Kaynaklar iç edilmiş

Kaynaklar iç edilmiş

BANKKAPİTAL'İN GEREKÇELİ KARARINDA KAYNAKLARIN NASIL İÇ EDİLDİĞİ AÇIKLANDI

Kaynaklar iç edilmiş
16px
24px
26.07.2005 23:44
ABONE OLgoogle

Eski sahiplerinin TMSF ile anlaştığı Bankkapital davasının gerekçeli kararında, " ticari ilişkiler kılıfı altında bankanın kaynaklarının nasıl iç edildiği ortaya kondu. 

Bankkapital davasının gerekçeli kararında, 'Suça konu eylemlerin ticari ilişkiler kılıfı altında bankanın kaynaklarının iç edilmesi hareketi olduğu' kaydedildi. İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hazırlanan 226 sayfalık gerekçeli kararda, dava konusu iddialar, savcının esas hakkındaki görüşü ve sanıkların savunmalarına ayrıntılarıyla yer verildi.

Yargılama sonunda, Mahmut Ceylan ile hakkında mahkumiyet hükmü verilen kişilerin suça konu eylemleri bilerek ve isteyerek bilinçli şekilde, suç işleme kastı içersinde, bankadaki mevduatların sınırsız devlet garantisinde olmasından istifade ederek işlediklerinin anlaşıldığı belirtilerek, şöyle denildi: 'Sanık Mahmut Ceylan, iyi niyetli hareket etmeyerek banka kaynaklarını kendisine veya grup firmalarına aktarmanın gayreti içerisinde olduğu ve hatta bir kısım sanıkların da içinde bulunduğu yakınlarını bu faaliyete alet ettiği anlaşılmıştır. Suça konu eylemlerin ticari ilişkiler kılıfı altında bankanın kaynaklarının iç edilmesi hareketi olduğu ve birden fazla metot kullanarak gerçekleştirildiği, baştan beri dönmeyeceğini bile bile grup firmalarına bankacılık usul ve temayüllerine aykırı olarak kaynak aktarıldığı ve sonuçta bankayı milyonlarca dolar zarara uğratarak uğranılan zararı toplumun üzerine bıraktığı anlaşılmıştır.'

YAPILAN ÖDEMELER

Sanıkların avukatlarının zararın bir miktarının grup tarafından ödendiğini belirtikleri anımsatılan kararda, bunun suçu ortadan kaldırmayacağı belirtildi. Kararda, 'Örnek olarak, hırsızlık suçunu işleyen sanığın suça konu eşyayı veya eşyaya muadil bir değeri sahibine iade etmesi veya sahibi ile anlaşması nasıl hırsızlık suçunu ortadan kaldırmıyor ise, Ceylan grubunun Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ile anlaşmış olması da hükme esas suçları ortadan kaldırmayacaktır' denildi.

Bazı sanık avukatlarının, sanıkların kendi bankalarına karşı dolandırıcılık ya da zimmet suçunu işleyemeyeceğini savundukları hatırlatılan kararda, şöyle denildi: 'Bu itirazlar da gerçeği yansıtmadığından, kabule şayan bulunmamıştır. Zira, banka sahibi sanığın, devletin garantisi altında bulunmasından istifade ederek, emaneten topladığı mevduatı kendi çıkarları amacıyla kullanmış olması veya iç edilmesi eyleminin mağduru kendisi değildir. Olayımızda mağdur bizzat devletin garantisi altında bulunduğuna inanan mevduat sahibi veya kamu otoritesidir. Aldatmada zaten kamu otoritesine karşı yapılmıştır. Doğan zarar, diğer ticari işletmelerde olduğu gibi işletmeye, yani olayımızda ki gibi bankaya ait olmayıp, devlet üzerinde bırakılmıştır. Olayımızda olduğu gibi suça konu eylemlerin gerçek mağduru devlet ve dolayısıyla tüm Türk toplumudur. Bu nedenlerle, bu savunmaya itibar edilmemiştir'

270 TRİLYON ZARAR

Bankkapital'in 27 Ekim 2000 tarihinde TMSF'ye devredildiği ve bu tarih itibariyle zararın 270 trilyon 238 milyar lira olduğu belirtilen kararda, sanıkların sorumlu oldukları işlemler ele alınarak her sanığın sorumlu olduğu zararın ayrı ayrı hesaplandığı anlatıldı. Bazı sanık avukatlarının Bankkapital'in TMSF'ye devredilen diğer bankalardan farklı olduğunu, devir öncesi bankayla grup firmaları arasında anlaşma yapıldığını, ödemelerde bulunulduğunu savundukları belirtilen kararda, avukatların 'Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Başkanı Ahmet Ertürk'ün batık bankalar içersinde en iyi tahsilat yaptıkları grubun Ceylan Grubu olduğunu ve hatta ödemelerin tamamlanması halinde Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun sonuçta çok kazançlı hale geleceğini belirttiğini ileri sürerek, müvekkil

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde