi daha dedi. Onların 4'ünü işe aldım. Bu 4 kişi ve Malatyalı bir kişi ile fotoğrafımız var. Birbirimizin yüzüne bakıyoruz. Elektrik faturalarının aylığı 100 bin dolar. İlk konu 'Nasıl elektriği keseriz' dedim. İkincisi 'Dışarıdaki boyalar dökülmüş' dedim. 1920 yazan 'Biz gidelim boyacıya beyaz boya ile boyayalım' dedim. Mayk yüzüme baktı. 20 sene oldu 'Senin aklında başka bir şey yok mu?' dedi. Hakikaten aklımda bir şey yok. Böyle oturacağımıza boyayalım dedim. Biz 5 – 6 kişi dış cepheyi boyadık. Karşıda bir bar var. Harley Davidson kullananların bir bar var ve şurayı unuttunuz diye dalga geçiyorlardı" diye konuştu.

"OTURUP DÜŞÜNMEK İLE OLMAZ"

Bir işe başlamanın önemli olduğunu dile getiren Ulukaya. "Let's start paint the wall' hadi duvarları boyayalım der. Bir işe başlamak önemlidir. Mevlana 'Yolu yürümeye başladığınızda yol size görünür' der. Yürümeye başlamanız lazım. Oturup düşünmek ile olmaz. Çalışırken düşünmeniz lazım. Boyama ile fikirler gelmeye başladı. Yunanistan'ın en büyük firmalarından bir tanesi Yunan yoğurdu vardı. ABD'liler nasıl yer diye düşünmeye başladık. Rahmetli annem sabah akşam yoğurt yedirirdi. Ama bu adamlar niye böyle yiyorlar diye araştırmaya başladık" dedi.

"5 SENE FABRİKADAN ÇIKMADIM"

Yunanistan'dan gelen firmaların güzel sunum yaptığını ifade eden Ulukaya, belli bir gelir düzeyine sahip insanlara yöneldiklerini söyledi. Buraya 10 kere gittiklerini dile getiren Ulukaya, markalaşmayı nasıl yapacağını düşünmeye başladığını kaydetti. Giriş yapmanın her zaman zor olduğuna değinen Ulukaya, küçük firmaların oynayacağı bir alan olmadığını dile getirdi. İki sene fabrikadan çıkmadıklarını ifade eden Ulukaya, "Ta ki perfect (mükemmel) olabilene kadar ben buna müsaade etmedim. Dünyanın her yerinde yoğurt kapları vardı. Neyim var. Neyim yoksa yoğurt kapı işine verdim. Eylül 2007'de bu markayı 300 koli ile başladık. 1 gece sürdü bu. Malları verdim ve 2 hafta bekledim. Bir sipariş daha verecek mi diye. 400 – 500 koli sipariş verdi. Bu senin marketinden alanlar aynı mı farklı insanlar mı dedim. Rafa koyarsanız. Görüntüsü hoş der alır beğenirse alır. Aynı insan alırsa bu ürün tutulacak. Bu deneyimler bittikten sonra bu işin biter. Alanların diğerleri de söyledi. Sonra başka bir süpermarkete gittim. Hepsinde aynı durum. 30 bin - 50 bin dolar raf parası vermeniz lazım. Biz de 5 ürün var 200 bin dolar gibi bir durum. Yoğurt ile verelim satıp fatura ile ödeyelim dedim. Satmazsak fabrikayı alın dedim. 2 hafta sonra bu yoğurda ne koyuyorsun rafta tutamıyorum dedi. Satmak değil yapmakla ilgili bir durum olduğunu anladım. 5- 10 sene fabrikada geçirmem lazım dedim. Fabrikanın çevresinde bir pizza restoranı var ve 5 sene fabrikadan çıkmadım" diye konuştu.

"İNTERNETTE DEĞİLİZ, BİZ YOĞURT YAPTIK"

2008'de 20 milyon dolar satıştan 2012 yılında 1 milyar dolarlık satış oranlarına ulaştıklarını dile getiren Ulukaya, facebook gibi birçok firmadan hızlı büyüyen bir şirket olduğunu söyledi. Küçük esnafın bazı durumları anlaması gerektiğine işaret eden Ulukaya, "Satışlar büyüdükçe kendi içimizde büyüdük. Bağımsız olarak bu hareketi yaptık. İlk firma tek firma. Biz yoğurt yaptık, internette değiliz onun büyümesi çok kolay. 5 kişiden 2 bin kişiye çıktık. Departmanlar oldu. Bize kimse gelmezdi dağın başındayız. Unilever'den kimse gelmez size. Yeni üniversiteden çıkmış çocuklar bitirmiş sen gel dedim. Anlamaya da gerek yok zaten" diye konuştu.

"5 YIL ÜRÜN YETİŞTİREMEDİK"

Kimsenin işleri anlamasın içlerine girmesin diye anlatılmadığını ifade eden Ulukaya, "Benim gibi hikayeler sadece ABD'de oluyor. Benim kendime güvenim çok yüksek. Afrika'dan gelen birisi gelsin 'Yoğurt fabrikası yapacağım' desin. 3,5 saat uzaklıkta New York City bile gitmemişler insanlar var. Benim gibi kırık İngilizce ile 5 kişi ile bu işi yapan sadece ABD'de oluyor. Kafa ile oluyor. Bunu anlaması lazım. Chobani orda oluyor. Bunu düşünmesi lazım. Çok uzun proses. O fabrika şimdi 100 katı büyüdü. Çehresi değişti. Orası kalkındı. Geçen yıl fabrika yaptık. Yılda 2,5 milyon dolar aylık katkısı 8 fabrika açıldı sonra. 5 sene ürün yetiştiremedik. En çok övündüğüm. İlk yoğurt kabına Chobani bu yoğurttan yaptığımızın yüzde 10'unu geri verecektir yazdık. İlk vaadim. O zaman vaat etmek koylaydı tabi. Bir şey yok ki. Bekara eş boşamak kolay. Bizim vermemiz kolay" dedi.

"ÖZGÜVENİMİZLE BÜYÜDÜK"

Kütüphanelerin önemli olduğunu ifade eden Ulukaya, ABD, Rusya'da okullar açtıklarını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

"Şu an biz ne yaptıysak o davranışlar Chobani içinde kural gibi yaşanır. Şirketler. liderler yazılı kurallarla yaşamaz zaten. Biz şu anda ABD'de gıda devlerinin öncüsüyüz. Doğal ürün ama herkese sunuyoruz. Ama acces'i fiyatı uygun olsun. Daha önce süpermarketlerde vardı. Şu anda o yönde gidiyoruz. Benim burada hikayeden çıkmasını umut ettiğim şey girişimcilik daha bir yayılsın herkese. Herkes girişimci olabileceğini düşünsün. Ailem her ne kadar demediysek. Biz kendi özgüvenimizle büyüdük. Aile ile alakalı bir şey. Alçak gönüllülük çok önemli. Kişisel olarak biz ABD'ye gittiğimizde ne yapacağımızdan haberim yoktu. Küçük çanta ile gittim. Ama ne hazine ile gittim haberim yoktu. Ne üniversite bitirdim. Ne büyük şehir şirkette çalıştım, ama ABD'de markalaşma adına önemli herşeyi bana verdi. Chobani en iyi markalardan birisi. Marka yaratmak insan yaratmak gibi bir şey. Her şeyiyle ben ilgilendim. Harward'da dersi okutuyor. 3 profesör şirkete geldi tek tek departmanlarla konuştular. Geçen son baharda ben de vardım. Chobani Keys'i okutuluyor. Profesörlerin başta yazdığı bir şey var. Bu şirket benim 20 senedir varlığından umut ettiğim ama 20 sene sonra bulduğum şirket diyorlar."

"HERŞEY ANADOLU'DAN"

Kendisinin çok fazla kitap okumadığını da dile getiren Ulukaya. "Bunlar nereden. Bunlar anneden, babadan, çevreden, Anadolu'dan. Eğer siz dumanları. kargaşaları kaldırırsanız. Kasaba oraya alışveriş zamanına ilişkilere gittiğiniz zaman herşey business da bunu vurgulayabilirsiniz" dedi.

"ANADOLU'DA ÇOK POTANSİYEL OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM"

Güven, çalışana saygı ve insan sarraflığının çok önemli olduğunu vurgulayan Ulukaya, "3 bin kişi işe aldığım zaman yöneticileri aldığımda yemek yedim. Çalışır mıyım çalışamaz mıyım. diye. Kitaplardan, o iyi mi o bu iyi mi özü kaybediyoruz. Bundan sonraki yüzyılda girişimcilik insan işidir. Tamamen teknolojiye döndük. Türkiye'de Anadolu'da işimiz o. Potansiyeli olduğunu düşünüyorum. Erzincan, Kütahya'da her genç pırıl pırıl. Bunların her birisinin çok potansiyeli var. Bu işi yapamam kafasından ayrılması lazım o zaman girişimciler her taraftan çıkar. Erzincan'dan çıkıp New York'a gitmesine gereke yok. Kendi ülkesinde yapar. Benim bunu yapmam lazım" diye konuştu.

"İNSANLARIN TEBRİK ETMESİ ÖNEMLİ"

Kendisinin marka oluşturduğunda ABD Büyükelçisi'nden, Muhtar Kent, Kemal Derviş ve Mehmet Şimşek gibi önemli insanların kendisini arayıp tebrik ettiğini ifade eden Ulukaya, "Gerçi yoğurdun su olmuş diye tweet atar. Hüsnü abi ile görüştüm. Böyle insanların araması çok önemli. Bunları sizlerin de arayıp,, senle onur duyuyoruz yapmaya devam et demesi lazım" dedi.

"SEÇİM KARGAŞASI VAR"

Girişimcilerin ve iş adamlarının önemine değinen Ulukaya, bir yerde çiftçilerin tarlasında fotoğraf çekmesinin yasaklandığını ve Rusya'da eşcinsellerinin yürüyüşlerini engellenmesi gibi konularda kendilerini desteklediklerini belirterek, 'Sen de bunlardansın' diye eleştirildiğini kaydetti. Bunların insani davranış olduğunu ve kendisinin böyle bir sorumluluğu olduğunu ifade eden Ulukaya, "Bizim böyle bir sorumluluğumuz var. Biri ötekileştiren, başkalaştırılmış hakları yenilmişse söylememiz lazım. Kaygılarımız sadece bizle ilgili ise girişimcilik olamaz. Toplumun her şeyini bilmesi lazım. 15 - 20 sene ötesinde, burası bize güzel. Orda yaşasam bile burası bizim memleket. Kavga dövüş olmadan onu hayal ediyoruz. Seçim kargaşası var. Şu an onun heyecanı var. Son taşlar dökülüyor. Konuşmalar görüşmeler tartışmalar oluyor. Bundan sonra ya çok kötü ya da herşeyi görür iyi gideriz. İkincisi çok önemli. Bunun meşale taşıyıcıları girişimcisi işverenlerdir. Aydınlık noktaya götürebiliriz. Kürdü Türkü özlemlediğimiz ülke ABD gibi kendisini kendi olarak değerlendirip, kültürü yaşayıp hep beraber geleceğini oluşturabileceğini bir gelecek oluşturabilme çok yüksek" dedi.
E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde